Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/709 E. 2022/12 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE KARAR
YAZIM TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 23.04.2009 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki belediyenin maliki ve işleteni olduğu … plakalı belediye otobüsü ile …’in kullanmakta olduğu … plakalı aracın çarpışması sonucu, müvekkili … in eşi … in vefat ettiğini, müteveffanın eşi müvekkili …, küçük çocukları … ve … tarafından Belediye ile araç sürücüsü … aleyhine Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosya ile tazminat davası açtıklarını, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi … E., … K. Sayılı kararı ile bilirkişi raporunda davalı sürücü …’in kusuru %60 olarak tespit edilmesine rağmen %50 kusur oranı üzerinden tazminat hesabı yaptığını, söz konusu kararın müvekkili tarafından istinaf edildiğini, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin … E., … K. ve 28.12.2018 tarihli kararı ile müvekkilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğini, söz konusu dosyanın şu an Yargıtay incelemesinde olduğunu, daha önce …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç sigortacısı … Sigorta A.Ş. aleyhine dava açılmadığını, bu nedenlerle kusur oranına göre hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç sigortacısı …Sigorta A.Ş.’den tahsili talebi ile işbu davayı açtıklarını, bu dava açılmadan evvel 10/06/2019 tarihli dilekçe ile davalı … A.Ş’ye müvekkillerine ödeme yapması için başvuruda bulunulduğunu, başvuru sonucunda davalı … şirketince müvekkillerine toplamda 127.711,59 TL ödeme yapıldığını ve taraflarınca bu miktarla sınırlı olarak davalı … şirketinin ibra edildiğini, davalı … şirketinin kesinleşecek kusur oranlarına göre hesaplanacak tazminattan ödemesi gereken bakiye için sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal fazizi ile davalı … şirketinden alınarak müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 27/08/2008-12/08/2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … sayılı KTK Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, poliçenin kaza tarihi itibariyle şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limiti 125.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının 23/04/2009 tarihinde meydana gelen … plakalı aracın yapmış olduğu kaza sonucu …’in vefatı nedeniyle müvekkili şirkete yönelik destekten yoksun kalma tazminat talepli davayı açmış ise de haksız davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketçe poliçe limitleri kapsamında tüm ödemelerin yapıldığını, söz konusu poliçeden kaynaklı herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan önceki ödeme sebebiyle poliçeden kaynaklı bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddine varsa bakiye sorumluluğunun tespiti açısından davacının gerçekten destekten yoksunluk zararları olup olamadığının davacı tarafça ispatına aksi halde davanın reddine karar verilmesini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesini, karar verilmesi halinde müvekkili şirketin sorumlu olduğu azami poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasını, reddedilen kısım için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile özetle: Dava dilekçesinde 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiklerini dosya kapsamında alınan 23.03.2021 tarihli rapor doğrultusunda dava konusunu 8.859,26 TL artırarak toplam dava değeri 9.859,26 TL nin davalı … şirketinden alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, Trafik Tescil Şube Müdürlüklerine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçların trafik sicil kayıtları celp edilmiş, davalı … şirketinden hasar dosyası ve sigorta poliçe suretleri celp edilmiş, SGK İl Müdürlüğünden davacılara dava konusuyla ilgili ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmış, davacının sosyo/ekonomik durumu araştırılmış, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiş, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmış, Aktüerya bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
I. DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Dava, 23/04/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde hayatını kaybeden …’in eşi ve çocukları tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.Mahkememizin, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresinde olması sebebiyle, davacının cismani zararlarının tespiti noktasında T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınmış, ilgili ilamda ise;
“AYM iptal gerkçesinde vurgulandığı üzere aynı kaza ile ilgili olmak üzere işleten ve fiili yapan kişiye yönelik açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda uygulanacak Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır.
Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen özürlülük ölçütü yönetmeliği ile engelliler yönetmeliğinin uygulanma imkanı kalmadığından ;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kökleşmiş Yargıtay . HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.(Nitekim Yargıtay HD nin … esas … karar … esas … karar sayılı ilamları)” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 28/12/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya Güvence Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK’nın 10.10.2001 gün … -… -… , HGK’nın 16.04.2008 gün, … -… -… , HGK’nın 05.06.2015 gün … -… /… ve HGK’nın 16.09.2015 gün, … -… , … , HGK’nın 10.06.2015gün, … -… /… sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 23.04.2009 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıların destiği, eşi ve babası müteveffa …, kayınpederi …’e ait ve onun tarafından kullanılan … plakalı otomobilde yolcu olarak bulunmaktayken kaza sonucu vefat ekmiş ve araçtaki diğer yolcular da yaralanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Bir kişinin ölümü ve diğerlerinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddisinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için(TCK 85/II) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında ıslah tarihi olan 29.05.2018 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının bu konudaki itirazı yerinde değildir.
Yukarıda anlatılanların ışığı altında, davacının istinaf dilekçesindeki talep de nazara alınarak, davalı tarafın meydana gelen kazadaki kusur oranının % 60 olarak değerlendirilmesi gerekip buna göre düzenlenen ve hesaplanan 26/04/2018 tarihli aktüer bilirkişi kök raporuna göre davacılardan …’in, 358.602,43 TL; …’in 94.231,36 TL; …’nın 80.870,44 TL alacağının bulunduğu tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak karar verilmesi gerektiğinden, davalının ve davacının diğer yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerektiği ve sonuç olarak, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/09/2018 tarih ve … Esas, … Karar sayılı yerel mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamında;
“Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslaha konu ettiği maddi tazminat içintemerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. İtiraz Hakem Heyetince , dava dilekçesinde istenen miktara, sigorta şirketine başvuru tarihinden sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasından, ıslah dilekçesine konu edilen bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız fiil tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının alacağın tamamı için temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/04/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, davacı tarafından davadan önce davalıya başvuruda bulunulmuş ise de, davalı … şirketince (davadan önce) 23.02.2013 tarihinde davacıya cevap verilerek bir kısım eksik belge ve murisin ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının netleşmesi açısından İstanbul ATK raporunun sunulması istenmiş, ancak davacı vekili tarafından cevabi yazı sonrası davalının talep ettiği eksik belgeler sunulmamış ve Hakem Heyetine başvurulmuştur.
Buna göre, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta şirketi en geç dava tarihi itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağından, davalı … şirketinin davanın açılma tarihi(Hakem Heyetine başvuru tarihi) olan 09.10.2013 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, hükmedilen tazminat yönünden bu tarihten itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesi gerekir. Ne var ki, faizin başlangıç tarihi konusundaki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.” denilmiştir.
III.HÜKME ESAS ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORLARI
A.KUSUR RAPORLARI
1-23/04/2009 Tarihli Kaza Tespit Tutanağının incelenmesinde özetle; Kazanın meydana gelmesinde müteveffanın da içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in ise tam kusurlu bulunduğu ifade edilmiştir.
2-Davacı tarafından T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyasında davamız dışı sürücülere karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin dava dosyasının istinaf kanun yolu incelemesinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 28/12/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla dava dışı sürücülerin kazanın meydana gelmesinde Ağır Ceza Mahkemesinde Adli Tıp Kurumu tarafından alınan kusur raporlarındaki … plakalı araç sürücüsü …’in %40, … plakalı araç sürücüsü …’in ise %60 oranında kusurlu bulunduğu raporlar hükme esas alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bu kusur oranlarına alınarak hüküm kurulmasına karar verilmiş, ilgili bölge adliye mahkemesi ilamı ise T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
3-Mahkememizce aldırılan T.C. Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 07/07/2020 tarihli kusur raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde müteveffanın da içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü …’in %40, … plakalı araç sürücüsü …’in ise %60 oranında kusurlu bulunduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, mahkememizce aldırılan ATK kusur raporunun gerek diğer hukuk mahkemesi dosyası gerekse de ceza mahkemesi dosyalarında aldırılan kusur raporları ile birbirini destekler mahiyette olması karşısında Mahkememiz dosyasında hazırlanan kusur bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
C.AKTÜERYAL BİLİRKİŞİ RAPORU
Dosya içerisinde yer alan 23/03/2021 Tarihli Kök Rapor ile 24/06/2021 tarihli Ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından eldeki davanın sigortalı araç sürücüsünün salt kusuruna göre açılması ve hükme esas alınan kusur raporundaki sigortalı araç sürücüsü olan …’in %40 oranındaki kusuru nazara alınarak yapılan hesaplamada sigorta tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sora …’in maddi zararlarının karşılandığı, …’in 6.010,89 TL, …’in ise 3.848,37 TL müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı rapor edilmiş, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun değerlendirme yapıldığına kanaat edilmekle bu raporun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
D.DAVACININ ISLAHI
Davacı, dava dilekçesinde açıkça davalarını 6100 sayılı Kanunun 109/1 maddesi gereğince 1.000,00 TL üzerinden kısmi dava olarak açtığını ifade etmiştir.
Davacının, her bir davacı yönünden taleplerini ayrı ayrı rakamsal olarak ayrıştırması için verilen süre üzerine davacı vekilinin 15/09/2021 tarihli ıslah ve açıklama dilekçesinde özetle; davacılardan … için 2,00 TL, diğer davacılar yönüyle ise 499,00’ar TL olarak taleplerini ayrıştırdıklarını, davacı … yönüyle davalarını toplamda 6.010,89 TL, diğer davacı … yönüyle ise toplamda 3.848,37 TL’ye artırdıklarını ifade etmiştir.
IV.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Yukarıda yapılan açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporları, emsal alınan Yüksek Mahkeme ilamları, kurumlardan gelen müzekkere cevapları, kolluk araştırması, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 23/04/2009 Tarihinde meydana gelen kazada davacıların desteği müteveffanın da içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç … plakalı araç arasında ölümlü trafik kazası meydana geldiği, ilgili kaza sebebiyle davacılar tarafından T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyasında davamız dışı sürücülere karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin dava dosyasının istinaf kanun yolu incelemesinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 28/12/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla dava dışı sürücülerin kazanın meydana gelmesinde Ağır Ceza Mahkemesinde Adli Tıp Kurumu tarafından alınan kusur raporlarındaki … plakalı araç sürücüsü …’in %40, … plakalı araç sürücüsü …’in ise %60 oranında kusurlu bulunduğu raporlar hükme esas alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bu kusur oranlarına alınarak hüküm kurulmasına karar verildiği, ilgili bölge adliye mahkemesi ilamı ise T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 10/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla onandığı, Mahkememizce aldırılan T.C. Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 07/07/2020 tarihli kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde müteveffanın da içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü …’in %40, … plakalı araç sürücüsü …’in ise %60 oranında kusurlu bulunduğunun rapor edildiği, mahkememizce aldırılan ATK kusur raporunun gerek diğer hukuk mahkemesi dosyası gerekse de ceza mahkemesi dosyalarında aldırılan kusur raporları ile birbirini destekler mahiyette olması, aynı kaza ile ilgili olmak üzere dava dışı sürücülere açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda farklı kusur oranlarının kabulünün de mümkün olmaması karşısında Mahkememiz dosyasında hazırlanan kusur bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğundan hükme esas alınmasına karar verildiği, dosya içerisinde yer alan 23/03/2021 Tarihli Kök Rapor ile 24/06/2021 tarihli Ek bilirkişi raporunda davacılar tarafından eldeki davanın sigortalı araç sürücüsünün salt kusuruna göre açılması ve hükme esas alınan kusur raporundaki sigortalı araç sürücüsü olan …’in %40 oranındaki kusuru nazara alınarak yapılan hesaplamada sigorta tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sora …’in maddi zararlarının karşılandığı, …’in 6.010,89 TL, …’in ise 3.848,37 TL müteveffanın desteğinden yoksun kaldığının rapor edildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun değerlendirme yapıldığına kanaat edilmekle bu raporun hükme esas alınmasına karar verildiği, ilgili raporlar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı davasının 6.010,89 TL üzerinden, davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı davasının 3.848,37 TL tutar üzerinden kabulüne, davacı …’in davasının ise reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde maddi zararın yasal faizi ile birlikte tahlisini talep etmiş ise de dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihi hakkında herhangi bir tarih göstermediği anlaşılmakla faiz başlangıç tarihi dava tarihi olarak esas alınmış ve yine eldeki davanın haksız fiilden kaynaklanması sebebiyle gerek ıslah edilen gerekse de dava dilekçesinde ifade edilen tutarların tümü yönüyle dava tarihi itibariyle yasal faiz yürütülmesine hükmedilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-DAVACI …’in destekten yoksun kalma tazminatı davasının KABULÜ İLE; 6.010,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A.Ş’den (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla) dava tarihi olan 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-DAVACI …’in destekten yoksun kalma tazminatı davasının KABULÜ İLE; 3.848,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A.Ş’den (Kaza Tarihinde Geçerli Poliçe Teminat Limitleri İle Sınırlı Olmak Kaydıyla) dava tarihi olan 31/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-DAVACI …’in davasının REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 673,49TL karar ve ilam harcından 195,70TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile kalan 477,79TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davanın haklılık kabul red (9.859,26/9.861,26) oranına isabet eden 1.319,73TL nin davalıdan, 0,27TL nin ise davacılardan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına.
6-Davacı tarafından karşılanan 163,00 TL başvuru harcı, 195,70TL peşin ve tamamlama harcı, 6,40 TL vekalet suret harcı, 216,60TL posta ve tebligat gideri ile 1.135‬,00 TL bilirkişi ücretleri gideri ve 323,00 TL Adli Tıp Fatura gideri olmak üzere toplam 2.039,7‬‬0TL’nin davanın haklılık oranına (9.859,26/9.861,26) isabet eden 2.039,29 TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlasının davacılar üzerinde bırakılmasına.
7-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 3.848,37 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 2,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya verilmesine,
10-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/01/2022

Katip … Hakim …