Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2021/578 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :
ESAS DOSYA VE
BİRLEŞEN DOSYADA
DAVACI :
VEKİLİ :

ESAS DOSYA VE
BİRLEŞEN DOSYADA
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Tazminat (Sözleşmeden
Kaynaklanan)
ESAS DOSYADA
DAVA TARİHİ :

BİRLEŞEN DOSYADA
DAVA TARİHİ :

KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı alacak davası mahkememizin …Esas sırasına kaydedilmekle ve yine davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı tazminat davası da Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sırasına kaydedilmekle ve sözü geçen …Esas sayılı dava dosyası da aralarındaki hukuki, fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle mahkememizin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmekle, iki dava dosyasının birleştirilmesi üzerine, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememiz kök davasında davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı …. A.Ş. arasında taşınmaz alım satımına dair imzalanan protokoller ile davalı şirket tarafından …İli …İlçesi …Mah. …Ada …Parselde yer alan …Blok …Kat …nolu bağımsız bölüm, …Blok …Kat …nolu bağımsız bölümün 30.05.2018 tarihinde teslim edileceği ve bu tarihte iskan ruhsatının alınacağının taahhüt edildiğini, söz konusu taşınmazların işbu dava tarihinde bile iskanlarının alınmadığından taşınmazların kullanımı, kiraya verilmesi vs. söz konusu olamadığını, müvekkilinin davalı şirketten aldığı ancak davalı şirket tarafından süresi içinde teslim edilmediğinden satmak zorunda kaldığı taşınmazların da düşük bedele satıldığından müvekkilinin zarar ettiğini, Konya .Noterliği vasıtasıyla gönderilen 24.02.2020 tarihli …Yevmiye Nolu ihtarname ile davalı şirketten, müvekkilinin uğradığı zararların sözleşme tarihi olan 30.05.2018 tarihinden itibaren yoksun kaldığı kira alacaklarının ödenmesini ve taşınmazların iskan ruhsatlarının alınmasını, iskan alınıncaya kadar da kira ödemesinin devam ettirilmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağını bildirdiğini, ihtarnamenin davalı şirkete 04.03.2020 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalı şirketin cevabında iskan alma yükümlülüğünün olmadığını belirttiğini, davalının belediyeye sunulan projeye uygun olarak teslim etme yükümlülüğünün olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinin “Aynı zamanda iskan ruhsatı alınmış olması da fiili teslim anlamı taşıyacaktır” hükmü olduğunu, protokolde İskan Alınması için müşterinin imalat yapacağının, eksiklikleri tamamlayacağının yazılı olmadığını, davalının ihtara kadar böyle bir ihtarda veya iddiada da bulunmadığını, edimini yerine getirmediği için böyle bir beyanla sorumluluktan kurtulma çabasında olduğunu, Müvekkilinin istese de iskan alma gibi bir durumunun olmadığını, Yapı denetim firması ile müteahhit firma olarak davalı belediyeye projelere uygun olarak inşaatın tamamlandığını bildirecek ve belediye yapacağı tespit ile eksiklik olmadığını tespit ederse iskan ruhsatı vereceğini, davalı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket yetkilisi arasında geçen whatsapp görüşmelerinde davalının Belediyeye iskan almak için başvurduğuna ve belediyenin verdiği yazılı cevabı gönderdiğini, ihtarnameye verdikleri cevapta İskan Alma Yükümlülüğü olmadığını söyleyen davalının bu yazışmalarla iskanı kısa sürede alacağını, belediyeye başvurduğunu, ancak pandemi nedeni ile belediyenin gelemediğini belirttiğini sonrasında Belediyenin haber verdiğini ve 19.06.2020 tarihinde iskanı alacaklarını belirttiğini, ancak dava tarihine kadar iskan alınamadığını, öğrendikleri kadarıyla davalı şirket konutların balkonlarını odalara dahil ettiği için iskan alamadıklarını, iskan olmadığı için müşterilerin İskan belgesi olmadığı için onlarca taliplinin işyerini tutmadığını, Sözleşmenin 8-c maddesine göre “Müteahhit yapılacak ihtara rağmen teslim ve ferağda temerrüde düştüğü taktirde müşteriye aylık 1.000-TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder” şeklinde olduğunu, bu nedenlerle bu iki taşınmaz ile ilgili olarak 30.09.2018 tarihinden itibaren müvekkilinin mahrum kaldığı kira alacaklarının şimdilik 19.000-TL sinin yine aynı tarihten işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, sözleşmenin 8-c maddesi gereğince 30.05.2018 tarihinden itibaren dava tarihine kadar cezai şart alacağının şimdilik 1.000-TL sinin davalıdan her ay işleyecek ticari faizi ile tahsiline ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir,
Mahkememiz kök davasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava konusu talep, ilgili mevzuat çerçevesinde haksız ve yasal dayanaktan yoksun olup davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, Taraflar arasında akdedilen 15/05/2017 tarihli sözleşme uyarınca davaya konu taşınmazların zilyetliğinin teslim tarihi 30/05/2018′ olduğunu, aynı sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca iş bu süreye ek 4 ay daha süre ilave edilebileceğini, buna göre zilyetliğin teslim tarihinin 30/09/2018 tarihine uzadığını, 30/08/2018 tarihi itibariyle de müvekkili şirketçe taşınmazın zilyetliği davacı şirkete teslim edildiğini, tapudan ferağ işleminin de 30/10/2018 tarihinde yapıldığını, 30/08/2018 tarihi itibariyle …ve …blokta bulunan tüm taşınmazların zilyetliğinin bloktaki tüm hak sahiplerine tahsis edildiğini, Protokol’ün 5. Maddesinde teslim ve devir hususunun düzenlendiğini, bu maddeye göre; “Peşinatın tahsil edilmesi ve o tarihe kadarki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olması şartıyla konu taşınmazın zilyetliği müşteriye 30/05/2018 tarihinde teslim edilir.” olduğunu, ancak o tarihte davacı şirketin hala müvekkile borcu bulunduğundan davacının üzerine düşen yükümlülüğü eksiksiz şekilde yerine getirmemiş olduğundan taleplerinin de bu bağlamda kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını, dava konusu taşınmazın iskan ruhsatının alınabilmesi için alıcının taşınmazdaki eksikliklerini tamamlaması ve tamamlandıktan sonra da başvuruda bulunması gerektiğini, taşınmazın sözleşmede belirtildiği gibi tamamlanmış ve yine sözleşmede belirtildiği gibi zilyetliği de davacı şirkete süresinde teslim edildiğini, 30/08/2018 tarihinde de …ve …blokta bulunan dükkan ve dairelerin tamamına oturulduğunu, ve faaliyete geçirildiğini, davacı şirketin taleplerinin hukuka aykırı ve kötüniyetli olduğundan Müvekkili şirketin, sözleşme gereği yüklenmiş olduğu zilyetlik ve tapuda ferağ edimini süresinde yerine getirmiş olduğundan davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından iş bu dava haksız ve kötüniyetli olduğundan müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir,
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketi ile davalı arasında taşınmaz alım satımına dair imzalanan protokoller ile davalı şirket tarafından …İli …İlçesi …Mah. …Ada …Parselde yer alan …Blok …Kat …nolu bağımsız bölüm, …Blok …Kat …nolu bağımsız bölümün 30/05/2018 tarihinde teslim edileceği ve bu tarihte iskan ruhsatının alınacağının taahhüt edildiğini, ancak söz konusu taşınmazların iskanları alınamadığından taşınmazların kullanımı, kiraya verilmesi gibi durumları söz konusu olamadığını, hatta müvekkilinin davalı şirketten aldığı ve fakat devam eden aşamada taşınmazlar süresi içinde teslim edilmediğinden, taşınmazların da düşük bedele satıldığını, müvekkilinin maddi anlamda zarara uğradığını, davalı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava sürerken müvekkile teslim edileceği taahhüt edilen iki dükkanda metrekareyi küçültecek işlemler yapıldığının öğrenildiğini, bu hususta da Konya . Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talepte bulunularak tespit istenildiğini, dükkanların daha küçük imal edilmesinin oluşturacağı değer azalışının 290.000,00 TL olarak belirlendiğini ve açıkladığı nedenlerle dosyanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, m2’yi küçültecek tarzda yapılan tadilat nedeniyle müvekkilinin zararı için şimdilik 1.000,00’nin tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/02/2021 tarih …Esas …Karar sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirildiği anlaşılmış, Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin …D.İş esas sayılı dosyası, …Belediye Başkanlığından bağımsız bölümlerin tapu kayıtları celp edilmiş, …Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden iskan izni talep edilip edilmediği hakkında yazı celp edilmiş, Taşınmaz alım satımına dair protokol örneği, bilirkişi kurulundan temin edilen heyet raporu alınmıştır.
Davacı vekilinin 12/10/2021 tarihli dilekçesinde; Mahkememiz dosyasından gördükleri lüzum üzerine feragat ettiklerini herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmiştir.
Davalı vekili 19/10/2021 tarihli dilekçesinde; Davacı şirketin davasından feragat ettiğini, davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, müvekkili şirketin de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 23/11/2021 tarihli duruşmasında davacı vekili aynen “Davalı taraf ile sulh olduk, gerek mahkememizin esas dava dosyası olan …Esas gerekse de Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen …Esas sayılı dosyası yönü ile davamızdan feragat ediyoruz, herhangi bir yargılama gideri veya vekalet ücreti talebimiz yoktur.” diyerek beyanda bulunmuştur.
Yine aynı duruşmada davalı vekili aynen “Davacı taraf ile sulh olduk, feragat doğrultusunda her iki davanın da reddini talep ediyoruz, aynı zamanda sulh gereği karşı taraftan vekalet ücreti yada herhangi bir yargılama gideri talebimiz yoktur” diyerek beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İşbu davanın yargılaması sırasında davacı vekili 12/10/2021 tarihli dilekçesi ve 23/11/2021 tarihli duruşmamızda davalı ile sulh olduklarını gerek mahkememiz dosyasından gerekse Konya Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen …Esas sayılı dosyası yönünden feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri veya vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili de 19/10/2021 tarihli dilekçesi ve 23/11/2021 tarihli duruşmamızda davacı taraf ile sulh olduklarını, feragat doğrultusunda her iki davanın da reddini talep ettiklerini ve sulh gereği davacı taraftan vekalet ücreti yada herhangi bir yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
6100 Sayılı Kanunumuzun “Feragat” başlıklı 307/1. Maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” denilmiştir.
Adı geçen kanunumuzun “Feragat ve Kabulün Şekli” başlıklı 309. Maddesinde; “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” amir hükmü yer almaktadır.
Adı geçen kanunumuzun “Feragat ve Kabulün Zamanı” başlıklı 310/1. Maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
” denilmiştir.
Adı geçen kanunumuzun “Feragatın Kabul ve Sonuçları Başlıklı” 311/1. Maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin Mahkememizin 23/11/2021 tarihli duruşmasında alınan beyanında esas ve birleşen davaları açısından davalarından feragat ettiklerini sözlü olarak beyan ettiği, bu hususa ilişkin açıklamalarının duruşma zaptına geçirildiği ve davacı vekili tarafından imza edildiği, davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu vekaletnamesinde davadan feragata ilişkin olarak ayrıca ve açıkça yetkilendirildiği, feragatın muhakeme devam ederken süresinde yapıldığı, kayıtsız ve şartsız olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı Kanunun 311/1 maddesi gereğince gerek esas davanın gerekse de birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-ESAS DAVA YÖNÜYLE; Davanın 6100 sayılı HMK m. 311/1 maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜYLE; Davanın 6100 sayılı HMK m. 311/1 maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davacı vekilinin bu yöndeki talebi nazara alınarak; Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-a) Davacı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığı anlaşılmakla davacı lehine VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
b)Davalı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığı anlaşılmakla davalı lehine VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
5-a)Esas dava yönüyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b)Birleşen dosya yönünden hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip … Hakim …