Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2022/285 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı/borçlular … – … İNŞAAT ve … – … ALÜMİNYUM ile müvekkili arasında akdedilen ticari alım-satım sözleşmesi neticesinde davalı/borçluların müvekkiline karşı sözleşme kapsamında bulunan edimlerini yerine getirmediklerini, bunun üzerine davalılar hakkında Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden taraflar arasında akdedilen sözleşmeye binaen genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalılar/borçluların 06/03/2020 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalılar/borçluların böyle bir borçlarının olmadığını iddia etseler de müvekkili tarafından davalı/borçlular ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme ile alacağının sabit olduğunu, sözleşme dahilinde müvekkiline 31/12/2019 tarihinde teslim edileceği vaat edilen dairenin halen daha tesliminin gerçekleşmediğini, bu nedenlerle davalılar/borçluların icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçluların takip konusu borcu, asıl alacakla birlikte takip dosyasında belirtilen avans faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; Eldeki davanın niteliği gereğince bir sözleşme ilişkisine dayanılmakta olduğunu tarafların tümünün tacir olmadığı gibi uyuşmazlığın doğrudan doğruya ticari bir işte olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu görev itirazında bulunduklarını, eldeki dava dilekçesinin oldukça kısa olduğunu, hangi davalıdan hangi hukuki sebebe göre bir talepte bulunulduğunun davacının kimle nasıl sözleşme yaptığı vs tam olarak anlaşılamadığını, bundan ayrıca bir davalıyı mı yoksa her iki davalının mı sorumlu (müşterek mi müteselsil mi) olduğunun HMK 194.maddesi gereğince davacı tarafa belli ve kesin bir süre verilerek, bu noktaları hangi somut kanıtlarla ispatlayacağı hususlarının somutlaştırma yaptırılması gerektiğini, davacı tarafın yapacağı somutlaştırmaya karşı cevap hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının varsa sözleşme ya da bu yönde hukuki ilişkiye girdiği kişi dışındaki davalı müvekkilinin pasif husumeti bulunmadığını, husumetin kamu düzeninden olduğundan mahkemece resen nazara alınması gerektiğini, eldeki dava bir itirazın iptali istemine ilişkin olduğunu, takip talebi ve dayanak belge dışında bir inceleme ve araştırma yapılmasının mümkün olmadığını, bunun dışında yapılacak bir araştırma ya da iddianın genişletilmesine de muvafakatlerinin bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, dava dilekçesine ekli olarak sunulan 05.07.2019 sözleşme bir taşınmaz alım satımına ilişkin olduğunu, buna göre taraflar arasında … İli … İlçesi … Mah. … ada … parsel … Blok .Kat … nolu bağımsız bölümün satımıyla ilgili sözleşme yapıldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bu sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirilmesini istediğini, bir taşınmazın mülkiyetinin nakline yönelik tüm sözleşmelerin ya tapuda ya da noter huzurunda yapılması gerektiğini, aksi hal, şekle ve yasaya aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu, geçersiz bir sözleşme nedeniyle de talepte bulunulması ya da dava açılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle açılan davanın bu sebeple başkaca bir araştırma dahi yapılmaksızın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçtiğini ve ifa gerçekleştiğinden işbu davanın konusuz kaldığını, bu nedenlerle usuli itirazları hakkında (görev, somutlaştırma, husumet vs.) bir karar verilmesine, yasal dayanak ve gerekçeden yoksun davanın esastan reddine, tüm yargılama giderlerinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, 05/07/2019 Tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından başlatılan T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise 05/07/2019 tarihli sözleşmeden dolayı davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalılardan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.21/12/1988 Tarih ve 20026 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30/09/1988 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.
2.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/05/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Ne var ki satıcının ayıp nedeniyle sorumluluktan kurtulabilmesi için alıcı sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmelidir. Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. Satım konusu malda gözden geçirme sırasında ilk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcut ve alıcı mali bu hali ile satın almaya kabul etmiş ise alıcının ayıbı kabul ettiği varsayılır satıcı bu ayıptan sorumlu tutulamaz.

Ne var ki dosya kapsamından davacının davalı TOKİ’nin taşınmazı ilk haliyle teslim etmediğini bu nedenle davacıya karşı ayıp nedeniyle tazminat ile sorumlu olduğu iddiasına yönelik de değerlendirme yapılması gerekmektedir. Dosya içeriği ve davacının yargılama aşamasındaki beyanlarından, taşınmaza hafriyat döküldüğüne dair bilgisi olduğu halde davacı dava konusu taşınmazı hiçbir kayıt koymadan 28.07.2008 tarihinde hafriyat dökülmüş haliyle yeniden satın aldığı anlaşılmaktadır. Davacı kendisine devir ve teslim edilen taşınmazı gözle görülebilen açık ayıpları ile birlikte kabul ettiğine göre ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca da bir talepte bulunamayacağı kabul edilmelidir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı …baş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Dosya içerisinde yer alan T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Selçuklu Vergi Dairesi Müdürlüğünün 09/11/2020 tarihli müzekkere cevabında davacı …’ın bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve tacir olduğu, yine T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Selçuklu Vergi Dairesi Müdürlüğünün 10/11/2020 tarihli müzekkere cevabında davalı …’nun bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve tacir olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamından anlaşıldığı üzere mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır
2.Taraflar arasında akdedilen 05/07/2019 Tarihli Sözleşmenin incelenmesinde özetle; … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde bulunan … İnşaatın yapmış olduğu … Blok . Kat … numaralı 3+1 dairenin, Karaman’da yapım aşaması süren 102 dairelik inşaatın Alüminyum işleri karşılığında 265.000,00 TL bedel karşılığında Alüminyum …’e satıldığı, …’in de iş karşılığı almış olduğu bu daireyi …’a malzeme karşılığında mülkiyetini verdiğini, dairenin teslim tarihinin 31/12/2019 tarihi olduğu, alıcıya teslim edilmemesi halinde 265.000,00 TL’nin alıcıya aynen ödeneceğinin taahhüt edildiği ve sözleşmenin tüm taraflarca imza altına alındığı anlaşılmıştır. 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununun 1-3 maddeleri gereğince davacı tarafça ibraz edilen sözleşme gereğince damga vergisinin tahsil edilip edilmediği, tahsil edilmemiş ise gereğinin takdir ve ifası için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmıştır.
3.Dosya içerisinde yer alan T.C. Karatay Tapu müdürlüğünün 19/02/2021 Tarihli müzekkere ekinde yer alan Tapu Satışına ilişkin Resmi Senet’in incelenmesinde özetle; sözleşmeye konu taşınmazın 105.000,00 TL bedelle davacı …’a 20/06/2019 tarihi saat 14.46’da satıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince taşınmaz bedelinin 265.000,00 TL olması lakin tapu senedinde bedelin 105.000,00 TL gösterilmiş olması sebebiyle eksik tapu harcı tahsil edildiği anlaşılmakla 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri gereğince takdir ve ifası için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
4.Yukarıda detayı verilen 21/12/1988 Tarih ve 20026 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 30/09/1988 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alınarak her ne kadar davalı tarafından sözleşmenin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de dava konusu dairenin sözleşme gereğince davacıya devredildiği anlaşılmakla 4721 Sayılı TMK’nın 2. Maddesi gereğince davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
5.Davacı, dava konusu taşınmazın vaad edildiği şekilde tam ve eksiksiz olarak teslim edilmediğini ileri sürmüş, davalılar ise dava konusu taşınmazın mevcut haliyle devredileceğini, sözleşme gereğince taşınmazın mevcut haliyle davacıya teslim ve tescil edildiğini, bağımsız bölümün iskan ruhsatı alınmış şekilde teslim edileceğine ilişkin bir taahhütleri olmadığını ifade etmiştir.
6.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun;
*246/1. Maddesinde; “Taşınır satışına ilişkin kurallar, kıyas yoluyla taşınmaz satışında da uygulanır.”,
*219/1-2. Maddesinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”,
*222/1-2. Maddesinde; “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.”,
*223/1-2. Maddesinde; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” amir kanun hükümleri yer almaktadır.
7.Mahkememizce mahallinde refakate alınan inşaat mühendisi ve fen bilirkişisi eşliğinde keşif icra edilmiş, keşif akabinde düzenlenen 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu taşınmazın 3 oda, salon, mutfak, banyo ve wc mahallerinden oluştuğu, taşınmazın oda ve salon zeminlerinin şapının atıldığı ancak zemin kaplamalarının yapılmadığı, kapı kasalarının eksik olduğu, ıslak hacim fayans ve seramiklerinin tamamlanmadığı, elektrik ve vitrifiye montajının yapılmadığı, mutfak tezgah ve dolaplarının olmadığı, tavan ve duvar boyalarının eksik olduğu, meskenin mevcut haliyle fiziksel gerçekleşme oranının %70 olduğu rapor edilmiştir. Anılan bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere taşınmazda yer alan eksiklikler olağan gözden geçirme ile ilk bakışta görülebilecek ayıp mahiyetindedir.
8.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacının inşaat alanında faaliyet gösteren tacir olduğu, 05/07/2019 tarihli sözleşme gereğince dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçirilmesinin taahhüt edildiği, T.C. Karatay Tapu Müdürlüğünün 20/06/2019 Tarihli Resmi Senedi ile dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçirildiği ve teslimin bu suretle gerçekleştiği, 11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın mevcut haliyle fiziksel gerçekleşme oranının %70 olduğu, taşınmazda yer alan eksikliklerin olağan gözden geçirme ile ilk bakışta görülebilecek ayıp mahiyetinde olduğu, taşınmazın resmi satış tarihi olan 20/06/2019 tarihi itibariyle 6098 Sayılı Kanunun 223/1-2 maddesi gereğince davacının taşınmazda yer alan eksiklikleri derhal davalılara bildirmesi gerektiği lakin davacı tarafından bu yönde bir bildirimde bulunulduğunun ispatı hususunda bir delil ibraz edilmediği gibi eldeki davaya dayanak icra takibinin de taşınmazın devrinden yaklaşık 8 ay sonra açıldığı, adı geçen kanunun 222/2 maddesi gereğince satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı şeklindeki amir kanun hükmü karşısında taraflar arasında akdedilen 05/07/2019 tarihli sözleşmede davalılar tarafından ayrıca bir taahhütte bulunulmadığı anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/05/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının kendisine devir ve teslim edilen taşınmazı gözle görülebilen açık ayıpları ile birlikte kabul ettiğine kanaat edilerek ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca davalılardan bir talepte bulunamayacağı kabul edilmiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 54,40TL ve tamamlama harcı olarak alınan 3.146,14TL harç toplamı olan 3.200,54TL harçtan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 3.119,84TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına.
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 27.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022

Katip … Hakim …