Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/573 E. 2021/670 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı tarafın davalı taraf aleyhine açmış olduğu işbu itirazın iptali davası mahkememizin …Esas sayılı dosyasından verilen 12/12/2019 tarih ve … sayılı görevsizlik kararının Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına tevzi edilmiş olmakla Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2020 tarih ve … sayılı kararının, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/10/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamıyla mahkememizin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE karar verilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmekle, mahkememizin … Esas sırasına kaydedilerek, davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle: Davacı müvekkil tarafından Konya . icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile hem davalı hem de dava dışı bono keşidecisi ve cirantaları hakkında ilamsız takip başlatıldığını, bu ilamsız takibe borçlu davalı tarafından itiraz edilmesi sebebi ile davayı açmak zorunda kaldıklarını, davalı şirketin müvekkilinin ortağı olduğunu, sonrasında şirket ortaklığından ayrıldığını, daha sonra şirket ortağı … tarafından müvekkile ait olan şirket hisseleri de satın alındığını ve tek kişilik bir şirket olarak devam ettiğini, müvekkilin 10.000 hisseye karşılık 250.000,00 TL hissesini şirketin diğer ortağına devrettiğini, bu şirket hissesinin devri esnasında müvekkile kendi adına kayıtlı olan … plaka numaralı aracın davalı şirkete devredildiğini, müvekkilin bu karşılıklı devirler sebebi ile davalı şirketten dava konusu edilen bono da dahil olmak üzere başkaca bonolar aldığını, ancak şirket tarafından bu bedellerin müvekkile ödenmediğini, davalı şirket ve yetkilisi ile müvekkil arasında yapılan anlaşma doğrultusunda, davalı şirketin borçlandırılarak müvekkilinin hem araç bedelinden hem de şirket hisselerinden kaynaklanan alacağı şirketin ciroladığı dava konusu ve yazılı delil başlangıcı konumunda bulunan bono ile ayrıca icraya konu edilen evraklar ile ödeneceğini, ancak icra takibine itiraz edilmiş olması sebebi ile müvekkilinin bu alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenlerle davalı şirketin icra dosyasına havi haksız ve menetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı şirketin kötü niyetli itirazın sebebi ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile özetle: öncelikle davacının davasını görevsiz mahkemede ikame ettiğini, takibe konu alacağın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı durumlarda ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddini talep ettiklerini, davaya konu bononun düzenleme tarihi bulunmadığından kıymetli evrak sıfatını haiz bir belge olmadığını, kıymetli evrak vasfı taşımayan bononun ciro yolu ile devredilemeceği için belgeden doğan hakların devredilmesinin de mümkün olmadığını, belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının şirketin ortaklığından ayrılması nedeniyle Konya 7. Noterliğinin 22/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi başlıklı belgeden de anlaşılacağı üzere 250.000,00 TL devir bedelinin nakten ve defaten … tarafından teslim alındığını, davacının şirketin ortaklığından ayrılması ve kendi adına kayıtlı olduğunu iddia ettiği … plakalı sayılı araç bedelinin ödenmesi hususunda bir alacağının bulunmadığını, davacının ortaklıktan ayrıldığı süreye kadar şirket nam ve hesabına iş ve işlemler yaptığını, şirketi dolandırıcı işlemler yapmasının yanı sıra şirkete ait tüm bilgi ve belgeleri kullanma imkanın da mevcut olduğunu, bu doğrultuda şirketi zarara sokmak ve şirkete zarar vermek amacı ile çeşitli işlemlere tevessül ettiğini, davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmamasına rağmen tamamen kötü niyetli olarak icra takibinde bulunduğunu ve mezkür davayı ikame ettiği sabit olduğundan, dava miktarının %20’sinden az olmamak üzere haksız talep tazminatının davacıdan tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin de davacı yana tahmilini talep etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevaba cevap dilekçesi ile özetle: Yazılı delil başlangıcı konumunda olan kambiyo vasfında olmayan bono ve dava dilekçesinde belirtilen diğer icra dosyaları ile davalı tarafın müvekkiline borçlandığını, diğer icra takiplerine itiraz edilmediğini ve taraflar arasındaki hukuki ve ticari ilişkinin bu haliyle kabul edildiğini, davalının yazılı delil başlangıcını kabul etmemesinin tamamen kötüniyetli olduğunu, davalı tarafın şirket tarafından ödemenin nakten ve defaeten yapıldığını ve şirkete devredilen araç için de nakit ödeme yapıldığını iddia ettiğini, bu şekilde yapılacak ödemenin defter kayıtlarında yer alacağını ancak şirket kayıtlarında böyle bir ödemenin olmadığını, ticari defterlerin incelenmesinde açıkça ortaya çıkacağını, maddi vakıa olarak müvekkil ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin şirket hissesinin ve araç devrinden kaynaklanan alacağın ödenmemesi hususunda olduğunu, müvekkilinin alacağını yazılı delil başlangıcı ile ortaya koyduğunu, temel ilişkileri de yazılı delillerle ispat ettiğini, bu durumda davalının müvekkiline ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davalının cevap dilekçesini kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu ikinci cevap dilekçe ile özetle; Davacının cevaba cevap dilekçesinde belirtimiş olduğu hususların hukuki ve kanuni mesnetten ari olduğundan davanın reddinin gerektiğini, limited şirket pay devri sözleşmesinin davacı … ile dava dışı … arasında akdedildiğini, müvekkilinin hisse devir sözleşmesinde imzasının olmadığını, sözleşmenin tarafı olmadığından davacının iddia ettiği hisse devir bedelinin müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava dışı … in 250.000,00 TL devir bedelini şirketten bağımsız olarak nakden ve defaten … a ödediğini kesin delille ortaya koyduğunu, davacı … ile dava dışı … arasında 22/12/2017 tarihinde noterde yaptıkları sözleşmede devir bedelinin peşin olarak ödendiğini belirttiğini, Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün 11/12/2018 tarihli araç kaydı konulu müzekkeresinde … plakalı aracın 2017-2018 yıllarında davacı … adına kayıtlı olmadığını, müvekkili şirketin mahkememize sunmuş oldukları araç devir sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere aracı Mustafa Sarıoğlu kişisinden bedeli karşılığında devir ve temlik aldıklarını, bu nedenle davacının bu temel ilişkiden herhangi bir alacağı olmadığını, tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilerek dava miktarının %20 oranından az olmamak üzere haksız talep tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu Konya . İcra Müdürlüğünün … – … – … Esas sayılı dosyaları dosyamız arasına alınmış, davalı … Şti. ye ait dava konusu ticari defterler celp edilmiş, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na, Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkereler yazılmış, gelen yazı cevaplarına göre davacı …’ın gerçek kişi ve tacir kaydına rastlanılmadığı bildirilmiş, Konya . Noterliğine yazılan müzekkerede gelen yazı cevabına göre; 23/05/2017 tarihli 16005 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesinin gönderildiği görülmüş, Konya . Noterliğine yazılan müzekkereye gelen yazı cevabına göre; 22/12/2017 tarihli … yevmiye numaralı … Sözleşmesinin gönderildiği görülmüş, SMMM bilirkişi Mustafa Şarlak dan bilirkişi raporu aldırılarak bu şekilde delillerin toplandığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Dava, şirket ortaklığının devri sebebiyle doğduğu iddia edilen, kambiyo senedi vasfına haiz olmayan bonoya dayalı yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
II.HÜKME ESAS ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMI
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 15/11/2017 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının iddia ettiği hisse devir bedelinin devir sözleşmesinin tarafı olmayan davalı şirketten talep edilemeyecek olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. ” denilmiştir.
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/07/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davacının icra takibine dayanak yaptığı bono kambiyo senedi niteliğini yitirmiş ise de senetteki imzanın davalı taraflarca inkar edilmediği dikkate alındığında belge yazılı delil başlangıcı niteliğine dönüşmüştür. Alacaklı davacı buna dayanarak, davaya konu alacağının dayanağını oluşturan ve davalı taraflarca reddedilmiş bulunan, alışverişe konu temel hukuki ilişkiyi ve o ilişkiye dayalı bir alacağının varlığını tanık dinleterek kanıtlama hakkına sahiptir.” denilmiştir.
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Kötü niyet tazminatı, takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi, takibin kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır ve bu hususun borçlu tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Öğreti ve Yargıtay uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı kötü niyetli kabul edilmelidir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre kötü niyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığı gibi, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu da kanıtlanabilmiş değildir. Mahkemenin gerekçesinde belirtilen “alacağın likit olduğu” yönündeki kriter, kötü niyet tazminatı için değil, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için belirlenen bir ölçüttür. Hal böyle olunca, davalının kötü niyet tazminatı talebi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan yazılı gerekçeyle kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir.
T.C. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 11/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
” İİK 67/2 maddesinde takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlanmıştır. Anılan kanun hükmü uyarınca davacı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davacı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davacı taraf tarafı olmadığı 14/04/2016 tarihli protokol hükümlerini kendi lehine yorumlayarak ve dolaylı temsil iddiasında da bulunarak davalılar hakkında dava ve takibe girişmiş olmasına göre takipte haksız ise de kötüniyetli olduğundan sözedilemesi olanaklı değildir. Hal böyle olunca davacının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. ” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Davaya dayanak T.C. Konya . İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takibin örnek 7 ilamsız icra takibi olduğu, takip alacaklısının davacı …, takip borçlularının davalı … Ltd. Şti ile dava dışı … Ltd. Şti ile … A. Ş olduğu, takibe dayanak asıl alacak miktarının 135.000,00 TL, işlemiş faiz 303,75 TL, toplam 135.303,75 TL olduğu, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağının ise düzenleme tarihi bulunmayan ve kambiyo vasfına haiz olmayan 135.000,00 TL bedelli ve ödeme tarihi olan 31/12/2017 tarihli bono olduğu, bononun incelenmesinde keşidecisinin … Ltd. Şti, lehdarının ve 1. cirantasının … A.Ş olduğu, 2. Cirantasının davalı … Ltd. Şti, hamilinin ise davacı … olduğu anlaşılmaktadır.
Takibe dayanak bononun incelenmesinde düzenleme tarihinin bulunmadığı görülmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunumuzun 776/1-f maddesinde bononun düzenleme tarihinin bulunması geçerlilik şartı olarak ifade edilmiştir. Geçerlilik şartlarını taşımayan bono kambiyo vasfına haiz değil ise de T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/07/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere delil başlangıcı olarak kabul edilmekte, davacı tarafından davaya konu alacağının dayanağını oluşturan alışverişe konu temel hukuki ilişkiyi ve o ilişkiye dayalı bir alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Davacı dava dilekçesinde taraflar arasındaki temel ilişkinin ise hisse senedi devri ve … plakalı aracın devri olarak ifade etmiştir.
Lakin dosya içerisinde yer alan;
– T.C. Konya . Noterliğinin 22/12/2017 Tarih ve … Yevmiye nolu … Sözleşmesinin incelenmesinde özetle; Davalı … Şti ortaklarından davacı …’ın şirketteki 10.000 adet payını, şirket aktif ve pasifine ilişkin tüm hak ve alacaklarını 250.000,00 TL bedelle dava dışı İbrahim Demirkesen’e devrettiği ve devir bedelini nakten ve tamamen aldığı görülmüştür.
-T.C. Konya . Noterliğinin 23/05/2017 Tarih ve … Yevmiye nolu Araç Satış Sözleşmesinin incelenmesinde özetle; … plakalı aracın dava dışı satıcı … tarafından davalı … Şti’ye 100.000,00 TL bedel üzerinden devrettiği ve devir bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları, noter satış senetleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacının alacağın varlığına dayanak olarak gösterdiği hisse senedi devir sözleşmesinin dava dışı diğer ortak İbrahim Demirkesen ile gerçekleştirildiği, davalı şirketin hisse senedi devir sözleşmesinin tarafı olmadığı, devir sözleşmesine konu bedelin tamamının ödendiğinin ifade edilmesi bir yana T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 15/11/2017 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında da ifade edildiği üzere hisse devir bedelinin devir sözleşmesinin tarafı olmayan davalı şirketten talep edilemeyecek olmasına göre davalının pasif husumet ehliyeti olmadığına kanaat edilmiştir. Bu hususun yanı sıra davacının alacağın varlığına dayanak olarak gösterdiği … plakalı araç satış sözleşmesinde ise davacının söz konusu aracın maliki olmadığı, aracın malikinin dava dışı … olduğu, araç devir sözleşmesinin ise … ile davalı arasında yapılması karşısında bu talep yönünden ise davacının aktif husumet ehliyeti olmadığına kanaat edilmiş ve davacının davasının yukarıda açıklanan nedenlerle Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-d maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi noktasında mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
Her ne kadar davalının 2004 Sayılı İİK’nın 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına hak kazandığı düşünülebilir ise de; Her ne kadar davacı icra takibinde haksız ise de gerek davanın usulden reddedilmiş olması, gerek davaya dayanak icra takibine konu kambiyo vasfına haiz olmayan bonoda davalının ciranta olması gerekse de tüm dosya kapsamına göre davacının kötü niyetinin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığı gibi, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu da kanıtlanamadığından T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı ise T.C. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 11/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı nazara alınarak davalının 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. Maddesi gereğince talep etmiş olduğu kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-d maddesi gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davalının 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. Maddesi gereğince talep etmiş olduğu kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin olarak alınan 1.628,95TL harçtan, alınması gereken 59,30TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.569,65‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, icra dairesine yatırılan 676,52TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra dairesince davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 87,00TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
6-Davalı vekili yararına AAÜT’nin 7/2 maddesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Katip … Hakim …