Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/443 E. 2021/707 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili kurum sermayesinin tamamının devlete ait İktisadi Devlet Teşekkülü olduğunu, müvekkili kurumun ihtiyaca binaen … -… -… ihale kayıt numaraları ihaleleri yaptığını, farklı tarihlerdeki bu ihalelere davalı tarafın en avantajlı teklifi sunması sebebiyle aralarında sözleşme imzaladıklarını, ihalelere ait belgelerin incelenmesi neticesinde sözleşmeye uygun şekilde işçilere fiili çılışılan gün üzerinden yol ve yemek ücretleri ödemelerinin yapıldığını fakat kurumlarınca davalıya yapılan ödemelerde fiili olarak çalışılmayan günler için fazla ödeme yapıldığının anlaşıldığını, davalı firmanın yapılan fazla ödemeleri iade etmediğini, müvekkili kurumun zarara uğramasına sebep olduğunu, fazla ödemelerin anlaşılması üzerine davalı firmaya fatura kesildiğini, davalı ile yazışmalar yapıldığını fakat olumlu netice alınamadığını tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere fazladan yapılan KDV dahil 29.752,08 TL nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte davalıdan tahsiline, yagrılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının tüm alacak kalemlerinin zaman aşımına uğradığını, ayrıca davanın hak düşürücü süre sonrasında açıldığını, davacının kendi uygulaması ile çelişmekte olduğunu, ihaleye yemek ve yol ücretinin müvekkiline kesintisiz ödeneceği şekilde çıkıldığını, sözleşmedeki tekliflerinde aynı şekilde yemek ve yol ücretinin müvekkiline kesintisiz ödeneceği şeklinde toplandığını, müvekkiline ihale bedelleri üzerinde bir ödeme yapılmadığını, ihale ile ilgili tüm süreçlerin davacının takibi onayı ve kontrolünde gerçekleştiğini, davacı idare tarafından yapılan hesaplamaların yanlış olduğunu, faiz talep edilmesinin mümkün olmadığı gibi faiz başlangıç tarihinin de doğru olmadığından bahisle mahkememizin bu davaya bakmakta görevsiz olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini gerektiğini, aksi kanaat hasıl olursa dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğinden davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce deliller toplanmış, Kamu ihale mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar bilirkişisinden rapor aldırılmış, mahkememiz dosyasından talimat yoluyla bilirkişi raporuna itirazları değerlendirir Kamu ihale mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar bilirkişisinden rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
I. DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Davanın, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmeleri sebebiyle fazla ödendiği iddia edilen ödemelerin iadesi davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davacı tarafından, davalı yanca çalıştırılan işçiler için sözleşmede kararlaştırılandan fazla bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise miktarının ne olduğu, fazla ödeme yapılmış ise davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME ESAS ALINAN EMSAL YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davacı vekili asıl dava ve birleştirilen davasında ödemiş olduğu terkin harcı ve giderleriyle ilgili faiz istemiş ve ayrıca da faizin KDV’sini talep etmiştir. 3065 sayılı KDV Kanununa göre işlemiş faize KDV uygulanması zorunludur. Ne var ki, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının A bölümünün 2 nolu paragrafının 3. satırındaki “… yasal faizi…” sözcüklerinden sonra “ve faizin KDV’siyle”, B bölümünün 1 nolu paragrafının 4. satırındaki “… yasal faizi” kelimelerinden sonra “ve faizin KDV’siyle” sözcük gruplarının ayrı ayrı eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
A. USULE YÖNELİK İTİRAZLAR AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
1.GÖREV
… , 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereğince iktisadi devlet teşekkülü (KİT) olarak, 29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren esas sözleşmesi ile kurulmuş bir şirkettir.
… ’ın esas sözleşmesinin 3. maddesinde “Bu Ana statü ile teşkil olunan … A.Ş. (… ) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.” hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin 21. maddesinde ise, “Bu Ana statüde bulunmayan hususlarda K.H.K. hükümleri uygulanır” hükmü bulunmaktadır. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesine göre “Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir.” Bu hüküm gereğince iktisadi devlet teşekkülleri faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabidir. Nitekim özel hukuk hükümlerine tabi olan … 02/07/2021 tarihli ve 4222 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile halka arza yönelik hazırlık işlemlerine başlanmak üzere özelleştirme kapsamına alınmıştır.
Belirtilen düzenlemeler gereğince …, bu piyasada kamu gücü kullanan kamu tüzel kişisi olarak değil, eşit taraf konumunda olan bir şirket olarak faaliyet göstermektedir. …’ın hisselerinin kamuya ait olması ve Kamu İktisadi Teşebbüsü konumunda olması, Türk Ticaret Kanunu anlamında şirket olmasını ve özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteriyor olmasını ortadan kaldırmamaktadır. Özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren … ile tamamen özel hukuk tüzel kişisi konumunda olan piyasa katılımcıları arasındaki tüm ilişkiler özel hukuk hükümlerine tabi olması gerekmektedir. Dolayısıyla taraflar arasındaki tüm sözleşmeler özel hukuk sözleşmeleridir.
Bu nedenle davacının 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince tacir olduğunu kabulde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
Davalı da davacı gibi 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi tacir olup, taraflar arasındaki sözleşme ticari faaliyet alanıyla ilgili olması sebebiyle davanın nispi ticari davaya vücut verdiği ve dolayısıyla Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalının görev yönünden yapmış olduğu dava şartı itirazına itibar edilmemiştir.
2.ZAMANAŞIMI
Her ne kadar davalı, davacının talep etmiş olduğu alacağın zamanaşımına uğradığını iddia etmiş ise de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 146/1 maddesi gereğince taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, taraflar arasındaki sözleşme tarihi ve dava tarihi nazara alındığında zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki define itibar edilmemiştir.
B. ESASA YÖNELİK YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE VE NETİCE
Taraflar arasında akdedilen … Kayıt Numaralı, … Kayıt Numaralı ve … Kayıt Numaralı ihale, sözleşme, teknik ve idari şartname ve eklerinin incelenmesinde özetle; sözleşme kapsamında yapılması gereken iş için görev yapacak olan personel sayılarının belirlendiği, sözleşme kapsamında çalıştırılacak her bir personele fiilen çalışılan her gün için sözleşmede kararlaştırılan miktarlar nazara alınarak yol ve yemek ücretinin ödeneceği, yemek ve yol bedellerinin sözleşme süresince sabit kalacağı, yemek ve yol ücretlerinin teklif fiyata dahil olduğu ve ödeme yapan yüklenicinin bu ödemeleri bordrolara yansıtacağı kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince işçilerin fiilen çalıştıkları gün sayısı göz önünde tutularak ve aynı zamanda aylık gün sayısı göz önünde tutularak davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılmış, Kamu İhale Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Bilirkişisi tarafından hazırlanan 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; fiilen çalışılan gün sayısına göre yapılan hesaplamada her 3 sözleşme için davacının mahsup ettiğini kabul ettiği miktar düşüldükten sonra davacının ana para alacağının KDV dahil olmak üzere(avans faizi hariç) 28.415,46 TL olduğu, aylık gün sayısına göre yapılan hesaplamada ise davacının herhangi bir alacağı bulunmadığı ve haksız mahsup nedeniyle 15.000,00 TL borçlu olduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, taraflar arasında akdedilen … Kayıt Numaralı, … Kayıt Numaralı ve … Kayıt Numaralı ihale, sözleşme, teknik ve idari şartname ve ekleri ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında yapılması gereken iş için görev yapacak olan personel sayılarının belirlendiği, sözleşme kapsamında çalıştırılacak her bir personele fiilen çalışılan her gün için sözleşmede kararlaştırılan miktarlar nazara alınarak yol ve yemek ücretinin ödeneceği, yemek ve yol bedellerinin sözleşme süresince sabit kalacağı, yemek ve yol ücretlerinin teklif fiyata dahil olduğu ve ödeme yapan yüklenicinin bu ödemeleri bordrolara yansıtacağı, davalının yansıtmış olduğu bordrolar gereğince davacı tarafça ödeme yapıldığı lakin daha sonra yapılan araştırmada işçilerin fiilen çalışmadığı süreler için de ödeme yapıldığının anlaşılması eldeki davanın açıldığı, Kamu İhale Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Bilirkişisi tarafından hazırlanan 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere fiilen çalışılan gün sayısına göre yapılan hesaplamada her 3 sözleşme için davacının mahsup ettiğini kabul ettiği miktar düşüldükten sonra davacının ana para alacağının KDV dahil olmak üzere(avans faizi hariç) 28.415,46 TL olduğu görülmekle davacının davasının bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı sözleşmede fiili çalışılan günün karşılığı olarak yemek ve yol ücreti ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak sözleşmenin ihale mevzuatı ile birlikte yorumlanarak yemek ve yol ücretinin örneğin işçilerin yıllık ücretli izinde olduğu veya fiilen çalışmadığı sürelerde hak kazanılıp kazanılmadığının hesaplanması gerektiği ifade edilmiş ise de; 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince davalı özel hukuk tüzel kişisi tacirdir. Yine adı geçen kanunun 18/2 maddesi gereğince davalının ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalının akdetmiş olduğu sözleşmede yemek ve yol ücretlerinin fiilen çalıştırılan gün karşılığı ödenmesinin kararlaştırılması ve tacir olması karşısında ve yine 4721 Sayılı TMK’nın 2. Maddesi de nazara alınarak davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı tarafça fazla yapılan ödemelerin iadesine ilişkin olarak davalı firmaya ihtarların çekildiği ve fazla ödenen bedellerin 15 gün içerisinde iade edilmesinin istenildiği, davalı tarafından davacıya verilen 30/09/2019 tarihli cevapta ise davacının çekmiş olduğu ihtarların 24/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının bu ihtarlardan bu tarihte haberdar olduğu görülmüştür. Dolayısıyla davalının bu tarihten itibaren ödeme için verilen 15 günlük süre sonunda temerrüte düştüğü anlaşılmakla Mahkememizce kabul edilen 28.415,46 TL’ye 10/10/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine ve davacının talebi ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınarak bu tutara KDV de eklenmek suretiyle Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 28.415,46 TL(KDV Dahil)’nin temerrüt tarihi olan 10/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.941,06 TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan alınan 508,10TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.432,96TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranı olan (28.415,46/29.752,08) oranına isabet eden 1.260,70 TL nin davalıdan, bakiye 59,30 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından karşılanan 54,40 TL başvuru harcı, 508,10 TL peşin harç, 7,80TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 570,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından karşılanan 2.200,00 TL bilirkişilerin ücreti, 145,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.345,50 TL’nin davanın haklılık oranı olan (28.415,46/29.752,08) oranına isabet eden 2.240,13 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 1.336,62 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip Hakim