Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/163 E. 2022/141 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 18/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağının tahsili amacıyla Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalıların itirazının kötü niyetli olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 19/03/2020 havale tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde belirtmiş oldukları dava değeri miktarının icra dosyasındaki kapak hesabı miktarı olduğunu, bu miktarın sehven yazıldığını, esas dava değerinin takip çıkış miktarı olan 577.714,45TL asıl alacak, 371.585,51TL faiz ve 18.579,28TL BSMV olmak üzere toplam 967.879,24TL olduğunu beyanla dava değeri miktarının bu olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 02/07/2020 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davaya konu genel kredi sözleşmesinde davalı şahısların kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, ortağı oldukları dava dışı şirketin konkordato dosyasının olmasının kefil sıfatıyla sorumlulukları bulunan davalılara icra takibi yapılmasına engel teşkil etmediğini beyanla talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili mahkememize vermiş olduğu 17/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasında verilen karar ile dava dışı … Tarım Gıda şirketinin konkordato projesinin 04/12/2019 tarihinde tasdik edildiği ve ilan edildiğini, davacının icra takibine konu ettiği borcun asıl muhatabının bu şirket olduğunu ve müvekkilleri adına icra takibi yapılmasının haksız ve kötü niyetli olup takip alacağının mükerrer olduğunu, konkordato projesine göre ödeme planı kapsamında ödeme yapılacakken davacının takip başlattığını, başlatılan takibin ve iş bu davanın hukuki yararının olmadığını, davacı bankanın gerçekte kimden ve ne kadar alacaklı olduğunun ilgili banka şubesinden ve bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesini, konkordato davasındaki tasdik kararının bağlayıcı olup proje dışında ödeme yapmasının ödeme dengelerini bozacağını, müvekkillerinin şirket ortağı olduğunu, davacı tarafın tazminat taleplerinin de hukuka aykırı olduğunu beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize vermiş olduğu 09/07/2020 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talep ettiği borç miktarı ile konkordato projesindeki borç miktarının farklı olduğunu, davacı tarafın kendi kayıtlarındaki borç miktarını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirketin temerrüde düşmediğini bu nedenle de talep edilen borç miktarının haksız olduğunu, talep edilen borç miktarının mahkememizce tespit edilmesini, müvekkili şirketin iyi niyetli olup haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi alacağın itirazın iptali yoluyla tahsili istemine ilişkindir.
Davacı banka vekilince, dava dışı … Tarım …. Ltd. Şti.’nin asıl borçlu, davalıların ise müşterek-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan bir takım kredilerden kaynaklı alacağın tahsili için Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların ortak vekilleri aracılığıyla icra müdürlüğüne sunduğu dilekçe ile asıl borç miktarı ve ferilerine itiraz ettikleri, süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğu, davacı banka vekilinin yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde söz konusu icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında verilen geçici ve kesin mühlet kararları ile tasdik kararları celp edilmiş, ilgili banka şubesinden davaya konu kredi sözleşmesine ilişkin tüm bilgi ve belgeler celbedilmiş, davaya konu kredi sözleşmesinin düzenlendiği banka şubesinde bankacı bilirkişi refakatinde mahkememizce keşif yapılarak bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Dava dilekçesinde her ne kadar dava değeri, 1.186.947,81TL olarak belirtilmiş ise de; davacı vekilinin dosyaya sunduğu 19/03/2020 tarihli izahat dilekçesi ile, dava dilekçesinde bildirilen dava değerinin sehven icra dosyası kapak hesabı esas alınarak yazıldığını, doğru olan dava değerinin takip dosyasındaki asıl alacak ve ferilerin toplamı olan 967.879,24TL olduğunu belirttiği anlaşıldığından, eldeki davanın itirazın iptali davası olması sebebiyle davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği dava değerinin maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmekle dava değeri 967.879,24TL olarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalıların, icra dosyasına sundukları itiraz dilekçesinde kredi sözleşmesinde adlarına atfen atılmış imzayı açıkça inkar etmedikleri, bununla birlikte asıl kredi borçlusu şirket hakkında konkordatonun tasdikine karar verilmesi sebebiyle kendilerinin de borçtan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek itiraz ettikleri anlaşılmıştır. Bu itibarla taraflar arasında, asıl borçlu hakkında verilen konkordato tasdikinin davalıların borcunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı, davalıların sorumluluğu devam ediyor ise borcun miktarı, ödenip ödenmediği konularında anlaşmazlık olduğu kanaatine varılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
Davalılar icra dosyasına sundukları itiraz dilekçesinde veya dava dosyasına sundukları dilekçelerinde kredi sözleşmesindeki imzalarına yönelik herhangi bir inkarda bulunmamışlardır. Davalıların kefaletinin geçerli olup olmadığı kefalet geçerli ise borcu sona erdiren bir durumun bulunup bulunmadığı yargılamanın temel konusu olmuştur.
Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir.
Türk Borçlar Kanunu’nda kefalet sözleşmesinin geçerliliği ağır şartlara bağlamıştır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olması, genel hükümlerin yanında, Türk Borçlar Kanunu’nun 583 ve 584 üncü maddelerde kefalet sözleşmesi için öngörülen koşulların varlığına bağlıdır. Bu koşullar mevcut ve geçerli borcun bulunması, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefil evli ise eşin rızasının alınmasıdır.
Diğer yandan Türk Borçlar Kanunu’nun 584/3. Maddesine göre,“Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükmünü havidir.
Kanun metninden de görüldüğü üzere kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
Türk Borçlar Kanunu’nun 584/1 inci maddesine göre rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. (YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: … KARAR NO: … )
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davalıların kefaletinin Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesinde belirtilen koşulları sağladığı ve şeklen geçerli bir kefalet ilişkinin kurulduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı asıl borçlu hakkında verilen konkordatonun tasdikine ilişkin kararın davalı müşterek müteselsil kefillerin borçlarına etki etmeyeceği anlaşıldığından iş bu davada ispat yükünün davalılar üzerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tayin edilen bankacı bilirkişinin banka kayıt ve belgeleri üzerinde yapmış olduğu inceleme neticesinde dava taraflarının itirazları da değerlendirilerek düzenlenen 29/01/2021 tarihli ek raporun dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu anlaşılmakla hükme esas alınması gerekmiştir.
Bankacı bilirkişinin raporu ve celp edilen diğer bilgi ve belgeler ile, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, davacı banka ile dava dışı … Tarım … Ltd. Şti’nin asıl borçlu, davalıların ise müşterek-müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan bir takım ticari kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalı borçlulara noter ihtarnamesi gönderildiği, ihtarnamenin davalı …’e 22/11/2019 tarihinde, davalı …’e ise 23/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname de belirtilen 1 günlük süre sonrasında davalıların temerrüde düştüğü, buna karşılık takip tarihi itibariyle davalı …’in davacı bankaya 576.042,76TL asıl alacak, 320.599,74TL işlemiş faiz, 16.031,48TL BSMV olmak üzere toplam 912.673,98TL, davalı …’in ise 576.042,76TL asıl alacak, 320.472,33TL işlemiş faiz, 16.025,11TL BSMV olmak üzere toplam 912.540,20TL borç bakiyelerinin kaldığı anlaşılmakla takibin belirtilen miktarlar üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
İtirazın iptali davalarında takip borcunun dava tarihi itibariyle tespiti gerektiğinden, ayrıntıları hükümde bulunan ve dava tarihinden sonra dava konusu kredi borcuna yönelik olarak farklı tarihlerde yapılan ödemelerin kararın infazı sırasında infaz dairesince veya taraflarca resen nazara alınmasına karar verilmiştir.
Takip konusu alacak likit (belirlenebilir) nitelikte olduğundan ve mahkememizde ulaşılan kanaate göre davalıların yapmış oldukları itirazın haksız olduğu sonucuna varıldığından kabul edilen miktar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibe 576.042,76TL asıl alacak, 320.599,74TL işlemiş faiz, 16.031,48TL BSMV olmak üzere 912.673,98TL toplam alacak, asıl alacağa 05/12/2019 – 31/12/2019 tarihleri arası için %24 oranında, 01/01/2020- 30/03/2020 tarihleri arası için %20,40 oranında, 01/04/2020 tarihinden sonrası için %18,60 oranında işleyecek faiz ve faizin %5 oranında BSMV’si üzerinden devam olunmasına,
2-Davalı … yönünden davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibe 576.042,76TL asıl alacak, 320.472,33TL işlemiş faiz, 16.025,11TL BSMV olmak üzere 912.540,20TL toplam alacak, asıl alacağa 05/12/2019 – 31/12/2019 tarihleri arası için %24 oranında, 01/01/2020- 30/03/2020 tarihleri arası için %20,40 oranında, 01/04/2020 tarihinden sonrası için %18,60 oranında işleyecek faiz ve faizin %5 oranında BSMV’si üzerinden devam olunmasına,
3-Dava tarihinden sonra takip konusu borca ilişkin olarak yapılan;
-25/03/2020 tarihindeki 5.059,38TL’lik,
-28/04/2020 tarihindeki 5.059,38TL’lik,
-29/04/2020 tarihindeki 10.118,76TL’lik
-28/05/2020 tarihindeki 5.059,38TL’lik,
-30/06/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik,
-07/07/2020 tarihindeki 7.083,13TL’lik,
-29/07/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik,
-07/08/2020 tarihindeki 7.083,13TL’lik,
-31/08/2020 tarihindeki 10.118,76TL’lik,
-30/09/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik,
-05/10/2020 tarihindeki 12.142,50TL’lik,
-30/10/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik,
-06/11/2020 tarihindeki 12.142,50TL’lik,
-30/11/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik,
-07/12/2020 tarihindeki 12.142,50TL’lik,
-31/12/2020 tarihindeki 3.035,63TL’lik ödemelerin her iki davalı hakkında kurulan hükmün infazı sırasında borçlarından faiz hesabı yapılarak düşürülmek kaydıyla infaz dairesince resen nazara alınmasına,
4-Hükmolunan meblağın %20’sine tekabül eden 182.534,80TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (912.673,98/967.879,24) 1.244,71TL’sinin davalılardan, 75,29TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı …’in (912.540,20/912.673,98 oranında) 1.244,53TL’sinden diğer davalı … ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in tamamından sorumlu olması kaydıyla)
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 62.344,76TL karar ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 15.430,71TL harcın ve icra dairesine yatırılan 4.839,40TL harcın toplamı olan 20.270,11TL harcın mahsubu ile bakiye 42.074,65TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı …’in (912.540,20/912.673,98 oranında) 42.068,48TL’sinden diğer davalı … ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in tamamından sorumlu olması kaydıyla)
-Harçlar Kanunun 29. maddesi gereğince davacı alacaklının icra müdürlüğüne yatırdığı binde beş tahsil harcı mahkeme harçlarına mahsup edildiğinden bu hususun icra müdürlüğünce resen dikkate alınmasına,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet suret harcı, 15.430,71TL peşin harç ve 4.839,40TL icra dairesine yatırılan harç olmak üzere toplam 20.332,31TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’in (912.540,20/912.673,98 oranında) 20.329,33TL’sinden diğer davalı … ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in tamamından sorumlu olması kaydıyla)
8-Davacı tarafından sarfedilen 1.050,00TL bilirkişi ücreti, 114,00TL posta ve tebligat gideri ve 384,90TL keşif harcı olmak üzere toplam 1.548,90TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (912.673,98/967.879,24 oranında) 1.460,55TL’lik kısmının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’in (912.540,20/912.673,98 oranında) 1.460,34TL’sinden diğer davalı … ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in tamamından sorumlu olması kaydıyla) kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından sarfedilen 15,60 TL vekalet suret harcı yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (55.205,26/967.879,24 oranında) 0,89TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, kalan kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 62.683,70TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı …’in (912.540,20/912.673,98 oranında) 62.674,51TL’sinden diğer davalı … ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in tamamından sorumlu olması kaydıyla)
11-Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 7.976,68TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …