Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/100 E. 2022/776 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 2 adet 15.000,00 TL tutarındaki çek ve 1 adet 30.000,00 TL tutarındaki çek ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, bu takip neticesinde müvekkilinin maaşına ve diğer mallarına haciz konulduğunu, söz konusu takip 15.000,00 TL bedelli 07/11/2014 günlü … Seri No’lu, 15.000,00 TL bedelli 05/12/2014 günlü … Seri No’lu ve 30.000,00 TL bedelli 09/01/2015 günlü … Seri No’lu çeklere dayandığını, söz konusu çeklerde müvekkilinin ciranta olarak gösterildiğini, imzalar ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, çekler üzerindeki müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzalar, açıkça görüleceği üzere birbiri ile örtüşmediğini, dava dilekçesi ile sunulan vekaletname suretinde de görüleceği üzere müvekkilinin imzası ile takibe konu çekler üzerindeki yer alan imzaların çıplak gözle bile incelenmesinde dahi birbirleri ile uyuşmayacak nitelikte farklı çizgilerin bulunduğunun açıkça görüleceğini, müvekkilinin imzasının taklit edilmeye çalışıldığını, davalı alacaklı tarafından çekler üzerindeki imzaların ve yazıların müvekkiline ait olmadığını bilmesine rağmen kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını ve bu takibi devam ettirdiğini, çekler üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davanın açılmasının herhangi bir zaman sınırlamasına tabi olmadığını, kötüniyetli ve haksız takip nedeni ile müvekkilinin tüm banka hesaplarına, taşınır ve taşınmaz mallarına haciz konulduğunu, müvekkilinin mağdur duruma düştüğünü, müvekkili tarafından menfi tespit konusunda davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, müvekkili tarafindan söz konusu haksız takip nedeni ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D İş sayılı dosyası ile tedbir talebinde bulunulduğunu ve mahkemece çek bedellerinin %20’si oranında teminat karşılığı takibin durdurulmasına karar verildiğini, mahkeme kararının taraflarına 16.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve müvekkili tarafindan söz konusu teminat tutarı olan 24.415,98 TL’nin mahkeme veznesine depo edildiğini, bu nedenlerle öncelikle teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaate ise Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D İş sayılı dosyası ile verilen tedbir kararının devamı yönünde karar verilmesini, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe dayanak edilen çekler yönünden çeklerde yer alan imzalara yönelik itirazlarının kabulü ile müvekkilinin icra takibine konu edilen çeklerden ötürü borçlu olmadığının tespitini, takibin müvekkili yönünden iptalini, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin iptalini ve davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olması sebebiyle de takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemede görülmekte olan davanın dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadan açıldığını, kambiyo senetlerinde borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içinde takibi gerçekleştiren icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak senede ilişkin imza itirazında bulunabileceğini, takip konusu çeklerdeki imzayı inkar, tebliğden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine açık bir şekilde yapılmadığı takdirde çeklerdeki imzalar ile ilgili takip bakımından borçluya ait olduğunun kabul edildiğini, borçlu tarafından süresinde itirazda bulunulmadığını, dava konusu icra takibinin 2015 yılında yapıldığını, borçlu tarafından bu zamana kadar hiçbir itirazda bulunulmadığını, davacının dava dilekçesindeki iddiasında çeklerdeki imzaların kendisine ait olmadığını dile getirmiş olmakla birlikte davacının imzaya itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde çeklerdeki imzanın davacı borçluya ait olduğunun görüleceğini, müvekkilinin davaya konu çekleri ticari ilişki münasebetiyle aldığını, iyi niyetli olan müvekkilinin yetkili hamili olduğunu, davacının yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunun kanıtlaması gerektiğini, ancak dava dilekçesinden davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediğini, davacının davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediğini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığının anlaşıldığını, davacının açmış olduğu işbu dava kötü niyetli ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, bu nedenlerle öncelikle usulüne uygun olarak arabuluculuk yoluna başvurulmadan ikame edilmiş olan işbu davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötü niyetli olan davacı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davaya konu çeklerdeki imzanın davacı yana ait olmadığından bahisle davalıya borçlu bulunmadığının tespiti davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 07/11/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 05/12/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 09/01/2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, mahkememiz … D.İş Esas, … D.İş Karar sayılı dosyası, davacının mukayese imza örnekleri, tatbike medar resmi kurumlardaki imza örnekleri celbedilmiş, takibe konu çeklerdeki imzanın davacı …’a ait olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden Adli Tıp Raporu alınmıştır.
Mahkememizce dava konusu çeklerdeki imzaların davacının eli ürünü olan diğer yazılar üzerinde gerekli fiziksel ve grafolojik araştırma, karşılaştırma ve inceleme yapılarak, belirtilen çeklerdeki imzaların davacı …’un eli ürünü olup olmadığına ilişkin gerekçeli ve bilimsel rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 03/10/2022 tarihli raporda; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çeklerin arka yüzünde … adına atılı imzalar ile …’un mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibatın tespit edilemediği rapor edilmiştir.
Rapordan da anlaşılacağı üzere rapor kesin kanaat içeren bir rapordur. Dolayısı ile rapordaki belirlemelere göre davaya konu çeklerdeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı işbu rapor ile anlaşılmıştır.
Davalı vekili arabuluculuk başvurusu yapılmadan huzurdaki dava açıldığından dolayı davanın usulden reddini talep etmiştir. Menfi tespit davalarında emsal Yüksek Yargı kararları gereğince arabuluculuk dava şartı sayılmamış, menfi tespit davalarında arabuluculuk aranmamıştır. Kaldı ki buna rağmen davacı yan arabuluculuğa da başvurmuştur. Diğer taraftan genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak için herhangi bir sure de belirlenmiş değildir. Hukuki yarar bulunmak şartı ile de her zaman açılması mümkündür. Bu nedenle davalı vekilinin bu doğrultudaki itirazları da yersizdir.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun eldeki davada hamil olan alacaklıya karşı çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası mutlak bir def’idir. Dolayısı ile herkese bu meyanda davalıya karşı da ileriye sürülebilmesi mümkündür.
Huzurdaki davada davalı imzanın davacıya ait olup olmadığını arada başka bir ciranta bulunduğundan dolayı bilebilecek durumda değildir.
Davacı vekili davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde menfi tespit ve istirdat davaları hakkında düzenleme mevcuttur.
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
Yasanın 72/5 maddesinde ise; Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Hükmünü amirdir.
Maddede de görüleceği üzere dava davacı borçlu lehine neticelenirse talep üzerine ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, davalı aleyhine tazminata hükmedilir. Dava konusu olayda davalı taraf hamil konumunda olup, arada başka bir ciranta daha bulunmaktadır. Dolayısı ile davalı imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek konumda olmayıp kötüniyetli olduğu hususu da ispatlanabilmiş değildir. Bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesi dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe konulan 07/11/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 05/12/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 09/01/2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığı ve dolayısı ile davalıya borçlu olunmadığı iddia edilmiş olup, mahkememizce toplanan deliller, alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Raporu ve tüm dosya kapsamına göre bahsi geçen çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığı belirlendiğinden dolayı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-)Davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 07/11/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 05/12/2014 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli, 09/01/2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-)Şartları oluşmadığından dolayı kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 4.098,60-TL harçtan, peşin olarak alınan 768,49-TL ile tamamlama harcı 257,00-TL olmak üzere toplam 1.025,49-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.073,11-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 97,70-TL tedbir harcı, 162,80-TL değişik iş dosya gideri, 8,50-TL vekalet harcı, 1.025,49-TL peşin harç, 2.110,00-TL Adli Tıp Rapor Ücreti, 655,41-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.119,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 15/12/2022

Katip … Hakim …