Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/124 E. 2023/583 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ:
DAVALI : … – … …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … arasında, 27.03.2018 tarihli beş yıl süreli Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Tüplü Bayilik Sözleşmesi ve buna ilişkin aynı tarihli ek protokol imzalandığını, davalının sözleşme ve ek protokol hükümlerine göre yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıdan gaz alımını durdurduğunu, bu nedenle davacı tarafından, davalı aleyhine keşide edilen Kartal . Noterliği’nin 18.03.2020 tarih … numaralı ihtarnamesi tebliğ edilerek kar mahrumiyeti, cezai şart alacakları ile birlikte, sözleşmeye göre kendisine teslim edilen ve mülkiyeti davacı müvekkiline ait LPG tüplerinin iadesi ve muaccel alacaklarının talep edildiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediği, LPG tüplerini ve tabelasını iade etmediğini, dava tarihine kadar herhangi bir ödeme de yapmadığını, kar mahrumiyeti alacağından 10.000,00 TL, cezai şart alacağından kaynaklanan 10.000,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 20,000,00 TL alacağın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 25.05.2023 tarihli sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 10.000,00 TL olarak açmış olduğu kar mahrumiyeti alacağını 290.000,00 TL artırarak 300.000,00 TL’ye, 10.000,00 TL olarak açmış olduğu cezai şart alacağını 290.000,00 TL artırarak 300.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
HÜKME ESAS ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1-T.C. Yargıtay .Hukuk Dairesinin 21.11.2018 tarih … Esas, …   Karar sayılı ilamında;
“Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan  kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 25. maddesi hükmü uyarınca davacı firmanın 25. maddedeki yükümlülüklere uymaması nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart isteminde bulunulamayacağı belirtilmiş ise de, sözleşmenin 25. maddesindeki hüküm taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tedarikçi firma tarafından feshi halinde uyulması gereken maddeleri içermekte olup, söz konusu sözleşme davalı bayi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin feshedilmesi nedeniyle davacıdan sözleşmenin 25. madde hükmüne uygun hareket etmesi beklenemez. Bu nedenle mahkemece sözleşmenin davalı bayi tarafından feshi nedeniyle, sözleşme hükümleri dikkate alınarak cezai şart ve kar mahrumiyeti konusunda bir karar verilmesi gerekirken” denilmiştir.
2-T.C. Yargıtay .Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarih … Esas, … Karar sayılı ilamında;
” Cezai şarta gelince, TTK’nın madde 22. uyarınca tacir sıfatına haiz borçlu cezai şartın fahiş olduğu iddiasıyla indirilmesini isteyemez ise de Yargıtay içtihatlarıyla kabul edildiği üzere cezai şartın fahişliği borçlunun ekonomik mahvına sebep olacak nitelikte ise borçlunun talebi halinde bu hususun değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda davalı cezai şartın fahiş olduğunu belirttiğinden hesaplanan cezai şartın ödenmesi halinde borçlunun ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı konusunda bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra mahkemece durumun değerlendirilmesi ve davalının ekonomik mahvına sebep olacaksa buna göre makul indirim yapılması gerekir.” denilmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak isteminden ibaret olup, davacı; davalı ile imzalanan 23.03.2018 tarihli bayilik sözleşmesi ile 23.03.2018 tarihli bayilik sözleşmesi ek protokolünden doğan yükümlülüklerin davalı tarafça yerine getirilmediği iddiasında bulunarak kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsilini istemiş, davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, 27/03/2018 tarihli Sıvılaştırmış Petrol Gazları (LPG) Tüplü Bayilik Sözleşmesi, 27/03/2018 Tarihli Ek Protokol, davacıya ait ticari defter, kayıtlar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
23.03.2018 tarihli sözleşmenin 3/e maddesine ile bayinin 30 gün süreyle Ergaz’dan LPG almaması halinde bayiliğin fiilen bırakıldığının kabul edileceği ve bayi hakkında haksız fesih hükümlerinin uygulanacağı belirlenmiştir.
23.03.2018 tarihli sözleşmenin 23/a maddesine ile sözleşmenin bayi tarafından haksız olarak feshedilmesi halinde … mahrum kalacağı karı ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı sözleşmenin 24. Maddesi ile de haksız fesih halinde … cezai şart alacağına da hak kazanacağı belirlenmiştir.
23.03.2018 tarihli ek protokolün 3. Maddesine göre; ”Bayi iş bu protokolün imzalanmasından itibaren, sözleşme süresince cari yıl ortalaması olarak aylık asgari 5 ton LPG alımı yapacağını, aksi takdirde eksik alım yaptığı beher ton için 200 doları cezai şart olarak ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.” Yine anılan protokolün 14. Maddesi ile de haksız fesih halinde sözleşmeye ek olarak ayrı bir cezai şartın belirlendiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. maddesi; “(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü amirdir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde; ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar ticari defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıması için karşı tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmekte ise de, davalı bilirkişi incelemesi için gerekli olan ticari defterlerini sunmamıştır. Bu nedenle de davacı ticari defterlerinin TTK’nın 222. maddesine göre sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 27/02/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere; incelemeye sunulan 2018,2019,2020 ve 2021 mali dönemlerine ait ticari defterlerinin yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, yasal sürelerinde defter beratlarının verildiği ayrıca envanter defterlerinin de noter onaylarının yapıldığı, tüm belgelerin yasal süreler içerisinde defterlere işlendiği, davalının taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümlerine göre eksik ürün alımından dolayı davacıya ödemesi gereken cezai şartın 580.000,00-TL olduğu, davalının taraflar arasındaki sözleşme ve protokol hükümlerine göre sözleşmenin süresinden önce fesih edilmesi nedeniyle maruz kaldığı zarar, ziyan ve anlaşma süresinin sonuna kadar hesap edilen kar mahrumiyeti tutarının 371.848,37-TL olarak tespit edildiğinin bildirildiği görülmektedir.
Bilirkişi raporu ile de tespit edilen bu hususlar ile taraflar arasındaki sözleşmeler irdelendiğinde sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshedilmesi nedeniyle anılan sözleşmeler uyarınca davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı talep edebileceği ve davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti zararının 371.848,37 TL, cezai şart alacağının ise 580.000,00 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Anılan rapor ve davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi uyarınca açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş , dava öncesinde davacı tarafça davalı tarafa gönderilen Kartal . Noterliğinin 18.03.2020 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıya 7 günlük süre verildiğine dair ihtarnamenin davalı tarafa 09.06.2020 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 günlük sürenin sonunda yani 17.06.2020 tarihinde davalının temerrüde düşürüldüğü değerlendirilmekle toplam 600.000 TL alacağa iş bu temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda KABULÜ ile; 300.000,00 TL kar mahrumiyeti alacağı ve 300.000,00 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 600.000 TL ‘nin temerrüt tarihi olan 17.06.2020 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Alınması gereken 40.986,00-TL harçtan peşin alınan 341,55-TL harç ile ıslah harcı olarak alınan 9.904,95-TL harcın mahsubu ile eksik 30.739,50-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından sarfedilen 59,30-TL başvuru harcı, 341,55-TL peşin harç, 9.904,95-TL ıslah harcı, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 8,50-TL vekalet suret harcı, 649,50-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 13.963,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 90.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 05/10/2023

Katip … Hakim …