Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/684 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :

DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacılar vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 04/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davalı … ve … vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Konya BAM .Hukuk Dairesinin 01/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile esası incelemeden kararımızın kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkememize gönderilmesine kesin olarak karar verilmesi üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 15/12/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/06/2008 tarihinde … ili … İlçesi … Caddesi üzerinde sürücüsü davalı …, işleteni davalı … ve trafik sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş. (önceki ünvanı … Sigorta A.Ş.) olan … plakalı otomobilin seyir halindeyken … doğumlu olan müvekkili …’a yaya iken çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, sürücünün birinci dereceden kusurlu olduğunu, müvekkilinin ağır yaralanarak maluliyete uğradığını, yaralanma nedeniyle yoğun tedavi gördüğünü, hem yaralanan müvekkilinin hem de anne ve babası olan diğer müvekkillerinin manevi yönden de olumsuzluklar yaşadıklarından bahisle müvekkili … için 500,00 TL geçici iş göremezlik (efor kaybı) tazminatı, 500,00 TL geçici iş göremezlik dönemindeki bakıcı gideri zararı, 96.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.000,00 TL maluliyet dönemindeki bakıcı gideri zararı, 2.000,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri zararı, olmak üzere toplam 100.000,00 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline ve ayrıca müvekkili … için 100.000,00 TL, müvekkili … için 80.000,00 TL, müvekkili … için 80.000,00 TL olmak üzere toplam 260.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve maddi ve manevi tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı sigorta şirketinin ise temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmasına ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili davalı … vekilinin cevap dilekçesine karşı mahkememize vermiş olduğu 08/02/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki savunmanın hukuki yarardan yoksun olduğunu, sürekli iş göremezliğin söz konusu olduğu durumlarda zamanaşımı başlangıcının sürekli sakatlığa yönelik kesin raporun ortaya çıktığı ve müvekkilce öğrenildiği tarih olduğunu, müvekkil …’ın maluliyetine dair kati rapor tarihinin 11/11/2015 olduğunu, sigorta şirketinin hasar dosyasının incelenmesinde de kati rapor öncesinde yapılan müracaatın rapor olmadığından dolayı reddedildiğini, davalının zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin savunmalarını da kabul etmediklerini, kusur, maluliyet ve hesap bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle taleplerimiz gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili davalı … vekilinin cevap dilekçesine karşı mahkememize vermiş olduğu 08/02/2017 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki savunmanın hukuki yarardan yoksun olduğunu, müvekkil …’ın maluliyetine dair kati rapor tarihinin 11/11/2015 olduğunu, davalının zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının her ne kadar araç işleteni olarak hukuki sorumluluğu olmadığını iddia etmiş olsa bile araç maliki olarak sorumluluğu olduğunun açık olduğunu, davalının esasa ilişkin savunmalarını da kabul etmediklerini beyanla kusur, maluliyet ve hesap bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle taleplerimiz gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 21/10/2019 havale tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; dava dilekçeleri ile talep ettikleri 100.000,00TL maddi tazminat taleplerinin; 96.000,00TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatı olduğu, 1.000,00TL’sinin bakıcı gideri olduğu, 1.000,00TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı olduğu, 2.000,00TL’sinin tedavi ve iyileşme gideri olduğunu beyan etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 18/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinden dava tarihine kadar 2 yıllık dava zaman aşımının ve 8 yıllık ceza zaman aşımının geçmesi nedeniyle öncelikle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, işin esası yönünden ise müvekkilinin meydana gelen kazada herhangi bir kusur ve sorumluluğunun olmadığını, tüm kusurun davacının kendisinde olduğunu, istenen tazminatların fahiş olduğunu, 2008 yılındaki kazaya ilişkin Samsun Gazi Devlet Hastanesinden davacının aldığı raporun 11/11/2015 tarihli olduğunu, bunun akıllara şüphe getirdiğini, yaralanmanın kaza ile ilgisi olduğunu ve illiyet bağını davacıların ispat etmesi gerektiğini, istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu, talebin kabulü halinde insanlarda felaketi özlenir hale getireceğini, manevi tazminatın takdiri halinde hakkaniyete uygun olması gerektiğini, anne ve baba durumundaki diğer davacıların taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğundan bahisle davanın zaman aşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 15/02/2017 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarını tekrar ettiğini, 2015 yılında bir şekilde ve bir sebeple sağlık raporu alınmış olmasının öğrenme tarihinin bu tarih olduğu anlamına gelemeyeceğini, ceza dosyasının incelenmesinde de bu durumun bir çok defa açık ve net bir şekilde dile getirildiğinin anlaşılacağını, davanın zamanaşıma uğradığının tartışmasız olduğunu beyanla cevap dilekçelerindeki talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 26/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinden bu yana 2 yıllık zaman aşımının geçmesi nedeniyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, işin esası yönünden ise müvekkilinin kayden maliki olduğu kazaya karışan otomobili kaza tarihinden 6 ay önce galerici vasıtasıyla diğer davalı …’a haricen satıp teslim ettiğini, diğer davalının noter satışı ile mülkiyeti üzerine almadığını, kazadan sonra 19/09/2008 tarihinde noter satışının yapılabildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin işleten sıfatının olmaması nedeniyle hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, otomobilin sürücüsü olan diğer davalının dava konusu kazanın olmasında bir kusurunun olmaması nedeniyle müvekkilinin de bir sorumluluğunun olamayacağını, 2015 yılında alınan maluliyet raporunun dava konusu yaralanma ile ilgisinin olduğunun inandırıcı delillerle ispatı gerektiğini, istenilen manevi tazminatlarında yasal dayanaktan yoksun ve zenginleşme amacı güttüğünden bahisle müvekkili hakkındaki davanın husumet, zaman aşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 24/02/2017 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kati rapor tarihi olarak iddia ettiği 11/11/2015 tarihli raporun dosyaya delil olarak sunulmadığına, SGK’na, Konya’da bulunan Kamu Hastaneleri ve Üniversite Hastanelerine müzekkere yazılarak davacının maluliyetine ilişkin düzenlenmiş rapor ve tedavi evraklarının celp edilerek bu durumun mahkememizce tespit edilmesini, cevap dilekçelerinde anlatıldığı gibi müvekkilinin araç maliki ve işleteni olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kaldı ki kazada davacı …’ın birinci dereceden kusurlu olduğunun ceza dosyasında alınan raporlarla tespit edildiğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu beyanla önceki talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili mahkememize vermiş olduğu 18/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 8 yıllık ceza zaman aşımı süresinin dahi geçmesi nedeniyle davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle reddine, müvekkilinin … nolu trafik sigorta poliçesi ile kazaya karışan otomobilin trafik risklerini üzerine aldığını, sürücünün kusuru ve sigorta poliçesindeki limit kapsamı kadar müvekkilinin sorumlu olabileceğini, davacıların meydana gelen zararların poliçe kapsamında kaldığını ispatlamaları gerektiğini, müvekkili tarafından hasar dosyası açıldığını, Samsun Gazi Devlet Hastanesine ait %38 oranında malüliyete ilişkin raporda geçen gözlerde dejeneratif miyopi hastalığının dava konusu kaza ile ilgisinin ve illiyet bağının olmadığını, tedavi giderlerinden SGK nın sorumlu olup müvekkilinin bir sorumluluğunun olmadığından bahisle müvekkili hakkındaki davanın zaman aşımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, 04/11/2020 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; “DAVACI …’IN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; 17.574,85 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL efor kaybı tazminatı, 500,00 TL bakıcı gideri zararı, 750,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri zararı olmak üzere toplam 19.324,85 TL maddi tazminatın davalı … SİGORTA A.Ş. (önceki ünvanı … SİGORTA A.Ş.) ‘nin dava tarihi olan 15/12/2016 tarihinden itibaren faizinden sorumlu olması diğer davalıların ise kaza tarihi olan 11/06/2008 tarihinden itibaren yıllık % 9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine,
DAVACILARIN MANEVİ TAZMİNAT DAVALARININ KISMEN KABULÜ İLE; davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL ve davacı … için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/06/2008 tarihinden itibaren yıllık % 9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’den alınarak belirtilen miktarlar üzerinden davacılara verilmesine,
Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,” dair karar verilmiştir.
Anılan Mahkememiz kararının davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Konya BAM . Hukuk Dairesinin 01/06/2021 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; “…kaza tarihindeki geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olup olmadığının tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması; bu rapor da irdelenerek, zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip, buna göre zararın öğrenilmesinden (zararın kesinleşmesinden) itibaren işleyecek iki yıllık ve genel olarak olaydan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, hüküm tesisi doğru görülmediğinden davalıların bu yöndeki itirazlarının kabulüne…” şeklindeki gerekçeyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş olup dosya mahkememiz yeni esasına kaydedilmiştir.
2918 sayılı KTK.nin 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir.
Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine kaza tarihinde yürürülükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî davaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımının oluşması için zararın ve tazminat sorumlusunun birlikte öğrenilmesi gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; dava konusu kazanın 11/06/2008 tarihinde meydana geldiği, davanın 15/12/2016 tarihinde açıldığı, 5237 sayılı TCK uyarınca davada uygulanacak 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu anlaşılmıştır. Bununla beraber, davacı tarafça kazadan sonra “gelişen durum” iddiasında bulunulmuştur. Gelişen durum halinde zamanaşımı süresinin, sonradan oluşan maluliyet halinin kesinleşmesi ve bu maluliyetin öğrenilmesinden sonra işlemeye başlayacağında tereddüt bulunmamaktadır. Bu cihetle ve İstinaf Mahkemesi kararı uyarınca, yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında davacı adli tıp birimine sevk edilerek rapor aldırılması yoluna gidilmiş ise de, verilen kesin sürede davacının mazeretsiz olarak hastaneye müracaatının olmaması ve gerekli rapor masraflarının karşılanmaması sebebiyle rapor almak mümkün olmamıştır. Bu haliyle gelişen durumun ne zaman ortaya çıktığı ve ne zaman öğrenildiği konusunda net bir tespit yapılamadığından, dava tarihinde zararın var olduğu ve öğrenildiği kabul edilmiş ve zamanaşımına uğrayan davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACILARIN TÜM TALEPLERİ YÖNÜNDEN DAVANIN ZAMANAŞIMINDAN REDDİNE,
2-Peşin alınan 1.229,58TL harçtan Harçlar Kanunu gereğince her bir davacı yönünden alınması gereken 80,70TL olmak üzere toplam (3×80,70) 242,10TL harcın mahsubu ile fazla alınan 987,48TL artan karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 4,60TL vekalet suret harcı, 70,70TL posta-tebligat gideri ve 445,80TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 521,10TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 4,60TL vekalet suret harcı, 200,00TL posta-tebligat gideri ve 445,80TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 650,40L yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’ye verilmesine,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar vekilleri yararına maddi tazminat davası yönünden AAÜT’nin 13/4 maddesine göre 9.200,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8-a)Davalılar … ve … vekilleri yararına AAÜT’nin 10/3 maddesine göre davacı … için reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
b)Davalılar … ve … vekilleri yararına AAÜT’nin 10/3 maddesine göre davacı … için reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
c)Davalılar … ve … vekilleri yararına AAÜT’nin 10/3 maddesine göre davacı … için reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dair ; davacılar vekili ile davalı … vekili, davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2022

Başkan Üye Üye Katip