Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/25 E. 2023/67 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili firmanın davalı şirket ile kendi şirketinde faaliyete bulunması amacıyla ‘’Güvenlik
Hizmeti Sözleşmesi’’ başlıklı sözleşmeyi imzalamış olduğunu ve bu sözleşme hükümlerine göre davalı
şirketin üç çalışanının müvekkili şirkette güvenlik hizmeti verecek olduğunu,
davalı … şirketinin sözleşme kapsamında müvekkili şirkette görevlendirmiş olduğu güvenlik
elemanlarından dava dışı … ’ın bu görevini yaparken görev pozisyonunun vermiş
olduğu rahatlıkla müvekkili şirketin 4 adet … Active 1200 W Elektrikli Bisiklet,
1 adet … Sport SK 150-8 ALMJ Motosiklet,
2 adet … Service 1500 W Elektrikli Bisiklet,
1 adet SK 100-4 (Çelik Sport) KMT Çelik Motosiklet
olmak üzere 8 adet motosikletini çalmış olduğunu, bu güvenlik görevlisinin hırsızlık eylemi nedeniyle Konya . AS.C.M.’nin … E. – … K.
sayılı dosyasından 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmış olduğunu,
davalı … şirketinin basiretli bir işadamı gibi hareket etmekle yükümlü tacir statüsünde
sayılan bir şirket olduğunu, yapılan hırsızlık nazara alındığında nitelikli personel seçimi yapılmadığının ve
özensiz hareket edildiğinin çok açık ortada olduğunu, burada davalı … şirketinin hem
personelinin ağır kusurlu hareketinden dolayı, hem de üzerine düşen dikkat ve özeni göstermeyip
nitelikli personel seçmemesinden dolayı sorumlu olduğunu,
söz konusu bu motosikletlerin haksız fiil tarihi olan 23.06.2014 tarihi itibariyle piyasa rayiç
bedelleri kendileri tarafından tam olarak bilinmediğinden (ileride arttırmak üzere) şimdilik
10.000,00.-TL üzerinden işbu davayı açmış olduklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde yaşanılan hırsızlık olayı nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tazminine yönelik olarak şimdilik 10.000 TL’nin haksız fiilin tarihi olan 23.06.2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; İşverenin çalışan üzerindeki denetim ve gözetim yükümlülüğünü almakta olduğunu, bu halde
işçinin haksız fiilinden doğan zararından ancak haksız fiil esnasında denetim ve gözetim yükümlülüğü
süren işverenin sorumlu olduğunu, somut olayda taraflar arasında asıl işveren alt işveren sözleşmesi mevcut olduğunu, buna göre dava dışı Kadir Dede Çoban’ın davacı şirkete ait işin bir bölümünü sağlamak adına, davacı işyerinde
denetim ve gözetim altında çalışmakta olduğunu, davacı şirketin asıl işveren, müvekkili davalı şirketin ise
alt işveren konumunda olduklarını, bu süreçte çalışanın davacı asıl işverenin talimatlarıyla bağlı
kaldığını ve davacı şirketin gözetiminde iş yapmış olduğunu, bu hususun taraflar arasındaki Güvenlik
Hizmeti Sözleşmesi’nin 4. Bölümünün A maddesinde de sabit kılınmış olduğunu, yukarıda belirtilen durumun aksi kabul edilse dahi adam çalıştıranın kusuruz sorumluluğu
şartlarının oluşmamış olduğunu, adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğunun ancak çalışanın işi
esnasında vuku bulmuş haksız fiillerde mevzu bahis olabilmekte olduğunu, dolayısıyla çalışanın işi
dışında sebebiyet vermiş olduğu zararlarda, işveren ile arasında o esnada fiili bir iş ilişkisi olmayacağı
için kusursuz sorumluluğunun da meydana gelmeyeceğini,
dosya kapsamında mevcut sözleşmeden de görüleceği üzere müvekkili alt işveren şirketin vardiyalı olarak 24 saat boyunca güvenlik hizmeti sunması için 3 personelini asıl işveren şirketin
gözetim ve talimatına bırakmış olduğunu, somut olaydaki fiil anında failin mesaisinin sona ermiş işi
çoktan bitmiş ve kendisinden sonraki vardiya sorulusunun mesaisinin sürmekte olduğunu,
failin çalıntı motosikletlere erişmesi ve çalması yapmış olduğu işten kaynaklanmamakta olduğunu, haksız fiili de işi ve mesaisi sırasında icra etmemiş olduğunu, mevcut olayda dava dışı çalışanın özel
hayatına ait bir zaman diliminde işi dışındaki motosikletlerin bulunduğu alana yönelmiş ve yine
yaptığı işten bağımsız bir şekilde şahsi suç işleme iradesiyle söz konusu haksız fiili gerçekleştirmiş
olduğunu,
adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için çalışanın zararı vaki fiili ile gördüğü iş arasında
doğrudan doğruya münhasır bir ilişki bulunmasının gerektiğini, hal böyle iken dava dışı çalışanın özel
amaçlarından mütevellit çalıştırana sorumluluk yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, ceza mahkemesinin dava dışı çalışan hakkında vermiş olduğu mahkumiyet kararının hukuk mahkemesinin
sorumluluk tayini hakkındaki takdir hakkını bağlamamakta olduğunu ifade ederek, yukarıda arz ve
izah edilen ve mahkemece re’sen dikkate alınacak nedenlerle haksız olarak derdest edilmiş işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 18/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; Bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davadaki taleplerini 10.000,00TL den 15.397,00 TL’ye artırdıklarını, haksız fiili tarihi olan 23.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlikte tahsilini, bu nedenlerle öncelikle ıslah dilekçelerinin kabulü davanın kabulü ile 15.397,00 TL zararlarının haksız fiili tarihi olan 23.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; davacı ile davalı arasında akdedilen güvenlik sözleşmesi çerçevesinde davalı çalışanı olan dava dışı güvenlik görevlisi Kadir Dede Çoban’ın davacıya ait iş yerinde gerçekleştirmiş olduğu hırsızlık eylemi sebebiyle davacının uğradığını iddia ettiği zararın 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 116. Maddesi uyarınca tazmini talepli tazminat davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise davalı çalışanı dava dışı güvenlik görevlisi … hırsızlık eylemi sebebiyle davacının uğradığı zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, davacının uğradığı bir zararı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 29/06/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” HMK’nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.” denilmiştir.
2.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, sigortalı dava dışı şirket tarafından, davalı … Tic Ltd Şti’ne dikilmek üzere muhtelif giyim eşyası bırakıldığı, zarar gören sigortalı ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisi kurulduğu, söz konusu malların davalı çalışanınca çalındığı, uğranılan zarardan davalı şirketin, TBK 116 maddesi uyarınca sorumluluğu bulunduğu ve TBK’nın 61. maddesi gereğince çalışanı İsmail Güneş ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken davalı şirket yönünden hukuki yanılgı ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ceza davasında davalı İbrahim Delibaş hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, davacının en başından tutarlı bir şekilde zararını 60.000,00 TL olarak açıkladığı, ceza mahkumiyet kararı içeriğinin de bu miktarı doğrulamasıyla davacının çalınan ve iade edilmeyen parasının 60.000,00 TL olduğu sonucuna varıldığı, davalının kendi güvenlik elemanının gerçekleştirdiği hırsızlık eyleminin sözleşmenin 6. maddesindeki istisna kapsamında sayılamayacağından davalı şirketin adam çalıştıran sıfatıyla ve sözleşmeden doğan güvenlik hizmeti sağlama borcu nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle 60.000,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi zararın koşullarının oluştuğu kanıtlanamadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sözleşmeye dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereği taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davalı Atlas Güvenlik davacının 60.000,00 TL zararının bulunmadığını savunmuş, zararın miktarı konusunda davacı yetkilisi beyanından başkaca hiçbir delil sunulamamıştır. Diğer davalı İbrahim ceza dosyasında alınan ifadesinde 13.000,00 TL-14.000,00 TL civarında parayı kasadan aldığını kabul etmektedir. Sırf davacı iddiasından hareketle davalı İbrahim’in kabulünden fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/12/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla, somut olayda davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden, Mahkemece hüküm altına alınan ücret farkı alacağına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı taraf, davaya konu tazminatlar için temerrüt faizi olarak ticari faize karar verilmesini ıslah dilekçesiyle talep etmiştir. Islah yoluyla, dava dilekçesindeki faiz türünün değiştirilmesinin mümkün olmasına ve davacı yanın bu değişikliği yapmış olmasına; zarara neden davalı yana ait araç da ticari araç olmasına rağmen, temerrüt faizi olarak ticari faize hükmedilmeyişi de hatalıdır.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davalı yükleniciler tacir olup, 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi gereğince taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm yoksa diğer taraf için de ticari iş sayılmaktadır. Ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesine göre avans oranında faiz istenebilecektir. Bu halde mahkemece hükmedilen alacağa avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi hatalı olmuş kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar taraflar arasında akdedilen güvenlik sözleşmesinden kaynaklı olarak davalının çalışanı olan güvenlik görevlisinin yapmış olduğu eylem 6098 Sayılı TBK’nın 49 ve devamı maddelerinden kaynaklı haksız fiil olması sebebiyle mutlak ticari dava değil ise de tarafların 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi tacir olması ve tüzel kişi tacirlerin tüm faaliyetlerinin ticari olması sebebiyle eldeki davanın nispi ticari davaya vücut verdiği ve Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilerek işin esasına geçilmiştir.
2.DAVANIN HUKUKİ NİTELENDİRİLMESİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinde hukuki dayanak olarak 6098 Sayılı TBK’nın 66. Maddesine dayanılmış ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 29/06/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında görülmekte olan davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzda yardımcı kişinin işin görülmesi sırasında başkalarına vermiş olduğu zarardan adam çalıştıranın sorumluluğu iki ayrı şekilde ele alınmıştır. Yardımcı kişinin üçüncü kişiye, sözleşme dışı sorumluluk çerçevesinde verdiği zarar TBK’nın 66. maddesinde düzenlenmiştir. Burada gerçekleşen zarardan önce, zarar gören üçüncü kişi ile adam çalıştıran arasında hiç bir hukuki, özellikle de sözleşmeye dayalı ilişki yoktur. Yardımcı kişinin davranışından sorumluluğun ikinci türü, TBK 116. maddede düzenlenmiştir. Burada borçlu, borcun ifasında yardımcı kişi kullanmaktadır. TBK 116’da zarar gören alacaklı ile borçlu arasında daha önce kurulmuş bir sözleşme ilişkisi vardır. Bu maddede, sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde borçlunun, borcun ifasında veya bir borçtan doğan hakkın kullanılmasında, çalıştırdığı yardımcı kişinin işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu nedenle ” TBK 116. maddesinde düzenlenen yardımcı kişinin eyleminden sorumluluk, bir sözleşme ilişkisi nedeniyle borçlunun, borcun ifası dolayısıyla alacaklının uğradığı zarardan doğan bir akdi sorumluluk olup yasada adam çalıştıranın sorumluluğunda olduğu gibi yardımcı kişinin eyleminden sorumlulukta böyle bir kurtuluş kanıtı getirme olanağı yoktur. Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayımız değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi olması sebebiyle eldeki davanın hukuki dayanağının 6098 Sayılı TBK’nın 116. Maddesi olduğuna kanaat edilmiştir.
3.CEZA DOSYASININ AKIBETİ VE MAHKEMEMİZİ BAĞLAYICILIĞI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRİLMESİNDE; T.C. Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamının incelenmesinde dava dışı … hakkında davacıya ait iş yerinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı esnada davacıya ait şirkette bulunan motosikletleri davacının bilgisi ve izni dışında aldığı, akabinde bir takım kişilere yine şirketten ele geçirdiği fatura ve garanti belgelerini doldurarak sattığı, alınan kriminal rapor ise ele geçirilen fatura ve garanti belgeleri üzerinde yer alan imza ve yazıların sanık Kadir Dede Çoban’a ait olması sebebiyle eylemine uyan 5237 Sayılı TCK’nın hırsızlık suçundan 142/2-h, 43/1 ve özel belgede sahtecilik suçundan ise 207/1 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, özel belgede sahtecilik suçundan verilen kararın T.c. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Ceza Dairesinin 25/04/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla, hırsızlık suçundan verilen kararın ise T.C. Yargıtay . Ceza Dairesinin 05/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği anlaşılmış, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak “Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.” şeklindeki ilam nedeniyle ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararının Mahkememizi bağlayacağı ve bu sebeple davalı çalışanı olan dava dışı Kadir Dede Çoban’ın hırsızlık suçunu işlediği Mahkememizce de sabit kabul edilmiştir.
4.DAVACININ ZARARININ HESAPLANMASI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının zararının hesaplanması cihetine gidilmiş, Mahkememizin 14/04/2022 Tarihli duruşmasının 3 nolu ara kararı gereğince dosyanın Ticari İşletme ve Şirketler Muhasebesi alanında uzman bilirkişiye tevdiine, bilirkişi tarafından davacının ticari defter ve belgelerinin yerinde incelenerek 6100 Sayılı Kanunun 222/2 maddesi gereğince, hırsızlık olayının gerçekleştiği 2014 yılı için ticari defterlerini eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutup tutmadığı, açılış ve kapanış onaylarını yaptırıp yaptırmadığı, ceza dosyasındaki tespitler de nazara alınarak çalınan motosikletlerin şirket kayıtlarında stok ya da satış yapılmış olarak görünüp görünmediği, davaya konu 8 adet motosikletin hırsızlık tarihi olan 23/06/2014 tarihinde davacının defter ve belgelerine göre satış fiyatlarının ne olduğu hususunda rapor aldırılmış, 17/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda ceza dava dosyasına da konu olan ve çalındığı tespit edilen 8 adet bisiklet ve motosikletin şirket kayıtlarındaki KDV dahil fiyat toplamının 15.397,00 TL olduğu rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
5.NETİCE; Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, ceza dosyası, bilirkişi raporu, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında “Güvenlik Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, dosya içerisinde yer alan SGK Hizmet Döküm Belgelerinden dava dışı … davalı yanında sigortalı olarak güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, yukarıda detayı verilen T.C. Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere dava dışı … davacıya ait şirkette bulunan motosikletleri davacının bilgisi ve izni dışında aldığı, akabinde bir takım kişilere yine şirketten ele geçirdiği fatura ve garanti belgelerini doldurarak sattığı, alınan kriminal rapor ise ele geçirilen fatura ve garanti belgeleri üzerinde yer alan imza ve yazıların sanık … ait olması sebebiyle eylemine uyan 5237 Sayılı TCK’nın hırsızlık suçundan 142/2-h, 43/1 ve özel belgede sahtecilik suçundan ise 207/1 ve 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, özel belgede sahtecilik suçundan verilen kararın T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Ceza Dairesinin 25/04/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla, hırsızlık suçundan verilen kararın ise T.C. Yargıtay . Ceza Dairesinin 05/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/04/2014 Tarih ve 2013/4-1008 Esas-2014/490 Karar sayılı ilamı da emsal alınarak “Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.” şeklindeki ilam nedeniyle ceza mahkemesinin kesinleşmiş mahkumiyet kararının Mahkememizi bağlayacağı, 6098 Sayılı TBK’nın 116/1 maddesi gereğince davalının dava dışı sigortalı çalışanı Kadir Dede Çoban’ın eyleminden dolayı davacının uğradığı zararları gidermekle yükümlü olduğu, yukarıda detayı verilen 7/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda ceza dava dosyasına da konu olan ve çalındığı tespit edilen 8 adet bisiklet ve motosikletin şirket kayıtlarındaki KDV dahil fiyat toplamının 15.397,00 TL olduğu ve bu miktarın davacının uğradığı zarar olduğu anlaşılmakla davacının davasının bu tutar üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
6.TEMERRÜT TARİHLERİ VE FAİZ TÜRÜ İLE ZAMANAŞIMI DEFİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
a.Temerrüt Tarihleri ve Faiz Türü Açısından Yapılan Değerlendirmede; Her ne kadar davacı tarafından 07/01/2020 tarihli dava dilekçesinde kısmi olarak açılan davanın 10.000,00 TL’lik kısmına 23/06/2014 tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiş ise de 6098 Sayılı TBK’nın 117 maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi gerektiği, dosya içerisinde yer alan arabuluculuk tutanağının incelenmesinde arabuluculuk görüşmelerinin 03/01/2020 tarihinde başladığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/12/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL’lik kısım için temerrüt tarihinin bu tarih olduğu, davanın kısmi dava olması sebebiyle bakiye kalan 5.397,00 TL’lik kısım için ise temerrüt tarihinin 18/11/2022 tarihi olduğu ve her ne kadar davacı dava dilekçesinde “yasal faiz” talep etmiş ise de ıslah dilekçesinde “ticari avans” faizi talep ettiği yine yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında ıslah ile faiz türünün değiştirilmesinin mümkün olması ve tarafların tacir olması sebebiyle davacının ticari avans faizi talep edebileceği nazara alınarak dava konusu alacağa belirtilen tarihlerden itibaren ticari avans faizi hükmolunmasına karar verilmiştir.
b.Zamanaşımı Defi Açısından Yapılan Değerlendirmede; Her ne kadar davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davalının hukuki sorumluluğunun taraflar arasında akdedilen “Güvenlik Hizmet Sözleşmesinden” doğması ve 6098 Sayılı TBK’nın 116/1 maddesine dayanması, yine adı geçen kanunun 147/1 maddesi gereğince davacının talebinin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, eylemin 2014 yılında gerçekleştiği ve eldeki dava açısından zamanaşımı süresinin dolmadığına kanaat edilmekle davalının bu yöndeki itirazına itibar edilmemiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
a) Davacının uğramış olduğu 10.000,00 TL maddi zararının davalı açısından temerrüt tarihi olarak kabul edilen 03/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davacının uğramış olduğu bakiye 5.397,00 TL maddi zararının davalı açısından temerrüt tarihi olarak kabul edilen 18/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.051,77 TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 170,78TL peşin harcın ve 94,67TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 786,32TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından karşılanan 54,40TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç, 7,80TL vekalet suret harcı, 94,67TL ıslah harcı, 144,00TL posta ve tebligat gideri, 900,00TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam ‬1.371,65‬TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/01/2023

Katip … Hakim …