Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/455 E. 2023/19 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin yedek parça ve motosiklet aksesuar ticareti ile uğraştığını, davalı şirket ile tarafların yaptığı taşımacılık sözleşmesi uyarınca … Kargonun kendisine gelen yedek parçaların ve aksesuarların teslimini veya satılmış olan ürünlerin başka illerdeki motor ticareti ile uğraşan kişilere gönderilmesini sağlamak amaçlı olarak anlaştıklarını ve ürünlerin içerikleri ve ağırlıkları göz önünde bulundurularak ücretlendirme yapıldığını, bunun üzerine 08/06/2019 tarihinde karşılıklı olarak sözleşme imzalandığını, kargo içeriğinin ve öneminin taşıyan … Kargo tarafından bilindiğini, müvekkili tarafından 21/09/2019 tarihinde … Kargoya teslim edilen taşıma kargosuna konu motor yedek parçaları ve aksesuarlarının alıcı şahıs olan … ye yahut belirtilen adrese teslim edilmediğini, teslim edilmeyen kargonun birçok kez … Kargoya sorulmasına rağmen olumlu bir sonuç alınamadığını, … Kargo … Şubesinde defalarca kez kargonun sorgulatıldığını, “kargonuzda bir sorun oluşmuş, taşıma sırasında kaybolmuştur, bu neden ile teslim edilememiştir.” denilerek kargonun kaybolduğunu zararın tazmin edileceğini belirtmelerine rağmen 12 gün sonra kargoyu sistemde … ye teslim edilmiş olarak gösterildiğini, müvekkilinin ve teslim alıcı … bu kişi tanımadıklarını, olayın … Kargo şirketinin sorumsuzluğu nedeniyle meydana geldiğini ve olayı kapatma çabasında olduklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Davacının 21.09.2019 tarihinde taşınan kargo içerisinde motor yedek parçaları ve aksesuarı bulunduğunu iddia ettiğini, dava dilekçesindeki bilgilerle müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma sonucu ekte sunulan detay ekran görüntüsü dökümü ile sabit olduğu üzere dava konusu edilen kargonun, 21.09.2019 tarihinde … irsaliye numara ile taşınan göndericisi … , alıcısı … olan ve 1 Kg/Desi ebatındaki kargo olduğu belirlendiğini, yalnızca bu bilgiler ile taşınan kargonun içerisinde motor yedek parçaları ve aksesuarları bulunduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu taraflarınca kabul edilmediğini, davacının kargo içeriğine dair iddiasını TTK madde 858 hükmüne uygun usulde ispatlayamadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla savunma ve itirazlarının kabulü ile hukuki ve maddi dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; İkame ettikleri davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı müvekkili … – … için ileri sürdükleri 3.000,00 TL kargo taşımacılığından kaynaklanan maddi zararın tazmini taleplerini, bilirkişi raporundaki görüş ve hesaplamalara göre 642,14 TL artırarak, ıslah ettiklerini, bu nedenlerle davayı toplam 3.642,14 TL’ye yükselttiklerini, esas olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 875/1 ve devamı maddeleri gereğince taşıma sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu ürünlerin zayi olup olmadığı, taşınmasında davalıya izafe edilebilecek bir kusur olup olmadığı, davacının taşıma eşyası dışında başkaca bir menfi zararı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/05/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, dava konusu eşyanın hasarlanmasından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 880. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Bu durumda mahkemece, bu hükümler gereğince, davacının bilgisayarının arızalı olarak davalıya teslim edildiği de göz önüne alınarak, bu vasıflardaki bilgisayarın değerinin tespiti yönünde bir inceleme yapılması ve TTK’nın 882. maddesi uyarınca da davalının sınırlı sorumlu olduğu gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılmaksızn yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Maddi vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/07/2006 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (… , age., s. 427). Bu husus Borçlar Kanununun 108. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır: burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır.
Menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir (… , age., s. 427-428):
a- Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar. posta giderleri. noter ücreti gibi.
b-Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar.
c-Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar: gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi.
ç-Sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi.
d-Başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar.
e-Dava masrafları.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/12/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla, somut olayda davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden, Mahkemece hüküm altına alınan ücret farkı alacağına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Davacı tarafından Aydın ilinde ikamet eden dava dışı müşterisi …. … Ltd. Şti’ye 21/09/2019 Tarih, … seri nolu ve 3.000,00 TL bedelli fatura ile 2.000 adet anahtarlık teslim edilmek üzere dosya içerisinde yer alan 21/09/2019 Tarih, … takip numaralı fatura ile davalının Konya … Şubesine teslim edilmiştir.
2.Davacı tarafından davalıya fatura konusu ürünler teslim edilmesine rağmen dosya içerisinde yer alan Gönderi Takip Formundan ürünlerin dava dışı müşteriye ürünler teslim edilmemiş olduğu, davacı tarafından davalıya yapılan müracaatların sonuçsuz kalması üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
3.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunumuzun;
*875/1. Maddesinde; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur”,
*879/1. Maddesinde; “Taşıyıcı; Kendi adamlarının, Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.

*880/1-3. Maddesinde; “Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.

Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.”,
882/1-2. Maddesinde; “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.”,
*883/1. Maddesinde; “Taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.” amir kanun hükümleri yer almaktadır.
4.Yargılama aşamasında Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanılmış ve akabinde alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
a-Dosya içerisinde yer alan 17/05/2021 Tarihli Bilirkişi Kök Heyet Raporunda özetle; Dava konusu ürünün alıcısına teslim edilmemesi ve kaybolmasında davacıya atfı mümkün bir kusur olmadığı, Karayolları Taşıma Yönetmeliği hükümleri gereğince davalının tam kusurlu olduğu, davacının zararının fatura miktarı olan 3.000,00 TL kadar olduğu, her ne kadar davacı tarafından mahrum kalınan kar zararı talep edilmiş ise de bu hususta hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı rapor edilmiş, söz konusu rapora karşı davacı ve davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine Mahkememizce ek rapor aldırılmıştır.
b-Dosya içerisinde yer alan 25/10/2021 Tarihli Bilirkişi 1. Ek Heyet Raporunda özetle;Davacının talep etmiş olduğu zarar hesabının yapılmasının mümkün olmadığı, davacının ürünlerin kaybolması sebebiyle zarara uğradığı, zarar miktarının 882/1-2 maddesi gereğince yapılan hesaplamada faturada ifade edilen 2000 adet anahtarlık ağırlığının 56 kg geldiği, T.C. Merkez Bankasının 25/10/2021 tarihli SDR kuru üzerinden yapılan hesaplamada davalının sorumlu olabileceği tutarın 6.309,38 TL olacağı rapor edilmiş, söz konusu rapora karşı davacı tarafından zarar hesabı yönünden, davalı tarafından ise gönderinin net ağırlığı, fatura miktar, tutar ve içeriğine yönelik itirazlar yapılmış bunun üzerine Mahkememizce ek rapor aldırılmıştır.
5.DAVACININ ZARAR TALEBİNİN HUKUKİ NİTELEMESİ;
a-Yukarıda ifade edilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere maddi vakaları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Mahkememizce davacının talep etmiş olduğu mahrum kalınan kara ilişkin olarak taleplerini ayrıştırması ve talep içeriğini açıklaması için süre verilmiş, davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinde kaybolan ürün bedeli için 2.900,00 TL, ürünlerin kaybolması sebebiyle yeniden üretilmesi, dava dışı müşteriye yeniden gönderilmesi, bu süre zarfındaki enflasyon dolayısıyla ham madde ve işçilik ücretlerinin artması sebebiyle davacının yapmış olduğu masraflar olarak ifade edilmiştir. Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/07/2006 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere dava konusu ürünlere ilişkin gönderinin kaybolması dolayısıyla davacının uğradığı zarar ile dava dışı müşteriye yeniden ürünü yollaması ve bu sürede geçen zaman zarfında enflasyon dolayısıyla ham madde ve işçilik ücretlerinin artması sebebiyle davacının yapmış olduğu masraflara ilişkin zarar şüphesiz menfi zarar kalemi içerisinde yer almaktadır. Mahkememizce bu tespit doğrultusunda 30/12/2021 Tarihli duruşmamızın 3 nolu ara karar ile davacı vekiline dava konusu ürünü ikinci defa göndermesi sebebiyle zarara uğradığı yönündeki talebi nazara alınarak dava dışı 3. Kişiye ikinci defa göndermiş olduğu ürünlere ilişkin faturayı ibraz etmek üzere 1 aylık süre verilmiş, davacı vekili tarafından 22/11/2019 Tarih ve 479900 Seri Numaralı fatura ibraz edilmiştir.
b-22/11/2019 Tarih ve … Seri Numaralı 2. Faturanın incelenmesinde; Fatura içeriğinin aynı olduğu, dava dışı müşteriye 2000 adet anahtarlık gönderildiği, fatura bedelinin 3.000,00 TL olduğu dolayısıyla 21/09/2019 Tarih, … seri nolu ve 3.000,00 TL bedelli fatura ile aralarında herhangi bir fark bulunmadığı anlaşılmıştır.
c-Mahkememizce yukarıda izah edilen eksikliklerin ikmali akabinde 25/10/2021 tarihli 1. Ek Bilirkişi Heyet Raporunda SDR kurusunun 25/10/2021 tarihi olarak nazara alınarak hesaplama yapılması da göz önünde bulundurularak tarafların itirazlarını karşılar mahiyette yeniden ek rapor aldırılmıştır.
6.BİLİRKİŞİ HEYETİNİN 01/08/2022 TARİHLİ 2. EK BİLİRKİŞİ RAPORUNUN DEĞERLENDİRİLMESİNDE;
a-Dava konusu ürünlerin taşıma esnasında kaybolmasında davalının kusurlu olduğu,
b-Taşıma konusu 1 adet anahtarlığın ağırlığının 28,00 gram olduğu, anahtarlık sayısının 2.000 adet olduğu
c-Taşıma tarihi olan 21/09/2019 Tarihindeki(Taşımanın hafta sonu olması sebebiyle 1 önceki güne ilişkin SDR kuru esas alınmıştır) T.C. Merkez Bankası SDR kuru üzerinden yapılan hesaplamada 6102 Sayılı TTK’nın 882/1-2 maddeleri gereğince davalının sorumlu olduğu tutarın 3.642,14 TL olduğu,
ç-Hesaplamanın taşıma senedi üzerindeki ağırlık üzerinden yapılması istenilmiş ise de yapılan incelemede taşıma senedi üzerindeki kargo ağırlığı bölümünün usulen(boş bırakmamak amacıyla) doldurulduğunun anlaşıldığı,
d-Ürünün ilk defa gönderildiği 21/09/2019 Tarihi ile ürünün ikinci defa gönderilmek durumunda kalındığı 22/11/2019 tarihi arasındaki 2 aylık süre zarfında işçilik maliyetlerinde(asgari ücrette herhangi bir değişiklik olmaması), ham madde maliyetlerinde ve sair üretim maliyetlerinde herhangi bir farklılık olmaması dolayısıyla davacının maliyet yönünden herhangi bir zararı olmadığı rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
7-NETİCE;
a-Kabule Dair; Davacı tarafından Aydın ilinde ikamet eden dava dışı müşterisi …. … Ltd. Şti’ye 21/09/2019 Tarih, … seri nolu ve 3.000,00 TL bedelli fatura ile 2.000 adet anahtarlık teslim edilmek üzere dosya içerisinde yer alan 21/09/2019 Tarih, … takip numaralı fatura ile davalının Konya … Şubesine teslim edildiği, ürünlerin dava dışı müşteriye teslim edilmediği, bu sebeple davacı tarafından 22/11/2019 Tarih ve … Seri Numaralı fatura ile dava dışı müşterisine ürünlerin 2. Defa gönderilmek durumunda kalındığı, davacı tarafından yapılan müracaatlara rağmen uğradığını iddia ettiği zararların karşılanmaması üzerine eldeki davanın açıldığı, yukarıda izah edildiği üzere dava konusu ürünlere ilişkin ilk gönderinin kaybolması dolayısıyla davacının uğradığı zarar ile dava dışı müşteriye yeniden ürünü yollaması ve bu sürede geçen zaman zarfında enflasyon dolayısıyla ham madde ve işçilik ücretlerinin artması sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararların menfi zarar kapsamında kaldığı, 6102 Sayılı TTK’nın 875 ve devamı maddeleri gereğince davalı taşıyıcının eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, yukarıda detayı verilen 01/08/2022 tarihli 2. Ek Bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın 882/1-2 maddesi gereğince davacının ilk gönderinin kaybolması sebebiyle uğradığı maddi zararın 3.642,14 TL olduğu, ürünün ilk defa gönderildiği 21/09/2019 Tarihi ile ürünün ikinci defa gönderilmek durumunda kalındığı 22/11/2019 tarihi arasındaki 2 aylık süre zarfında işçilik maliyetlerinde(asgari ücrette herhangi bir değişiklik olmaması), ham madde maliyetlerinde ve sair üretim maliyetlerinde herhangi bir farklılık olmaması dolayısıyla davacının maliyet yönünden herhangi bir zararı olmadığı anlaşılmakla, davacının 06/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi de nazara alınarak davasının kısmen kabulü ile davacının taşıma eşyasının zıyaından doğan maddi taleplerinin kabulü ile 3.542,14 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının mahrum kalınan kar bedeli yönüyle açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir.
b-Temerrüt Tarihine Dair; Her ne kadar davacı tarafından olay tarihi olan 21/09/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi istenilmiş ise de eldeki davanın haksız fiilden kaynaklanmadığı, taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, bu sebeple 21/09/2019 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının faiz talep edilebilmesi için davalının 6098 Sayılı TBK’nın 117 ve devamı maddeleri gereğince temerrüde düşürülmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafından yapıldığı iddia edilen 06/12/2019 tarihli bir başvuru yazısı mevcut ise de bu başvurusunun davalıya tebliğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği, söz konusu belge üzerinde davalıdan sadır olan herhangi bir kabul de yer almadığı, bu sebeple bu tarihin de temerrüt tarihi olarak kabulünün mümkün olmadığı, taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmelerinin 20/03/2020 tarihinde sona erdiği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/12/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında bu tarihin temerrüt tarihi olduğu kabul edilmiş, taraflar arasındaki işin 6102 Sayılı TTK’da düzenlenen mutlak ticari işlerden olması ve 6102 Sayılı TTK’nın 19/2 maddesi de nazara alınarak faiz türü olarak avans faizine hükmedilmiştir.
8.DAVALI İTİRAZLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ;
a-Taşıma Senedi Üzerindeki Ağırlıktan SDR Kurunun ve Davacı Zararının Hesaplanmasına Yönelik İtirazlar Açısından Yapılan Değerlendirmede; Davalı tarafından cevap dilekçesi ve aşamalarda alınan beyanlarda taşıma senedi üzerinde taşınanın ağırlığının 1 kg olarak belirtildiği, taşıma senedinin 6102 Sayılı TTK’nın 858/3 maddesi gereğince davacı için bağlayıcı olduğu, davacının fatura içeriği ve fatura bedelini kabul etmediklerini, davalının kabul anlamına gelmemek kaydıyla azami zararının adı geçen kanunun 882/1-2 maddeleri gereğince 1 kg üzerinden taşıma tarihindeki SDR kuru üzerinden hesaplanması gerektiği, bu miktarın ise 7,80 TL olduğu yönünde itirazda bulunmuş ise de 01/08/2022 Tarihli 2. Ek raporun son sayfasında taşıma senedindeki ağırlığın usulen (boş bırakılmamak adına) doldurulduğu yönünde kanaat bildirildiği ve dahi adı geçen kanunun 858/3 maddesi gereğince taşıma senedinin her iki taraf için bağlayıcı olması için her iki tarafça imzalanması gerektiği, davalı tarafından sunulan taşıma senedi suretlerinde davacı tarafından sadır olan herhangi bir imza bulunmadığı gibi davacının 04/09/2022 Havale Tarihli dilekçesinde söz konusu senedin davalı tarafından her zaman oluşturulabilecek belgelerden olması sebebiyle kabul edilmediğinin aşamalarda açıkça ifade edildiği, bu sebeple taşıma senedindeki 1 kg’lik ağırlığa Mahkememizce itibar edilemediği, gerek 21/09/2019 Tarih, … seri nolu ve gerekse de 22/11/2019 Tarih ve … Seri Numaralı fatura nazara alındığında taşıma esnasında kaybolan ürünlerin 2000 adet anahtarlık olduğu Mahkememizce kabul edilmiş, yine davalının fatura içerik ve miktarına yönelik itirazları nazara alınarak davacının zararı adı geçen kanunun 880/3 maddesine göre değil 882/1-2 maddesi göre 2000 adet anahtarlığın ağırlığı nazara alınarak hesaplatılmıştır.
B-Zamanaşımı Defi Açısından Yapılan Değerlendirmede; Her ne kadar davalı ıslah tarihi itibariyle talep edilen zararın zamanaşımına uğradığı yönünde defi ileri sürmüş ise de 6102 Sayılı TTK’nın 855/5 maddesi gereğince davacı tarafından teslim edilen ürünlerin alıcının adresinin bulunması, alıcıya ait kimlik bilgileri ve iletişim bilgilerine rağmen dava dışı müşteriye ulaştırılmamasında davalının pervasızca davranışından zararın meydana geldiği Mahkememizce kabul edilmiş olup bu halde zarara ilişkin taleplerin 3 yılda zamanaşımına uğrayacağı, gönderinin 21/09/2019 tarihinde davalıya teslim edildiği, adı geçen kanunun 874/1 maddesi gereğince 20 günlük teslim süresinden sonra zayinin meydana geldiğinin kabul edileceği, ürünün teslim tarihinden sonra ülkemizde pandemi salgının başgösterdiği, bu sebeple 7226 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesi ile “zamanmaşımı sürelerinin DURMASINA” karar verildiği ve yine 6325 Sayılı Kanunun 18/A-15 maddesi gereğince arabuluculuk süresi zarfında da zamanaşımı süresinin DURACAĞI, 6098 Sayılı TBK’nın 153/son maddesi gereğince zamanaşımı süresi başlayan hallerde zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlayacağı ve durmadan önce başlamış olan sürelerin bu tarihler itibariyle işlemesini sürdüreceği, yapılan açıkmalar çerçevesinde 21/09/2019 gönderi tarihine 20 günlük zayi süresi, 10 günlük arabuluculuk süresi, 7226 Sayılı Kanun ile durdurulan 13/03/2020-15/06/2020 tarihleri arasındaki duran süreler de nazara alındığında davacının ıslah ile artırılan talebinin zamanaşımına uğramadığı anlaşılmış ve davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davacının taşıma eşyasının zıyaından doğan maddi taleplerinin kabulü ile 3.542,14 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
b- Davacının mahrum kalınan kar bedeli yönüyle açmış olduğu davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 241,96TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın ve 65,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 122,56TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından karşılanan 54,40TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç ve 65,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 173,8‬0‬‬TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 223,50TL posta ve tebligat gideri, 7,80TL vekalet harcı, 2.250,00TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 2.481,30 TL ‘den davanın haklılık oranına göre (3.542,14/3.642,14) hesaplanan 2.413,17TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından karşılanan 8,50TL vekalet harcının davanın haklılık oranına göre (100,00/3.642,14) hesaplanan 0,23TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 3.542,14TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 100,00‬ TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.10/01/2023

Katip Hakim