Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/238 E. 2023/205 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket …. Tic. Ltd. Şti ile …. San.tic. Ltd. Şti arasında … Mahallesi … Sokak No:15 A-B-C-D Bloklarındaki (… Ada … Parsel) 27 daire ve dükkanların pvc ve alüminyum kapı-pencere imalat ve montajı için 14.11.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, yapılan sözleşme kapsamında …. San. Tic. Ltd. Şti tarafından kapı ve pencerelerin imalat ve montajının yapıldığını, ancak daha sonra söz konusu imalat ve montajların sözleşmede belirtilen standart ve kalitede olmadığını, sözleşme konusu kapı ve pencerelerin kullanılmasıyla bazısının açılıp kapatılırken sorun yaşandığını ve bozuk olduğunu, ayrıca kış ayının gelmesi ile birlikte imalat ve montajı yapılan pencerelerin buğulanmaya başladığını ve içeriye soğuk hava aldığını, bu sebeple yapılan imalat ve montajın sözleşmedeki kalite ve standartlarda olmadığının tespit edildiğini, bu durumların kış ayı gelmeden önce fark edilmesinin mümkün olmadığını, gizli ayıp niteliğinde olduğunu, ayrıca sözleşmeye göre yapılan ürünlerin 5 yıllık garanti süresinde olduğu ve garanti süresinin devam ettiğini, bu doğrultuda taraflarınca Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını ve anılan davada alınan bilirkişi raporunda 23.500,00-TL’lik ayıplı ve eksik ifada bulunduğunun tespit edildiğini, taraflarınca işbu alacak için Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu alacak için arabuluculuk yoluna müracaat edildiğini, ancak olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenlerle davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında dosya içerisinde mevcut bulunan 14/11/2017 tarihli sözleşme neticesinde karşılıklı anlaşma ile iş akdi gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin karşı yana ait bloklardaki daire ve dükkanların pvc ve alüminyum kapı-pencere imalat ve montajını yaptığını ve buna karşılık taraflarının ekte sunmuş oldukları faturalara istinaden belirlenen rakamda anlaşma sağlandığını, davacı tarafından dava dilekçesinde sözleşme konusu kapı ve pencerelerin açılıp kapatılmasından dolayı sorun yaşandığını ve bozuk olduğunu, ayrıca da kış ayının gelmesi ile birlikte imalat ve montajı yapılan pencerelerin buğulanmaya başladığını ve içeriye soğuk hava aldığını, bu sebeple yapılan imalat ve montajın sözleşmedeki kalite ve standartlarda olmadığının iddia edildiğini, ancak karşı yanın bahsetmiş olduğu bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira sözleşmenin yapıldığı tarih sonrası ekte sunmuş oldukları fatura tarihlerine bakıldığında yapılan işlerin üzerine iki kışın geçtiğini ve karşı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği bu durumların kış ayı gelmeden önce fark edilmesinin mümkün olmadığı hususu, dolayısıyla gizli ayıptan söz edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü müvekkili firma ile davacı arasında ekte mevcut faturadan kaynaklı alacak ilişkisinde 2.500,00-TL tutarındaki bedel imalat ve montaj yapıldıktan sonra müvekkiline karşı yan tarafından eksik ödendiğini ve bu husus müvekkili şirket ile karşı yan arasında anlaşmazlığa sebep olduğunu, bu sebeple Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu yapıldığını ve yapılan icra işlemleri neticesinde karşı yan cebri icra marifetiyle müvekkili şirkete uyuşmazlığa konu 2.500,00-TL’yi ödemek zorunda kaldığını, asıl problemlerin başlamasının bahse konu bu alacağın ödenip ödenmemesinden kaynaklı olduğunu, zira karşı yanın gizli ayıptan bahisle işbu davaya konu etmiş olduğu icra dosyasına kaynak olan delil tespiti neticesinde tespiti yapılan 23.500,00-TL bedelli tutardan müvekkili şirketi sorumlu tutmasının tutmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirketin inşaatın %80 seviyesinde iken sözleşmeye konu işlemleri tamamladığını ve bunun akabinde şantiyeye yani inşaat alanına laminantcı, boyacı, mobilyacı gibi müvekkili şirketin iş alanı haricindeki kimseler girdiğini, bu hususta karşı yanın gereken önlemleri alması veya müvekkili şirket yetkilisi ile bu hususta istişare etmesi gerekirken müvekkili şirket yetkilisi karşı yan şirket yetkilisi tarafından telefondan engellendiğini, haliyle durum hakkında müvekkili şirket yetkilisine bilgi de verilmediği için müvekkili şirketin bahsedilen konular hakkında bilgisi olmadığını, müvekkili şirketin bu piyasada halen daha aktif olarak işlemlerini layıkıyla yapan ve hiçbir sorun yaşamadan işlerini teslim eden bir firma olduğunu, işbu davaya konu edilen uyuşmazlık konusunun tek sebebinin karşı yanın müvekkili şirket yetkilisi ve çalışanlarını şantiyeye almaması ve bu hususta sürekli problem çıkarmasının olduğunu, zira bu icra dosyasının tarihi ile karşı yanın delil tespitini istediği tarih arasına bakıldığında bir aydan çok kısa bir zaman diliminin mevcut olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddini, karşı yanın iddia ettiği alacağın yüzde %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının takipteki kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları, davacı ile davalı arasındaki 14/11/2017 tarihli sözleşme, faturalar, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Alacaklının … borçlunun ise … olduğu, takip miktarının 23.500,00-TL olduğu, borçlu şirket tarafından sunulan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu işin gizli ayıplı olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda, alacaklı ise ne tutarda alacaklı olup olmadığının tespiti için refakate alınan bir inşaat bilirkişisi, bir SMMM bilirkişisi ve bir ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi eşliğinde mahallinde keşif yapılmıştır.
Keşifte ayrıca davacı tanığı … da dinlenmiştir. Tanık ifadesinde özetle; Davaya konu işin yapıldığı blokların eksik ve gediği ile 2018 yılından itibaren kendisinin ilgilendiğini, o yüzden eksikleri bildiğini, davacı firma tarafından yapılan işlerin bedelinin peşin olarak ödendiğini, ancak işlerin istenilen vasıfta yapılmadığını, binaları 2019 yılından itibaren kiraya vermeye başlayınca kiracılar tarafından eksik hususların kendilerine bildirildiğini ve insanlar mağdur olmasın diye bu eksikliklerin peyderpey giderdiklerini, davalı firma çalışanlarını gönderse de çalışanların işlerini düzgün yapmadığını, pencerelerdeki sıkıntılardan sebep binanın içerisinde rutubetlenme, parkelerde kabarmalar oluştuğunu ifade etmiştir.
Keşif sonucu bilirkişiler tarafından düzenlenen 23/05/2022 tarihli raporda;
Davacı ve davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yapıldığı, taraf defterlerindeki kayıtlara göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başladığını, 2017-2019 yıllarında devam ettiğini, buna göre; Davacının öncelikle toplam 183.000-TL tutarlı senedi sipariş avansı ödemesi olarak verdiği, davalı tarafından düzenlenen 125.000,94-TL ve 61.000,01-TL faturalar ile davalı 3.000,95-TL alacaklı hale geldiğini, 04.12.2019 tarihli ödeme ile hesabın kapandığı, 2019 yılı sonu itibariyle taraflar arasında borç ve alacak bulunmadığı, davalının öncelikle davacıdan 183.500-TL tutarla senet aldığını, bu senetler önce alıcılar hesabına daha sonra Alınan Sipariş Avansları Hesabına aktarıldığını, daha sonraki dönemlerde 2018 yılında 125.000,94-TL ve 61.000,01-TL tutarlı 2 adet fatura düzenlendiği, faturaların toplamı 186.000,95-TL olduğundan, davalı kayıtlarına göre alınan 183.500-TL avansı aşan 2.500,95-TL alıcıdan ortak Muhammed …’a ödenmiş olarak kayıt yapılarak hesabın kapatıldığı, tarafların kayıtları arasında davacı kayıtlarında verilen senetler 183.000-TL davalı kayıtlarında ise 183.500-TL olarak yer aldığı, hesap kapama ödemesi davacı kayıtlarında 3.000,95-TL, davalı kayıtlarında ise 2.500,95-TL tutarlarla hesabın kapatıldığını, 2019 yılı sonu itibariyle her iki taraf kayıtlarına göre de tarafların birbirinden borç ya da alacağının bulunmadığını, davalı tarafından düzenlenen en son faturanın tarihinin 18.01.2019 olduğu, ayıbın gizli ya da açık ayıp niteliğinde olup olmadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememizce 16/06/2022 tarihli duruşma zaptının 1 nolu ara kararı ile davacı vekilinin bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora karşı itiraz dilekçesi de nazara alınarak ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 21/09/2022 tarihli ek raporda; Davacı vekili bilirkişi kök raporuna itirazlarına ilişkin dilekçesinde bilirkişi kök raporunun büyük bir bölümünün genel hukuki bilgiye ilişkin olup somut olaya ilişkin hiçbir inceleme ve değerlendirmeyi içermediğinin ileri sürüldüğünü, yasal düzenlemeler çerçevesinde bilirkişi kök raporunda uzmanlık alanlarına ilişkin olarak hukuki açıklamalara yer verildiğini, taraflarca ileri sürülen maddi vakaların hukuki niteliğinin tayini ile bunların delillerle ilişkilendirilerek bir sonuca varılması konusunda bir değerlendirme yapılmasından özellikle kaçınıldığını, bu nedenlerle kök raporda belirtilen kanaatlerine aynı şekilde muhafaza ettiklerini ek rapor ile beyan etmişlerdir.
Rapora yapılan itiraz ve beyanlar üzerine bu defa Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak; Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler sunular raporlar, taraf vekillerinin beyanları ve değişik iş tespit dosyası da nazara alınmak suretiyle dosyanın iki inşaat bilirkişisi ile bir ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye verilerek taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor tanzimi istenilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 27/12/2022 tarihli raporda; Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında gerçekleşen Açık Ayıplı İmalatların; 23.936,40-TL, Eksik İmalatların: 6.240,00 TL olarak hesaplandığı, ihbar mükellefiyetinin yerine getirildiği sonucuna varılır ise; davacının takip tarihi itibari ile talebinin 23.936,40-TL olduğu ve takibin bu miktar üzerinden devamının düşünülebileceği, ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmemiş olduğu sonucuna varılır ise eksik imalatlar miktarının 6.240,00 TL olduğu ve takibin bu miktar üzerinden devam edeceği rapor edilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasının yapılan incelemesinde ise; Davalı yanca hatalı, kusurlu ve eksik imalat bedelinin 23.500,00-TL olduğu rapor edilmiştir.
Huzurda açılan davada davacı vekili 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” gereği ayıplı ve eksiz yapılan işler nedeniyle peşin olarak ödenen fazla bedelin tahsilini ( itirazın iptali şeklinde ) talep etmiştir.
Aşağıda emsal Yüksek Yargı Kararları mucibince eser sözleşmesi, ayıp, ayıp ihbarları hususlarında ayrıntılı açıklamalar yapılacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Eserin ayıplı yapılması sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup; ayıp, açık ve gizli olabileceği gibi maddî ve hukukî ayıp şeklinde de olabilir.
Açık ayıp, eserin teslimini müteakip makul süre içinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilecek ayıptır.
Gizli ayıp ise, basit bir kontrol ve muayene ile tespit edilemeyen, eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıptır.” denilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/03/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması ile birlikte yüklenici, eseri imal etme, iş sahibi ise ücret ödeme borcu altına girmektedir. Taraflar aksini kararlaştırmadıkları sürece yüklenici işin tesliminde ücrete hak kazanacaktır. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu’nun 474/I. maddesinde açık ayıplar yönünden iş sahibinin eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek yükümlülüğü getirilmiştir. Aksi halde, yani iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK.nın 477/2). Gizli ayıplar yönünden ise, iş sahibi, gecikmeksinin yükleniciye bildirmek zorundadır. Bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK. 477/3).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/06/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Asıl ve karşı dava ile birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.

Tanımından da anlaşılacağı gibi eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenicinin sözleşmeden doğan asli borcu bir eser meydana getirerek bunu iş sahibine teslim etmektir (818 s. BK.m.355; 6098 s. TBK.m.470). Meydana getirilerek iş sahibine teslim edilen eserin “ayıpsız” olması gerekir. Kanun ayıbın açık tanımını vermemiştir. Ancak ayıbın ağırlığı konusunda bir sıralama yapmıştır. Kanuna göre eserin “…iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı” olmasını, “aşırı masraf gerektirmemesi halinde onarımın mümkün olması” halinden ayırmıştır (818 s. BK.m.360/I-II; 6098 s. TBK.m.475/1-3).
Öğretide ağırlıkla benimsenen tanıma göre; meydana getirilen eserin sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımaması ya da dürüstlük kuralına göre eserde bulunması gereken niteliklerden yoksun olması halinde eserin ayıplı olduğu kabul edilmektedir (… , s.634; … : Yargıtay Kararlarına Göre Müteahhidin Teslimden Sonra İnşaatdaki Noksan ve Bozukluklardan Doğan Mesuliyeti, AÜHFD., C.XLI (1989-1990), S.1-4, s.157 vd.; Canpolat, F.: İstisna Sözleşmesinde İş Sahibinin Ayıba Karşı Tekeffülden Doğan Hakları, Ankara 2009, s.65).
Öte yandan yüklenicinin eser meydana getirip teslim etme borcunun karşısında, eser sözleşmesinin iş sahibine yüklediği edim “bedeli ödemek”tir (818 s. BK.m.355; 6098 s. TBK.m.470).
Sözleşmenin koşulları ya da özelliğine göre daha sonra ifa hakkı bulunmadıkça, karşılıklı edimler içeren sözleşmelerde, sözleşmenin ifasını isteyen tarafın öncelikle kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir (818 s. BK.m.81; 6098 s. TBK.m.97). Eser sözleşmesinde de yüklenicinin bedelin ödenmesini istemesi, eseri ayıpsız biçimde teslim etmesi ya da etmeye hazır olduğunu bildirmesi koşuluna bağlıdır. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir (… : Türk Hukukuna Göre İstisna Sözleşmesinde Ücret ve Tabi Olduğu Hükümler, İstanbul 1999, s.193-194).

Yüklenici bu ilkenin aksine davranmış ise, başka deyişle ruhsat ve gerekli izinleri almaksızın binayı tamamlamışsa iş bedeline hak kazanamaz. Böyle bir durumda yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi eğer mümkünse proje ve ruhsat eksiklerinin giderilmesine bağlıdır. Aynı şekilde iş sahibi de projesi ve ruhsatı olmayan bir inşaatta mevcut eksiklik ve kusurlu işlerin giderim bedelini isteyemez.” denilmiştir.
Öte yandan ayıplı ifa ile eksik iş hususlarında değinmek gerekecektir. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-478 maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz. 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Aynı Kanun’un 477/II. maddesi gereğince iş sahibi kanunen tayin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse eseri zımnen kabul etmiş sayılır. 477/I. maddeye göre de eserin sarahaten veya zımmen kabulünü müteakip yüklenici her türlü mesuliyetten kurtulur. Eserin kabulü ile yüklenici açık ayıplara ilişkin sorumluluktan kurtulur. Eserin kabulü, kasten saklanıldığı usulünce yapılan muayenede görülemeyecek olan açık ve gizli ayıplar ile sonradan kullanılmakla ortaya çıkan gizli ayıplar yönünden ise yükleniciyi sorumluluktan kurtarmaz. Kasten saklanılan ayıplar ile gizli ayıplar yönünden yüklenicinin sorumluluğu eserin kabulünden sonra da devam eder. İş sahibinin ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kullanabilmesi için eserdeki ayıbı yükleniciye bildirmesi zorunludur. BK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, BK’nın 477/III. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) yapılması gerekir. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmamışsa yüklenici sorumluluktan kurtulur, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak yükleniciden bir talepte bulunulamaz. Şayet sözleşmede garanti süresi kabul edilmişse, iş sahibi 477/I. ve 477/III. maddelerde öngörülen sürelerle bağlı olmayıp, ayıp ihbarını garanti süresi içinde her zaman yapabilir.
Yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/11/2012 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davada, davalı şirkete ait iş makinesinin tamir ve bakımı karşılığında düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsili talep ve dava edilmiştir.

Dava, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.

O halde ön sorun olarak akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınmalı, araç tamiri hususu araştırılmalı, gerektiğinde bilirkişi tetkiki yaptırılıp bu sorun halledilmeli, akdin varlığının tespiti halinde ise davacı tarafından düzenlenmiş olan fatura münderecatı ile araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığı incelenmelidir.” denilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 01/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, ayıplı araç tamiri nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür.
Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır. Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir. Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır.” denilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 10/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava; eser sözleşmesi gereğince ödenmediği ileri sürülen bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla iş sahibi aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi içinde eseri, imar, fen ve sanat kuraları ile tekniğine uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmesi gerekmektedir. Bu şekilde bir teslim yok ise yüklenici iş bedeline hak kazanamayacaktır.” denilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda uygulanması gereken ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 359-363. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 474- 478) ayıplı işler hakkında uygulanır. Bu maddelerde yer alan düzenlemelere göre yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için eserin teslim edilmiş olması ve teslim edilen eserin ayıplı olması, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmamış olması, iş sahibinin eseri muayene ve ayıbı ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek eseri açık ya da zımnen kabul etmemiş olması gerekir.
Eserin ayıplı yapılması sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup; ayıp, açık ve gizli olabileceği gibi maddî ve hukukî ayıp şeklinde de olabilir.
Açık ayıp, eserin teslimini müteakip makul süre içinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilecek ayıptır.
Gizli ayıp ise, basit bir kontrol ve muayene ile tespit edilemeyen, eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıptır.
Maddî ayıplar, açık veya gizli ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen, ancak yapılmamış olması nedeniyle karşı tarafça fark edilen projenin onaylatılmaması, yapı kullanma izin belgesinin alınmaması gibi hukukî ayıplar vardır. Maddî ve hukukî ayıpların da tıpkı açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbar edilmesi zorunludur.” denilmiştir.
Yine TTK m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü ise; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini içermektedir. ANcak buradaki ayıp ihbarları alım satım ilişkisine mahsus olup eser sözleşmelerinde az yukarıda açıklanan ihbar süreleri nazara alınmalıdır.
Ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususu mahkemece re’sen gözetilmeyip, yüklenicinin bu hususu def’i olarak ileri sürmesi gerekir. Ancak huzurda açılan davada böyle bir defi de ileriye sürülmemiştir.
Nitekim Konya Bam . HD.’nin … E., … K. Sayılı ilamında da ifade edildiği üzere;
Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ne var ki, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının da mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı mahkemece re’sen gözetilmeyip, yüklenicinin bu hususu def’i olarak ileri sürmesi gerekir. Ayrıca, eksikler yönünden ise ayıp ihbarına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür. (Konya BAM . H. D. … E. … K.)
Yine Konya BAM . HD.’nin … E., … K. Sayılı ve 10/03/2021 tarihli ilamında da görüleceği üzere;
…….”Taraflar tacir olduğundan bahisle Türk Ticaret Kanunun ayıp ve ihbara ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair itirazın aksine, eser sözleşmelerinde ticari satış ve ayıp ihbarı ile ilgili hükümlerin uygulanması mümkün bulunmadığından (Yargıtay .H.D. 01.10.2018 T. … E. … K.) uyuşmazlığın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.” şeklindeki değerlendirmesi nazara alındığında davacının gizli ayıp mahiyetindeki ( yani kullanım sonucu ortaya çıkan ) ayıbın ortaya çıkmasından sonra tespit yaptırdığı ve durumu davalı yana bildirdiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar özellikle son sunulan bilirkişi raporunda ayıbın açık ayıp mahiyetinde olduğu belirtilmiş ise de yukarıda zikredilen yüksek yargı kararları nazara alındığında meydana getirilen eserdeki ayıp kullanmakla ortaya çıkabilecek bir ayıp mahiyetinde yani gizli ayıp olup, söz konusu ayıp ortaya çıktıktan sonra davalı yana gecikmeksizin bildirilmiştir. Öte yandan davalı yanca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde bir def’ide de bulunulmuş değildir. Bu nedenle ayıplı ve eksik işler nedeniyle davacı yanca fazla ödenen bedelin iadesini talep etme hakkı mevcuttur.
Davacı yanın her ne kadar icra inkar tazminatı talebi mevcut ise de talep edebileceği ayıplı ve eksik işlerin bedeli yargılama neticesinde ortaya çıktığından dolayı, şartları oluşmayan bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan bilirkişi raporları, tespit dosyası ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasının kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 23.500,00-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 23.500,00-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-)Şartları oluşmadığından dolayı icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-)Alınması gereken 1.605,29-TL harçtan, peşin olarak mahkememize yatırılan 283,83-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 117,50-TL olmak üzere toplam 401,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.203,96-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 283,83-TL peşin harç, 117,50-TL icra dosyasına yatırılan , 571,90-TL keşif harcı, 5.100,00-TL bilirkişi ücreti, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında yapılan 1.317,40-TL masrafın ve 602,60-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 8.061,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Dosyada artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.23/03/2023

Katip … Hakim …