Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2023/683 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ :
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili …nin şirket ana sözleşmesi ile diğer davalı … ile … TİC LTD ŞT isimli şirketin ½ hisseli olarak ortakları durumunda olduğunu, kurulan bu şirkette ortakların müştereken temsile yetkili olarak karar aldıklarını, ayrıca tarafların şirketin iş ve işlemlerinin takip edilmesi, tapu işlemlerinin yapılması, bankacılık faaliyetlerinin yapılması gibi işlemler için güvendikleri … isimli şahsa genel bir vekaletname çıkarttıklarını, ancak aradan geçen zaman içerisinde vekil olarak tayin edilen kişinin şirketi zarara uğrattığını, şirketin tüm taşınmazlarını sattığını, şirketin banka hesapları ile ilgili vekalet ilişkisine aykırı olarak işlemler yaptığını ve müvekkili tarafından da 3.şahıs olan …’in azledilmesi için diğer şahsa defaatle uyarılarda bulunulduğunu, ancak diğer ortağın vekalet verilen 3.şahıs ile yakın ilişkisi nedeniyle bu çağrılara sessiz kaldığını ve azledilmesi için bir adım atmadığını, bu durumun şirketin diğer işlemlerinde de söz konusu olduğunu, ortaklar arasında uzun süredir devam eden iletişimsizlik nedeniyle bu ortaklık yapısının müvekkili açısından devam etmesinin mümkün olmadığını, bu sebeplerle müvekkilinin halen ortağı olduğu … TİC LTD ŞTİ’te bu aşamadan sonra ortak olarak kalmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle öncelikle dava süresince Konya 9.Noterliğinin 07/06/2017 tarih ve 018650 yevmiye numaralı işlemi ile müşterek vekil olarak tayin edilen …’in vekillik ilişkisinin sona erdirilmesi amacıyla müvekkili şirket ortağına yetki verilmesine, bunun mümkün olmaması halinde vekalet ilişkisinin sonlandırılabilmesi amacıyla şirkete ticari temsilci atanmasına karar verilmesine, müvekkilinin bu şirkette ortak olarak kalmasının müvekkilinden beklenemeyecek olması nedeniyle müvekkili …’nin … TİC ŞTİ deki ortaklığından mahkeme kararıyla çıkmasına karar verilmesine, dava tarihi itibariyle çıkma payının hesap edilerek davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemiştir. Davalılara duruşma günü de tebliğ edildiği halde geçerli bir özür bildirmeksizin duruşmalara da katılmamıştır.
Davacı vekili 18/07/2023 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile özetle; Yargılama sırasında alınan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu şirketin adresi olarak gösterilen yerde faaliyette bulunmadığı, üzerinde kayıtlı herhangi bir taşınmazın bulunmadığı, vergi mükellefiyetinin 30.06.2020 tarihinde resen terkin edildiği ve 15.06.2022 tarihi itibariyle vergi dairesine 19.741,19 TL vergi aslı ve 15.102,17 TL de gecikme zammı olmak üzere toplam 34.843,36 TL vadesi geçmiş vergi borcu olduğu anlaşıldığını, müvekkilinin işbu davayı açmaktaki hukuki yararının da anlaşıldığını, müvekkilinin işbu sürekli hukuki ilişkiyi son vermek için haklı sebepleri mevcut olduğunu, ortada güven ilişkisinin mevcut olmadığını, Yargıtay kararları uyarınca da ortaklar arasındaki güven ilişkisinin kalkmış olması ortaklıktan çıkma için haklı sebep teşkil ettiğini, anılan sebeplerle , müvekkilinin hala ortağı olduğu … Ticaret Ltd. Şti’de bu aşamadan sonra ortak olarak kalmasının mümkün olmadığını, karar tarihine en yakın tarihteki şirket değerinin esas alınması daha isabetli bir yaklaşım olacağını, Bu sebeple mahkememizce müvekkilinin ilgili şirketten ortaklıktan çıkmasına ve işbu davanın muhtemel karar tarihi itibariyle çıkma payının hesap edilerek davalı şirketten tahsiline karar verilmesi gerektiğini, ayrıca, taraflarca Konya .Noterliğinin 07/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile genel vekaletname verilen …’e verilen vekaletnamenin azil işlemlerinin yapılabilmesi için taraflarına sınırlı yetki verilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ticari temsilci atanması için gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini, müvekkilinin ayrılma akçesi alacağının tespiti açısından yapılan bilirkişi incelemesinde dava tarihi baz alınmış olduğunu, ortaklıktan çıkma talepli davada verilecek ortaklıktan çıkma kararı ile müvekkil şirketteki ortaklığından çıkabileceğini, müvekkili hala davalı şirkette ortak olduğundan çıkma akçesinin dava sonucunda verilecek muhtemel karar tarihi baz alınarak hesaplandığı bir bilirkişi raporu tanzim edildikten sonra dava değeri artırılmak üzere tarafımızca davanın tam ıslahı yoluna başvurulduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla HMK m.107 uyarınca bilirkişi incelemesi ile muhtemel karar tarihine göre gerçek değer üzerinden belirlenecek ayrılma akçesi için şimdilik 100,00-TL’nin, dava tarihinden itibaren başlayacak mevduata uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; 6102 Sayılı TTK’nın 638/2. Maddesine dayalı olarak açılan haklı sebeple davalı şirket ortaklığından ayrılma davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise davacının iddia ettiği sebeplerin şirket ortaklığından ayrılma hususunda haklı sebep olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
(1).T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda davacının ortaklıktan çıkma ve ortaklık payının tahsili talebinde bulunduğu, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği halde, İlk Derece Mahkemesince uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle ve ayrıca yanılgılı olarak dava itirazın iptali olarak nitelendirilerek davanın usulden reddine, bölge adliye mahkemesince de aynı gerekçeyle davacı tarafın istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
(2).T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/02/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Hemen belirtilmelidir ki, ortak tarafından açılan haklı sebebe dayalı çıkma davasında davacının ortaklık sıfatının kararın kesinleştiği tarihe kadar devam etmesi gerekmektedir. Zira haklı sebebe dayalı çıkma davasında verilen çıkma kararı, sonuçlarını kararın kesinleştiği tarih itibariyle doğuracağından davacının bu tarihte ortak olması gerekmektedir.” denilmiştir.
(3).T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 04/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ayrılma akçesinin ödenmesi karşılığında davalı şirket ortaklıklığından çıkmasına karar verilmesini talep etmiş, ancak istediği ayrılma akçesi miktarı ile ilgili dava değerini bildirerek, bu değer üzerinden nispi harç yatırmadan, maktu harç yatırarak dava açmıştır. Mahkemece davacıya bu talebi yönünden dava değeri açıklattırılarak harç ikmali yaptırılmadığı gibi bilirkişi raporu ile belirlenen ayrılma akçesi miktarı üzerinden davacı tarafça dava değeri artırılarak harç da yatırılmadığı halde raporda belirlenen miktar üzerinden davacı lehine ayrılma akçesine hükmedilmiştir. Belirtilen hususlar taleple bağlılık ilkesine, ayrıca Harçlar Kanunu’nn 28, 30 ve 32 maddelerine aykırılık teşkil etmektedir. Bu durumda, harç alınması kamu düzenine ilişkin olup re’sen nazara alınacağı gözetilerek, mahkemece davacı tarafça talep edilen ayrılma akçesi miktarı açıklattırılıp, bu miktar üzerinden nispi harcın yatırılması hususunda süre verilip, harcın yatırılması halinde işin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” denilmiştir.
(4). T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporunda Yargıtay . Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki yerleşik içtihatlarına aykırı olarak dava tarihine en yakın tarihteki davalı şirketin bilanço ve sair kayıtları nazara alınmak suretiyle yapılan hesaplamanın ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı, bu kapsamda karar tarihine en yakın tarihteki davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden tüm finansal kayıtları ve ekleri ile şirket defter ve kayıtları celp edilerek dosyanın mali müşavir, nitelikli hesaplamalar alanında uzman ve davalı şirketin faaliyet konularında uzman üç kişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdii ile alınacak rapor sonucunda oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davalı istinafı yerinde görülmekle HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” denilmiştir.
(5). T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/12/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı Şirket’in gerçek faaliyet adresinin ticaret siciline tescil edilmemesi, vergi dairesine vergi borcunun ve ticaret odasına aidat borcunun bulunması ve tutmakla zorunlu olduğu defterleri dahi mahkememize ibraz etmemesinin davacının davalı Şirket’teki ortaklıktan çıkması için haklı sebep oluşturduğu, davacının ortaklıktan çıkmayla birlikte şirket payının devrini değil, şirketteki payının gerçek değerine göre tespit edilmesi gereken ayrılma akçesini talep etmesinin mümkün olduğu, davacının esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesinin 6.010,00 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davacının davalı Şirket’ten çıkmasına, 6.010,00 TL ‘nin davalı Şirket’ten tahsiline, çıkma kararı kesinleştiğinde hüküm doğuracak olması nedeniyle davacının ihtar tarihinden itibaren çıkmış olduğunun tespitine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 27,70 TL temyiz onama harcı peşin alındığından yeniden harç tayinine yer olmadığına, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
(6). T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 12/10/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 ve devamı maddelerine göre ıslah, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olup, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. Öğretide ve Yargıtay uygulamasında ıslah yoluyla davanın değiştirilebileceği ve genişletilebileceği, aynı şekilde savunmanın da genişletilebileceği ilke olarak kabul edilmektedir. Islahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.06.2011 tarih … Esas ve … Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2017 tarih … Esas ve … Karar) ” denilmiştir.
(7). T.C. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 10/05/2019 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Sadece şirket ortaklığından çıkarılma davası maktu vekalet ücretine tabidir. Dava kabul edildiğinden, davacı lehine hükmedilmesi yerindedir. Ayrılma akçesi kararın kesinleşmesinden itibaren muaccel olur. Bu nedenle karar tarihinden faize hükmedilemez.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
(1).GÖREV AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Eldeki dava 6102 Sayılı TTK’nın 638/2 maddesine göre açılan haklı sebeple limited şirket ortaklığından ayrılma davası olduğundan mutlak ticari dava olduğu değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilmekle işin esasına geçilmiştir.
(2).TEFRİK EDİLEN DOSYA YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Dava dilekçesinin incelenmesinde davacı tarafından şirketin diğer ortağı olan …’a da husumet yönelttiği, Mahkememizin 24/05/2022 tarihli tensip zaptının (1) nolu ara kararı gereğince gerçek kişi yönünden açılan davanın iş bu davadan tefrikine karar verilerek Mahkememizin … Esasına kaydediliği ve Mahkememizin 26/05/2022 Tarih ve … Karar sayılı ilamıyla T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/12/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak pasif husumet dava şartı yönüyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
(3).DAVAYA TEK HAKİMLE Mİ HEYET HALİNDE Mİ BAKILMASI GEREKTİĞİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5/3-3 maddesinde; Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davaların heyet halinde yürütüleceğinin düzenlendiği, eldeki dava dosyasında dava dilekçesinin ve ıslah dilekçesinin incelenmesinde davacının, T.C. Konya . Noterliğinin 07/06/2017 Tarih ve … Yevmiye nolu vekaletnamesi ile diğer ortak ile müşterek vekalet vermek suretiyle tayin edilen şirket temsilcisi …’in vekillik görevinin “dava süresince” sonlandırılması ve şirkete ticari temsilci atanmasının “tedbir” olarak talep edildiği, şirket yöneticisinin aleyhine açılmış bir sorumluluk davasının olmadığı ve bu sebeple davaya heyetle bakılmasını gerektirir bir halin olmadığına kanaat edilmekle yargılama heyete tevdii edilmeden neticelendirilmiştir.
(4). TİCARET SİCİL KAYITLARININ İNCELENMESİNDE: Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 25/11/2016 Tarih ve 9206 Sayılı Gazetesinin 599. Sayfasında davacı … ile dava dışı …’ın şirket ortağı olduğu, davacının ortaklığının dava süresince devam ettiği, 6102 Sayılı TTK’nın 638/2. Maddesi gereğince eldeki davayı açmakta aktif ehliyeti ve hukuki menfaati olduğuna kanaat edilmiştir.
(5).DAVACININ AYRILMA AKÇESİ MİKTARININ NETLEŞTİRİLMESİ VE HARÇ İKMALİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Yukarıda künyesi ve detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 04/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamın da emsal alınarak davacının, dava dilekçesinde talep etmiş olduğu ayrılma akçesine ilişkin olarak dava değeri belirtmesi ve harç ikmali yapması için kendisine süre verilmiş, davacı vekilinin 01/11/2022 tarihli dilekçesi ile ayrılma akçesi olarak şimdilik 1.000,00 TL talep ettiklerini ifade etmiş ve yine 01/11/2022 tarihinde ayrılma akçesi yönüyle nispi harç üzerinden harç ikmali yapmıştır.
(6).BİLİRKİŞİ RAPORLARI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Mahkememizce davalı şirkete ait ticari defterler ve belgeler temin edilmeye çalışılmış, aktif ve pasifinin tespit edilebilmesi için ilgili tapu müdürlüğüne, trafik tescil müdürlüğüne, Noterler Birliğine, vergi dairelerine, zabıta araştırması için ilgili kolluk birimlerine müzekkere yazılmış ve akabinde yukarıda detayı verilen T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının ayrılmak akçesinin hesaplanması açısından bilirkişi raporları aldırılmıştır.
03/03/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporu ile 03/04/2023 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda özetle; … Polis Merkezi Amirliği tarafından dosyaya gönderilmiş olan 26.05.2022 tarihli müzekkere cevabında “… isimli işyeri hakkında … Mah. … Sk. Selçuklu/KONYA adresinde yapılan araştırmada; bahse konu adreste … Mimarlık isimli bir işyerinin olmadığı, işyerinin kapandığı, şu an adreste … Yapı Denetim isimli işyerinin olduğu ve faaliyette olduğu …” şeklinde tespitlerin ve bilgilerin sunulmuş olduğu, Konya Meram Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilmiş olan 27.05.2022 tarihli müzekkere cevabında; “…’nin mükellefiyetinin 30.06.2020 tarihinde resen terk ettirilmiş olduğu” ifade edilmek suretiyle üst yazı ekinde şirketin 2013-2019 yılları (7 yıllık) Kurumlar Vergisi Beyannameleri ve eklerinin sunulmuş olduğu, Konya Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından dosyaya gönderilmiş olan 15.06.2022 tarihli müzekkere cevabında da; “…’nin mükellefiyetinin 30.06.2020 tarihinde resen terk ettirilmiş olduğu ve 15.06.2022 tarihi itibariyle vergi dairesine 19.741,19 TL vergi aslı ve 15.102,17 TL de gecikme zammı olmak üzere toplam 34.843,36 TL vadesi geçmiş vergi borcu olduğu” ifade edilmek suretiyle üst yazı ekinde şirketin borç dökümünün sunulmuş olduğu, Türkiye Noterler Birliği tarafından dosyaya gönderilmiş olan 24.06.2022 tarihli müzekkere cevabı ve ekinde;… adına kaydı geçmiş olan aktif/pasif araçlara ilişkin bilgiler sunulmuş olup, gelen cevabi bilgiye göre 24.06.2022 tarihinde adı geçen şirket üzerinde kayıtlı 1999 model … marka araç olduğu, Dava konusu Şirketin üzerinde bulunan taşınmazların; bir kısmının … ’ye vekaleten … tarafından, bir kısmının … tarafından, bir kısmının …’ye vekaleten … tarafından, bir kısmının … ’ye … tarafından tapuda devir işlemlerinin yapıldığı tespit edilmiş olup dosyada Karatay ve Selçuklu Tapu Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevapları mevcut olup, son olarak gelen cevaplar ve dosya kapsamındaki tapu resmi senetleri ve tapu suretleri incelendiğinde şirket adına kayıtlı taşınmazın olmadığı, gelen yazı cevapları ve Kayıtlı bilanço değerleri üzerinden yapılan öz varlık tespitinde; …’nin 31.12.2019tarihli bilançosuna göre aktif (varlıklarının) toplamının 1.040.131,46TL, borçlarının toplamının ise 436.896,25TL olduğu görülmekte olup; aktif (varlıklarının) toplamından bilançonun pasif tarafındakiborçlarının düşülmesi yoluyla yapılan hesaplama sonucunda;… Ticaret Limited Şirketi’nin bilançoda kayıtlı değerler üzerinden 31.12.2019 tarihindeki özvarlığı 603.235,21 TL olarak hesaplandığı, dava konusu şirketin güncel değerler üzerinden özvarlığının 638.706,34 TL olduğu, davacının çıkma payının ise 319.353,17 TL olduğu rapor edilmiştir. Söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
(7). DAVACININ BİLİRKİŞİ RAPORUNA YÖNELİK İTİRAZI VE AYRILMA AKÇESİNİN KARAR TARİHİNE EN YAKIN BİLANÇO, AKTİF VE PASİF ÜZERİNDEN YAPILMASI TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE; Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ve Mahkememizin 11/07/2023 tarihli duruşmasında alınan beyanında “davalı şirket üzerine kayıtlı kamyonetin değerinin 125.000,00 TL olarak hesaplanmasına” itiraz edilmiştir. Mahkememizce davacının bu yöndeki itirazları söz konusu kamyonetin 1999 model olması(hesaplamanın yapıldığı tarihte söz konusu araç 24 yaşındadır), davalı şirketin inşaat alanında faaliyet göstermesi sebebiyle aracın kullanım alanı, gelen vergi dairesi kayıtları, davalı şirketin bilançosu, öz sermaye hesabına dayanak aktif ve pasif varlıkları, davalı şirkete ait taşınmazların bir kısmının … ’ye vekaleten davacı tarafından devredilmesi, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde faaliyette bulunmaması ile Vergi Dairesi kayıtlarının incelenmesinde 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinden sonra herhangi bir kayıt, işlem, beyan ya da bildirimde bulunulmaması ve dahi hesaplamanın karar tarihine en yakın olacak biçimde 03/04/2023 tarihinde hesaplatılmış olması nazara alınarak talebinin reddine karar verilmiş ve Mahkememizin 11/07/2023 tarihli duruşmasında ayrılma akçesi yönüyle yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 04/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde ıslah için davacıya süre verilmiştir.
(8).DAVACININ TAM ISLAH TALEBİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE; Mahkememizin 11/07/2023 tarihli duruşmasında ayrılma akçesi yönüyle talep edilen miktarın ıslahı için davacıya süre verilmesine rağmen davacı vekili tarafından bedel yönüyle herhangi bir ıslah yapılmadan 18/07/2023 tarihli “Tam Islah Dilekçesi” altında bir dilekçe ibraz edilmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından 18/07/2023 tarihinde verilen dilekçe “Tam Islah” olarak ifade edilmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 12/10/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında “Islahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.” şeklinde ifade edildiği üzere davacının 18/07/2023 tarihli dilekçesinin, 28/09/2020 Tarihli dilekçesinde talep etmiş olduğu hususların tekrarı mahiyetinde olduğu, bu sebeple gerçek mahiyette bir ıslah olmadığı, Mahkememizin 11/07/2023 tarihli duruşmasının (2) nolu ara karar gereğince T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 04/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde ayrılma akçesi yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 181/1 maddesi gereğince herhangi bir harç ikmali yapılmadığı, davacının ayrılma akçesinin hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporuna yönelik yapmış olduğu itirazların da Mahkememizin 11/07/2023 tarihli duruşmasının (1) nolu ara kararı gereğince reddedildiği anlaşılmakla davacı vekilinin tam ıslah taleplerinin reddine karar verilmiştir. Zira 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 2. Maddesinde açıkça ifade edildiği üzere “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Davacının tam ıslah dilekçesi altında bilirkişi raporuna yönelik yapmış olduğu itirazın reddedilmesi şeklindeki Mahkeme ara kararının bu şekilde işlevsiz hale getirilmesi ve yargılamanın davacı talepleriyle uzaması neticesinde ayrılma akçesinin hesabına yönelik bilirkişi raporunda karar tarihine en yakın hesaplama yapılmadığı gerekçesiyle yeniden hesaplama yaptırılmaya çalışılmasının kabulü hukuken mümkün değildir. Kaldı ki yukarıda izah edildiği üzere ayrılma akçesinin hesabına dayanak olmak üzere değeri hesaplanan kamyonetin 1999 model olması(hesaplamanın yapıldığı tarihte söz konusu araç 24 yaşındadır), davalı şirketin inşaat alanında faaliyet göstermesi sebebiyle aracın kullanım alanı, gelen vergi dairesi kayıtları, davalı şirketin bilançosu, öz sermaye hesabına dayanak aktif ve pasif varlıkları, davalı şirkete ait taşınmazların bir kısmının … ’ye vekaleten davacı tarafından devredilmesi, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde faaliyette bulunmaması ile Vergi Dairesi kayıtlarının incelenmesinde 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinden sonra herhangi bir kayıt, işlem, beyan ya da bildirimde bulunulmaması karşısında yeniden yaptırılacak hesaplamada tespit edilecek ayrılma akçesi miktarında bir değişiklik olmayacağı da aşikardır.
(9). NETİCE: Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 25/11/2016 Tarih ve 9206 Sayılı Gazetesinin 599. Sayfasında davacı … ile dava dışı …’ın şirket ortağı olduğu, davacının ortaklığının dava süresince devam ettiği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/12/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davalı şirketin ticaret sicil gazetesinde ilan edilen adresinde faaliyet göstermemesi, 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinden sonra herhangi bir kayıt, işlem, beyan ya da bildirimde bulunulmaması, ilgili vergi dairesinden getirilen kayıtlarda vergi borçlarının bulunduğunun anlaşılması, davalının tutmakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri Mahkemeye ibrazdan kaçınması, ilgili bilgi ve belgelerin ticaret sicil müdürlüğünden ve vergi dairelerinden temin edilmesi karşısında ortaklık ilişkisinin davacı için çekilmez bir hal aldığı ve davacının, davalı şirketteki ortaklığından çıkması için haklı sebep teşkil ettiği değerlendirilmekle davacının davasının kabulü ile davacının 6102 Sayılı TTK’nın 638/2 maddesi gereğince davalı … Ticaret Limited Şirketi ortaklığından çıkmasına izin verilmesine(karar verilmesine), yukarıda detayı verilen T.C. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 10/05/2019 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak ayrılma akçesi kararın kesinleşmesinden itibaren muaccel olacağından ve bu nedenle karar tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğinden 1.000,00 TL ayrılma akçesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; davacının 6102 Sayılı TTK’nın 638/2 maddesi gereğince DAVALI … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ORTAKLIĞINDAN ÇIKMASINA İZİN VERİLMESİNE(KARAR VERİLMESİNE),
2-1.000,00 TL ayrılma akçesinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 54,40TL peşin harç ve yargılama sırasında alınan 80,70TL ıslah harcı toplamı olan 135,10TL harcın mahsubu ile bakiye 134,75TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından karşılanan 54,40TL başvuru harcı, 54,40TL peşin harç, 7,40TL vekalet suret harcı, 493,65TL posta ve tebligat gideri, 2400,00TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 3.090,55‬‬TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLUNA müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2023

Katip … Hakim …