Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2022/49 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu tarafından icra takibine herhangi bir borçlarının olmadığını belirterek haksız yere itiraz ettiklerini, ancak davacının inşaat dekorasyon şirketi olup, faaliyetlerini şahıslara ve şirketlere her türlü dekoratif inşaat işleri ve bu tarz işlerde kullanılacak ürünlerin perakende satışı olacak şekilde iş hayatını sürdürdüğünü, geçimini bu şekilde idame ettirdiğini, hizmetleri arasında daire içi ve daire dışı olmak üzere istenilen tüm bakım, onarım, tadilat ve inşaat işlerinin yapılması olduğu gibi ve tüm bunların malzemelerinin perakende satışının yapıldığı (… BOYA BAYİSİ) bir mağazaya sahip uzun yıllardır sektörde bulunan ve hakkında bunca yıldır herhangi bir icra takibi bile başlatılmamış aile şirketi olduğunu, söz konusu icra takibi yapılmadan önce davalı-borçlu ile davacı müvekkili arasında 2019 yılı Haziran Ayı içerisinde davalı-borçlu şirket sahibi … ve yetkilisi … ile yapılan görüşmeler sonucunda davalı borçlu şirketin aynı zamanda ikinci Anaokulu Şubesi olarak hizmete sunacağı … Mahallesi, … Caddesi No:… … / KONYA (… Anaokulu adı altında) adresindeki işyerine davalı-borçlu şirket sahibi … ve yetkilisi … tarafından yapılan anlaşma uyarınca yapılacak işlerin listesinin belirlendiğini, fiyatlarında anlaşıldıktan sonra ödemenin de tüm işler bitirilip teslim edildikten sonra kesilecek faturaya karşılık borcun tamamının nakit olarak ödeneceği hususunda anlaştıklarını, tüm bu işler de kullanılacak ürünler (Duvar Boyası, Laminant Parke, Duvar Fayansı vb.gibi) davalı borçlu … ve yetkilisi – çalışanı … tarafından tek tek seçilip ve beğenildikten sonra işe başlanıldığını, davacının … adlı şahsın halen bir Anaokulu işletmesi ve sektörde uzun yıllar bulunması sebebiyle … adlı şahsa güvendiğini ve herhangi bir senet dahi almadığını, davalı borçlu … son anda İkonia Kids Anaokulu olarak açmayı düşündüğü yeri açmaktan vazgeçtiğini, hatta mülk sahibine olan kira borcunu dahi ödemeden kaçar gibi bırakıp gittiğini, halen faaliyetlerini … Mah. … Sk. da bulunan … Çocuk Akademisi ve Gündüz bakım evi adı altında sürdürdüğünü, detaylarının tamamının . Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği’nin … D.İş No’ lu dosyasındaki bilirkişi raporunda mevcut olduğunu, toplamda 84.000,00-TL’lik faturaya dayalı alacağının ortaya çıktığını, davacının son derece mağdur olduğunu, tüm bu işlerde kullandığı malzemelerin ödemesini, çalışan işçilerin ödemelerini nakit olarak kendi cebinden yaptığını, davalı- borçlu … ve yetkilisi …’nun tüm bu işlerin başında durduğunu, sürekli gelip kontrollerini yaptığını, her şeyin onların istediği tarzda ve şekilde yerine getirildiğini, müvekkili şirket tarafından takibe konu faturadan dolayı icra takibinden önce davalı taraf ile görüşmeler yapıldığını, icra takibinden önce herhangi bir ödeme yapmayan borçlu-davalı taraf aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının kaldığı yerden devamı ile haksız olarak yapılan itirazdan dolayı % 20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız yere itirazın iptali davası açıldığını, davacı tarafından 27/10/2019 sevk tarihli ve … nolu KDV dahil 84.039,60-TL bedelli tarihsiz fatura düzenlendiğini, müvekkili …’a gönderildiğini, ilgili faturanın müvekkile 12/11/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu faturaya karşı müvekkili tarafından 15/11/2019 tarihinde Konya 3.Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiğini, faturaya ve fatura içeriğine itiraz edildiğini, davacı tarafından henüz faturanın müvekkiline tebliğ edilmeden ve kanuni itiraz süresi geçmeden 11/11/2019 tarihinde Konya .İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip yapıldığını, müvekkili tarafından davacıya böyle bir iş yaptırılmadığını ve taraflar arasında bu yönde bir sözleşme olmaması nedeni ile icra takibine süresinde itiraz ettiklerini, davacı taraf varsa taraflar arasındaki mal alım satım ve inşaat işlerinin yapımı için olan sözleşmeyi yazılı bir şekilde ispatlamak zorunda olduğunu, davacının yapılan işi ve malların teslim edildiğini ispatlamak zorunda olduğunu, davacının ilgili yapım işlerini … adında birinin yaptırdığını ve ilgilinin de müvekkilin yetkilisi olduğunu ifade ettiğini, ancak müvekkilinin hiç bir zaman bu isimde bir yetkilisi veya temsilcisi olmadığını, …’nun müvekkiline elindeki anahtar ile işyerini açarak gösteren ve mal sahibi adına hareket ettiğini beyanla müvekkilin ilgili işyerini kiralamasını sağlayan kişi olduğunu, sonradan öğrenildiğine göre ilgili şahsın müvekkilden önce bu dükkanı kullanmak isteyen kişi olduğunu, 213 Sayılı VUK 231/5 Maddesine göre satış yapan kişi malı veya hizmeti teslim ettiği tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde fatura düzenlenmesi gerektiğini, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayıldığını, herhangi bir malın tesliminden önce fatura düzenlenmişse de bunun resmi geçerliliği bulunmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturanın bu nitelikleri taşımaması ve Eylül Ayında yapıldığı iddia edilen işlere karşılık 11. ayda fatura kesilmesi ve fatura içeriği dikkate alındığında geçersiz olduğunun anlaşılacağını, davacı tarafça tüm dava dilekçesi içerisinde ve deliller de müvekkilin ilgili mecuru kullandığının ispat edilmeye çalışıldığını, bu belgelerin müvekkilden izinsiz bir şekilde nereden temin edildiği bilinmemekle beraber bir anlamı olmadığını, müvekkilinin ilgili mecuru kiraladığını hiç bir zaman inkar etmediğini, müvekkilinin mecuru kiraladığını, ancak binaya ait su – elektrik ve doğalgaz abonelik alt yapılarının mal sahipleri tarafından yaptırılmamış olması nedeni ile müvekkilinin ilgili mecuru boşalttığını ve anahtarı mal sahibi ile görüşerek bizzat mal sahibinin yeğenine teslim ettiğini, tüm bu kapsamda olaylar değerlendirildiğinde davacı tarafça karşılıklı bir görüşme olmamasına rağmen müvekkiline iş yapılmış gibi geçersiz bir fatura düzenlenerek müvekkilin borçlu konumuna düşürülmeye çalışıldığını, davacının haksız ve yersiz olarak açmış olduğu davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve takipteki kadar davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında yapılan ilamsız takip olduğu, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, davaya konu fatura ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Akabinde taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri veya bulundukları yeri bildirmeleri için süre verilmiş ve taraf ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılarak rapor alınmıştır.
Sunulan 04/10/2020 tarihli raporda özetle; Davacının 2019 yılı yevmiye defteri incelendiğinde, tüm kayıtların 2019 yılı yevmiye defterine 2 defa yazdırıldığının tespit edildiği, defter klasörünün ilk sayfasında “Sehven yapılan hata nedeniyle, yevmiye defterinin ilk 100 sayfası yanlış yazdırılmıştı, doğrusu 101 numaralı sayfadan başlamaktadır” şeklinde not yazılmasına rağmen ticari defterin ilk 6 sayfasında kurşun kalemle iki çizgi olduğu, 7 ile 100 sayfalar arasında herhangi bir iptal çizgisi olmadığı, bu nedenle mükerrer kayıt yapıldığı, mükerrer yazdırılan ilk 100 sayfa ile ikinci 100 sayfa arasındaki kayıtlar incelendiğinde sadece uyuşmazlık konusu kayıtların düzeltildiği, diğer kayıtların aynen kaldığı, İlk 100 sayfada davacının davalıya kestiği faturanın bedelinin muhtelif tarihlerde nakit olarak tahsil edildiği, 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının olmadığı, ilk 100 sayfadaki son kaydın 31.12.2019 tarihli kapanış kaydı olduğu, 101 sayfadan 01.01.2019 tarihli 1 numaralı yevmiye kaydı ile tekrar 2 defa yazdırıldığı, 2. defa mükerrer bastırılan defter kayıtları incelendiğinde tahsilat kayıtlarının defterden iptal edildiği, tahsilat kayıtlarına ilişkin yevmiye kayıtlarının silindiği ve hiç tahsilat yapılmamış şekliyle kapanış kaydının yapıldığı, davacının defterlerindeki kayıtların değiştirildiği, Defteri Kebir ve Envanter Defteri sunulmadığı için birbirini teyit edip etmediğinin tespitinin yapılamadığı, bu nedenlerle davacının 2019 yılı ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kullanılamayacağı, takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının 2020 yılı Yevmiye Defterinin sunulduğu, Defteri Kebir ve Envanter Defteri sunulmadığı için Defterlerin bir birini teyit edip etmediğinin tespiti yapılmadığı için 2020 Yılı ticari defterlerini kendi lehine delil olarak kullanılamayacağı, davacının 2019 takvim yılı ticari defter kayıtlarına göre davalıya toplam 84.039,60-TL’lik satış yaptığı, karşılığında muhtelif tarihlerde 84.039,60-TL nakit tahsilat yaptığı ticari defterlerin ilk 100 sayfasında davacının davalıdan alacağının olmadığı, davacı ile davalının ticari ilişkisinin 26.10.2019 tarihinde başladığı, 08.12.2019 tarihinde sona erdiği, ayrıca davacı tarafından davalı adına kesilen ve icra dosyasına kazandırılan uyuşmazlık konusu faturanın kapalı fatura olduğu, imzanın orta kısımda olduğunun tespit edildiği, İncelemesi yapılan davalıya ait 2019 takvim yılı İşletme defterinin muhasebe usul ve esaslarına göre tanzim edildiği TTK ve VUK hükümlerine göre düzenlendiği, kapanış tasdiki zorunluluğu olmadığı, ve kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacının tutmuş olduğu İşletme defterlerinin yapısı gereği borç ve alacak tespitinin mümkün olmadığı, davalıya ait ticari defterlerde davalıdan alınmış mal veya hizmet faturasına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, davalı ticari defterlerinde uyuşmazlık konusu faturanın kaydına rastlanmadığı, davalı ticari defter kayıtlarına göre davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkiye rastlanmadığı, neticeten ise; davacının 2019 yılı yevmiye defterindeki kayıtların, mükerrer olarak yazıldığı, birinci kayıtlarda davacıya 31.12.2019 tarihi itibariyle davalının borcunun olmadığı, ikinci kayıtlarda ise sadece davalıdan tahsilata ilişkin tüm kayıtların silindiği, uyuşmazlık konusu faturanın kapalı fatura olduğu, davacının yevmiye defterlerinin, davacı lehine delil olarak kabul edilip edilmeyeceği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan alacağının olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu beyan edilmiştir.
İtirazlar üzerine aynı bilirkişiden 01/02/2021 tarihinde ek rapor alınmış, bu raporda da kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu, davacıya ait 2019 yılı ticari defterlerinin aynı kayıtların aynı deftere iki defa mükerrer yazılması nedeniyle davacı lehine delil olup olmayacağının mahkemenin takdirinde olduğu, davacının 2020 ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kullanılabileceği ifade edilmiştir.
Taraflarca tanık deliline de dayanılmış olup, davacı tanıkları beyanlarında özetle işlerin kendileri tarafından yapıldığını, işlerin yapılması hususunda davalının kendileriyle görüştüğünü beyan etmişler, davalı tanıkları ise davalının binayı kiralamak için ilk gittiğinde binadaki asma tavan ve parkelerin hazır olduğunu, ancak iskan olmadığı için kiralanmadığını, bilahare iskan probleminin çözülmesi sonrası kiralandığını, davacıya herhangi bir iş yaptırmadıklarını ve davacıyı tanımadıklarını beyan etmişlerdir.
Davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olmakla bu delile dayanıp dayanmayacakları hatırlatılmış, ancak yemin deliline dayanılmamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Olaya bu açıklamalar ışığında bakıldığında davacı tarafın 2019 yılı yevmiye defteri incelendiğinde, tüm kayıtların 2019 yılı yevmiye defterine 2 defa yazdırıldığı, ilk kayıtlarda alacak gözükmemesine rağmen ikinci kez yazılan kayıtlarda alacaklı gözüktüğü, bu nedenle davacı defterlerinin lehine delil kabiliyetini haiz olamayacağı değerlendirilmiş, öte yandan davaya konu faturanın kapalı fatura olduğu ve kapalı faturanın ticari teamüller ve Yargıtay uygulamalarına göre borcun ödendiğine karine teşkil edeceği kanaatine varılmıştır. Davacı yan başkaca yasal delillerle de alacağını ispat edemediğinden dolayı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 tazminat talep edilmiş olup, alınan raporlar ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacı defterlerinin az yukarıda ifade edilen nedenlerle lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı, davaya konu faturanın kapalı fatura olduğu ve bunun borcun ödendiğine karine teşkil edeceği, dinlenen taraf tanıklarının birbirlerinin zıddı yönünde beyanda bulunmaları, davacının yemin deliline başvurmaktan sarfınazar etmesi ve de davacının alacağını başkaca yasal delillerle de ispatlayamamış olması nedeniyle ispat edilemeyen davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE
2-)Peşin alınan 1.014,99 -TL harçtan 80,70-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 934,29-TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.725,15-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 20/01/2022

Katip … Hakim …