Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2022/378 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas –
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında Bayilik sözleşmeleri gereğince ticari ilişkilerinin olduğunu, bu hususta taraflar arasında 2 adet bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmelerden bir tanesinin … Mah., … Cad. … No:… … Konya adresine ilişkin olup 08/10/2014 tarihinde akdedilip 5 yıl süreli olduğunu, sözleşme gereği süre sonunda feshedilmediğinden dolayı 1’er yıllık dönemlerle uzadığını, bir tanesinin ise … Mah., … Kavşağı No:… adresine ilişkin olup 07/05/2017 tarihinde akdedilip 5 yıl süreli olduğunu, ancak taraflarca 09/10/2019 tarihinde karşılıklı olarak anlaşılarak feshedildiğini, yani sözleşmelerden birisinin fesih protokolü gereğince süresinden çok önce feshedilmiş olduğunu, ikinci sözleşmenin ise henüz feshedilememiş olduğunu, alacaklı konumunda olan davacı müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkili şirket tarafından 35 adet fatura kesilmiş olduğunu, bu satım işlemine ilişkin mevcut durumun müvekkili şirketin ticari defterlerinden açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkili şirketin davalıya mobilyaları teslim etmiş olmasına rağmen davalının borcunu ödememiş olduğunu, davalıya ulaşma çabalarının da boşa çıkması üzerine alacağın tahsili amacıyla Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı borçluya yönelik olarak icra takibi başlatılmış olduğunu, fakat davalının takibi durdurmak ve süreci uzatmak adına tamamen kötü niyetli olarak borca, faize ve diğer ferilere itirazda bulunmuş olduğunu, davalının yapmış olduğu tüm itirazların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, zira fatura içeriğindeki mobilya ve diğer ürünlerin davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen, davalının ödemelerini yapmayarak müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini, haklı alacağını elde etmeye çalışan ve mağdur edilen müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak daha büyük bir mağduriyetin içine girmesini önlemek adına, davalı borçlu hakkında ihtiyati haciz/ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini, öte yandan borçlunun Konya . İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasına yaptığı tirazın iptaline, borçlunun yapılan takip neticesinde icra takibine konu toplam alacağı ödemesine, borçlunun takibe konu toplam alacağın % 20’sinden az olmamak üzer icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davada talep etmiş olduğu alacakların bir kısmının, davaya konu icra takibinde alacağın dayanağı olarak gösterilmemiş olduğunu, dolayısıyla işbu faturalara dayalı itirazın iptali davası açılamayacağını, davacı tarafın alacaklarına ilişkin doğru olmayan beyanda bulunmuş olduğunu, bunun da alacakların şüpheli olduğunu gösterdiğini, ayrıca davacı tarafın delil olarak sunmuş olduğu yazdırılma tarihi 10.03.2020 olan belgede takip talebinde alacaklı olunduğu iddia edilen faturaların büyük bir kısmının görünmediğini, oysa müvekkilinin davacı taraftan alacağının olduğunu, buna ilişkin olarak Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, bu takibin çıkışının 49.590,45-TL olup, davacı taraf bu takibe itiraz etmiş olduğundan kendileri tarafından da itirazın iptali davası açacaklarını, 10.06.2020 tarihli 09508 yevmiye numaralı ihtarnamenin eki olarak davacı şirketçe iade alınması gereken ürünlerin ve bu ürünlerin bedellerinin yer aldığı bir tablonun sunulmuş olduğunu, tabloya göre iade edilmesi gereken bu ürünlerin toplam bedelinin 49.590,45-TL olduğunu, tarafların birbirlerinden olan alacaklarının mahsubunun gerektiğini, ayrıca müvekkilinin satılamayan bu ürünlerin muhafazası için kira sözleşmesini feshetmediğinden her gün zarara uğramakta olduğunu, bu zararın da mahsubun içerisinde hesaplanmasının gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının takipteki kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, Konya .ATM … D. İş saylı dosyası Uyap üzerinden celbedilmiş, ticari defter ve kayıtlar, taraflar arası sözleşme ve fesih protokolü, takibe konu faturalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Davacı-alacaklı tarafından tarafından davalı-borçlu aleyhine yapılan ilamsız takip olduğu, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Öte yandan davalı yanca davacı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davası bahsi geçen mahkemece işbu davamız ile birleştirilmiş, mahkememiz tarafından ise birleştirilen davada arabuluculuk şartı gerçekleştirilmediğinden dolayı işbu davamızdan tefrik edilerek önce mahkememizin … E. Sayılı numarasına kaydedilmiş ve akabinde de arabuluculuk şartı gerçekleştirilmeden dava açıldığından dolayı davada usulden red kararı verilmiştir.
Huzurdaki davada ise taraf vekillerine 2019-2020 yılı defterlerini ibraz etmek veya bulundukları yeri bildirmek üzere süre verilmiş, akabinde ise dosya SMMM bilirkişisi ve sözleşmeler konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 09/08/2021 tarihli heyet raporunda özetle; Dosya içeriği, dosya ekinde sunulmuş olan icra takip dosyaları ve tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde; Davacı şirket tarafından 23.07.2020 tarihinde Konya . İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasından icra takibine konu edilen 35 adet faturanın tamamının her iki tarafın ticari defterlerinde de cari hesaplar çalıştırılmak suretiyle veresiye satış/veresiye alış olarak kayıtlı olduğu, 23.07.2020 takip tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defterlerindeki bakiyelerin/karşılıklı olarak birbirini teyit etmekte olduğu, başka bir ifade ile her iki tarafın ticari defterlerinde de 23.07.2020 takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan 49.416,54-TL alacaklı olarak görünmekte olduğu, davacı şirket tarafından icra takibi ile davalıdan talep edilen asıl alacak tutarının da 49.416,54-TL olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, bayilik sözleşmesinin sona erdirilmesinden ve davacı şirket tarafından icra takibinin yapılmış olduğu 23.07.2020 tarihinden sonra davalı tarafından davacı şirkete düzenlenmiş olan 16.08.2020 tarihli ve 49.590,45-TL bedelli iade faturasının davacı şirket tarafından kabul edilmemesinden ve kayıtlarında olmamasından kaynaklanmakta olduğu, taraflar arasında imzalanmış (ve daha sonra karşılıklı olarak feshedilmiş) bayilik sözleşmesinin tarafların Hak ve Yükümlülükleri Başlığının 1- Emtiayı Satın Alma Koşulları bölümündeki (d) bendinde;
” Yetkili Satıcı, Rengarenk’ten satın aldığı emtiayı teslim mahallinden cins, kalite, adet, renk ve bunun gibi unsurlar açısından tespit ve kontrol ederek teslim almak zorundadır. Yetkili Satıcı tarafından yapılan kontrolde, satın alınan malın/malların ayıplı olduğunun tespiti halinde, Yetkili Satıcı ayıba ilişkin itirazlarını, teslim mahallinde ve teslim sırasında ayıba ilişkin ayrıntıları da içerecek şekilde tutanakla 3 (üç) iş günü içerisinde yazılı olarak rapor ederek bildirmek zorundadır.” şeklinde olduğu, aynı bölümün (h) bendinde ise “Yetkili Satıcı, satın aldığı ürünlerin satış rizikolarını tamamen ve münhasıran üstlenmiş olup satın aldığı ürünleri satamadığı ya da değişik gerekçeleriyle Rengarenk’e iade edemeyecektir.” şeklinde hükümlerin olduğu,
Davacı şirketin incelenen e-defterlerinin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, kayıtların süresinde oluşturularak beratlarının da süresinde alınmış olduğu, davalının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de olduğu ve süresinde yaptırıldığı ifade edilmiştir.
İtirazlar üzerine aynı heyetten ek rapor alınmış, ancak ek raporda da kök rapordaki kanaatlerde herhangi bir değişiklik olmadığı beyan edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde tarafların ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili ayrıca dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde yemin delilinin de olduğu görülmekle bu husus kendisine hatırlatılmış, ancak davalı vekili yemin deliline dayanmayacaklarını ifade etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme sonucu dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan kök ve ek rapor ve dosya kapsamına göre, her iki yanın defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil kabiliyetini haiz bulunduğu, davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 49.590,45-TL tutarında asıl alacağının bulunduğu, ( ancak davacının yan takip talebinde 49.416,54-TL asıl alacak talep ettiği) bu talebin kabulünün gerektiği, takipteki işlemiş faiz yönünden ise takipten önce davalı yanın temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz talebinin reddi gerektiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davalının almış olduğu ürünleri iade etmesinin mümkün olmadığı, davalı yana yemin delili hatırlatılmasına rağmen bu delile başvurulmaması nedeniyle davacının davasının kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 49.416,54-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 49.416,54-TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-) Kabul edilen miktarın % 20 si olan 9.883,30-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 3.375,64-TL harçtan peşin alınan 904,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.471,54 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin (49.416,54/52.940,44 oranında) 1.232,14-TL’sinin davalıdan, 87,86-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.224,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım için belirlenen 3.523,90-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet suret harcı, 904,10-TL peşin nispi harç gideri olmak üzere toplam 966,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından sarfedilen 137,00-TL posta – tebligat gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.137,00-TL yargılama giderinin (49.416,54/52.940,44 oranında) 1.061,32-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
9-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 07/06/2022

Katip Hakim