Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/587 E. 2022/388 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Taraflar arasında 28.07.2015 tarihinde 250,000,00 TL(ikiyüzellibin) bedel ile davacı şirketin “Altınekin ve Merzifon işletmeleri için tohum işleme tesisis alt yapı hazırlığı alımı ve montajı”nın yapılması hususunda anlaştıklarını ve sözleşme akdettiklerini, sözleşmenin 15.maddesinde iş bu sözleşme ve ilgili tüm eklerinin (şartname, teklif vb.) uygulamasında doğacak her türlü uyuşmazlıkların çözüm yerinin Konya mahkeme ve icra dairelerinin olduğunun belirlendiğini, müvekkili firmanın Konya İli Altınekin İlçesinde Tohum İşleme Tesisi bulunduğunu, taraflar arasında 28.07.2015 tarihinde 250,000,00 TL(ikiyüzellibin) bedel ile davacı şirketin “Altınekin ve Merzifon işletmeleri için tohum işleme tesisis alt yapı hazırlığı alımı, montajı ve devreye alınması işinin yapılması hususunda anlaştıklarını, davalının 2015 yılında işe başladığını, 118.000,00 TL(100.000,00+KDV(%18)) avans ödemesi aldığını, bu işin yapılmasından sonra hurdaya çıkan malzemeler olduğunu ve bu malzemelerin 46.610,17+KDV(%18) ile satıldığını, davalının 26.08.2016 tarihinde işi bitirerek hak ediş bedelinin ödenmesi için davacıya fatura düzenlediğini, bu fatura bedelinin de davalıya ödendiğini, ancak bu hak ediş bedeli ödenirken davalıya ödenen işe başlanırken avans olarak ödenen 118.000,00 TL son hak ediş bedelinden mahsup edilmediğini, bu şekilde davacı şirket tarafından davalıya fazla ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin davalıdan fazla yaptığı ödemeler nedeniyle alacağı olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin 118.000,00 TL alacağının fazla ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın 30/07/2015 tarihli sözleşmeye istinaden davacı tarafından mükerrer olarak ödendiği iddia edilen 118.000,00 TL’linin tahsili talebiyle açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise 30/07/2015 tarihli sözleşme gereğince davacı tarafından yapılan fazla bir ödeme olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Taraflar arasında “Turkcell Mobil Telefon Hizmetleri Kurumsal Tip Abonelik sözleşmesinin 7. maddesinde “İşbu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmü kararlaştırılmıştır.
Dava, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra, 28.10.2014 tarihinde açılmış olup, sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı anılan kanun hükümlerine göre belirlenir. Sözkonusu Kanunun Yetki Sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde “Tacirler ve kamu tüzel kişilerinin” sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan bu şart geçerlidir ve uyuşmazlığın Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
4.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 29/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Sözleşmenin bu hükümleri münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olup taraflar arasın- daki cari hesap uyuşmazlığından ve sözleşmeden kaynaklanan iş bu davada, delil sözleşmesi ile kararlaştırılan delil (davalının ticari defter kayıtları) dışında başkaca delil kabul edilmeyecektir.” denilmiştir.
5.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 02/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda taraflar tacirdir. Yine aralarındaki sözleşmelerle ticari defter ve kayıtların münhasır delil olarak belirlendiği, davaya konu kira sözleşmelerinin 15. maddesi ile “kiralayan iş bu sözleşme nedeniyle taraflar arasında çıkabilecek ihtilaflarda kiracıya ait her türlü defter ve kayıtların geçerli, bağlayıcı, kesin ve münhasır delil olacağını ve bunlara karşı her türlü itiraz ve defi haklarından ve dava halinde bunların usulüne uygun tutulduğu hususunda yemin teklif haklarından peşinen feragat ettiğini kabul eder, bu madde HMK’nın 193. maddesi uyarınca münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olup, yukarıdakilerden başka delil ikame edilemez.” şeklindeki açık düzenleme ile belirlenmiştir. Tacir olan tarafların basiretli bir iş adamı gibi davranmaları zorunlu olup TMK’nın 2. maddesi uyarınca da sözleşme hükümleri ile bağlıdırlar.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/09/2013 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamında;
“Taraflar arasında borcun vade tarihinin kesin olarak belirlenmediği ve icra takibinden önce davalının temerrüde düşürülmediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, vade tarihi belirsiz olan para alacağı için davalı borçlu icra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden temerrüt faizi ancak icra takibinden sonraki dönem için talep edilebilir.
Hal böyle olunca, icra takibinden önce temerrüde düşürülmemiş olan davalı borçludan “işlemiş” temerrüt faizi talep edilmesi mümkün olmadığından, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/04/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Davacı fatura tarihi ile takip tarihine kadar işlemiş faiz de talep edilmiş, mahkemece ”davacının davasının kabulü ile Antalya . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takip edilen 53.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz ve diğer alacaklar yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin devamına” denilmek suretiyle 17.661,34 TL işlemiş işlemiş faiz alacağı yönünden de dava kabul edilmiştir. Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir. Somut olayda icra takibinden önce alacak miktarı gösterilmek ve ödenmesi talep edilmek suretiyle borçlu temerrüde düşürülmediğinden ve kararlaştırılmış kesin vade bulunmadığından temerrüt, icra takibinin başlatıldığı tarihte oluşmuştur. Mahkemece fatura tarihinin temerrüde esas alınarak ve faize başlangıç yapılarak fatura tarihi ile takip tarihi arasındaki işlemiş faiz alacağı yönünden davanın kabulü doğru olmamıştır. İcra takibinden önce temerrüdün varlığı kanıtlanamadığından takip öncesine ait işlemiş faiz alacağına ilişkin itirazın iptâli talebinin reddi gerekir.O halde mahkemece, açıklanan husus gözetilmek suretiyle yapılacak hesaba göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir.
8.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 19/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava rücuen alacak davası olup, davacı tacirdir. TTK’nın 19/2 maddesinde düzenlenen “Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü uyarınca davacının ticari faiz isteme hakkına sahip olduğu, bununla birlikte davacı dava dilekçesinde tahsil talebinde bulunurken talep ettiği üzere talebiyle bağlı kalınarak avans faiz oranından daha az oranda olan reeskont oranında faiz istemekte haklı olduğuna göre, mahkemece kabul edilen alacağa ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanması isabetli olmamıştır. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün faiz türüne yönelik olarak değiştirilmek suretiyle HMK’nın 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCEİ
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN İNCELEMEDE; Davamız davacısının 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu, davalının ise gerçek kişi olması sebebiyle tacir olup olmadığının bilinemediği, yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı çerçevesinde Mahkememizce araştırma yapıldığı, dosya içerisinde yer alan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığının 15/12/2020 tarihli müzekkere cevabında davalının bilanço usulüne göre defter tutan gerçek kişi tacir olduğu, dava taraflarının tacir olmaları ve dava konusu işin her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi sebebiyle nispi ticari davaya vücut verdiği dolayısıyla Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
2.YETKİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Dosya içerisinde yer alan 30/07/2015 tarihli sözleşmenin “Anlaşmazlıkların Çözüm Yeri” başlıklı 15. Maddesinde sözleşmeden kaynaklı olarak çıkacak uyuşmazlıklarda T.C. Konya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, söz konusu yetki şartının münhasır yetki mahiyetinde olduğu, dava konusu sözleşme altındaki imzaya yönelik bir itirazı olup olmadığı hususunda davalının isticvabına karar verildiği, usulüne uygun olarak talimat mahkemesince ihtaratlı davetiye çıkarıldığı, isticvap duruşmasına gelmemesi halinde sözleşme altında bulunan imzanın kendisine ait olduğunun kabul edilerek yargılamaya devam edileceğinin ihtar edildiği, davalının isticvap duruşmasına gelmemesi sebebiyle sözleşmenin sıhhati hususunda bir ihtilaf kalmadığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay … . Hukuk Dairesinin 07/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi gereğince tarafların ikisi de tacir olduğundan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu görülmekle Mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
3.DELİL SÖZLEŞMESİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRLMEDE; Taraflar arasında akdedilen 30/07/2015 Tarihli Sözleşmenin “Diğer Şartlar” başlıklı 18/g maddesinde taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının esas alınacağının kararlaştırıldığı, yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 29/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 02/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında söz konusu şartın 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesi uyarınca münhasır delil sözleşmesi niteliğinde olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 18/2 maddesi gereğince tacir olan tarafların basiretli bir iş adamı gibi davranmaları zorunlu olup 4721 Sayılı TMK’nın 2. maddesi uyarınca da sözleşme hükümleri ile bağlı olduğu anlaşılmakla Mahkememizce davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Kaldı ki davalıya ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi veya bulunduğu yerin bildirilmesi için çıkarılan usulüne uygun davetiyeye rağmen davalı tarafından da incelenmek üzerine ticari defterler ibraz edilmediği gibi ticari defter ve belgelerin bulunduğu yer de bildirilmemiştir.
4.Dosya içerisinde yer alan 04/09/2019 Tarihli Kök Bilirkişi Raporu ile 04/08/2021 Tarihli Ek Bilirkişi Raporunda özetle; Davacının ticari defter ve belgelerinin muhasebe esaslarına göre usulüne uygun olarak tutulduğu, 30/07/2015 Tarihli sözleşmenin 4.1 maddesi gereğince davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan bedelin hurda satışı nedeniyle elde edilen 46.610,17 TL düşülmek suretiyle 240.000,00 TL olduğu, davacı tarafından hak ediş tutarının tam olarak ödenmesine rağmen mükerrer fatura nedeniyle KDV dahil 118.000,00 TL fazla ödemesi olduğu rapor edilmiştir.
5.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporu, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında Altınekin ve Merzifon İşletmeleri İçin Tohum İşleme Tesisi Alt Yapı Hazırlığı Alımı ve Montaj işi hususunda eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede bedelin KDV Hariç olmak üzere 250.000,00 TL üzerinden götürü bedel olarak kararlaştırıldığı, taraflar arasında sözleşmeye konu için eksiksiz olarak tamamlandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafından işe başlanması üzerine KDV dahil 118.000,00 TL avans ödemesi yapıldığı ancak yapılan bu avans ödemesi unutularak işin tamamlanması akabinde hurdaya çıkan malzemelere ilişkin 46.610,17 TL mahsup edilerek bakiye kalan tüm hak ediş bedelinin ödenmesi üzerine 118.000,00 TL’lik kısım yönüyle mükerrer ödeme yapıldığı, dosya içerisinde yer alan 04/09/2019 Tarihli Kök Bilirkişi Raporu ile 04/08/2021 Tarihli Ek Bilirkişi Raporuyla bu hususunun teyit edildiği ve davacının 118.000,00 TL fazla ödeme yaptığı anlaşılmakla bu miktar üzerinden davasının kabulüne karar verilmiştir.
6.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 19/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alınarak tarafların tacir olması ve dava konusu işin tarafların ticari işletmesiyle alakalı olması sebebiyle hükmolunan meblağa ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
7.TEMERRÜT BAŞLANGIÇ TARİHİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Davacı tarafından dava konusu alacak için öncelikle T.C. Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile 19/09/2018 tarihinde icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafından T.C. Konya . ASliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, adı geçen Mahkemenin 25/09/2019 Tarih ve … arar sayılı ilamı ile T.C. Konya Konya Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, karara karşı istinaf başvurusu yapıldığı, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davacı vekilinin talebiyle dosyanın görevli ve yetkili T.C. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedildiği, adı geçen mahkemenin 29/05/2020 Tarih ve … Karar sayılı ilamıyla arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın 07/07/2020 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından arabuluculuk süreci işletilerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/09/2013 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/04/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı emsal alındığında davacı tarafından ilk icra takibinin yapıldığı 19/09/2018 tarihinde önce davalının temerrüde düşürülmediği ve bu tarihten önce işlemiş faiz alacağı talebinde bulunulması mümkün olmadığından, Mahkemece hükmolunan tutara davalının temerrüde düştüğü 19/09/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; 118.000,00 TL’nin 19/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.060,58TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 2.015,15TL peşin harcın mahsubu ile kalan 6.045,43TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından karşılanan 54,40TL başvuru harcı, 2.015,15TL peşin harç, 7,80TL vekalet suret harcı, 232,50TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.309,85‬‬‬TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 15.160,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip Hakim