Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/338 E. 2021/406 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosaysı ile 11.278,00 Amerikan Doları alacağının olduğu iddiasıyla ilamsız icra takibi yaptığını, müvekkilinin icra takibine yasal süresi içinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe konu borcun müvekkili tarafından ödendiğini, icra takibinin kötü niyetli olduğunu, takip konusu alacağın taraflar arasında akdedilen 21/04/2014 tarihli sözleşmeye dayandığını, borç miktarının 11.278 Amerikan Doları olduğunu, müvekkili tarafından borcun 5.000 Dolarının 23/05/2014 tarihinde davalı şirketin yetkilisi …’e kendisinin ameliyatından dolayı yatmakta serum takılı vaziyette iken bizzat elden ödendiğini, davalı şirketin yetkilisi olan …’in babasının da bu olaya şahit olduğunu, 5.130 Dolar’ın ise davalının bizzat geldiği …Şubesi’nde 26/05/2014 günü müvekkili şirketin Amerikan Doları hesabından çekilerek banka görevlileri yanında …’e elden ödendiğini, müvekkili tarafından davalı şirkete 2.950,00-TL, ve 1.550,00-TL miktarında mobilya takımları satıldığını, bu satıştan kaynaklı alacağın bir kısmının takip konusu borca mahsup edildiğini ve 17/04/2014 tarihinde takip konusu borç için şirket temsilcisi …ön avans olarak müvekkili şirketin …Şubesinden 500,00-TL havale yapıldığını, davalı alacaklının müvekkilinden tüm alacağının tahsil ettiğini ancak meblağı tekrardan icra takibi ile talep ettiğini, müvekkilinin güvene dayanarak davalıdan bir belge almadığını, davalıdan fatura istediğinde, davalının şirketi yeni kurduğunu ve fatura bastırmadığından fatura da vermediğinden bahisle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti, %20 den aşağı olmamak üzere tazminat, yargılama gideri ve ücreti vekalet talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davanın hukuka ve oluşa aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, davacının alacağını ödediğini iddia ettiğini, ancak davacının geçerli delillerle davasını ispat etmesi gerektiğini, borcun 5.000 dolarının davalı şirket temsilcisinin babasına ödendiği, 5.130 dolarının …davalı şirket temsilcisine ödendiği iddasının gerçek dışı olduğunu, borcun 2.950,00-TL ve 1.550,00-TL’lik kısmının ürün ile , 500,00-TL lik kısmının havale ile ödendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların HMK. 200. maddesine göre senet olmadığını, davacı şirketin muaccel ve kesinleşmiş bir alacağı olmadığı için takas-mahsubunda söz konusu olamayacağı, davacının iddialarının oluşa aykırı olduğunu ve sunduğu delillerin de ispata yaramadığından bahisle davanın reddi, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi, yargılama gideri ve ücreti vekalet talep etmiştir.

ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava borçlu bulunmadığının tespiti davasıdır.
Borçlu hakkında bir icra takibi yapılmış olup,takip borçlusu olan kişi icra takibine itiraz etmeyi ihmal etmiş veya itirazı tetkik merciince kaldırılmış ise takip borçlusu genel mahkemelerde hukuken borçlu olmadığının tespitini isteyebilir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili aleyhine davalı alacaklı tarafından Konya .İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası ile 11.278,00 USD alacağı olduğu iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, gerçekte takibe konu borcun müvekkili taradından ödendiğini, şöyle ki borcun 5.000,00 USD’sinin 23/05/2014 tarihinde davalı şirketin yetkilisi …’e huzurda bulunan babası …elden ödendiğini, 5.130,00 USD’sinin, davalının bizzat geldiği …Şubesi 26/05/2014 tarihinde …’da elden ödendiğini, bu hususun banka kamera kayıtlarından da anlaşılabileceğini, yine müvekkili tarafından davalı şirkete 2.950,00-TL ve 1.550,00-TL miktarında mobilya takımları satıldığını, bu satışlardan kaynaklı alacağın bir kısmının takip konusu borca mahsup edildiğini ve 17/04/2014 tarihinde takip konusu borç için şirket temsilcisi …’e ön avans olarak müvekkili şirketin …Şubesinden 500,00-TL havale yapıldığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline, haksız icra takibi nedeniyle davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, icra dosyasına gelecek paranın veya yatırılacak paranın dava sonuna kadar davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek ilgili icra müdürlüğüne bildirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunun ikrar edildiğini, ancak ödeme nedeniyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiğini, bu nedenle ikrar nedeniyle müvekkili şirketin alacağının çekişme konusu olmaktan çıktığını, HMK 200.maddesine göre davacının geçerli delillerle davasını ispat etmesi gerektiğini, buna göre davacı borcun 5.000,00 USD’lik kısmının müvekkili şirketin temsilcisinin babasına ödendiğini iddia ettiğini, söz konusu vakıanın gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket temsilcisinin babasına söz konusu borcun itfası amacıyla ödenen bir meblağ bulunmadığını, borcun 5.130,00-TL’lik bir kısmının 26/05/2014 tarihinde müvekili şirket temsilcisine elden ödendiğinin iddia edildiğini ve kamera kayıtlarının delil olarak gösterildiğini, davacının bu iddiasını HMK 200.maddesine göre ispat etmesi gerektiğini, borcun 2.950,00-TL ve 1.550,00-TL’lik kısmının ürün ile, 500,00-TL’lik kısmının havale ile ödendiğinin iddia edildiğini, söz konusu sunulan faturaların HMK 200.maddesine göre senet olmadığını ve ödeme iddiasında delil olamayacağını, davacı şirketin var ise bu alacağını ayrıca bir takip veya dava konusu yapabileceğini, 500,00-TL’lik banka havalesi ile ilgili olarak ödemenin davalı şirkete yapılmadığı gibi komisyon sözleşmesine müstenit de olamayacağını, zira sözleşmenin 21/04/2014 tarihli olduğunu, havale tarihinin ise 17/04/2014 olduğunu, bu nedenlerle banka ödemesinin de delil olarak kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiğinden davalının alacağını geç almış olmasından kaynaklanan zararının tazmini açısından alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı lehine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmektedirler.
Somut olayımızda taraflar arasında bağıtlanan komisyon sözleşmesi uyarınca doğan bedelin varlığı noktasında bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık davacının iddia ettiği davalının şirket sahibinin babasının huzurunda,banka görevlisi huzurunda elden ödeme,iki takım mobilya satımı ve banka havalesi ile ödeme iddiasının olup olmadığı noktasındadır.
Davacının elden ödeme ile ilgili olarak 6100 sayılı yasanın senede karşı tanıkla ispat yasağı – 201 maddesinde yine eski kanunun 290. maddesinde aynı hususlar muhafaza edilmiş, senede karşı ileri sürülecek bu senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak hukuki işlemler 2.500-TL altında bile olsa tanık dinlenmez, yani senede karşı senetle ispat kaydı geçerlidir.Bu konuda her ne kadar davacı tanık belirtmiş ise de,davalının muvafakatı da olmadığından dinlenmemiştir.
Yine davacının 500.00-TL’sinin banka havalesi ile ödeme iddiası ile ilgili olarak sunulan banka kaydında, konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağı sözleşmeye açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda ödeme belgesi olarak sunulan belgenin incelenmesinde takibe konusu sözleşmeye herhangi bir atıf yoktur. Alacaklı vekili de duruşmadaki beyanında ödemelerin sözleşmelerin bedeli karşılığı gönderildiği yolunda kabulü de olmamıştır.
Yine davacının borca mahsup olarak iki takım mobilya satımı ile ilgili olarak tarafların defterleri incelenmiş alınan bilirkişi raporu gereğince tarafların defterlerinde borca mahsup edimine ilişkin birbirini teyit eder kayıt ortaya çıkmamıştır.
Davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, yemin deliline dayanılmakla, davalının yemini alınmıştır.
Dava alacaklı olan davalı lehine sonuçlanınca ve de mahkemece verilmiş bir tedbir kararı bulunur ise alacaklı alacağına geç ulaşmış olacaktır.Bu durumda alacaklının bir zararının olduğu tartışmasızdır.Bu zararın telafisi için tedbir kararı verilirken teminat yatırılmaktadır.Alacaklı alacağına geç ulaşmasından dolayı uğradığı zarara mahkemece kendiliğinden hükmedilmesi gerekir.Alacaklının bu tazminatı alabilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur.Mahkemece hükmedilecek tazminat miktarı alacağın % 20 dan aşağı olamaz.% 20 lik tazminat için alacaklının bir talebine,ispatına gerek olmadan mahkemece kendiliğinden hükmedilir.Dolayısıyla davalının da talebi nazara alınarak şartların mevcudiyeti gereği davalı lehine yüzde yirmi tazminat hükmedilmiş ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiş, ancak Yargıtay . H.D.nin 25/06/2018 tarih ve ….E., ….K. Sayılı ilamı ile karar onanmıştır.
Bu defa davacı vekili tarafından tashih-i karar yoluna başvurulmuş olup, karar Yargıtay . H.D.nin 14/05/2020 tarih ve …E., ….K. Sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Davacının delil olarak dayandığı …Şubesinin 26.05.2014 tarihli kamera kayıtlarının çözümlenmesine ilişkin bilirkişi raporunda, davacı şirket yetkilisinin, banka hesabından, aynı tarihli dekonttan anlaşılacağı üzere 5.130 USD para çektiği, çekilen paranın banka görevlisi tarafından davacı şirket yetkilisine verildiği, davacı şirket yetkilisinin ise kamera görüntüsünde yer alan ve davalı şirket temsilcisi olduğu tespit edilen kişiye paranın tamamını verdiği açık bir şekilde anlaşılmaktadır. HMK 199′ a göre kamera kayıtları, belge niteliğindedir. Davalının cevap dilekçesinde ve kamera kayıtlarının çözümünün yapıldığı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davalı şirket temsilcisinin davacı şirket temsilcisinden anılan banka şubesinde anılan tarihte para aldığını ikrar ettiği, ancak paranın miktarının iddia edildiği gibi 5.130 USD olmadığı ve taraflar arasındaki komisyonculuk sözleşmesinden doğan borca istinaden verilmediği beyanı yer almaktadır. Bu durumda, 5.130 USD ye ilişkin ödeme iddiasına karşılık, alınan paranın miktarının ve başka bir borç için alındığının ispat yükü davalı tarafa aittir.Mahkemece, bu husus gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Hükmün bu husus yönünden bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25.06.2018 tarih ve ….Esas ….Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.” kanaati ile karar bozulmuştur.
Öte yandan ilk karar sonrasında davalı taraf icra takibine konu olan alacağı tahsil etmiştir.
Mahkememizce Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/05/2020 tarihli ve …Esas …Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve aynı celsede davalı vekiline bozma ilamında dile getirilen 5.130 USD ödemeye ilişkin alınan paranın miktarı ve başka bir borç için alındığına yönelik savunmalarını ispatlamak ve bu konuda ki belgelerini sunmak üzere 1 aylık kesin süre verilmesine karar verilmiş ve yine cevap dilekçesinde davalı tarafça yemin deliline de dayanıldığından eğer 5.130 USD bakımından yemin deliline dayanılacaksa aynı süre içerisinde yemin metnini hazırlayıp davacı şirket yetkilisine tebliğe çıkarılmasına, aksi halde davacı taraf iddialarını 5.130 USD bakımından kabul edilmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiştir.
Davalı tarafça yukarıda bahsi geçen meblağ yönünden yemin deliline başvurulmuş olup 15/12/2020 tarihi celsede davacı şirket yetkilisi … ” 5.130 ABD dolarını ….Şubesinde 11.278 ABD Dolarına mahsuben 26/05/2014 tarihinde davalı şirket yetkilisi …’e 21/04/2014 tarihli sözleşmeye mahsuben verdim” şeklinde yemini eda etmiştir.
Akabinde 5.130 ABD doları bakımından davacı tarafın ödeme yaptığı kabulü ile bu defa dosya hesap bilirkişisine verilerek davacı tarafın davalıya ne tutarda borcu olduğu, fazladan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde rapor ve ek rapor alınmıştır.
Hükme elverişli olarak kabul edilen bilirkişi ek raporunda; Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/05/2020 tarihli ve ….Esas …Karar sayılı bozma ilamı gereği 11.278 USD sözleşme borcundan 5.130 USD’nin ödenmekle düşürülmesi neticesi menfi tespit davasına konu Konya . İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasından sebep davalının davacıdan 6148 USD alacaklı olduğu, icra dosyasına 23/07/2014 tarihinde 8.000,00-TL, 25/08/2014 tarihinde 20.632,00-TL ve 1.000,00-TL yatırılmış olmakla bozma öncesi ilk karar tarihi olan 27/10/2015 tarihi itibarı ile davacının icra dosyasına 8.296,31-TL fazla ödeme yaptığı belirlenmiştir.
Yapılan yargılama ve alınan raporlar neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde davacının Konya .icra müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı davalıya 8.296,31-TL fazladan ödeme yaptığının belirlendiği ve davanın artık bu aşamadan itibaren kanun gereği istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmış olmakla 8.296,31-TL fazla ödemenin davalı tarafa yapıldığı 17/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her ne kadar davacı vekilince tazminat talebinde bulunulmuş ise de takibin haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığı ispatlanamadığından dolayı şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-) Davacının Konya .icra müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı davalıya 8.296,31-TL borçlu olmadığının tespitine,
2-) Huzurda açılan menfi tespit davası kanun gereği istirdat davasına dönüşmüş olmakla 8.296,31-TL ödemenin 17/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
4-)Alınması gereken 566,72-TL harçtan peşin alınan 412,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 154,22-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet suret harcı, 412,50-TL peşin nispi harç gideri ve 41,50-TL tedbir harcı olmak üzere toplam 483,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından sarfedilen 83,60-TL posta – tebligat gideri, 880,00-TL bilirkişi ücreti, 136,00-TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.099,60-TL yargılama giderinden haklılık oranına (8.296,31/24.152,96) göre hesaplanan 377,70-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 16/09/2021

Katip Hakim