Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/119 E. 2022/766 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 02/05/2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine KONYA Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 30/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile kararımızın kaldırılmasına ve dava dosyasının mahkememize gönderilmesine kesin olarak karar verilmesi üzerine mahkememize gelen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize tevzi edilen 12/12/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin elektrik piyasasında lisanssız elektrik üretimine ilişkin yönetmelik çerçevesinde … İli … İlçesi … Köyü … nolu Parselde 500 KW gücünde lisanssız güneş enerjisi santrali kurmak için gerekli bütün proje ve belgeleri eksiksiz tamamlayarak 30/10/2015, 29/12/2015 ve 29702/2016 tarihlerinde müracaatta bulunduğunu; ancak davalı tarafın hukuka aykırı olarak bu başvuruları reddettiğini; müvekkili şirketin ilk başvurusunun reddi kararına karşı 27/10/2016 tarihinde yazılı olarak davalı tarafa itiraz ettiğini; davalı tarafın ise müvekkilinin üretim tesisi ile şebeke arasındaki mesafenin 5 kilometreden fazla olması nedeniyle başvurularının olumsuz neticelendirildiğini bildirdiğini; müvekkil şirketin eksiksiz evraklarla yaptığı üç başvurunun da mevzuata aykırı olarak reddedildiğini; müvekkilinin başvurularında TEİAŞ’a ait … OSB Trafo Merkezinde kapasitenin var olduğunun tarafların kabulünde olduğunu; yönetmeliğin 6. maddesinde hangi gerekçelerle bağlantı başvurusu taleplerinin reddedileceğinin belirtildiğini; tesis ile şebeke arasındaki mesafenin 5 kilometreden fazla olmasının bunlar arasında olmadığını; bu nedenlerle müvekkil şirketin … İli … Köyü … Parsel sayılı taşınmaz üzerinde kuracağı 500 KW gücündeki lisanssız GES santrali için yaptığı 30/10/2015, 29/12/2015 ve 29/02/2016 tarihli başvurularının davalı tarafça reddinin haksızlığının tespitine, müvekkilinin bağlantı başvurusunun kabulü ile çağrı belgesi verilmesine, verilecek çağrı belgesi ve santral yapım süresi de nazara alınarak müvekkilinin kar kaybı, üretim maliyetleri düzeyindeki artışın döviz cinsinden olması ve maliyetlerdeki aşırı artıştan kaynaklı zararı için şimdilik 10.000,00 TL.’nin haksız işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; çağrı belgesi verilmesine hükmedilmesi halinde 31/12/2017 tarihine kadar geçici kabulü yapılacak tesislerin dağıtım sistemi kulanım bedellerinin indirimli uygulanması mümkün iken bu tarihten sonra geçici kabulü yapılacak tesislerin bu indirimden yararlanması mümkün olmadığından müvekkilinin de 2017 yılının sonuna kadar tesisi bitirmesi imkansız olduğundan, dağıtım sistemi kullanımı bedelini alacak olan davalının başvuru esnasındaki mevzuat ve kurul kararları çerçevesinde indirimli tahsil etmesine; çağrı belgesi verilmesi taleplerinin imkansızlık sebebiyle reddi halinde davanın haksız eylemi sonucu müvekkilinin üretim tesisi yapması imkansız hale geldiğinden kar kaybının ve zararının şimdilik 10.000 TL.’sinin haksız işlem tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 18/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine dair ihale sonrasında Türkiye Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile … A.Ş. arasında yapılan 30/10/2009 tarihli sözleşme uyarınca TEDAŞ’a ait olan MEDAŞ’ın tüm hisselerinin … A.Ş. ‘ye satıldığını ve bu şekilde müvekkili şirketin özelleştirildiğini; yapılan sözleşme ile şirketin faaliyet gösterdiği bölgede bulunan dağıtım sistemi, dağıtım tesisi ve bu tesislerin işletilebilmesi için zorunlu olan taşınır taşınmaz malların işletim hakkının müvekkili şirkete bırakıldığını, ancak hat, tesis, taşınır ve taşınmazların mülkiyeti korunarak açıkça TEDAŞ’a ait kalacağının hükme bağlandığını; müvekkili şirketin davaya konu hat ve tesislerin işleteni olduğunu, mülkiyetin kamu tüzel kişisi olan TEDAŞ’a ait olduğunu; malik olan TEDAŞ’ın 15 yıl hat ve tesislerde herhangi bir yenileme ve tadilat yapmayacağının belirlendiğini; hat ve tesislere verilecek her zararın kamu malına verilmiş olacağını; bu nedenle başta müvekkili şirket olmak üzere herkesin bu hat ve tesisleri korumak, özenle kullanmak, bunlara zarar verebilecek veya kullanım ömürlerini kısaltacak işlemlerden kaçınmak zorunda olduğunu; GES dahil alternatif enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin bu hatlara bağlanması sağlanırken bu gerçeğin göz önünde bulundurulması gerektiğini; müvekkilinin vermiş olduğu hizmetin aynı zamanda toplumsal bir hizmet olduğunu; bu nedenle hizmetin niteliği gereği sürekli, kesintisiz ve ve düzenli olarak bu hizmeti sunmak zorunda olduğunu; diğer taraftan enerji pazarlama şirketlerine karşı da enerji sağlama ve ulaştırma sorumluluğu bulunduğunu; müvekkili şirketin aynı zamanda kar amacı güden bir şirket olması nedeniyle alacağı kararlarda da basiretli bir tacir olarak hareket etmek zorunda olduğunu; davaya konu GES dahil alternatif enerji üretimi başvurularının Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’in 8/4 maddesi hükmü uyarınca, müvekkili şirket dahil dağıtım şirketleri tarafından kurulacak komisyonlarca değerlerdirilerek karara bağlandığını; alınan kararlarda bağlanabilirlik oranı, bağlantı hattının kesiti, hat kapasitesi, bağlantı hattının gerilimi, gerilim değişikliği, santralin şebekeye olan mesafesi, kapasitesi, maximum-minimum yük ve üretim analizi gibi kriterlerin göz önüne alındığını; davacı şirketin başvurusunun da bu kriterler dikkate alınarak değerlendirildiğini; müvekkili şirketin başvurucular arasında adaletli davrandığını; ancak davacının başvurusuna konu bölgedeki hatların büyük bir kısmının ekte sundukları CBS görüntülerinde siyah renkle gösterilen swallow iletkenlerin bulunduğu hatlar olduğunu; bunların kısa devre direncinin çok düşük olduğunu; TEİAŞ tarafından hesaplanan kısa devre arıza akım limiti olan 16 KA şartını sağlamadığını; bu nedenle bunlara bağlantı yapılamayacağını; GES vb. üretim tesislerinden elde edilen enerjinin bu iletkenlere bağlanması halinde tekrarlayan kısa devrelerin oluşma ihtimalinin çok yüksek olduğunu; aynı zamanda bu hatların on yıllardır kullanılan yıpranmış hatlar olduğunu; tam kapasiteyle kullanılmalarının bu hatların ömrünü kısaltacağını ve arızlara neden olacağını; bu durumun da kamuya ait hatların zarar görmesine, ömürlerinin kısalmasına ve müvekkili şirketin de zarar etmesine neden olacağını; bu nedenle hat kapasitelerinin % 70-80 oranında kullanılmasının kararlaştırıldığını; iletim esnasında oluşacak kayıpların önlenmesi ve diğer teknik nedenlerle bağlantı yapılan noktanın trafo merkezine kuş uçuşu 5 km.’den uzak olmaması gerektiğini; bu mesafenin 5 km.’yi aşması halinden kayıpların ciddi oranda arttığını ve bunun da kamunun zararına neden olduğunu; davacının ilk başvuru tarihinin 30/10/2015 olduğunu; “dağıtım sistemine bağlanabilecek teknik yönden uygun bir dağıtım hattı bulunmaması nedeniyle” talebi reddedildiği halde ısrarla aynı noktadan başvuru yaptığını; ilk başvuru tarihi itibariyle dava açma süresinin başlamış olması nedeniyle eldeki davanın süresinde açıldığının kabul edilemeyeceğini; davacının henüz yatırım bile yapmadığı, kurmadığı tesis için tazm,inat talep emesinin mümkün olmadığını beyanla davacının davasının ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 06/02/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin dağıtım faaliyeti ile ilgili olarak uyulması gereken mevzuat hükümlerine uygun davranmadığını; özel amaçlar güderek keyfi kararlar aldığını; … Tic. A.Ş. tarafından yapılan başvurunun müvekkilinin başvurusundan önce onaylanmış olduğunu; bu şirketin şebekesi ile müvekkili şirketin tesisi arasındaki mesafenin 1,5 km. olduğunu; müvekkilinin bu şirketin bağlantı hattına bağlantı yapabileceğini; davalı şirketin komisyon kararı olarak olarak sunduğu belgeler incelendiğinde, davalı şirket ortaklarının doğrudan ve/veya dolaylı ortak olduğu, … soy isminin geçtiği tüm şirketlerin bağlantı taleplerinin kabul edildiğinin görüldüğünü ve bu şirketlerin … A.Ş. adı altında birleşerek şirket merkezi olarak da … … Mahallesi’ndeki genel müdürlük binasını gösterdiklerini; oysa mevzuat gereği bu kişilerin rüzgar ve güneş enerjisi üretim faaliyeti başvurusunda bulunmayacaklarını; davalı şirketin cevap dilekçesinde kişilik dışı, nesnel ve genel olarak nitelendirdiği kararların ortaklık yapısındaki kişilerin taleplerini kabul etmeye dönük, EPDK’nın yerine geçmek suretiyle verilmiş, kişiye özel ve gizli kararlar olduğunu; bu nedenlerle davalı şirketin cevap dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini beyanla davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 27/02/2018 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini; hiçbir zaman kontrolsüz bir şekilde GES santrali kurulmasının hukuken mümkün olmadığını; oluşturulan teknik kriterlerin haklı ve yerinde olduğunu; takdir yetkisinin sınırsız olduğu dönemde dahi müvekkili şirket tarafından bu yetkinin sınırsız bir biçimde değil adaletle kullanıldığını; davacının bazı şirketlere imtiyaz tanındığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını; davacı tarafı bu hususta ispata davet ettiklerini; … Tic. A.Ş.’nin … … olan uzaklığının 2.950 metre olduğunu ve bu nedenle mesafe kriterini sağladığını; komisyon kararlarında başvuru sahiplerinin ünvanlarına bakılmaksızın değerlendirme yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın lisansız GES Santrali başvurusunun reddine ilişkin davalı kurum işleminin haksızlığının tespiti ve iptali, taraflar arasındaki muarazanın sözleşme yapılmak suretiyle giderilmesi ile davacının uğradığını iddia ettiği zararların tazmini istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davacının yapmış olduğu müracaat tarihi itibariyle davalının davacının müracaat tarihleri itibariyle sistemde davacıya tahsis edilebilir boş kapasite olup olmadığı, davacının yapmış olduğu müracaatlara ilişkin olarak davalının ret cevaplarının Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Mevzuat Hükümleri ile EPDK mevzuatı çerçevesinde idari ve teknik şartlar nazara alınarak yerinde olup olmadığı, yerinde değil ise davacının uğradığını iddia ettiği bir zararı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 30/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
Buna göre, davanın açıldığı tarihte davalı mevkinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Medaş’ın olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi … E. … K. 29/04/2019 tarihli kararı ile … E. … K. 24/09/2018 tarihli kararlarında özetle; davacı şirketin “lisanssız elektrik üretimi” için yaptığı bağlantı başvurularının reddine ilişkin davalı şirket işleminin iptali ve tazminat istemiyle açtığı davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Davacı şirketin lisanssız elektrik üretimi için yaptığı bağlantı başvurusunun reddine ilişkin davalı şirket işlemi sebebiyle maddi tazminat davasında davalı şirketin kamu kurumu olmadığı, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava da bulunduğundan söz edilemeyeceğinden uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan mevcut delil durumu ve HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme ile yukarıda açıklanan nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden değerlendirme yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 30/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere
2.BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ; Mahkememizce tarafların göstermiş olduğu deliller toplanmış ve akabinde
a-12/07/2018 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporu ile 22/03/2019 Tarihli Ek Bilirkişi Heyet Raporunda Özetle; 5346 sayılı Kanun, 6446 sayılı Kanun ve ilgili yasal mevzuat kapsamında davalının, yapılacak başvuruları taraflar arasında ayırım gözetmeksizin meri Yönetmelik,Tebliğ hükümlerine ve meti teknik mevzuata göre değerlendirmek ve sonuçlandırmakla yükümlü olduğu, elektrik enerjisinin üretilmesi, iletilmesi ve dağıtılması aşamasında mevzuat ile getirilen teknik kriterlere uyulmasının zorunlu olduğu,;talep kapsamında öncelikle TEİAŞ’a ait TM’de boş kapasitenin bulunmasının esas olduğu, davalı şirketin bağlanabilecek yerler için mesafe kriteri koyarak … KÖK’ü değerlendirme dışı alarak bağlantı yapılabilecek dağıtım sistemi bulunmadığı gerekçesiyle Ekim 2015 ayına ilişkin müracaatını reddetmiş olmasındaki gerekçe hatalı olmakla birlikte tatep tarihi itibariyle … OSB için tahsis edilen 25 MW gücün 24,66 MW’ının tahsis edilmiş olması ve davacının 500 kW güç talebini karşılayacak TM’de boş kapasite bulunmamasına bağlı olarak davacının yaptığı her 3 müracaatın reddedilmiş olmasının mevzuata uygun olduğu rapor edilmiştir.
b-17/06/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda Özetle; Davacının 30/08/2015, 29/12/2015 ve 29/02/2016 Tarihlerinde 500 KW(0,5 MW) kapasite ile Lisansız Güneş Enerji Santrali kurmak amacıyla davalı kuruma müracaatta bulunduğu, yapılan başvuruya ilişkin bağlantı noktasının … OSB TM’de söz konusu olduğu, söz konusu tarihlerde bağlantı noktalarındaki kapasitelerin 343 KW(0,343 MW), 293 KW(0,293 MW) ve 173 KW(0,173 MW) olduğu, dolayısıyla davacının müracaat tarihleri itibariyle kapasitenin yeterli olmadığı, bu sebeple davalı kurum tarafından başvurunun reddine yönelik işlemlerin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde hukuka uygun olduğu, davacının herhangi bir maddi zararı olmadığı rapor edilmiştir.
c-Her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişi heyet raporuna itiraz edilmiş ise de dosya içerisinde yer alan 12/07/2018 Tarihli Kök Bilirkişi Heyet Raporu, 22/03/2019 Tarihli Ek Bilirkişi Heyet Raporu ve 17/06/2022 Tarihinde alanında uzman akademisyen bilirkişilerden aldırılan 17/06/2022 tarihli heyet raporundaki tespitlerin birbirleriyle örtüşmesi, ilgili raporların Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle davacı vekilinin yeniden rapor aldırılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiş ve 17/06/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu hükme esas alınmıştır.
3.DEĞERLENDİRME VE NETİCE; Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik Hükümleri gereğince Lisanssız Güneş Enerjisi Üretimi yapılmasına ilişkin düzenlemenin amacının üretim yapan gerçek ve tüzel kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmaları esasına dayalı olduğu, bu sebeple yenilebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten gerçek veya tüzel kişilerin ihtiyaçları üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini sisteme vermelerinin mümkün olduğu, bu çerçevede yapılacak başvuruların hukuki ve teknik şartlara bağlandığı, sistem kullanımı açısından başvuruların birbirinden bağımsız olarak değerlendirileceği, lisanssız üretim tesislerinin teknik özelliklerine ve bağlantı noktası itibarıyla dağıtım sisteminin mevcut kapasitesine göre üretim tesisini OG veya AG seviyesinden dağıtım sistemine bağlanabileceği, teknik değerlendirmenin kurulması planlanan tesisin ölçme ve koruma sistemi açısından bağlantı noktası itibariyle iletim ve dağıtım şebekesindeki kısıtlar dikkate alınarak tamamlanacağı, düzenleyici ve denetleyici kurum olan EPDK tarafından 23/03/2016 tarihinde yapılan değişiklik ile aynı zamanda bağlantı noktalarının tespiti hususunda mesafe kriteri de getirildiği, aksinin kabulü ile düzenleyici ve denetleyici kurum tarafından herhangi bir kısıt getirilmemesinin kabulü halinde davacı gibi şirketlerin sınırsız sayıda yapabileceği her başvurunun dikkate alınarak sözleşme yapılması ve kurulacak her santralin sisteme bağlantısına izin verilmesi gibi bir durum ortaya çıkacağı, bu durumun ise mevcut hat kapasitesinin yetersiz kaldığı hallerde enerjinin dağıtım ve iletimi ile ilgili olan kurumlara kapasite oluşturabilmesi için yüksek miktarlarda ek külfet ve maliyet oluşturacağı gibi dağıtım ve iletim ile ilgili olan kurumların sözleşme yapma/yapmama hürriyetini de ortadan kaldıracağı, bu çerçevede somut olayımız değerlendirildiğinde davacının 30/08/2015, 29/12/2015 ve 29/02/2016 Tarihlerinde 500 KW(0,5 MW) kapasite ile Lisansız Güneş Enerji Santrali kurmak amacıyla davalı kuruma müracaatta bulunduğu, yapılan başvuruya ilişkin bağlantı noktasının … OSB TM’de söz konusu olduğu, söz konusu tarihlerde bağlantı noktalarındaki kapasitelerin 343 KW(0,343 MW), 293 KW(0,293 MW) ve 173 KW(0,173 MW) olduğu, dolayısıyla davacının müracaat tarihleri itibariyle kapasitenin yeterli olmadığı, davacının başvurusunun kabulü adına davalı kurumun plan ve programlamasında yer almayan yüksek miktarlarda ek külfet ve maliyet oluşturacak biçimde hat kapasitesini artırması yönünde bir yükümlülük de yüklenemeyeceği bu sebeple davalı kurum tarafından başvurunun reddine yönelik işlemlerin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde hukuka uygun olduğu, davacının davalının kusurundan kaynaklanan herhangi bir maddi zararı olmadığı anlaşılmakla davasının reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL. karar ve ilam harcından alınması gereken 80,70 TL maktu harcın mahsubu ile fazla alınan 90,08‬TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 28,00 TL posta ve tebligat gideri ve 5,20 vekalet harcı gideri olmak üzere toplam 33,20TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip … Hakim …