Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/286 E. 2022/277 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile … arasında akdedilen işletme kredisi sözleşmesine … kefil olduğunu, borçlu ile Müvekkili banka arasında imzalanan sözleşme hükümleri ihlal edilerek, taahhütler yerine getirilmediği için 20.04.2018 tarihinde … numaralı taahhütlü posta ile ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesinden dolayı Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, kefil olan davalı … tarafından süresinde yapılan haksız itiraz ile icra takibinin durduğunu, borçlu tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu, ihtarname ile hesap kat edildiğinde ihtarnamenin borçluya tebliğ edildiğini, süresinde herhangi bir şekilde hesap katına itiraz edilmeyerek, borcun kesinleştiğini, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşılamadığını, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına borçlu yönünden haksız yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin tüm ferileri ile birlikte devamına, icra takibine kötü niyetli olarak itiraz eden ve icra takibini sürüncemede bırakan borçlu aleyhine alacak tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali ile takibin devamı talepli işbu davayı açtıklarını, müvekkiline kat ihtarnamesi düzenleyerek tebliğ edildiğinin belirtildiğini ancak müvekkiline herhangi bir belge ulaşmadığını, anılan tebligatta usulsüzlük bulunduğunu, müvekkilinin bahsi geçen alacaktan aleyhine başlatılan takiple haberdar olduğunu, akabinde de itiraz ettiğini, davacı tarafın tüm iddiaların haksız ve mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, aradan üç yıl geçtikten sonra eldeki davayı açtığını, yapılan itiraz üzerine dosya kapsamında davacı banka tarafından birçok icrai işlem ve talep tesis edildiğini, davacı tarafın itirazdan haberdar olduğunu, ancak buna rağmen süresi içerisinde davayı açmadığını, öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini, kredi sözleşmesi akdedildiğinde müvekkilinin evli olup eşinin rızasının alınmadığını, TBK madde 584 kapsamında eşinin rızasının gerektiğini, kanun koyucunun evlilik birliğini korumak amacıyla düzenleme altına aldığı kefalet sözleşmesine karşı eş rızasının aranması hali, kefalet sözleşmelerinde bir geçerlilik koşulu olup eşin rızası mevcut olmaması halinde kendiliğinden geçersiz olacağını, dava konusu sözleşmede müvekkilinin eşinin rızasının bulunmadığını, o halde davacı bankanın geçersiz sözleşmeye karşı başlatmış olduğu icra takibinin iptali ve açmış olduğu davanın reddinin gerektiğini, davacı bankanın dava dışı borçluya muhtelif tarihlerde krediler kullandırdığını ve borcun ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek alacaklı konumda olduğunu iddia ettiğini, nitekim bankanın borçlu … alacağı olduğu iddiasına karşı bir diyeceklerinin bulunmadığını, işbu borçtan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, borçlunun 18.06.2009 tarihinde imzalanmış olan dava konusu genel kredi sözleşmesi üzerine daha sonra banka ile yeni bir kredi sözleşmesi imzalayarak eski sözleşmeyi sonlandırdığını, ancak davacı bankanın kullandırmış olduğu tüm kredileri 18.06.2009 tarihli sözleşmeden kaynaklanmakta gibi göstermeye çalışarak müvekkilini borçtan sorumlu tutmak istediğini, banka tarafından takibe konulan kredilerin imzalanan diğer sözleşmeden kaynaklandığını, davacı tarafça dosya içerisine sunulan kat ihtarnamesine bakıldığında dava konusu alacağın kredi kartından kaynaklandığının görüldüğünü, bu nitelikte bir alacağın imzalanan sözleşme kapsamında müvekkiline yansıtılmasının hukuken mümkün olmadığını, kredi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, dava konusu kredi sözleşmesine ilişkin kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ihtilaf konusu alacaktan icra takibi ile haberdar olup derhal itiraz ettiğini, takip dayanağı kredi sözleşmesinin müvekkilinin eşinin rızası bulunmaması hasebiyle geçersiz olduğunu, öte yandan bir an için sözleşmenin geçerli olduğu varsayılsa bile dava konusu edilen krediler belirtilen sözleşmeden başka bir sözleşmeye dayanmakla bir kısım içinde tüketici kredisine dayandığını, davacı bankanın hukuken geçersiz sözleşme ile müvekkilinin sorumlu tutmaya çalıştığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve takipteki kadar davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu, dava dışı asıl kredi borçlusu ve bir kısım borçlular hakkında yapılan ilamsız takip olduğu, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, kredi sözleşmeleri, hesap özeti, ödeme planı, ihtarnameler ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Davanın devamı esnasında davaya konu alacak davacı … A.Ş. tarafından İstanbul . Noterliğinin … yevmiye nolu temlik belgesi ile … A.Ş’ye temlik edilmiştir.
Dosya davacı yanın iddiaları ile davalı yanın itiraz ve savunmaları da nazara alınmak suretiyle takip tarihi itibariyle asıl alacak ve feriler yönünden hesaplama yapılmak suretiyle bankacı bilirkişiye verilip rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişi … tarafından sunulan 01/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile dava dışı borçlu … arasında 18.06.2009 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı … de sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, banka kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davalı kefil … ‘ in müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesine eşinin rızasının (muvafakati) alındığına dair herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığı, ancak iş bu davaya konu genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 18.06.2009 tarihi itibarı ile bankalarca eşin rızası şartının aranmamakta olduğu, nitekim eş rızasının yeni Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğünden sonra geçerlilik şartı olarak arandığı ifade edilmiş, davalının 01/08/2018 takip tarihi itibarı ile kredi kartı yapılandırma kredisi, ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabından sebep 17.991,28 TL anapara, 748,67 TL akdi faiz, 37,43 TL. BSMV olmak üzere toplam 18.777,38 TL borcunun bulunduğu ifade edilmiştir. ( Ancak davacı taraf takip talebinde takip öncesi için BSMV talep etmemiştir. Bu nedenle takip öncesi için BSMV ve belgesi sunulmayan ihtar gideri nazara alınmamıştır. )
Davalı vekili davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı itirazında bulunmuş ise de; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesi;” Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmünü amir olup, dava açmak için gereken bir yıllık süre, itirazın tebliği tarihinden itibaren başlayacaktır. Dolayısı ile itirazın davacıya tebliği durumu söz konusu olmadığından dolayı hak düşürücü sürenin geçtiği itirazı bu nedenle nazara alınmamıştır.
Öte yandan kefalette eş rızasının bulunmadığı itirazına gelince; Gerçekten de bilirkişi raporu ve sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere kredi sözleşmesinde eş rızası bulunmamaktadır. Lakin davacı banka ile dava dışı borçlu … arasında 18.06.2009 tarihinde Genel kredi sözleşmesinin imzalandığı ve davalının sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu, sözleşmenin Eski Borçlar Kanunu döneminde imzalandığı ve eBK zamanında eş rızasının aranmadığı, oysa kefalette eş rızasının ailenin korunması amacına yönelik olarak Yeni TBK 584. Maddesi ile getirilmiş, Yeni Türk Borçlar Kanunu ise 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yeni 6098 sayılı TBK 584. Maddesi;”
III. Eşin rızası
“MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.” hükmünü amirdir. Dolayısı ile az yukarıda da ifade edildiği üzere kredi sözleşmesinin imzalandığı ve kefil olunduğu tarihte kanunumuzda eş rızası aranmamakta olduğundan dolayı buna ilişkin itiraz da nazara alınmamıştır.
Davacı vekili dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylede borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama neticesi dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davalı borçlu tarafından Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve taleple bağlılık kuralına göre, takip tarihi itibarı ile davacı bankanın davalıdan kredi kartı yapılandırma kredisi, ticari kredi kartı ve kredili mevduat hesabından sebep 17.991,28-TL asıl alacak ve 748,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.739,95-TL alacaklı olduğu belirlenmekle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 17.991,28-TL asıl alacak ve 748,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.739,95-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 17.991,28- TL içinde yer alan 4.130,61 TL ve 8.341,04- TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 28,08 ve değişen oranlarda, 5.519,63- TL ye ise takip tarihinden itibaren yıllık %32,22 ve değişen oranlarda faiz ve bu faizin % 5 i oranında gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen miktarın % 20 si olan 3.748,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 1.280,13-TL harçtan peşin alınan 335,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 944,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin (18.739,95/19.641,13 oranında) 1.259,44-TL’sinin davalıdan, 60,56-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım için belirlenen 901,18-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet suret harcı, 335,43-TL peşin nispi harç gideri olmak üzere toplam 403,23-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından sarfedilen 47,10-TL posta – tebligat gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 747,10-TL yargılama giderinin (18.739,95/19.641,13 oranında) 712,82-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
9-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.14/04/2022

Katip Hakim