Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2022/162 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili banka … Şubesi ile davalı … Dekorasyon Şti arasındaki Kredi Genel Sözleşmelerine istinaden adı geçene kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalıların söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun tamamından asıl borçlu gibi sorumlu olduklarını, sözleşme ile kendilerine yüklenen ifa edimini yerine getirmeyen borçlu ve müşterek borçlu kefil olan davalılar aleyhine Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip işlemlerine başlandığını ancak davalılar vekilinin takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına itirazlarının iptaline ve takibin takip tarihi itibari ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan 6.198,47 TL bedel üzerinden devamını, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin … adına verdiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin borçlulardan … Ltd Şti’ne ortak olduğunu, ortak olmasına müteakip 29.09.2016 tarihinde şirketin … Bankası borçlarına kefil olduğunu, 08.08.2017 tarihinde şirket hisselerini diğer ortak … tüm hak ve borçlarıyla birlikte devrettiğini, 09.08.2017 tarihinde ihtiyati hacze başvuran bankaya kefaletini geri çektiğini ihtar ederek ihtar sonrası kullanılacak tüm kredi ve işlemlerden sorumlu olmayacağını bankaya ihtar ettiğini, müvekkilinin 29.09.2016 tarihinde imzaladığı kefalet ve gks sözleşmesine dayanılmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, bu nedenlerle Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin diğer davalılar adına verdiği cevap dilekçesi ile özetle; Bankanın 18.10.2019 tarihli Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı değişik iş dosyasına sunduğu yazıda müvekkilinin ihtarname sonrasında 17.10.2017 tarihinde asıl borçlu dava dışı … Ltd Şti‘ye … serisi … seri nolu sözleşme imzalatıldığını beyan ederek iddialarını teyit ettiğini, müvekkilinin kefaletini çektiğini beyanı sonrası dava dışı … Ltd. Şti.‘ye yeni bir sözleşme imzalatma gereği duyduğunu, bankanın müvekkili tarafından itiraz edilen hesap katında 4.860,55 TL k.kartı borcu, 39.122,37 TL … Kredisi, 191.599,27 TL … Kredisi, 10.003,65 TL … Kredisi, 5.018,28 TL ek hesap olmak üzere 250.604.12 TL kredi borcu ve 75.110.10 TL çek sorumluluk bedeli olmak üzere borç bildirdiğini, bu hesap katine göre … , … , … referans nolu kredilerin hangi tarihte kullandırılmış olduğunun bilirkişilerce tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekle olan davanın ticari kredi sözleşmeleri çerçevesinde ödenmeyen borçların tahsili amacıyla davacı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak kredi borçları sebebiyle davalıların herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususların olduğu tespit edilmiştir.
II. HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalı bankanın … Bankacılık Şubesi ile … Ltd. Şti. arasında düzenlenen 25.01.2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesini 195.000TL miktar için müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, aynı gün resmî senet ile iki adet taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettiği ve keşidecisi … Ltd. Şti., lehtarı ise davalı … Bankası A.Ş. olan 25.01.2011 keşide tarihli dava konusu 75.000TL bedelli bonoyu kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, davacı tarafından 18.02.2011 tarihinde davalı bankaya müracaatla “…Bu defa ördüğüm lüzum üzerine teminat vermekten vazgeçiyorum ve bankanız lehine kurulan ipoteğin fekkini talep ediyorum…” şeklinde dilekçe verildiği, ilgili banka şubesi tarafından davacıya verilen yazı ile, 22.02.2011 tarihi itibariyle ileride doğacak hak ve fer’î alacakları saklı kalmak üzere 75.825TL borç bulunduğu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak teminat olarak verilen ipoteğin fekkinin borcun tamamen tahsili ve tasfiyesi sonucunda kapatılması ile mümkün olacağının bildirildiği, davacı tarafça da belirtilen meblağın iki kısım hâlinde 21.09.2011 ile 22.09.2011 tarihlerinde ödendiği, davalı bankanın bu kez aynı tarihte 22.09.2011 saat 17:18’de dava dışı şirkete 16.000TL tutarında yeni kredi kullandırdığı, 03.10.2011 tarihine kadar muhtelif tarihlerde kullandırılan kredilerle kredi ana para borç tutarının tekrar 75.000TL’ye ulaştığı, davalı bankanın 25.01.2012 tarihi itibariyle kredi hesabını kat ederek borçlu ve kefillere borcun ödenmesi için 10.02.2012 tarihli ihtarname gönderdiği görülmektedir.
Dava konusu bononun tanzim tarihi ile kredi sözleşmesinin tanzim tarihinin ve davacının ipotek tesisine ilişkin resmî senet tarihinin aynı tarih -25.01.2011- olması, davacının genel ticari kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması, kredi borçlusunun dava dışı şirket olması, 25.01.2011 tarihli genel ticari kredi sözleşmesinin 9/a maddesinde “Müşteri, bankanın gerekli gördüğü zaman talep edeceği miktar ve nitelikte ticari senetleri vermeyi taahhüt eder. Banka senetlerin dilerse rehnini, dilerse temlikini istemeye yetkilidir” şeklinde hüküm bulunması karşısında, senet metninde “teminattır” kelimesi yazılı olmasa dahi dava konusu 75.000TL bedelli senedin teminat senedi olduğu, davalı bankanın ise bu hususun aksini ispat edemediği anlaşılmaktadır.
Ayrıca, 75.825TL borcun kapatılmasından sonra ipoteğin fek edileceğini bildirip, davacının 22.09.2011 tarihinde dava dışı şirket adına söz konusu borcu saat 10:57’de kapatmasından sonra yine aynı gün saat 17:18’de dava dışı şirkete yeniden kredi kullandırıp, yeni kredi borçlarından dolayı davacıyı ilk kredinin teminatı olarak verilen bono nedeniyle sorumlu tutmasının da iyiniyet prensipleri ile bağdaşmayacağı, 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesine aykırı olacağı açıktır.” denilmiştir.
2.T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tacir olan davalı şirket tarafından alacaklı olmadığı halde davacı aleyhine icra takibine girişilmesi davalının kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Bu durum karşısında mahkemece; davalı aleyhine İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Kefalet sözleşmesinde kayıtsız, şartsız olarak bir kredi borcunun tekeffülü hâlinde dahi kefil, belli bir kredi borcunu bazı hususlara uyulması şartıyla tekeffül ettiğini iddia edebilecektir.
Bir kimse bir kredi borcuna kefil olduğu hâlde, gerçekte bir kredi tahsisinin söz konusu olmaması, kredi olarak zikredilen hususun aslında bir borca katılmadan ibaret bulunması hâlinde, kefil olunan belli ferdileştirilmiş borç tahakkuk etmemiş demektir (… : Türk Kefalet Hukuku, Ankara 2013, s:36 vd.).
5411 sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun, 27.12.2017 tarih, … E., … K. sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdî kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki kredi sözleşmesinde ise depo talebinin müteselsil kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı … arasında 22/10/2004 tarihinde 40.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeyi müşterek müteselsil kefil sıfatıyla bizzat imzaladığını, daha sonra aynı sözleşmeye ek 24/05/2006 tarihinde 60.000,00 TL sözleşme limitinin artırıldığını, bu kredi sözleşmesinin de müvekkili tarafından imza edildiğini, davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu … arasında 24/08/2008 tarihinde kredi limitinin 150.000,00 TL daha artırıldığını, müvekkilinin bu sözleşmede imzasının olmadığını, asıl borçlu ile banka arasında 10/11/2009 tarihli ikinci bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefaletinin bulunmadığını, yeni kredi sözleşmesi ile dava dışı … davalı Banka’dan 200.000 TL daha kredi kullandığını, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine davalı Banka tarafından asıl borçluya ait olan hesapların kat edildiğini, bunun üzerine davalı Banka’nın 05/08/2010 tarihli … yevmiye nosu ile müvekkiline hesap kat ihtarı göndererek 24/09/2008 ve 10/11/2009 tarihli kredi sözleşmesinin ödenmesinin istendiğini, bu sözleşmelerde müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkilinin cebri icra baskısı altında borcu kabul etmeyerek hesap kat ihtarında talep edilen 98.036,85 TL’nin 91.563,00 TL’sini ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek 91.300,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 90.967,38 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı Banka’dan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. ” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra takibine konu alacaklar likit ve belirlenebilir olması nedeniyle mahkemece hükmolunan miktar üzerinden İİK 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi uygun görülmemiş, hükmün davacı lehine bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Davaya dayanak T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takibe dayanak asıl alacak miktarının 6.101,19 TL, işemiş faiz alacağı talebinin 92,36 TL, BSMV alacağı talebinin 4,62 TL olmak üzere toplam 6.198,47 TL olduğu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak davalılara tebliğ edildiği, davalılar tarafından yasal süre içerisinde takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, borçlular tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri ve ekleri dosyamız arasına kazandırılmış, ilgili evrakların incelenmesinde 4 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu kredi sözleşmelerinin 05/10/2015, 29/09/2016, 27/04/2017 ve 17/10/2017 tarihli sözleşmeler olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyamız içerisinde 26/01/2021 Tarihli Kök ve 06/09/2021 tarihli ek rapor mevcut ise de(tek bilirkişi tarafından hazırlanan) ilgili raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığının anlaşılması üzerine Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılıi T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ve T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamı gereğince dava dışı kredi borçlusu ile davacı arasında birden fazla genel kredi sözleşmesi imzalandığı anlaşılmakla tüm kredi sözleşmelerinin tarih ve bilgileri ayrıntılı olarak rapora işlenerek davalıların müşterek kefaletlerinin davaya konu icra takibine dayanak … , … , … kredi/kredileri(çek yaprakları) kapsayıp kapsamadığı(kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir), kapsıyor ise davalıların ödemekle yükümlü oldukları tutarın(işlemiş faiz dahil) hesaplanması hususunda dosyanın bir Bankacılık İşlemleri, Banka Muhasebesi, Finansmanı Ve Mali Analizi alanında(önceki raporlar alınan bilirkişiden başka bir bilirkişi), bir Ticaret Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar alınında uzman ve bir İcra Ve İflas Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar Alanında uzman bilirkişiden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve yeniden bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan 15/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti arasında arasında akdedilen 05/10/2015, 29/09/2016, 27/04/2017 ve 17/10/2017 tarihli Genel Kredi sözleşmeleri olduğu ve davalıların da bu sözleşmeleri kefil sıfatıyla imza ettiği, imzalanan genel kredi sözleşmesinin 37/2 maddesi gereğince banka tarafından çek sorumluluk bedelinin ödenmesi halinde gayri nakdi olarak takip edilen riskin nakde dönüşerek sözleşmede geçerli nakdi kredi hükümlerine tabi olacağının ifade edildiği, davalılardan … (… )’ın 08/08/2017 tarihinde T.C. Konya . Noterliğinin Yevmiye nolu senedi ile dava dışı şirketteki hisselerini yine dava dışı … devrettiği ve akabinde 09/08/2017 tarihinde T.C. Konya . Noterliğinin … Yevmiye nolu senedi ile davacıya dava dışı şirketteki hissesini devretmesi sebebiyle kefillikten feragat ettiğini usulüne uygun olarak bildirdiği, bu tarih itibariyle dava dışı şirketin herhangi bir kredi borcu olmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı … ‘in kredi kefilliğinin ortaklı sıfatına bağlandığı, dava konusu icra takibine dayanak çek yapraklarına ilişkin çek karnesinin davalı … ortaklıktan ayrıldığını ve kefillikten feragat ettiğini bildirdiği tarihinden yaklaşık 10 ay sonra 21/06/2018 tarihinde diğer davalılara teslim edildiği, bu çek karnesinin teslim edilmesinden evvel davacı ile dava dışı hisse devri yapılan … ile yeni bir kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların ise takip tarihi itibariyle borçlarının asıl alacak, faiz ve ferileriyle birlikte ödeme emrindeki gibi 6.198,47 TL olduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
A.DAVALI … (… ) AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti arasında arasında akdedilen 05/10/2015, 29/09/2016, 27/04/2017 ve 17/10/2017 tarihli Genel Kredi sözleşmeleri olduğu ve davalı … de bu sözleşmeleri kefil sıfatıyla imza ettiği, imzalanan genel kredi sözleşmesinin 37/2 maddesi gereğince banka tarafından çek sorumluluk bedelinin ödenmesi halinde gayri nakdi olarak takip edilen riskin nakde dönüşerek sözleşmede geçerli nakdi kredi hükümlerine tabi olacağının ifade edildiği, davalılardan … (… )’ın 08/08/2017 tarihinde T.C. Konya . Noterliğinin … Yevmiye nolu senedi ile dava dışı şirketteki hisselerini yine dava dışı … devrettiği ve akabinde 09/08/2017 tarihinde T.C. Konya . Noterliğinin … Yevmiye nolu senedi ile davacıya dava dışı şirketteki hissesini devretmesi sebebiyle kefillikten feragat ettiğini usulüne uygun olarak davacıya bildirdiği, bu tarih itibariyle dava dışı şirketin herhangi bir kredi borcu olmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı … kredi kefilliğinin ortaklı sıfatına bağlandığı, dava konusu icra takibine dayanak çek yapraklarına ilişkin çek karnesinin davalı … ortaklıktan ayrıldığını ve kefillikten feragat ettiğini bildirdiği tarihinden yaklaşık 10 ay sonra 21/06/2018 tarihinde diğer davalılara teslim edildiği, bu çek karnesinin teslim edilmesinden evvel davacı ile dava dışı hisse devri yapılan … ile yeni bir kredi sözleşmesi imzalandığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davalı … ortaklıktan ayrıldığı ve feragata ilişkin dilekçesini ibraz ettiği tarihte dava dışı şirketin herhangi bir kredi borcu olmaması ve dava konusu çeklere ilişkin çek karnesinin davalının kefillikten feragat ettiğini bildirdiği tarihten 10 ay kadar sonra diğer davalılara teslim edilmesi ve dahi davalı … şirket ortaklığına bağlanan kefillikten ayrılmasından yeni ortak ile yeni bir kefalet sözleşmesi imzalandıktan sonra ödenmeyen çek karnesi bedelleri için davalı … takibe girişmesinde 4721 Sayılı TMK’nın 2. Maddesi de nazara alındığında davacının davranışının iyiniyet prensipleri ile bağdaşmayacağı anlaşılmakla bu davalı yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Yine yukarıda detayı verilen T.C. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere tacir olan davacının alacaklı olmadığı halde davalı aleyhine icra takibine girişilmesi davacının haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre dava değeri üzerinden %20 oranında hesaplanmak suretiyle 1.220,30 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı … verilmesine karar verilmiştir.
B.DAVALILAR … LTD. ŞTİ İLE … AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti arasında arasında akdedilen 05/10/2015, 29/09/2016, 27/04/2017 ve 17/10/2017 tarihli Genel Kredi sözleşmeleri olduğu ve davalıların da bu sözleşmeleri kefil sıfatıyla imza ettiği, imzalanan genel kredi sözleşmesinin 37/2 maddesi gereğince banka tarafından çek sorumluluk bedelinin ödenmesi halinde gayri nakdi olarak takip edilen riskin nakde dönüşerek sözleşmede geçerli nakdi kredi hükümlerine tabi olacağının ifade edildiği, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinden yapılan inceleme neticesinde davalıların ise takip tarihi itibariyle borçlarının asıl alacak, faiz ve ferileriyle birlikte ödeme emrindeki gibi 6.198,47 TL olduğu ve bu durumun dosya içerisinde yer alan 15/02/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda da teyit edildiği anlaşılmakla T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalılar(borçlular) … Ltd. Şti ile … tarafından asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden yapılan itirazların iptaline, takibin bu davalılar yönüyle kaldığı yerden aynen devamına, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davalıların takibe itirazlarında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu da anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.220,30 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) Davacının, davalı … yönüyle davasının REDDİNE,
b)Davacının, davalı … yönüyle icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre dava değeri üzerinden %20 oranında hesaplanmak suretiyle 1.220,30 TL TAZMİNATIN DAVACIDAN ALINARAK DAVALI … VERİLMESİNE,
c)T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalılar(borçlular) … Ltd. Şti ile … tarafından asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden yapılan itirazların İPTALİNE, takibin bu davalılar yönüyle kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
d)Davalılar(borçluların) … Ltd. Şti ile … takibe itirazlarında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.220,30 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 423,42TL karar ve ilam harcının davalılar … Ltd. Şti ile … ‘ dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.360,00TL arabuluculuk giderinin davalılar … Ltd. Şti ile … alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından karşılanan 161,90 TL posta ve tebligat gideri ile 2.255,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 2.416,90TL’nin (davalı … yönünden yapılan yargılama gideri bulunmadığından) davalılar … Ltd. Şti ile … alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti ile … tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ‘a verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022

Katip Hakim