Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/420 E. 2023/309 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR:
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/06/2019 tarihinde meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçta yaralandığını, kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi tarafından sigortalı olduğunu, kaza sonucunda tutulan kaza tespit tutanağında kazaya karışan … plakalı aracın aşırı hızlı olması nedeniyle birinci derecede kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin yolcu olması sebebiyle kusursuz olduğunu, müvekkilinin kaza sonucunda yaralanması sebebiyle Konya Numune Hastanesi’ne götürüldüğünü, ilk muayenesinde ameliyat olması gerektiği bilgisi ile müvekkilinin Konya … Hastanesi’ne sevk edildiğini ve bu hastanede ameliyat olduğunu, daha sonra müvekkili tarafından Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Başhekimliği’ne başvuruda bulunarak maluliyet raporu talep ettiğini, başvuru sonucunda müvekkilinin %10 oranında maluliyetinin bulunduğu, iyileşme süresinin 4 ay olduğu, belgeli belgesiz iyileşme ve tedavi giderinin toplamda 2.000,00-TL olduğu ve geçici iş göremezlik sürecinde bakıma muhtaç olduğunun tespit edildiğini, ancak raporu kabul etmediklerini müvekkilinin kazanın üzerinden 6 ay geçmesine rağmen iyileşemediğini ve maluliyet oranının daha fazla olduğunu, kaza sebebiyle Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasının açıldığını ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin uğradığı zararların tazmini için davalı sigorta şirketine müracaat ettiğini, ancak başvurularının sonuçsuz kaldığını, akabinde dava şartı olan arabuluculuk yoluna müracaat ettiklerini ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL geçici iş göremezlik, 700,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL bakıcı gideri ve 100,00-TL belgelendirilmeyen tedavi ve iyileşme gideri olmak üzere toplamda 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamında olmamak kaydıyla müvekkili şirketin yerleşim yeri göz önünde bulundurulduğunda davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, mahkememizde görülmekte olan davanın belirsiz alacak şeklinde ikame edilmesinin usul ve hukuk kurallarına aykırı olduğunu, dava şartı olan müvekkili sigorta şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığını ve temerrüdün oluşmadığını, davacının kalıcı maluliyetinin Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından veya yetkili bir hastaneden yönetmeliğe uygun olarak rapor alınması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğu ve bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin geçici işgöremezlik, geçici bakıcı giderleri ve tedavi giderlerinden poliçe gereği sorumlu olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur yönünden kaza tespit tutanağında her ne kadar araç sürücüsüne kusur ithaf edilmiş ise de; araç sürücünün kusursuz olduğunu, dava konusu kazada araç sürücüsünün kusurunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesin’den rapor alınması gerektiğini, maluliyet sebebiyle yapılacak tazminat hesabının uzmanlık gerektirdiğini, hesaplamanın hazine müşteşarlığınca kabul gören aktüerya uzmanı tarafından yapılması gerektiğini, mağdurun kazadan dolayı SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, müvekkili şirketin kendisine ihbar tarihi itibariyle 8 günlük sürenin sonunda temerrüde düşmüş olacağından faiz sorumluluğunun da bu tarihten itibaren başlayacağını ve yasal faizin uygulanacağını, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava; cismani zarar nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 12/06/2019 tarihinde tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçta yaralanması nedeniyle davalıdan maddi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, kazaya karışan aracın trafik kayıtları, gerçek kişilere ait SED araştırması, hastane kayıtları, SGK cevabi yazısı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından kusur durumunun tespiti için düzenlenen rapor, Selçuk Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan Bilirkişi Hekim Raporları, Adli Tıp İkinci Adli Tıp İhtisas Kurulu Raporu, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu Raporu, Aktüerya Bilirkişi raporu, trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketlerine ait hasar dosyaları, poliçe ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Mahkememizce dava konusu kazada kusur durumunun belirlenmesi için dosya Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek rapor alınmıştır.
Raporda; Dava dışı sürücü …’ın %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Raporun kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya maluliyet oranlarının kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine göre belirlenmesi, kaçınılmaz tedavi giderleri ve ayrıca bakıma muhtaçlık olup olmadığı hususunda … adına Selçuk Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan Bilirkişi Hekim Raporu alınmış, gelen raporda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacı …’un maluliyetinin kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilebileceği, SGK tarafından karşılanmayan fatura edilmiş tedavi giderinin toplamının 4.360,00-TL olacağı, ayrıca kaçınılmaz giderlerin olay tarihi itibariyle 1.000,00-TL olacağı SGK tarafından karşılanmayan fatura edilmiş ve kaçınılmaz tedavi giderinin toplam 5.360,00-TL olacağı,1.5 ay boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı rapor edilmiştir.
Davadan evvel davacı tarafından alınan NEÜ ATK raporu ile mahkememizce alınan SEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi ABD Başkanlığı raporu arasında çelişki bulunduğundan dolayı işbu çelişkinin giderilmesi için dosyada İstanbul 2. Adli Tıp Kurumu Başkanlığın’dan rapor alınmasına karar verilmiştir.
İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; Davacı …’un maluliyetinin %5.1 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, kişinin bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği, başka birisinin sürekli veya geçici bir süreliğine bakımına muhtaç durumda olmadığı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin kurumun ve kurulun görev tanımına girmediği rapor edilmiştir.
Akabinde dosyamızda mevcut Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Selçuklu Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve en son sunulan İstanbul 2. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı raporları arasında çelişki bulunduğundan; davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulunda rapor alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulunca düzenlenen raporda;
a-)11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak E cetveline göre %5.1 (yüzdebeşnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
b-) 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi hakkında yönetmeliğine göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranın %4 (yüzdedört) olduğu,
c-)İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği,
d-)Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği, başka birisinin sürekli veya geçici bir süreliğine bakıma muhtaç durumda olmadığı rapor edilmiştir.
Akabinde aktüerya raporu alınmış olup, 17/02/2023 tarihli raporda özetle;
Geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararın 7.316,08-TL, sürekli iş göremezlik nedeni ile uğradığı maddi zararın 13/10/2019- 12/10/2019 tarihleri arasındaki süre ile sınırlı %4 engel oranı ve TRH-2010 kadın mortalite tablosuna göre 242.697,06-TL, 13/10/2019-27/03/2067 tarihleri arasındaki süre ile sınırlı %5,1 maluliyet oranı ve PMF-1931 Yaşam tablosuna göre 236.409,32-TL, iyileşme süresinde bakıcı giderinden doğan maddi zararın bulunmadığı, fatura edilemeyen ve belgeye bağlanmayan kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan maddi zararın 5.360,00-TL olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili 14/03/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere açılan iş bu davada 7.316,08-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 236.409,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı gideri tazminatı, 5.360,00-TL belgelenen ve belgelendirilmeyen kaçınılmaz tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 249.185,40-TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir.
Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici 1.maddesi ile trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur. Yargıtay . Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da aynı hususta benzer mahiyette değerlendirmelerde bulunulmuştur. Dolayısı ile davalı belgelendirilemeyen tedavi giderlerinden sorumlu olacaktır.
Cismani zarara uğrayan kişi; yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik (Maluliyet) zararını isteyebilecektir. Geçici iş göremezlik zararı olarak belirlenen sürenin sonundan başlayarak muhtemel yaşam tablosuna göre belirlenecek süre için maluliyet zararı hesabı yapılmaktadır. Maluliyet hali “gelişen durum” olarak kabul edilmektedir. Kişinin maluliyet olmadan önceki işinde çalışmaya devam etmesi bu zararın olmadığına işaret etmez, maluliyetten kasıt EFOR KAYBIDIR. Alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu raporuna göre davacının % 5,1 oranında MALÜL olduğu, iyileşme süresinin 4 ayı bulacağı belirlenmiştir.
Davacı vekili olay tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunmuş ise de davalı sigortacı bakımından temerrüt dosyadaki belgelere göre 07/02/2020 tarihinde başvurunun tebliğ edildiği ve davacı yanca 15 günlük süre verildiği göz önüne alındığında 24/02/2020 tarihinde oluşmuştur.
Yargıtay . H.D.nin … E., … K. Sayılı ve 26/11/2019 tarihli ilamında da görüleceği üzere; “Kazada yaralanan kişi, maluliyetinin oluşması halinde oluşacak sürekli iş göremezlik zararını bedeni zararlar klozundan, bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararlarını ise tedavi giderleri klozundan karşılanmak üzere sigorta şirketinden talep edebilir.” hükmü gereğince davacı vekilinin sürekli iş göremezlik zararı bedeni zararlar klozundan, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları ise tedavi giderleri klozu limitinden değerlendirilerek hüküm kurulmuştur. Kaldı ki kaza tarihindeki poliçe limitinin 360.000,00-TL olduğu anlaşılmıştır.
Emniyet kemerinin takılı olup olmadığı ve bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılıp yapılamayacağı hususunun re’sen yapılan değerlendirmesinde ise ; kaza tespit tutanağında bu husus belirsiz olarak işaretlenmiştir. Bu hususa yönelik olarak Konya BAM . H.D.’nin … E., … K. Sayılı ve 06/10/2022 tarihli ilamında da ifade edildiği üzere; Davalı tarafın müterafik kusur yönünden yaptığı itirazlar bakımından ise; dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağına göre, emniyet kemerinin takılı olup olmadığı “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. Müteveffanın kemerinin takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmayıp, takılı olmadığının ispatı davalı sigorta şirketinin üzerindedir. Davalı tarafça, yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından, aslolan takılması olup ,bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından indirim uygulanmaması kararı yerinde olup istinaflar yersizdir.” Şeklindeki ilamı mucibince müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Yapılan yetki itirazının da reddi gerekmiştir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır. Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de zarar gören davacının yerleşim yeri ve kazanın meydana geldiği yer Konya’dır. Bu nedenle yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağına yönelik itiraz bakımından ise; HMK
“MADDE 107– (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.” Hükmü gereğince davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına bir mani de bulunmamaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada,12/06/2019 tarihinde tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçta yaralanması nedeniyle davalıdan maddi tazminat talep ettiği, alınan aktüerya hesap raporuna göre davacının 7.316,08-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 236.409,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 5.360,00-TL faturalandırılmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 249.085,40-TL talep edebileceği anlaşılmış olup bu taleplerin kabulüne, bakıcı gideri olarak talep edilen 100,00-TL’nin ise davacının bakıcıya ihtiyaç duymayacağına ilişkin raporlar nedeniyle reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının ıslah dilekçesi de nazara alınmak suretiyle KISMEN KABULÜ İLE;
1-)7.316,08-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 236.409,32-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 5.360,00-TL faturalandırılmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 249.085,40-TL tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile temerrüt tarihi olan 24/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)100,00-TL bakıcı gideri tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Alınması gereken 17.015,02-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 847,68-TL harç olmak üzere toplam 902,08-TL’nin mahsubu ile bakiye 16.112,94-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına (249.085,40/249.185,40) göre hesaplanan 1.319,47-TL’sinin davalıdan, 0,53-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı ve 902,08-TL peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 956,48-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından sarfedilen 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 723,00-TL adli tıp ihtisas dairesi rapor ücreti, 1.616,10-TL Selçuk Tıp Fakültesi ATK rapor ücreti, 4.130,00-TL İstanbul Adli Tıp Kurumu rapor ücreti, 7,80-TL vekalet suret harcı, 429,10-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 8.106,00-TLyargılama giderinden haklılık oranına (249.085,40/249.185,40) göre hesaplanan 8.102,75-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafından sarfedilen 7,80-TL vekalet suret harcı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 37.871,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 04/05/2023

Katip Hakim