Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/105 E. 2023/392 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI-KISITLI :
VASİ :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 31/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; 30/04/2019 tarihinde müvekkili …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kaza sonucu tutulan kaza tespit tutanağında davalı …’ın kusurlu olduğunun tespit ediliğini, kazayla ilgili başlatılan soruşturma sonucu Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davanın halen devam ettiğini, kaza sonucunda müvekkilinin %89,55 oranında malul kaldığını, müvekkilinin uzun süre tedavi altında kaldığını, birçok tedavi masrafının olduğunu, müvekkilinin ömür boyu bakıma muhtaç kaldığını, müvekkilinin çalışamaz ve kendi eşlerini kendi yapamaz hale geldiğini, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren davalı …’ın kullandığı aracın ZMMS kapsamında sigortacısı olup poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapmış oldukları başvurunun sonuçsuz kaldığını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle tam bağımlı hale geldiğini ve bu nedenle Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kararı ile kısıtlanarak …’un kendisine vasi olarak atandığını, müvekkilinin daimi sakat kalması ve tam bağımlı hale gelmesi nedeniyle derin üzüntü içerisinde olduğunu beyanla ileride arttırılmak üzere şimdilik 100,00TL geçici iş göremezlik, 100,00TL daimi iş göremezlik, 100,00TL bakıcı gideri ve 9.296,00TL tedavi masrafı olan maddi tazminatların davalı sigorta şirketi açısından temürrüt tarihi, davalı … açısından kaza tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, 200.000,00TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 23/03/2023 havale tarihli talep arttırım dilekçesinde özetle; aldırılan raporlar doğrultusunda daimi iş göremezlik taleplerini 227.095,93TL’ye, bakıcı gideri taleplerini 326.352,06TL’ye yükselttiklerini, tedavi masraflarının da 9.596,00TL, manevi tazminat taleplerinin 200.000,00TL olarak devam ettiğini bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 12/03/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili adresin Hüyük ilçesi olup davaya bakmaya yetkili mahkemelerin Hüyük ilçesinin bağlı olduğu Beyşehir mahkemeleri olduğunu, müvekkili yönünden arabuluculuk sürecinin başlatılmadığını bu nedenle müvekkili yönünden arabuluculuk dava şartı yokluğunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kazana müvekkilinin kusurununu bulunmadığını, kazayla ilgili kamera kayıtlarının incelenmesi ile de durumun anlaşılacağını, kazanın oluşumunda davacının %100 kusurlu olduğunu, davacının motosikleti ile tali yoldan çıkış yaptığını, motorunda kurallara aykırı olarak su bidonları, şeker çuvalı taşıdığını ve kask, dizlik gibi koruyucu ekipmanlarının olmadığını, kaza nedeniyle maluliyet oluşmasında davacının asli ve tek kusurlu olduğunu, davacının sunmuş olduğu raporları kabul etmediklerini, usul ve esaslara uygun olarak mahkememizce kusur durumunun ve maluliyet durumunun tespiti için rapor aldırılmasını, müvekkilinin emekli olup emekli maaşı ile geçindiğini ve tazminat taleplerinin diğer davalı sigorta şirket tarafından karşılanması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin de çok afaki bir rakam olup kabul etmediklerini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili mahkememize vermiş olduğu 22/03/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı kısıtlı olduğundan Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından bildirilen hesabına 11/02/2020 ve 13/02/2020 tarihlerinde toplam 26.655,06TL ödeme yapıldığını, kazayla ilgili 04/12/2019 tarihinde maluliyet dosyası açıldığını beyan etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, kazaya karışan araçların trafik kayıtları, Konya Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı doyası, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacı ve davalı gerçek kişilerin nüfus kayıtları dosya arasına alınmış, davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, poliçe ve bu poliçe kapsamında müracaat ve ödeme olup olmadığı araştırılmış, SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmış, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, N.E.Ü. Meram Tıp Fakültesi Hastanesinden davacının tedavi evrakları celp edilmiş, N.E.Ü. Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından maluliyet raporu, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu, aktüerya bilirkişisinden hesap raporu alınmıştır.
Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/06/2019 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; davacı …’un TTK’nun 405 maddesi uyarınca kısıtlandığı ve …’un vasi olarak atandığı anlaşılmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 30/04/2019 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sebebiyle her iki davalıdan maddi tazminat ve ayrıca sadece davalı …’dan manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Dava tarafları arasında, dava konusu trafik kazasındaki kusur durumu, davacının uğradığı zararını türü ve miktarı, zararın davalılardan tazmin edilip edilemeyeceği; edilebilir ise ne miktarlarda tazmin edilebileceği ihtilaflıdır.
Kazaya karışan … plakalı aracın, kaza tarihinde davalı … adına binek otomobil vasıflı olarak tescilli olduğu, kaza sırasında sürücüsünün de adı geçen davalı olduğu ve bu aracın davalı sigorta şirketinin 25/05/2018 – 25/05/2019 tarihli … poliçe numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, kaza tarihinde geçerli sakatlanma ve tedavi gideri poliçe teminat limitlerinin 360.000’er TL olduğu dosya kapsamına celp olunan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 53. Maddesine göre; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesin Başkanlığınca düzenlenen 05/11/2021 tarihli kusur raporunda; davaya konu kaza nedeniyle davacı-sürücü …’un %80, davalı-sürücü …’ın %20 kusurlu olduğu kanaatleri bildirilmiştir. Söz konusu raporun kazanın oluş şekline, ceza dosyası içeriğine ve dosyadaki delillere uygun olması sebebiyle hükme esas alınması gerekmiştir.
Konya BAM 3. Hukuk Dairesinin benimsediği uygulama nazara alınarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre aldırılan N.E.Ü. Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 30/03/2022 tarihli maluliyet raporunda; oluşan kaza nedeniyle davacının % 100 oranıda malul kaldığı ve sakatlığının kalıcı olduğu, ömür boyu bakıcıya muhtaç olduğu, bakıcı giderinin 35.000,00TL olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu raporun kazanın oluş şekline, ceza dosyası içeriğine ve dosyadaki delillere uygun olması sebebiyle hükme esas alınması gerekmiştir.
Yukarıda sözü edilen kusur raporu ve adli tıp raporu esas alınmak suretiyle aktüerya hesap bilirkişisi tarafından düzenlenip mahkememize sunulan25/01/2023 havale tarihli hesap raporunda özetle;
“1-Pmf 1931 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamada:
Davacı için kalıcı maluliyet( iş göremezlik) tazminatı olarak 141.327,02TL
Davacı için sürekli bakıcı gideri olarak 213.902,25TL
Davacı için tedavi gideri olarak 7.000,00TL Olmak üzere toplamda 362.229,27TL,
2-Trh2010 Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamada:
Davacı için kalıcı maluliyet( iş göremezlik) tazminatı olarak 227.095,93TL
Davacı için sürekli bakıcı gideri olarak 326.252,06TL
Davacı için tedavi gideri olarak 7.000,00TL Olmak üzere toplamda 560.347,99TL tazminat hesap edildiği” bildirilmiştir.
Hesap raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilmiştir. Konya BAM 3. Hukuk Dairesinin benimsediği uygulama nazara alınarak, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve %10 arttırım, %10 iskonto hesabı yöntemi uygulanmak suretiyle yapılan tespitlerin hükme esas alınması gerekmiştir.
Dava konusu kazadaki müterafik kusur durumu yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, kaza tespit tutanağında davacının kaskının takılı olarak işaretli olması, soruşturma dosyası içerisinde bunun aksi yönde bir beyan ve delilin bulunmaması nazara alındığında müterafik kusur indirimine gidilmemiştir.
Manevi tazminat talebi açısından yapılan değerlendirmede ise;
Davacı vekili manevi tazminat talebini davalı araç maliki ve sürücüsü …’a yöneltmiştir. Adı geçen davalı hem araç işleteni olarak hem de haksız fiil faili olarak davacının manevi tazminat talebinden sorumludur.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, … )
Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihinde paranın satın alma gücü, dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan yukarıda belirtilen kusur raporu ve adli tıp raporu, davacının yaralanma bölgesi, sonrasında ortaya çıkan zararlar sebebiyle duyduğu manevi acı dikkate alınarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
a-)141.327,02TL sürekli iş göremezlik tazminatı,
B-)213.902,25TL bakıcı gideri tazminatı,
c-)7.000,00TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 362.229,27TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kayıt ve şartıyla, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 29/02/2020 tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 30/04/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE; 50.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/04/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (362.229,27/562.843,99) 849,51TL’sinin davalı sigorta şirketinden, 470,49TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 24.743,88TL ve kabul edilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.415,50TL olmak üzere toplam alınması gereken 28.159,38TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 715,88TL harç ile yargılama sırasında alınan 1.887,42TL ıslah harcı toplamı olan 2.603,30TL’nin mahsubu ile bakiye 25.556,08TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin (362.229,27/412.229,27) 22.456,34TL’sinden diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
5-Davacı tarafından yapılan 59,30TL başvuru harcı, 715,88TL peşin harç ve 1.887,42TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.662,60TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin (362.229,27/412.229,27) 2.339,65TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
6-Davacı tarafından yapılan 348,90TL posta-tebligat gideri, 1.000,00TL bilirkişi ücreti, 3.100,30TL N.E.Ü. Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporu gideri, 8,50TL vekalet harcı ve 730,00TL Adli Tıp Kurumu kusur raporu fatura bedeli olmak üzere toplam 5.187,70TL yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (412.229,27/762.843,99) 2.803,35TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … Sigorta A.Ş.’nin (362.229,27/412.229,27) 2.463,33TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
7-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 8,50TL vekalet suret harcı yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (200.614,72/562.843,99) 3,03TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, kalan kısmın davalı … Sigorta A.Ş.’nin üzerine bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 8,50TL vekalet suret harcı yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (350.614,72/762.843,99) 3,90TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı …’ın üzerine bırakılmasına,
9-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 53.712,10TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar vekilleri yararına AAÜT’ye göre reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 31.086,06TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/05/2023

Başkan Üye Üye Katip

(muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ:
Dava konusu trafik kazası 30/04/2019 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza tarihi itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükte olduğundan davacının sürekli iş göremezlik durumu tespit edilirken bu yönetmelik hükümleri esas alınması gerekirken Çalışma Gücü Yönetmeliği hükümlerine göre aldırılan raporun hükme esas alınabilir nitelikte olmadığı kanaatindeyim. Öte yandan Trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarında esas alınan bakiye ömür daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması gerekmektedir. Bu durumda tazminat davalarında zarar hesabında birliğin sağlanması ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi göz önüne alındığında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacaktır. Dava konusu olayda da, aktüerya bilirkişisi tarafından TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenen muhtemel bakiye ömür süresi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yöntemi kullanılarak hesap edilen zarar miktarına göre davanın kabulü gerekirken aksi yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. (Yargıtay . Hukuk Dairesinin 27/09/2022 tarih … esas, … karar sayılı ilamı)