Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/473 E. 2022/579 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı şirketin … ili … ilçesi … çevre yolu no:… adresinde açacağı petrol istasyonu kuracağı için EPDK lisans onayının alınması için tadilat işlemlerinin yapılması ve Lisanslı üretici … PETROL şirketinin istediği şartlara uygun olarak Petrol istasyonunun dizayn edilmesi gerektiği cihetiyle müvekkili ile aralarında anlaşma sağlandığını, müvekkilinin 2019 yılı şubat ayında davalının kuracağı petrol istasyonunun tadilat işine başladığını, yapılacak işlerin Petrol istasyonunu idari binası, market bölümünün inşası, Petrol içi erkek ve kadın WC lerin inşası, Kadın ve erkek engelli wc lerin yapılması, Tüm cephe giydirme, Çevre düzenleme, Akaryakıt depo tank temizliğinin yapılması, İstasyonun tüm elektirik tesisat ve mekanik işlerinin yapılması ekli listede teklif mektubundaki tüm işlerin yapılması noktasında anlaşıldığını ve müvekkilinin bahse konu tüm işleri yaptığını ve davalı şirkete teslim ettiğini, hatta davalı şirketin İşletme ruhsatı alabilmesi için müvekkilinin onayı lazım geldiğinden müvekkilinin onay verdiğini ve davalı şirketin anlaşma gereğince istasyonunu faaliyete geçirdiğini, müvekkiline davalı şirketin bu yapılan işler karşılığında 160.000 TL ödeme yaptığını, ancak bakiye borcunu ödemediğini, davalı şirkete düzenlenen faturaların ihtar edildiğini ve bakiye borcun ödenmesi için ihtarnamenin keşide edildiğini ve davalı şirketin kendisinin borcu ödediğini başkaca borcu kalmadığını belirterek ihtarnameye itiraz ettiğini, davalı ile müvekkili arasında eser yapılması noktasında vaki anlaşma gereğince müvekkilinin teklif mektubundaki ve davalı şirketin ruhsatlandırma yapabilmesi için luzum eden tüm tadilatları tamamladığını ve tedarikçi onay belgelerini imzaladığını, ancak davalının müvekkiline ödediği 160.000 TL dışında başkaca para ödemediğinden bakiye alacağın tahsili için Konya .İcra müdürlüğü … E takip dosyası ile icra işlemleri başlattığını ve başlatılan icra takip dosyasına davalının itiraz ettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalı şirketin Petrol istasyonuna yaptığı tüm tadilat işlemlerin karşılığı olarak 188.233 TL tutarında yapılan itirazın iptalini, davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden dolayı %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletinde davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; İtirazın iptali davasının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, bir yıl geçtikten sonra artık itirazın iptali davası açılamayacağını, itirazın iptali davasının İİK`nun 67. maddesi uyarınca itirazın tebliği, tebligat yoksa öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği emredici hüküm olduğunu, dosya gereği davacı tarafın müvekkilinin itirazını arabulucuya başvuru tarihi ile öğrenmiş sayıldığını, davacı tarafın arabulucuya başvuru tarihi 24.07.2019 olup zorunlu arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi ise 23.08.2019 olduğunu, davacı tarafından ikame edilen iş bu davanın İİK’nın emredici hükmü gereği hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle reddinin gerektiğini, diğer usule ilişkin itirazları ise, Mahkememizin 05.10.2020 tarihli Tensip Tutanağı’nın 9 numaralı paragrafında “Dosyada eksik harcın bulunduğu, davacı tarafından eksik olan 2.447,97 TL harcın ikmal edilmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, ikmal edilmemesi halinde hiç bir işleme devam olunmayacağı ve dava dosyasının işlemden kaldırılacağı ve yenilenmemesi halinde bu kere davanın açılmamış sayılacağı” davacı tarafa ihtar edildiğini ve tensip tutanağının davacı vekiline tebliği ile ihtaratın yapılmış sayıldığını, dava süresi içerisinde eksik harcın ikmal edilmediğini ve dava 13.11.2020 tarihli mahkememiz ara kararı ile dosyanın işlemden kaldırılmasına HMK 150. Madde gereği karar verildiğini, 3 aylık yenileme süresi içerisinde 16.12.2020 tarihinde davacı eksik harcı ikmal ederek dava dosyasının yenilenmesi talebinde bulunduğunu ve mahkememizin 21.12.2020 tarihli yenileme tensip tutanağı ile davanın kaldığı yerden devamına ilişkin karar verildiğini, davanın kaldığı yerden devamına ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkememizin dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin ara karar tarihinin 13.11.2020 olduğunu, davacı tarafın dosyanın yeniden işleme alınmasına ilişkin talebinin ise 16.12.2020 olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 150/4. Maddesi çok açık şekilde “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmünü içerdiğini, davacı tarafın dosyanın işlemden kaldırılması kararından 1 aylık süre geçtikten sonra yenileme talebinde bulunmuş olduğundan dolayı 2.447,97 TL’lik harcı ikmal etmek suretiyle iş bu davayı yenileyemeyeceği, yeniden harç ikmal etmesi gerektiğinin yorumlanmayan madde metninden anlaşıldığını, müvekkili firma ile davacı şirket arasında gerçekleşmiş eser sözleşmesinden bahisle alacaklı olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin üstlendiği para borcunu ifa etmekle borçtan kurtulacağı, davacının ise sözleşmede belirtilen işleri gereği gibi ifa etmekle borçtan kurtulacağının açık olduğunu, davacı tarafın üstlenmiş olduğu sözleşmesel yükümlülüğünü yani edimini gere gibi ifa edemeyerek eseri teslim borcunda temerrüde düştüğünü, yapılacak keşif ve aldırılacak uzman bilirkişi raporunun yanında sunacakları belgelerden bu hususun açığa çıkacağını, müvekkili firma tarafından davacıya keşide edilen ihtar ile yapılan işlere ilişkin ayıp ihbarında bulunulduğunu, eksiklikleri gidermesi gerektiğinden bahsetmişse de bu hususun davacı tarafından yerine getirilmediğini, bu durum işin esasına ilişkin olup öncelikle bu durumunun açığa kavuşturulması gerektiğini, davacı üstlenmiş olduğu edimleri ayıp ve eksik şekilde yaptığını müvekkili davalının ise daha sonra bu eksiklikleri kendisinin ayıplı yerleri yeniden eksik yerleri ise sıfırdan yaptırmak suretiyle kapatmak zorunda kaldığını, bu hususa ilişkin belgelerin mahkemeniz dosyasına sunulacağını, yine davacı tarafından iddia olunan ve hem dava dilekçesinde hem de ihtarlarda bahsini geçirdiği “sözleşme haricinde yapılan 19.765 TL değerinde ek iş ile ekstra yapılan 44.840 TL değerinde çevre düzenleme ve peyzaj işi”nin kabulünün mümkün olmadığını, ihtarda yapıldığı iddia olunan ekstra işler için “teklif verilip karşılıklı görüşülerek ve teklif verilip tarafınızca kabul edilerek” ifadelerinin kullanıldığını, yapıldığı iddia olunan işlerin özellikle peyzaj işi asıl iş teklif formunda bulunduğunu, davacı tarafın teklif formundaki işler dışında herhangi bir iş yapmadığını, zaten asıl işin de yukarıda anlattıkları gibi eksik ve ayıplı yaptığını, tarafların imzasını içeren teklif formuna bakıldığında çevre düzenleme işi için ayrılan metraj, birim fiyat ve yekün fiyat açıkça belirtildiğini, bunun dışında davalı tarafın elinde müvekkilince davacı tarafa ekstra bir iş yaptırıldığına ilişkin somut delil, iş emri vs. olmadığını, eseri gereği gibi teslim edemeyen davacı tarafa müvekkilinin tüm borcunu ödediğini, müvekkili firmanın davacı şirkete hiç bir borcu kalmadığını, bu ödemelerin ise Banka havale yolu ile 19.02.2019 tarihinde 50.000 TL, Banka havale yolu ile 19.03.2019 tarihinde 20.000 TL, Banka havale yolu ile 22.05.2019 tarihinde 30.000 TL, Banka havale yolu ile 22.05.2019 tarihinde 20.000 TL, Banka havale yolu ile 22.02.2019 tarihinde 30.000 TL, Banka havale yolu ile 27.05.2019 tarihinde 10.000 TL ve 19.02.2019 tarihinde davacı şirket yetkilisinie elden 100.000 TL olmak üzere toplamda davacı tarafa müvekkili tarafından 260.000 TL ödeme gerçekleştiğini, davalı müvekkili firmanın yetkilisi … olup davacı sözleşmeyi babası … ile yaptığını, her ne kadar daha önceki ihtarlarda sözleşmenin 160.000 TL gibi bir miktara anlaşıldığını düşünen yetkili asıl sözleşmeyi ve babasının elden ödediği parayı daha sonradan öğrendiğini, firma yetkilisinin burada bir hataya düştüğünü, ancak bu hata işin esasını yani müvekkilininin davacı firmaya borçlu olmadığının tespitini etkilemeyeceğini, davacıya elden ödenen miktarın kendi imzasını içeren belge ile sabit olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine, icra takibinde hem haksız hem de kötü niyetli hareket eden davacının takibe ve davaya konu alacağın %20’ si oranında kötü niyet tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılması ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın davalıya ait petrol istasyonunun EPDK Lisansı alması için gerekli onarım ve tadilatlarının yapılması hususunda eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın ödenmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise söz konusu sözleşme gereğince davacının üzerine düşen edimi yerine getirip getirmediği, davacının davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/11/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinde, iş bedeli 200.000,00 TL+KDV olarak kararlaştırılmış olmakla niteliği itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 480 ve devamı maddelerinde düzenlenen götürü bedelli sözleşmedir. Buna göre davacı yüklenici kararlaştırılan bu bedelle sözleşmede yer alan üstlendiği işleri yapmak, davalı iş sahibi de iş bedelini ödemek durumundadır. Davacı iş sahibi tarafından işin ayıplı yapıldığı ve eksik bırakıldığı iddia edilmiş olmakla, davalı yüklenicinin alacağı, sözleşmeye göre gerçekleştirilen imalâtın fizikî oranının belirlenen götürü iş bedeline uygulanması ile hesaplanmalıdır.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/10/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasındaki ilişkinin aynı makine ile ilgili daha önceki ilişkiler ve somut olay için yapılan yazışmaların ve e-maillerin içerikleri gözetildiğinde, birleşen iradenin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, eser sözleşmelerindeki garanti edilen sonuç ve yüklenicinin bağımsız hareket etmesi unsurları üzerinde tarafların birleştiği, hizmet sözleşmesinin unsurlarının somut olayda bulunmadığı, davacı-yüklenicinin ücrete hak kazanabilmesi için eseri ayıpsız ve sözleşmeye uygun teslim etmesi gerektiği halde, davacı yanca bozuk olan makinaların kartlarının tamir edilip çalıştırılamadığı, davacının tamir için gönderdiği uzmanın giderlerini davalıdan talep edemeyeceği, aksi yönde bir anlaşmanın bulunduğunu davacının ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Kural olarak eksik işlerin varlığını iş sahibi; bunların giderildiğini ise yüklenici ispat etmek zorundadır. (Emsal Yargıtay . HD’nin 10/02/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı). Eser sözleşmesi yapıldıktan sonra işin yüklenici tarafından yapıldığı ve tamamlandığı karine olarak kabul edilmelidir. Ancak bunun aksini iddia eden ispat etmelidir. ( Emsal Yargıtay . HD’nin 16/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı). Yine eser sözleşmesi kural olarak feshedilmediği veya işten el çektirilmediği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla iş sahibi eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin son erdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. ( Emsal Yargıtay . HD’nin 16/05/206 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı).” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde ise istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının takibi başlatmakta kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davalı borçludadır. (Bkz. Prof. … , İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd.) Dairemiz’in 19.01.2012 tarih ve … E., … K; 14.05.2013 tarih ve … E, … K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Davacı taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalıya ait işletmenin EPDK’dan faaliyet izni alarak çalışmaya başladığını, bu hususun da edimlerini yerine getirdiğinin kanıtı mahiyetinde olduğu lakin davalı tarafından sözleşmede kararlaştırılan bedelin kendisine ödenmediğini iddia etmekte, davalı ise işin yarım bırakıldığını, davacı tarafından yapılan iş bedelinin fazlası ile ödendiğini, 100.000,00 TL elden 160.000,00 TL de banka havalesi ile toplamda 260.000,00 TL ödeme yapıldığı davacının herhangi bir alacağı bulunmadığı yönünde savunmada bulunmuştur.
2.Dosya içerisinde yer alan ve taraflar arasında akdedilen 14/02/2019 tarihli “Revizyon İşleri Teklifi” başlıklı 2 sayfadan ibaret belgenin incelenmesinde davacı tarafından yapılması kararlaştırılan işlerin kalem kalem belirlendiği, yapılacak işin karşılığı olan tutarın birim fiyatı ile KDV eklenmek suretiyle tutarının ne kadar olduğunun ifade edildiği, taraflarca kararlaştırılan bu tutarlar üzerinden pazarlık yapıldığı, karalamaların akabinde anlaşılan tutarın yazıldığı, akabinde işin 183.500,00 TL + 33.030,00(%18 KDV) olmak üzere toplamda 216.530,00 TL üzerinden anlaşıldığı, tarafların söz konusu belge altında imzalarının bulunduğu ve yine davalı tarafından 19/02/2019 tarihinde 100.000,00 TL’nin elden davacı şirket yetkilisine verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu belgenin ve ödemenin geçerliliği hususunda Mahkememizce mahallinde yapılan 25/11/2021 Tarihli Keşif zaptının 2 ve 3. sayfasında davacı şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkilisinin beyanları alınmış ve işin 183.500,00 TL + 33.030,00(%18 KDV) olmak üzere toplamda 216.530,00 TL tutar üzerinden yapılacağı hususu ile 100.000,00 TL elden ödeme yapıldığı hususunda ihtilaf kalmadığı anlaşılmıştır.
3.Bu tespitten sonra; Taraflar arasındaki ihtilafın işin eksiksiz olarak yapılıp yapılmadığı ve elden verilen 100.000,00 TL’nin davacı şirket yetkilisi tarafından daha sonra banka havalesi ile kendisine havale edilip edilmediği, bir başka ifade ile 160.000,00 TL tutar içerisinde bu elden alınan 100.000,00 TL’nin de olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır
4.Mahkememizce öncelikle EPDK, İlgili Belediye ve Kurumlara müzekkere yazılarak davalıya ait işletmeye dair ruhsat, yapı kullanım belgesi ve tüm bilgi ve belgeler dosyamız arasına celp edilmiş ve akabinde yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/11/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/10/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde alanında uzman bilirkişi heyetince mahallinde keşif icra edilerek heyet raporu aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 03/02/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda işin tamamlanma oranının %100 olduğu rapor edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından davacının işi eksik yaptığı, eksik kalan kısımların kendisi tarafından tamamlandığı ifade edilmiş ise de söz konusu iddia usulüne uygun olarak ispatlanamadığından yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak dava konusu işin davacı işin yüklenici tarafından yapıldığı ve tamamlandığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
5.Mahkememizce işin davacı/yüklenici tarafından %100 oranında tamamlandığı kabulünden sonra davalı tarafından iş için kararlaştırılan bedelinin eksiksiz olarak ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmıştır.
6.Tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde Ticari İşletme ve Şirketler Muhasebesi alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan 14/06/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Dava konusu işi için davacının ticari defterlerinde ise … , … ve … nolu faturalar ile toplamda 345.846,20 TL tutarında fatura tanzim edildiği lakin bu faturalarında davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterlerinde tahsilat olarak 100.000,00 TL kaydın yer aldığı, davacının ihtarnamelerde 160.000,00 TL ödeme aldığını kabul ettiği, davalının kayıtlarında ise 160.000,00 TL ödeme yapıldığı, buna ilişkin dekontların dosyada yer aldığı ve 100.000,00 TL elden ödeme Mahkemece kabul edilir ise 260.000,00 TL ödeme yapılmış olabileceği rapor edilmiştir.
7.Mahkememizce dosya içerisinde yer alan dekontların suretleri ilgili bankalardan celp edilmiştir. İlgili dekontların incelenmesinde;
-… Bankası T.A.O’ya ait 22/05/2019 Tarih ve … numaralı dekont ile davalı firma tarafından tadilat bedeli açıklamasıyla davacı firma yetkilisi … 20.000,00 TL para havale edildiği,
-… Bankası T.A.O’ya ait 22/05/2019 Tarih ve … numaralı dekont ile davalı firma tarafından tadilat bedeli açıklamasıyla davacı firma yetkilisi … 30.000,00 TL para havale edildiği,
-… Bankası … Şubesinin 22/02/2019 Tarih ve 25/02/2019 Valör olmak üzere dava dışı … tarafından “… Ltd. Şti Tadilat Bedeli” açıklamasıyla davacı firma yetkilisi … 30.000,00 TL para havale edildiği,
-… Bankası T.A.O’ya ait 27/05/2019 Tarih ve … numaralı dekont ile davalı firma tarafından tadilat bedeli açıklamasıyla davacı firma yetkilisi … 10.000,00 TL para havale edildiği,
-… Bankası … Konya/Şubesinin 19/03/2019 Tarih ve … nolu hesabından dava dışı … tarafından “İnternet … Otomotiv” açıklamasıyla davacı firma yetkilisi … 20.000,00 TL para havale edildiği anlaşılmaktadır. Bu havaleler yönüyle davalı tarafından davacıya banka havalesi yoluyla 110.000,00 TL tutarında ödeme yapılmış olup taraflar arasında bu dekontlara yönelik ihtilaf söz konusu değildir. LAKİN dosya içerisinde yer alan … T.A.Ş’ye ait 19/02/2019 Tarihli ve 50.000,00 TL bedelli dekontun incelenmesinde davacı firma yetkilisi … tarafından yine davacı firmaya ait hesaba “… Otomotiv Adına Yatan” açıklamasıyla 50.000,00 TL para yatırdığı anlaşılmaktadır. Davacı aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında bu 50.000,00 TL’nin davalı tarafından 19/02/2019 tarihinde elden verilen 100.000,00 TL’ye ilişkin olduğu, davalının söz konusu ödemeye faturalandırması gerektiğini söylemesi sebebiyle elden aldığı parayı kendi şirketi hesabına yine kendisi tarafından yatırıldığını, elden ödeme tarihi ile paranın hesaba yattığı tarihin aynı tarih olduğunu, bu sebeple bu 50.000,00 TL’nin başkaca bir ödemeye ilişkin olmadığı, davacının elden verilen 100.000,00 TL de içinde olmak üzere toplamda sadece 160.000,00 TL ödeme yaptığını iddia etmiştir. Ancak davalı vekili aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanları ile Mahkememizin 24/05/2022 Tarihli duruşmasında alınan beyanlarında 50.000,00 TL’lik Akbank dekontuna ilişkin ödemenin elden verilen 100.000,00 TL’ye ilişkin olmadığı, bu tutarın dışında başkaca elden verilen 50.000,00 TL olduğunu, davacı tarafından bu tutarın davalı adına kendi hesabına yatırıldığını ifade ederek davacının iddialarını inkar etmiştir. Söz konusu dekont bedelinin 50.000,00 TL olması, 6100 Sayılı Kanunun 200/1-2 ve 201/1 maddeleri gereğince dekont aksinin yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, dekont açıklamasında davacının iddialarına yönelik bir açıklama olmaması, davacının delil listesinde açıkça “yemin” deliline dayanmaması karşısında bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiş ve 50.000,00 TL’lik kısmen elden alınan 100.000,00 TL’den bağımsız bir miktar olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
8.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporu, banka kayıtları, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında davalıya ait petrol istasyonunun EPDK Lisansı alması için gerekli onarım ve tadilatlarının yapılması hususunda 14/02/2019 Tarihli sözleşme ile 183.500,00 TL + 33.030,00(%18 KDV) olmak üzere toplamda 216.530,00 TL üzerinden anlaşıldığı, sözleşmenin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, Mahkememizce mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 03/02/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda işin tamamlanma oranının %100 olduğu, her ne kadar davalı tarafından davacının işi eksik yaptığı, eksik kalan kısımların kendisi tarafından tamamlandığı iddia edilmiş ise de söz konusu iddia usulüne uygun olarak ispatlanamadığından yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak dava konusu işin davacı işin yüklenici tarafından yapıldığı ve tamamlandığının anlaşıldığı, davalı tarafından yukarıda detayı verildiği üzere banka havalesi yoluyla davacıya 160.00,00 TL ödeme yapıldığı ve yine davacı şirket yetkilisi tarafından Mahkememizin 25/11/2021 tarihli keşfinde kabul edildiği üzere 100.000,00 TL elden ödeme yapıldığı, iş bedelinin taraflarca 216.530,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve böylelikte davalının iş bedeline ilişkin edimlerini yerine getirdiğine kanaat edilmekle davacının davasının reddine karar verilmiş ancak yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının icra takibine başlamakta kötüniyetli olduğu dosyadaki mevcut delillerle davalı yanca ispat edilemediğinden yasal şartların oluşmaması sebebiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 766,58TL harçtan alınması gereken 80,70TL’nin mahsubu ile fazla alınan 685,88TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 29.234,95TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip … Hakim …