Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/124 E. 2022/390 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2019 tarih, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememiz tevzi edilmiş olup yukarıdaki esas kaydı yapılarak yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 26/12/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalı şirket adına genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kredi hesapları açılarak kredi kullandırıldığını, davalı şirketin kullandığı kredilerin haricinde dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’ nin müvekkili bankadan kullandığı kredilere de müteselsil kefil olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten asaleten ve kefelaten olmak üzere toplam 9.746.952,36 TL alacağının bulunduğunu, davalı şirketin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu konkordatonun tasdiki davasında konkordato proesinin tasdikine karar verildiğini, konkordato komiserliğine alacak bildirimi ile ilgili verilen dilekçe ile müvekkilinin 3.496.009,75 TL asaleten, 6.250.942,61 TL kefelaten olmak üzere toplam 9.746.952,36 TL alacaklarının olduğunun bildirilmesine rağmen konkordato komiserliğinin 2.348.133,21 TL olarak müvekkilinin alacaklı olduğuna karar verdiğini, alacaklarının tahsili amacıyla Ankara . İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı dosyaları ile ilamlı icra takibine giriştiklerini, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın kesinleşmiş olması şartıyla proje ödemelerinin yapılmasına karar verildiğini, sözü geçen mahkemece nizalı alacaklar için her hangi bir karar tesis edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin hak kaybına uğramaması için nizalı alacaklar yönünden tedbir kararı verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle duruşma günü beklenmeksizin konkordato tasdik kararının verildiği tarih olan 27/09/2019 tarihinden 12 ay ödemesiz olmak üzere 48 ayda ve eşit olarak belirlenen taksit tarihlerinde işbu davaya konu alacakların bankada bloke edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, konkordato tasdiki kararında müvekkilinin alacak kalemlerinden hanginin kabul hangisinin reddedildiği açıkça belirtilmediğinden müvekkilinin 2.980.024,78 TL nakit, 16.400,00 TL gayrinakit alacağı bulunduğunun tespitine, ihtarnameye ve borç ikrar sözleşmesine konu edilen 23/01/2019 tarihi itibari ile 6.250.942,61 TL tutarındaki alacaklarının 2.980.612,40 TL tutarındaki asıl alacağa 28/11/2016 hesap kat tarihinden itibaren %57,75 oranında işlemiş temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile bilrikte davalıdan tahsiline, gayrinakit alacaklarının da müvekkili banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 26/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava taleplerinin konusunun konkordato davası ile ilgili olduğunu, davaya konu taleplerin ilgili konkordato dosyasında ileri sürülerek istinaf talebi ile talep edilmesi gerektiğini, konkordato dosyasında davacı tarafın taleplerinin değerlendirildiği, davacının iş bu davayı açarak haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, bu haksız iddianın dava edilemeyeceğini, konkordato davasında hak düşürücü süreleri kaçıran davacının dava ile bu taleplerini ileri süremeyeceğini bu nedenlerle açılan haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hale gelen alacak miktarının konkordato nisabına dahil edilmesi, davasıdır.
Konya .Asliye Ticaret Mahkemesinin davalı şirket hakkında verdiği … esas, … karar sayılı konkordatonun tasdiki kararının Konya BAM . HD. … esas, … karar sayılı kararı ile kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verildiği, söz konusu iflas kararının Yargıtay . HD.’nin … esas, … karar sayılı kararı ile onanmakla kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu itibarla davalı şirket hakkında verilen iflas kararı kesinleştiğinden ortada tasdik edilmiş bir konkordato projesi kalmadığından eldeki davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Dava tarihi itibariyle hangi tarafın haklı olduğu açısından talep edilen nakdi kredi alacağı yönünden yapılan değerlendirmede;
İİK’nun 308/b maddesi; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” hükmünü amirdir.
İİK’nun 308/h maddesi, “Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder. Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder. Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler. Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir. Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir. Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez. Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir. Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan muhasebe uzmanı bilirkişi ile bankacı bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 13/04/2022 tarihli ek raporda tespit edildiği üzere, davacının talebine konu alacağın ilgili dosyada konkordato komiseri tarafından hazırlanan nihai raporda rehinli imtiyazlı alacak olarak değerlendirildiği, rehinli alacakların gerekli nisabın sağlanamaması sebebiyle konkordato projesine dahil edilmediği, İİK’nun 308/h maddesindeki nisabın yakalanamaması sebebiyle dava konusu alacak yönünden konkordato tasdikinin gerçekleşmediği, dolayısıyla alacağın İİK’nun 308/b maddesine göre çekişmeli alacak statüsünde değerlendirilemeyeceği ve böylesi bir alacağın nisaba dahilinin talep edilemeyeceği anlaşıldığından dava tarihindeki durum itibariyle davanın reddinin gerektiği anlaşıldığından yargılama giderleri buna göre aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
Dava tarihi itibariyle hangi tarafın haklı olduğu açısından talep edilen gayri nakdi kredi alacağı yönünden yapılan değerlendirmede ise; Davalı şirketin kullanımına sunulan çeklerden ve ayrıca teminat mektuplarından dolayı konkordato kesin mühlet tarihinden önce ya da kesin mühlet tarihinden sonra ancak iltihak (alacaklar toplantısından 7 gün sonrası) süresine kadar, davacı banka tarafından hiç kimseye bir ödeme yapılmadığı, bu haliyle alacağın gerçek ve muaccel bir alacak niteliğine kavuşmadığı, davacı bankanın riskinin ancak kullanılan ve karşılıksız kalan çekler ve tazmin edilen teminat mektupları açısından söz konusu olabileceği, risk gerçekleşmemişse muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceği, bu itibarla söz konusu riskin konkordato projesine alacak olarak kaydının mümkün olmadığı, davacının, alacağın bir banka hesabında depo edilmesine yönelik talebinin, İİK 308/b Maddesi 2. fıkrası gereği ancak konkordato davasının görüldüğü sırada konkordato dosyasından değerlendirilebileceği anlaşıldığından dava tarihindeki durum itibariyle davanın reddinin gerektiği anlaşıldığından yargılama giderleri buna göre aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;.
1-DAVANIN REDDİ GEREKLİ İSE DE, KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Peşin alınan 50.891,38TL harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70TL harcın mahsubu ile fazla alınan 50.810,68TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 117.760,55TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davalı vekilinin yüzüne karşı, mazereti kabul edilen davacı vakilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …