Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/644 E. 2022/400 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.04.2019 tarihinde, davacı müvekkili …, … ili … Mevkii … yolunda icra etmekte olduğu mesleği gereği ekip arkadaşlarıyla birlikte ihbar üzerine çevirme yaptıkları esnada, elinde fener ve üstünde sarı yelek olan davacının siyah renkli plakasız ve tescilsiz motosikletin sürücüsü …’e yapmış olduğu dur ihtarına rağmen, …’in ihtara uymayarak, davacıya çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, bakıcı ihtiyacı doğduğunu, başvuruya konu kazanın meydana gelmesinde yaya olan davacı müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilin yaralanmasına sebebiyet veren kazanın sürücü …’in asli ve tam kusurlu davranışları sonucunda meydana geldiğini, yargılama konusu trafik kazasına kusuruyla sebebiyet veren plakasız ve tescilsiz motosikletin sürücüsü …’in kaza sonrasında olay yerinden kaçması nedeniyle davaya konu trafik kazası sonrasında kaza tespit tutanağı tutulamadığını, tam ve asli kusuru ile kazaya sebebiyet veren plakasız ve tescilsiz motosikletin kaza tarihi itibariyle Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası bulunmadığını, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a ve … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddeleri uyarınca “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, ”… başvurulabileceğinin düzenlendiğini, kazaya kusuruyla sebebiyet veren aracın kaza tarihi ve kaza saati itibariyle zorunlu sigortaları bulunmadığından …, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların tazmininden varsa diğer sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dava konusu trafik kazası sonucunda ağır şekilde yaralanan müvekkilinin ayak kemiklerinde kırık ve dizinde bağ yırtığı başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde kemik kırıkları, ezilme, yaralanma ve berelenmeler meydana geldiğini, uğranılan maddi zararların tazmini için tüm gerekli bilgi, belge ve evraklarla birlikte 24.10.2019 tarihli dilekçe ile davalı … Başkanlığı’na başvuruda bulunulduğunu, dilekçe ve eklerinin 25.10.2019 tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini, işbu başvuruya istinaden davalı yan nezdinde … nolu hasar dosyası oluşturulduğunu, hasar dosyası kapsamında mevcut eksikliklerin ikmal edildiğini, kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 9.800-TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 100-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100-TL olmak üzere toplam 10.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı …’ndan (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını, sürekli sakatlık tazminatı taleplerinde … Yönetmeliğinin 15/1 “MADDE 15 – (1) Yönetim Komitesi Müsteşarlığın uygun görüşünü alarak başvurularda aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. İstenilecek belgeler, Hesabın internet sitesi kanalı ile kamuoyuna duyurulur.” maddesi gereğince belirlenen birtakım belgelerin başvuru esnasında başvuran tarafından müvekkiline ibrazının gerektiğini, davacının başvuru sırasında söz konusu belgeleri müvekkiline sunmadığını, hukuken usulüne uygun herhangi bir başvuru bulunmadığı için KTK’nın md.97/1 “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. ” hükmünün gereklerinin yerine getirilmediğini ve dava şartının gerçekleşmediğini, anılan sebepten ötürü davacının davasının dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddinin gerektiğini, kabul manası taşımamak şartıyla davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin mesuliyetinin kusur oranı ve teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, davanın diğer sorumlulara ihbarının gerektiğini, maluliyet oranının tespitinin kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre yapılması gerektiğini, iddia edilen maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, herhangi bir güvenlik tedbiri uygulanmaksızın dava dışı şahsın davacı tarafından durdurulmaya çalışıldığını, tescilsiz araçların verdiği zararlarda, aracın zorunlu trafik sigortasına konu edilebilecek bir motorlu taşıt olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, zorunlu trafik sigortası, motorlu araçların işletilmesi neticesinde üçüncü kişilerde oluşacak zararlar nedeniyle işletene düşecek hukuki sorumluluğu belirli limitler dahilinde sigorta koruması altına aldığını, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri, rapor /cenaze ve defin / ulaşım / yemek giderlerinin tazmini yönündeki taleplerin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları uyarınca teminat dışında olduğunu, müvekkiline usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı için müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düştüğü yönündeki davacı taraf iddialarının asılsız olduğunu, ayrıca müvekkilinin bir ticari şirket olmadığı ve sigortasız araç da ticari bir araç olmadığı için davacı tarafça talep edilen ticari faizin hukuka aykırı olduğunu, davacının haksız davasının usulden reddi ile mahkeme aksine kanaatte ise, esastan reddi ile ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava; cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 14/04/2019 tarihli kazada davacının yaralanması nedeniyle davalıdan maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, davacıya ait hasta takip dosyası ve belgeler, davalıya yapılan başvuruya ilişkin belgeler ve hasar dosyaları, tarafların sosyal ekonomik durumları, SGK kayıtları, kesinleşen Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyası, kazaya karışan motosiklete ilişkin belgeler ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Akabinde dosya makine mühendisi bilirkişi ile adli trafik bilirkişisine verilerek makine mühendisi bilirkişiden motosikletin tescile tabi olup olmadığı ve silindir hacmin 50 cc’yi geçip geçmediği hususunda rapor tanzimi, adli trafik bilirkişi tarafından da tarafların kusur durumunun oransal olarak da belirlenmesi için rapor alınmasına karar verilmiştir.
Sunulan 16/08/2021 havale tarihli heyet raporunda özetle; Dava dışı tescilsiz motosiklet sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre ise motosikletin silindir hacminin 50 cc’yi geçip geçmediğinin tespitinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Bunun üzerine kazaya neden olan motosiklet ile ilgili bilgi ve belgelerin gönderilmesi için … Polis Merkezi Amirliğine müzekkere yazılmış olup istenen bilgi ve belgeler mahkememize gönderilmiştir. Bunun üzerine motosikleti üreten … Ticaret A.Ş.’ne müzekkere yazılmış olup verilen cevaba göre motosikletin silindir hacminin 97 cm3 olduğu bildirilmiştir. Dolayısı ile davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya maluliyet oranlarının belirlenmesi ve ayrıca bakıma muhtaçlık olup olmadığı hususunda Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan Rapor alınmış, gelen raporda özetle; Sürekli maluliyetin %20 oranında olduğu, iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirildiği, bu sürenin ilk 2 ayında bakıcıya ihtiyaç olacağı ve 4.500,00-TL belgelendirilemeyen tedavi masrafının olduğu belirlenmiştir.
Akabinde aktüerya bilirkişisinden hesap raporu alınmıştır. Sunulan 10/04/2022 tarihli raporda özetle; Davacının geçici iş göremezlik döneminde devlet memuru olması hasebiyle maaşını almış olması nedeniyle geçici iş göremezlik zararının oluşmadığı, sürekli iş göremezlik maddi zararı 426.261,67-TL, bakıcı gideri maddi zararı 5.116,80-TL, tedavi gideri maddi zararı 4.500,00-TL olarak hesaplanmıştır.
Hesap raporu sonrası davacı vekili 26/04/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile bidayette talep edilen 9.800,00-TL sürekli iş göremezlik tazminat bedelini 350.200,00-TL arttırmak suretiyle 360.000,00-TL’ye iblağ etmiş ( poliçe limiti 360.000,00-TL olduğundan dolayı ) geçici iş göremezlik bedeli ile bakıcı gideri tazminatı taleplerini ise takipsiz bıraktıklarını ifade etmiştir. Davalı vekili ise davacı vekilinin geçici iş göremezlik bedeli ile bakıcı gideri tazminatı taleplerinin atiye terk ya da açılmamış sayılma yönündeki taleplerine muvafakatlarının olmadığını beyan etmiştir.
6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise davalı sorumludur. Yargıtay . Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da aynı hususta benzer mahiyette değerlendirmelerde bulunulmuştur. Dolayısı ile davalı belgelenemeyen kaçınılmaz tedavi giderlerinden ve de bilirkişi hekim raporu ile bakıcıya ihtiyaç olduğunun belirlenmesi neticesi bakıcıya ödenmesi gereken bedellerden ve dahi geçici iş göremezlik bedelinden sorumlu olacaktır.
Cismani zarara uğrayan kişi; yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik (Maluliyet) zararını isteyebilecektir. Geçici iş göremezlik zararı olarak belirlenen sürenin sonundan başlayarak muhtemel yaşam tablosuna göre belirlenecek süre için maluliyet zararı hesabı yapılmaktadır. Maluliyet hali “gelişen durum” olarak kabul edilmektedir. Kişinin maluliyet olmadan önceki işinde çalışmaya devam etmesi bu zararın olmadığına işaret etmez, maluliyetten kasıt EFOR KAYBIDIR. Alınan Adli Tıp Raporuyla davacının %20 oranında MALÜL olduğu, iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı belirtilmiştir.
Davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt olgusu kendine yapılan başvurunun 25/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olması ve bu süreye 8 iş günlük sürenin ilavesi suretiyle 07/11/2019 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı vekili avans faizi talebinde bulunmuş ise de tescilsiz aracın motosiklet olması hasebiyle yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
Davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de;
Zamanaşımı itirazı yönünden ise 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. 2918 sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten, sigortacısı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nun 05.06.2015 tarih, … -… , … sayılı kararı).
Davaya konu edilen olayda davacı …’nin yaralandığı görülmektedir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 14/04/2019 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 22/12/2020 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile ne normal ne de uzamış ceza zamanaşımı süresi davamızda geçmemiştir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımının düzenlendiği 72. maddesi,
MADDE 72- “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” Hükmünü amirdir. Bu nedenle yaralanmalı trafik kazasından sebep ne normal zamanaşımı süresi ne de ceza kanununda öngörülen uzamış ceza zamanaşımı süreleri geçmemiş bulunduğundan dolayı bu itirazın reddi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, alınan raporlar mucibince açılan davanın talep artırım dilekçesi de nazara alınmak suretiyle sürekli iş göremezlik zararı bakımından kabulüne, ancak geçici iş göremezlik zararı ile bakıcı gideri bakımından davacı işbu taleplerini atiye terk etmek istemiş ise de bu talep hukuken geriye alma olarak değerlendirilmesi gerektiğinden ve bu duruma davalının rızası bulunmadığından dolayı geçici iş göremezlik zararı ile bakıcı gideri talebi bakımından davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)360.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının (davalının sorumluluğu kaza tarihindeki poliçe teminat limiti 360.000,00-TL olduğundan dolayı ) temerrüt tarihi olan 07/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 200,00-TL tazminatın reddine,
3-)Alınması gereken 24.591,60-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 1.196,11-TL harcın mahsubu ile bakiye 23.341,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet suret harcı, 54,40-TL peşin harç, 1.196,11-TL tamamlama harcı gideri olmak üzere toplam 1.312,71-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre (360.000,00/360.200,00) hesaplanan 1.319,27-TL’sinin davalıdan, bakiye 0,73-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 33.650,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından sarfedilen 312,70-TL posta – tebligat gideri ve 1.172,00-TL NEÜ ATK faturası, 1.900,00- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.384,70-TL yargılama giderinden haklılık oranına (360.000,00/360.200,00) göre hesaplanan 3.382,82-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.14/06/2022

Katip Hakim