Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/166 E. 2022/116 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında 22/09/2014 tarihli sözleşmeye dayanılarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu vekilince ilgili icra takibine ve dayanak sözleşmeye rağmen borcun bulunmadığından bahisle borca ve ferilerine itirazda bulunulduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, sözleşme konusu alacağın belirlenebilir nitelikte olduğunu, davalı yanın alacak miktarının %20’si oranında taraflarına tazminat ödenmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan toplam 20.920,00-TL bedelli itiraza konu ödeme emrinin haksız ve mesnetsiz bir alacak olduğunu, davalı müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, davacı taraf ile davalı müvekkili şirket arasında 22.09.2014 tarihli sözleşme ile yazılı olan bina yıkımı ve sökülmesi için sözleşme imzalandığını, sözleşmenin bedelinin toplam 50.000,00-TL olduğunu, ödemenin iş bitiminde 90 günlük çek ile yapılacağını, davacının sözleşmede yüklenici taraf olduğunu, 22.09.2014 tarihinde işe başlanacağını ve en geç 20 gün içinde işverene teslim edileceğinin sözleşmede belirtildiğini, ancak davacının sözleşme tarihinden itibaren 2 aydan fazla zaman geçmesine rağmen işi tamamlamadan yarım bıraktığını, müvekkil şirketinin, davacıya hiçbir borcunun olmadığını, davacının yapmadığı bir işin bedelini haksız olarak talep ettiğini bu nedenle davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya borçlu olup olmadığı ve buna dayalı olarak Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, tanıklar dinlenilmiş, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 20.920,00-TL asıl alacak ve ferileri yönünden haciz yolu ile takip başlatıldığı tespit edilmiştir.
Dosya Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize intikal ettikten sonra İnşaat Mühendisi ve bilgisayar uzmanı bilirkişilerden dosyadaki CD’lerin çözümü de yapılarak taraf ve tanık beyanları da birlikte değerlendirilerek rapor tanzimi istenilmiştir.
Raporda; Davacının sözleşmede belirtilen işleri tamamlamadığı, eksik yaptığı, bu nedenle davalının sözleşmeye göre davacının yapması gereken işleri başka bir firmaya 20.000,00-TL bedelle yaptırdığı, davacı tarafından yapılan işlerin piyasa şartlarına göre bedelinin 13.000,00-TL olduğu belirlenmiştir.
Bu defa tarafların ticari defterleri üzerinde üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmış olup sunulan raporda; Davacının ticari defterlerinde davalı şirket ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, aynı şekilde davalı defterlerinde de davacı ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacı defterlerinin kapanış tasdikinin olmadığı, davalı defterlerinin ise açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, muhasebe usul ve esaslarına göre tutulduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilinin talepleri doğrultusunda daha evvel rapor sunan İnşaat Mühendisi ve bilgisayar uzmanı bilirkişilerden ek rapor alınmış, ek raporda da kök rapordaki hususlar aynen tekrar edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmakla davacı vekilinin müvekkili ile görüşüp yemin teklif edip etmeyeceği hususunda ve yemin teklif edecek ise yemin metnini hazırlayıp sunmak üzere kendisine bir aylık kesin süre verilmiş, davacı vekili 29/09/2020 tarihli celsede yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. maddesi; “(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK daki ve HMK daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan; tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı.Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir,Ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında bakıldığında davacı defterlerinin kapanış tasdikleri yapılmamış, davacının ticari defterlerinde davalı şirket ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmamış, davalı defterlerinin ise açılış ve kapanış tasdikleri yapılmış olup davalı defterlerinde de davacı ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı tespit edilmiştir.
Dava eser sözleşmesi gereği eksik ödendiği iddia edilen bedelle ilgili itirazın iptali davası olup, alacağın varlığı ya da yokluğu yargılama sonucu belirlendiğinden dolayı şartları oluşmayan davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarih, … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı nihai karar olmadığından ve taraflar leh ve aleyhlerine herhangi bir yargılama giderine hükmedilmesine dair yasal bir düzenleme de bulunmadığından görevsizlik kararı verilen dosya için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ( Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/03/2017 … E., … K. Sayılı ilamı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/02/2018 tarih … esas … karar sayılı ilamı) karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce 29/09/2020 tarihli ve … E., … K. Sayılı ilam ile yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, alınan raporlar, dinlenen tanıklar ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacının edimini tam olarak ifa etmediği, işin bedelinin 50.000,00-TL olduğu, davalının davacıya 30.000,00-TL’lik çek verdiği, oysa davacı tarafından yapılan işlerin piyasa şartlarına göre bedelinin 13.000,00-TL olduğu, kalan işlerin davalı tarafça başka bir firmaya 20.000,00-TL bedelle yaptırıldığı, davacıya davalı yan tarafından yaptığı işten daha fazla ödeme yapıldığı, ticari defterlere göre de davacının bakiye alacağını ıspatlayamadığı, yemin teklifinde de bulunmayacağını beyan etmesi karşısında ıspat edilemeyen davanın reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce yukarıdaki şekilde verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, karar Konya BAM . H.D.’nin 10/03/2021 tarih ve … E., … K. Sayılı ilamı ile kaldırılmıştır.
Kaldırma ilamında özetle; “Somut olayda eserin sözleşmeye göre tamamlanıp tamamlanmadığı noktasında temel uyuşmazlık bulunmakla, eserin tamamlanıp eksiksiz teslim edildiğine yönelik öncelikli ispat yükü davacı yüklenicidedir. Davacı tarafça dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmamakla birlikte dinlenen davacı tanık beyanlarına göre sözleşmedeki iki binanın yıkım işleminin yapıldığı, bodrum katın yıkılmadığı zeminde bulunan beton kısmının kaldığını da beyan etmişler, davalı tanıkları ise davacının iki binanın yıkım işinin bir kısmını yapıp zeminin bırakıldığını ve hafriyat işinin de yapılmadığını beyan etmişlerdir. Davacı tarafça sunulan cd’nin çözümü ve yapılan işlerle ilgili alınan 22/02/2019 tarihli raporda da, sözleşmedeki sadece iki adet dört katlı binanın yıkım işinin yapıldığı bunun değerinin de 13.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı yüklenici sözleşmede birinci maddededeki işin eksiksiz tamamlandığını ve ikinci maddedeki işin ise yapılıp teslim olgusunu ispatlayamamıştır.
Bunun yanında taraflar arasındaki eser sözleşmesinde iş bedeli toplam olarak kararlaştırıldığından götürü bedellidir. Götürü bedelli sözleşmelerde 6098 sayılı TBK’nın 480 ve devamı maddelerine göre yüklenici işi götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan gerçekleştirilen imalât ve hakedilen iş bedelinin gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanmak suretiyle hesaplanması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılan iş tamamlanmamış olsa dahi yüklenicinin işe devam etmemesi ya da iş sahibince devam ettirilmemesi halinde yüklenici işi tamamlamamasına rağmen gerçekleştirdiği kısmın bedelini, iş sahibinden talep edebilir. Yargıtay’ın eser sözleşmelerine ilişkin temyiz dairesi olan 15. HD’nin içtihatları ve yerleşik uygulamalarında götürü bedelli işlerde işin tamamının yapılmamış olması halinde hakedilen bedelin, gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespiti ve bu oranın götürü bedele uygulanarak hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre yapılan işin sözleşmedeki işe göre fiziki oranının tespit edilerek sözleşmedeki bedele oranlanması neticesinde bulunacak bedel hüküm altına alınmalıdır. Oysaki mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece yapılan işlerin değeri hesaplanmış hesaplamanın hangi tarihe göre yapıldığı belirtilmeyip hesaplamanın denetlenemediği gibi oranda kurulmamıştır. Ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulduğu belirtilen belediye teslim fişleriyle ilgili rapora itiraz üzerine sunulan ek raporda ayrıntılı değerlendirme de yapılmamıştır. Raporun bu haliyle hükme esas alınması yerinde değildir. Bu durumda mahkemece dosyanın daha önce rapor ibraz eden inşaat mühendisi bilirkişiye tevdiiyle, davacı tarafça dosyaya sunulduğu belirtilen molozların taşınması işininde davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin sunulan belediye teslim kayıtlarına göre davacı itirazının gerekçeli olarak değerlendirilmesi bu husustaki tespitle birlikte davacı tarafça sunulan cd ve dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına göre yapılan işlemlerin işin tamamına göre fiziki oranının tespiti ve bu oranın götürü bedele uygulanarak yüklenicinin hak ettiği iş bedeli ortaya çıkartılmalı ve neticesine göre hüküm kurulması gerekmektedir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında dosya daha evvel rapor sunan inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilerek kaldırma kararındaki hususlar muvacehesinde rapor alınmıştır.
Sunulan 09/08/2021 tarihli raporda; “Davacı ve davalı arasında yapılan 22.09.2014 tarihli sözleşmede işin tutarı 50.000,00 TL olarak belirlenerek taraflarca imzalanmıştır. Gerek CD’lerdeki görüntü ve resimlerden ve gerekse tanık beyanlarından davacının 2 adet 4 katlı binanın sadece yıkımını yaptığı başka herhangi imalat yapmadığı, yapılan işin fiziksel gerçekleşme oranının % 26 oranında olduğu, gerçekleştirilen % 26’ lık imalatın sözleşme fiyatıyla bedelinin 13.000,00 TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafından yapılması gereken ancak yapılmayan moloz kaldırılması işi ile ilgili olarak davalı ve … arasında 07/12/2014 tarihli 20.000,00 TL bedelli sözleşme imzalandığı ve söz konusu moloz taşıma işinin yaptırıldığı tespit edilmiştir.10.03.2021 tarihli İstinaf Mahkemesi kararında ”Ayrıca davacı tarafça dosyaya sunulduğu belirtilen belediye teslim fişleriyle ilgili rapora itiraz üzerine sunulan ek raporda ayrıntılı değerlendirme de yapılmamıştır” denilmektedir. Dosya kapsamı incelendiğinde bahse konu davacı tarafça sunulduğu belirtilen belediye teslim fişlerinin olmadığı tespit edilmiştir.
Neticeten davacının sözleşmede belirtilen işleri tamamlamadığı, eksik yaptığı, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediği, davacı tarafından yapılan işin fiziksel gerçekleşme oranının % 26 olduğu , gerçekleştirilen % 26’ lık imalatın sözleşme fiyatıyla bedelinin 13.000,00 TL olduğu, davalının sözleşmeye göre davacının yapması gereken ve davacı tarafından eksik yapılan işleri başka bir firmaya 20.000,00 TL bedelle yaptırdığı, dosya kapsamı incelendiğinde bahse konu davacı tarafça sunulduğu belirtilen belediye teslim fişlerinin dosya içeriğinde olmadığı tespit edilmiştir.” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Akabinde davacı vekiline bilirkişinin istemiş olduğu molozların belediyeye teslimine ilişkin fişleri ve tutanakları sunmak üzere süre verilmiş, bu eksiklik giderildikten sonra daha evvel rapor sunan bilirkişiden 08/12/2021 tarihli ek rapor alınmıştır.
Ek raporda özetle; “Davacı vekilinin 25.10.2021 tarihli dilekçesi ekinde bulunan teslim tutanaklarının incelenmesinde Konya Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak tesislerine teslim edilen molozların tutanakları olduğu, bu tutanaklarda teslim alanın Büyükşehir Belediyesi Talıcak tesis görevlileri olduğu, teslim eden kişilerin ise … VE … olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin 22.11.2021 havale tarihli dilekçesi ekinde bulunan Araç ruhsatları ile Personel SGK Dökümleri incelediğinde Konya Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak tesislerine teslim edilen molozlara ait teslim tutanaklarının davalı Şirkette SGK’lı olarak çalışan … VE … tarafından teslim edildiği molozların taşımasında kullanılan araçların davalı Şirkete ait olduğu tespit edilmiş olup moloz taşıma işinde davacıya ait araç ve personelin olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı ve davalı arasında yapılan 22.09.2014 tarihli sözleşmede belirtilen yıkıma ait molozların Konya Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak tesislerine teslim edilen molozlar olup olmadığı hususları tespit edilememiştir.” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 tazminat talep edilmiş olup, Konya BAM . H.D.’nin 10/03/2021 tarih ve … E., … K. Sayılı kaldırma ilamı mucibince gerekli incelemeler yapılmış, davacı yanca işin fiziksel gerçekleşme oranının %26 olduğu, bu orana göre sözleşme fiyatıyla hak edilen bedelinin 13.000,00-TL olduğu, davacının edimini tam olarak ifa etmediği, işin toplam bedelinin 50.000,00-TL olduğu, davalının davacıya 30.000,00-TL’lik çek verdiği, oysa davacı tarafından yapılan işlerin piyasa şartlarına göre bedelinin 13.000,00-TL olduğu, kalan işlerin davalı tarafça başka bir firmaya 20.000,00-TL bedelle yaptırıldığı, davacıya yaptığı işten daha fazla ödeme yapıldığı, yine kaldırma kararında bahsi geçen Konya Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak tesislerine teslim edilen molozların tutanaklarının incelenmesi neticesi araç ruhsatları ile Personel SGK Dökümleri incelediğinde Konya Büyükşehir Belediyesi Tatlıcak tesislerine teslim edilen molozlara ait teslim tutanaklarının davalı Şirkette SGK’lı olarak çalışan … VE … tarafından teslim edildiği, molozların taşımasında kullanılan araçların davalı şirkete ait olduğu tespit edilmiş olup, moloz taşıma işinde davacıya ait araç ve personelin olmadığı belirlenmiş, bu durumun aksi de davacı yanca ispatlanamamış, öte yandan ticari defterlere göre de davacı bakiye alacağını ıspatlayamamış, yemin deliline de dayanılmaması karşısında ıspat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekmiş olup aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Şartları oluşmadığından dolayı davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-)Peşin alınan 236,95-TL harçtan alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 156,25-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 10/02/2022

Katip Hakim