Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/479 E. 2022/273 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davallar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin eşi ile birlikte elektrikli motosiklet ile seyir halinde iken davalı … sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın müvekkilinin eşi tarafından sevk ve kontrol eden elektrikli bisiklete çarpması neticesinde elektrikli bisikletin devrilmesi nedeniyle yaralandığını, olay yerine gelen ambulans ile Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan müvekkil için basit tıbbi müdahale giderilemez kemik kırığı olduğunu belirten Genel Adli Muayene raporu düzenlendiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle 18.12.2017- 21.18.2017 tarihleri arasında hastanenin ortopedi polikliniğinde birçok operasyon geçirerek yattığını, kaza nedeniyle halen müvekkilinin sol bacağında platin çiviler bulunduğunu, müvekkilinin kaza sonrası Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine yaptığı başvuru neticesinde 14.08.2018 tarihinde %16 geçici iş görmezli durumunu belirten rapor düzenlendiğini, müvekkilinin kaza sonrası 90 gün iyileşme sürecinde yatalak vaziyette bulunması nedeniyle %100 geçici iş görmezlik yaşadığını, müvekkilinin 13.06.2019 tarihinde Konya Numune Hastanesine müracaatı neticesinde 26.06.2019 tarihinde Erişkinler İçin Engelli Sağlık Kurulunca %13 sürekli engellilik durumu raporu verildiğini, kaza tarihinden sonra 26.06.2019 tarihine kadar engellilik durumu yaşayan müvekkilinin 26.06.2019 tarihi itibariyle %13 sürekli engellilik durumunun olduğunun raporla sabitlendiğini, rapora dayanarak güvence hesabına taraflarınca yapılan başvuru neticesinde taraflarına 53.377,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin müvekkilinin bedensel zararını karşılamaya yeter seviyede olmadığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10,00 TL maddi tazminat, 10,00TL sürekli iş göremezlik, 10,00 TL geçici iş göremezlik, 10,00 TL hesaplanamayan sağlık giderleri, 10,00 bakıcı gideri, 100.000,00 TL manevi tazminatın her bir kalem alacak için kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesine, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderlerlerinin davalı karşı yan olan ve arabuluculuk toplantılarına (ilk oturumuna) katılmayan … yükletilmesine ücreti vekaletin karşı yanlara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 13/12/2021 tarihli dava değerinin artırılmasına ilişkin dilekçesi ile özetle; Dava dilekçesinde 10,00 TL üzerinden belirledikleri maddi tazminat taleplerinin geçici iş göremezlik tazminatı yönünden dikkate alınmasını ve 10,00 TL üzerinden belirledikleri geçici iş göremezlik(maluliyet) tazminatı talepleri ile birlikte 12.960,72 TL arttırarak toplam 12.980,12 TL olarak kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 10,00 TL üzerinden belirledikleri kalıcı iş göremezlik(maluliyet) tazminatı taleplerini 75.127,59 TL arttırarak toplam 75.137,59 TL olarak kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 10,00 TL üzerinden belirledikleri geçici bakıcı gideri tazminatı taleplerini 5.970,13 TL arttırarak toplam 5.980,13 TL olarak kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 10,00 TL üzerinden belirledikleri faturalandırılamayan tedavi tazminatı taleplerini 2.490,00 TL arttırarak toplam 2.500,00 TL olarak kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, 100.000,00 TL Manevi tazminat taleplerinin davalı … alınarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, dava dilekçesindeki sair hususların bakı kalmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Ek maluliyet tazminatı talebi bakımından başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafın, müvekkili … başvuru yaptığını, başvuru neticesinde 03.09.2019 tarihinde 52.377,00TL maluliyet tazminatı ödendiğini, ödenen tazminatın yetersiz olduğu gerekçesi ile ek tazminat talep edilmesine rağmen bu konuda müvekkili kuruma herhangi bir başvuru yapılmadığını, davacı tarafın ek tazminat ödenmesi talebinin öncelikle müvekkili kuruma iletilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, usul ve yasaya aykırı olarak ikame ettiği davasında ek tazminat ödenmesi talebi ile ilgili olarak başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle usulen red kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın %13 oranında maluliyeti bulunduğu esas alınarak hesaplama yapıldığını, ayrıca ZMMS poliçesi bulunmayan aracın kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiğini, yapılan tazminat hesaplamasında TRH tablosu kullanıldığını ve %1,8 teknik faiz uygulandığını, kazaya ilişkin olarak sunulan evrakların tetkiki neticesinde ve davacı tarafından ibranamenin imzalanması sonucunda tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili kurum tarafından, mevzuata uygun olarak inceleme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersizliğinin söz konusu olmadığını, davanın reddi gerektiğini, ödeme tarihindeki veriler esas alınarak yapılacak hesaplama ile ödemenin yeterli olduğunun tespit edileceğini, bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I-DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ;
Dava, 18/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı, davacının mahrum kaldığı iddia edilen cismani zararların (geçici iş göremezlik dönemi, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi gideri, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) zararlarının tazmini ile manevi zararların istemine ilişkindir.
II-HÜKME EMSAL ALINAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLAMI
1.Mahkememizin, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresinde olması sebebiyle, davacının cismani zararlarının tespiti noktasında T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınmış, ilgili ilamda ise;
“AYM iptal gerkçesinde vurgulandığı üzere aynı kaza ile ilgili olmak üzere işleten ve fiili yapan kişiye yönelik açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda uygulanacak Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır.
Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen özürlülük ölçütü yönetmeliği ile engelliler yönetmeliğinin uygulanma imkanı kalmadığından ;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kökleşmiş Yargıtay . HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.(Nitekim Yargıtay HD nin … esas … karar … esas … karar sayılı ilamları)” denilmiştir.
Emsal alınan ilam gereğince; davacının maluliyet oranının tespiti Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine tespit edilmiş, davacının Muhtemel Yaşam Süresi; Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak belirlenmiş, muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem zararı hesaplanmıştır.
2.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“818 sayılı BK’nun “Ceza Hukuku İle Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53.maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74.maddesi hükmü de paralel bir düzenlemeyi içermektedir.).
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.1.975 gün ve E… , K:… ; HGK’nun 23.1.1985 gün ve E:… , K:… ; HGK’nun 27.04.2011 gün ve E:… , K:… sayılı ilamları).
Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi bir engel oluşturmaz (HGK’nun 16.09.1981 gün E:… , K:… sayılı ilamı; … , Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s.22 vd.; HGK’nun 27.04.2011 gün ve E:… , K:… sayılı ilamı).
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (HGK’nun 11.10.1989 gün ve E:… , K:… ; HGK’nun 27.04.2011 gün ve E:… , K:… sayılı ilamları)” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamında;
“Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, davaya ve ıslaha konu ettiği maddi tazminat içintemerrüt tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. İtiraz Hakem Heyetince , dava dilekçesinde istenen miktara, sigorta şirketine başvuru tarihinden sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasından, ıslah dilekçesine konu edilen bölüme ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiil faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız fiil tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır.2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının alacağın tamamı için temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.” denilmiştir.
4.-T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.” denilmiştir.
5.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 07/02/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davalı tarafın müterafik kusur yönünden yaptığı itirazlar bakımından ise; dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağına göre, kask ve ekipmanların takılı olup olmadığı “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. davacının kaskının takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmayıp, takılı olmadığının ispatı davalı sigorta şirketinin üzerindedir. Davalı tarafça, yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından,aslolan kask ve güvenlik ekipmanı takılması olup, bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından indirim uygulanmaması kararı yerinde olup istinaflar yersizdir.” denilmiştir.
III.HÜKME ESAS ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORLARI
A-KUSUR RAPORU
1-Dosya içerisinde yer alan 18/12/2017 Tarihli Kaza Tespit Tutanağının incelenmesinde; Davaya konu trafik kazası sebebiyle davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plaka nolu aracın sürücü … 2918 Sayılı Kanunun 67. Maddesi kuralını, dava dışı elektrikli bisiklet sürücüsü Usame Knas’ın 2918 Sayılı Kanunun 53/1-a maddesi kuralını ihlal ettiği tutanağa bağlanmıştır.
2-Dosya içerisinde yer alan T.C. Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yer alan 22/09/2019 Tarihli Adli Trafik Bilirkişisi tarafında hazırlanan kusur raporunda özetle; Kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … ve elektrikli bisiklet sürücüsü … eşit derecede asli kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
3-Mahkememizce yargılama aşamasında alınan T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 07/08/2020 Tarihli Kusur Raporunda iki ihtimalli olmak üzere kusur tayini yapıldığı;
a-Kazanın, davalı sürücüsünün beyan ettiği şekilde meydana gelmiş olması halinde … plakalı araç sürücüsü … ve elektrikli bisiklet sürücüsü … eşit derecede %50 oranında kusurlu olduğu,
b-Kazanın, Elektrikli bisiklet sürücüsünün beyan ettiği şekilde meydana gelmiş olması halinde … plakalı araç sürücüsü … %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, elektrikli bisiklet sürücüsü … kusursuz olduğu rapor edilmiştir.
4.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere kesinleşmiş ceza mahkemesi kararlarındaki maddi olayın varlığına konusundaki kabuller hukuk mahkemesini hakimini bağlayacaktır. Bu çerçevede T.C. Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin 10/09/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamının incelenmesinde kazanın meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu olarak kabul edildiği ve hükmün bu kabul temelinde tayin edildiği, söz konusu ilamın ise T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Ceza Dairesinin 01/12/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aynı tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu nedenle ceza mahkemesinin kazanın oluş biçimine ilişkin kabulü nazara alınarak T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 07/08/2020 Tarihli Kusur Raporundaki kazanın tarafların eşit kusur veren 1. İhtimal hükme esas alınmıştır.
B-MALULİYET RAPORU
1-T.C. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 13/01/2021 tarihli Heyet Raporunda özetle; 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin %12.1 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin 3 ayı boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 2.500,00 TL olduğu rapor edilmiş, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun değerlendirme yapıldığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
C-AKTÜERYAL HESAPLAMA
1-Mahkememizce yukarıda hükme esas alınan kusur raporu ve maluliyet oranlarının tespitine ilişkin heyet raporu nazara alınarak dosya alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiş, Aktüerya bilirkişi tarafından hazırlanan 10/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava öncesinde sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek mahsubu neticesinde davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 75.137,59 TL, geçici iş göremezlik maddi zararının 12.980,72 TL, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi gideri maddi zararının 2.500,00 TL ve bakıcı gideri maddi zararının ise 5.980,13 TL olduğu rapor edilmiş, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun değerlendirme yapıldığına kanaat edilmekle bu raporun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
D-MÜTERAFİK KUSUR AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
1.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 07/02/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olayımız değerlendirildiğinde; Dosya içerisinde yer alan 18/12/2017 tarihli Kaza Tespit Tutanağının incelenmesinde davacı zarar görenin kask ve ekipmanların takılı olup olmadığının “belirsiz” olarak işaretlendiği, davacı/zarar görenin kaskının veya koruyucu ekipmalarının takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmadığı, bu hususun aksinin ispatının davalılar üzerinde olduğu, davalılarca yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından, aslolan kask ve güvenlik ekipmanı takılması olup, bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından müterafik kusur indirimi yapılmasızın hesaplama yapılmıştır.
IV.NETİCE
A.MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Yukarıda yapılan açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporları, emsal alınan Yüksek Mahkeme ilamları, kurumlardan gelen müzekkere cevapları, kolluk araştırması, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 18/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının kazaya karışan elektrikli motosiklette yolcu olarak bulunduğu, kazanın meydana gelmesinde elektrikli motosiklet sürücüsü ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan ve … plaka nolu aracın sürücüsü davalı … %50 oranında asli kusurlu olduğunun rapor edildiği, T.C. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 13/01/2021 tarihli Heyet Raporunda özetle; 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin %12.1 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, bu sürenin 3 ayı boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 2.500,00 TL olduğunun rapor edildiği, Aktüerya bilirkişi tarafından hazırlanan 10/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava öncesinde sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek mahsubu neticesinde davacının sürekli iş göremezlik maddi zararının 75.137,59 TL, geçici iş göremezlik maddi zararının 12.980,72 TL, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi gideri maddi zararının 2.500,00 TL ve bakıcı gideri maddi zararının ise 5.980,13 TL olduğunun rapor edildiği, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla davacının maddi tazminat davasının bu tutarlar esas alınarak kabulüne karar verilmiştir.
B.MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE
Yukarıda yapılan açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporları, emsal alınan Yüksek Mahkeme ilamları, kurumlardan gelen müzekkere cevapları, kolluk araştırması, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 56/1 maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” amir hükmü yer almaktadır.
Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatlarında ifade edildiği üzere; Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, 6098 Sayılı TBK’nın 56/1. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 Sayılı TMK’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükmü, bilirkişi raporları ve Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları çerçevesinde somut olayımız değerlendirildiğinde; 18/12/2017 tarihinde meydana gelen kazada kaza tarihi itibariyle davacının yaşı, kazanın meydana gelmesinde zararın artmasında herhangi bir dahli ve kusuru bulunmaması, kaza sebebiyle davacıda meydana gelen kalıcı maluliyet oranı, tıbbi tedavi süresinin uzunluğu, 9 aylık uzun tedavi süreci, geçirmiş olduğu cerrahi müdahaleler, bu sürecin davacı üzerinde yaratacağı travma ve psikolojik etki, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile paranın satın alma gücü de bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı lehine takdir edilecek 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı için zenginleşme ve davalı için de yıkım olmayacağına kanaat edilmekle davacının manevi tazminat davasının 15.000,00 TL’sinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile;
a) 18/12/2017 Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının mahrum kaldığı 75.137,59 TL sürekli iş göremezlik maddi zararının davalı … (… yönünden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak ve faiz yönünden temerrüt tarihi olan 13/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) ile diğer davalı …’dan (Diğer Davalı Yönüyle kaza tarihi olan 18/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) 18/12/2017 Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının mahrum kaldığı 12.980,72 TL geçici iş göremezlik maddi zararının davalı … (… yönünden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak ve faiz yönünden temerrüt tarihi olan 13/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) ile diğer davalı …’dan (Diğer Davalı Yönüyle kaza tarihi olan 18/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
c)18/12/2017 Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının mahrum kaldığı 5.980,13 TL bakıcı gideri maddi zararının davalı … (… yönünden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak ve faiz yönünden temerrüt tarihi olan 13/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) ile diğer davalı …’dan (Diğer Davalı Yönüyle kaza tarihi olan 18/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
d)18/12/2017 Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının mahrum kaldığı 2.500,00 TL SGK tarafından karşılanmayan, zorunlu, belgeye bağlanamayan tedavi gideri maddi zararının davalı … (… yönünden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak ve faiz yönünden temerrüt tarihi olan 13/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) ile diğer davalı …’dan (Diğer Davalı Yönüyle kaza tarihi olan 18/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Davacının MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ ile;
a)18/12/2017 Tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle takdiren 15.000,00 TL manevi davacının uğradığı davalı …’dan kaza tarihi olan 18/12/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.623,29 TL. karar ve ilam harcından, dava açılırken alınan 341,73TL. peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.281,56‬TL. karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (Davalı … nin (96.598,44/111.598,44 oranında) 6.302,84 TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, bakiye 978,72TL den diğer davalı … ‘un sorumlu olduğuna,)
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre (111.598,44/196.598,44) hesaplanan 570,71TL’nin davacıdan, 749,29TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (Davalı … nin (96.598,44/111.598,44 oranında) 648,58TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, bakiye 100,71‬ TL den diğer davalı … ‘un sorumlu olduğuna,)
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 341,73TL peşin harç, 6,40 TL. vekalet suret harcı olmak üzere toplam 392,53‬ TL.’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … nın (96.598,44/111.598,44 oranında) 339,77 TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, bakiye 52,76‬ TL den diğer davalı … ‘un sorumlu olduğuna,)
6-Davacı tarafından yapılan 865,6‬0 TL. posta, tebligat ve adli tıp gideri, 750,00 TL. bilirkişi ücreti gideri, 1.616,10 TL maluliyet raporu fatura gideri olmak üzere toplam 3.231,70TL yargılama giderinin haklılık oranına (111.598,44/196.598,44) göre hesaplanan 1.834,46TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı … nın (96.598,44/111.598,44 oranında) 1.587,89TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olduğuna, kalan miktardan diğer davalı … ‘un sorumlu olduğuna,)
7-Davacı vekili yararına AAÜT ne göre maddi tazminat yönünden hesaplanan 13.126,85TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı vekili yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalı … ‘dan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin e-duruşma sistemiyle yüzüne karşı davalıların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2022

Katip Hakim