Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/582 E. 2023/244 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının lehtar keşidecesi müvekkili … olarak gözüken 30/09/2015 keşide tarihli, 01/01/2016 vade tarihli, 24.000,00-TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski esas …) sayılı dosyası ile müvekkili … aleyhine davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında gönderilen tebligatın usulsüz olması nedeniyle müvekkilinin icra takibinden haberdar olmadığını, haberdar olunur olunmaz arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanmadığını, Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas ( Eski esas …) sayılı dosyasına konu 30.09.2015 keşide tarihli, 01.01.2016 vade tarihli, 24.000-TL bedelli bono altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin bu şekilde bir borcunun bulunmadığını, dava konusu bonodaki yazıların bile birbirinden farklı olduğunu, bu durumun bile bononun sahte olduğunu gösterdiğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski esas …) sayılı dosyası ile başlatılan takibin müvekkili yönünden durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, akabinde müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski esas …) sayılı dosyasından kaynaklı davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhinde %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davaya konu bonodaki imzanın davacı yana ait olmadığından bahisle davalıya borçlu bulunmadığının tespiti davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … (Eski esas …) Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 30.09.2015 keşide tarihli, 01.01.2016 vade tarihli, 24.000-TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olup olmadığının tespiti hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … ( Eski esas …) Esas sayılı dosyası, davacının mukayese imza örnekleri, tatbike medar resmi kurumlardaki imza örnekleri celbedilmiş, takibe konu bonodaki imzanın davacı …’ya ait olup olmadığı hususunda Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Adli Tıp Raporu, Grafoloji alanında uzman üç kişilik bilirkişi heyeti raporu dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce davaya konu bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda davacının samimi imzalarını içerir evraklar mahkememizce celp edilmiş, akabinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 03/03/2022 tarihli raporda; İnceleme konusu senette atılı borçlu imzalarının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’nun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği rapor edilmiştir.
Bu kez mahkememizce takibe konu bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda İstanbul Anadolu . ATM … talimat sayılı dosyası ile Grafoloji Alanında Uzman bilirkişi heyetine dosya verilerek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 27/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; İnceleme konusu senette …’ya atfen atılmış borçlu imzalarının, karşılaştırma belgelerindeki kişiye ait imzalara kıyasla; …’nun eli ürünü olmadığı rapor edilmiştir.
Sunulan heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili süresinde sunulan rapora beyan dilekçesi ile davanın kabulünü istemiş, davalı vekili ise rapora karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı).
Davacı yan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmekle dolaylı olarak da davalıya borçlu bulunmadığını ispat etmiştir. Sunulan rapordan da anlaşılacağı üzere rapor kesin kanaat içeren bir rapordur. Dolayısı ile rapordaki belirlemelere göre davaya konu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı işbu rapor ile anlaşılmıştır.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun eldeki davada hamil olan alacaklıya karşı bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası mutlak bir def’idir. Dolayısı ile herkese, bu meyanda davalıya karşı da ileriye sürülebilmesi mümkündür.
Öte yandan davacı vekili davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde menfi tespit ve istirdat davaları hakkında düzenleme mevcuttur.
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
Yasanın 72/5 maddesinde ise; Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Hükmünü amirdir.
Maddede de görüleceği üzere dava davacı borçlu lehine neticelenirse talep üzerine ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, davalı aleyhine tazminata hükmedilir. Dava konusu olayda davalı taraf hamil konumunda olup, davacı ile aralarında başka bir ciranta da bulunmamaktadır. Dolayısı ile davalı imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek konumdadır. Bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesi dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada Konya . İcra Müdürlüğü’nün … (Eski esas …) Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 30.09.2015 keşide tarihli, 01.01.2016 vade tarihli, 24.000-TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiş olup, mahkememizce toplanan deliller, talimatla alınan Grafoloji Alanında Uzman bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamına göre bahsi geçen bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiğinden dolayı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-)Davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 30/09/2015 keşide tarihli, 01/01/2016 vadeli ve 24.000,00-TL bedelli bonodan dolayı davalıya borç olmadığının tespitine,
2-)4.800,00-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 1.639,44-TL harçtan, peşin olarak alınan 409,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.229,58-TL harcın davalıdan alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 409,86-TL peşin harç, 760,00-TL adli tıp fizik ihtisas dairesi rapor ücreti, 89,60-TL tedbir talep harcı, 7,80-TL vekalet harcı ve 305,03-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.626,69-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalı vekilinin yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.06/04/2023

Katip … Hakim …