Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/409 E. 2022/153 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … 0Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Fatura konusu iş ve alacağın traktör tamiratından kaynaklandığını, müvekkilinin … yetkili servisi olarak davalı şirkete ait … model traktör’ün tamirini yapmak üzere davalı şirket ile anlaştığını, davalı şirkete ait arızalı traktörün çekici ile müvekkile ait servise getirildiğini, traktörde yapılan incelemede şanzıman basıncının sıfır bar olduğunu, bazı parçaların kırık ve aşınmış olduğunun tespit edilerek değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına dair 10/05/2019 tarihli iş emri formunun davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket ile değişmesi gereken parçaların ve fiyatlarına dair teklif formunda mutabık kalındığını, davalı şirketin teklif formunda belirtilen parçaların değiştirilmesini ve parçaların fiyatları ile işçilik bedelini kabul ettiğini, bu hususun ihtarlarla da sabit olduğunu, traktörün arızasının eksiksiz bir şekilde giderildiğini, gerekli parçaların değiştirildiğini, traktörün yürür hale getirilerek davalı şirkete teslim edildiğini, çalışır vaziyette teslim hususunda tarafların mutabık olduğunu, davalı şirketin ihtarlarında traktörü teslim alıp açılıştırdıktan sonra yeniden arızalandığını bu durumun yanlış malzeme kullanılmasından kaynaklandığını ve ayıplı ifa olduğunu idda ederek ödeme yapmadığını, müvekkilinin yaptığı hizmetin bedelini faturalandırdığını ve dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalı şirketin faturaya itirazlarının hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, kanunda belirtilen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığını, karşılıklı ihtarlar sonrası ödeme yapılmaması üzerine davalı şirket aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine davalı şirketin itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenlerle 17.504,02 TL asıl alacak için Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte takibin devamını, davalı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Fatura konusu iş ve alacağın traktör tamiratından kaynaklandığı iddiasının hukuki ve somut dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkiline ait traktörün tamir ve onarım için davacı tarafa verildiği, davacı tarafın eksik ve ayıplı hizmet ifası ile tam ve eksiksiz olarak tamir edilmediğini, değişmesi gereken parçaların takılmadığını, traktörün davacı mahallinden alınarak tarla arazisine götürüldüğünde kilitlendiğini ve tarlada çalıştırılmadığını, davacının tam ve eksiksiz teslim ettiğine ilişkin gereken şartları, yükümlülüğü özeni gösterdiğini ispat edemediğini, 01/07/2019 tarihinde Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yaptıklarını, … D.İş Esas sayılı dosyası ile traktördeki ayıplı, eksik ve yanlış ifayı 24/07/2019 tarihli bilirkişi makine mühendisi tarafından hazırlanan raporla tespit ettirildiğini, bu nedenlerle davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddini, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
00I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Ta0raflar arasında görülmekte olan davanın, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/06/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Asıl ve karşı dava ile birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemlerine ilişkindir.

Tanımından da anlaşılacağı gibi eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenicinin sözleşmeden doğan asli borcu bir eser meydana getirerek bunu iş sahibine teslim etmektir (818 s. BK.m.355; 6098 s. TBK.m.470). Meydana getirilerek iş sahibine teslim edilen eserin “ayıpsız” olması gerekir. Kanun ayıbın açık tanımını vermemiştir. Ancak ayıbın ağırlığı konusunda bir sıralama yapmıştır. Kanuna göre eserin “…iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı” olmasını, “aşırı masraf gerektirmemesi halinde onarımın mümkün olması” halinden ayırmıştır (818 s. BK.m.360/I-II; 6098 s. TBK.m.475/1-3).
Öğretide ağırlıkla benimsenen tanıma göre; meydana getirilen eserin sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımaması ya da dürüstlük kuralına göre eserde bulunması gereken niteliklerden yoksun olması halinde eserin ayıplı olduğu kabul edilmektedir (… , s.634; … : Yargıtay Kararlarına Göre Müteahhidin Teslimden Sonra İnşaatdaki Noksan ve Bozukluklardan Doğan Mesuliyeti, … (1989-1990), S.1-4, s.157 vd.; … .: İstisna Sözleşmesinde İş Sahibinin Ayıba Karşı Tekeffülden Doğan Hakları, Ankara 2009, s.65).
Öte yandan yüklenicinin eser meydana getirip teslim etme borcunun karşısında, eser sözleşmesinin iş sahibine yüklediği edim “bedeli ödemek”tir (818 s. BK.m.355; 6098 s. TBK.m.470).
Sözleşmenin koşulları ya da özelliğine göre daha sonra ifa hakkı bulunmadıkça, karşılıklı edimler içeren sözleşmelerde, sözleşmenin ifasını isteyen tarafın öncelikle kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir (818 s. BK.m.81; 6098 s. TBK.m.97). Eser sözleşmesinde de yüklenicinin bedelin ödenmesini istemesi, eseri ayıpsız biçimde teslim etmesi ya da etmeye hazır olduğunu bildirmesi koşuluna bağlıdır. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir (… : Türk Hukukuna Göre İstisna Sözleşmesinde Ücret ve Tabi Olduğu Hükümler, İstanbul 1999, s.193-194).

Yüklenici bu ilkenin aksine davranmış ise, başka deyişle ruhsat ve gerekli izinleri almaksızın binayı tamamlamışsa iş bedeline hak kazanamaz. Böyle bir durumda yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi eğer mümkünse proje ve ruhsat eksiklerinin giderilmesine bağlıdır. Aynı şekilde iş sahibi de projesi ve ruhsatı olmayan bir inşaatta mevcut eksiklik ve kusurlu işlerin giderim bedelini isteyemez.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/10/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasındaki ilişkinin aynı makine ile ilgili daha önceki ilişkiler ve somut olay için yapılan yazışmaların ve e-maillerin içerikleri gözetildiğinde, birleşen iradenin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, eser sözleşmelerindeki garanti edilen sonuç ve yüklenicinin bağımsız hareket etmesi unsurları üzerinde tarafların birleştiği, hizmet sözleşmesinin unsurlarının somut olayda bulunmadığı, davacı-yüklenicinin ücrete hak kazanabilmesi için eseri ayıpsız ve sözleşmeye uygun teslim etmesi gerektiği halde, davacı yanca bozuk olan makinaların kartlarının tamir edilip çalıştırılamadığı, davacının tamir için gönderdiği uzmanın giderlerini davalıdan talep edemeyeceği, aksi yönde bir anlaşmanın bulunduğunu davacının ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/11/2012 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davada, davalı şirkete ait iş makinesinin tamir ve bakımı karşılığında düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsili talep ve dava edilmiştir.

Dava, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.

O halde ön sorun olarak akdin varlığını ispat yönünden davacıya olanak tanınmalı, araç tamiri hususu araştırılmalı, gerektiğinde bilirkişi tetkiki yaptırılıp bu sorun halledilmeli, akdin varlığının tespiti halinde ise davacı tarafından düzenlenmiş olan fatura münderecatı ile araç üzerinde yapılan işlemlerin kadri maruf olup olmadığı incelenmelidir.” denilmiştir.
4.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 01/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, ayıplı araç tamiri nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür.
Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır. Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir. Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/03/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması ile birlikte yüklenici, eseri imal etme, iş sahibi ise ücret ödeme borcu altına girmektedir. Taraflar aksini kararlaştırmadıkları sürece yüklenici işin tesliminde ücrete hak kazanacaktır. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu’nun 474/I. maddesinde açık ayıplar yönünden iş sahibinin eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek yükümlülüğü getirilmiştir. Aksi halde, yani iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK.nın 477/2). Gizli ayıplar yönünden ise, iş sahibi, gecikmeksinin yükleniciye bildirmek zorundadır. Bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK. 477/3).” denilmiştir.
6.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 10/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava; eser sözleşmesi gereğince ödenmediği ileri sürülen bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla iş sahibi aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi içinde eseri, imar, fen ve sanat kuraları ile tekniğine uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmesi gerekmektedir. Bu şekilde bir teslim yok ise yüklenici iş bedeline hak kazanamayacaktır.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı Mustafa Demirbaş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
8.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda uygulanması gereken ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 359-363. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 474- 478) ayıplı işler hakkında uygulanır. Bu maddelerde yer alan düzenlemelere göre yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için eserin teslim edilmiş olması ve teslim edilen eserin ayıplı olması, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmamış olması, iş sahibinin eseri muayene ve ayıbı ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek eseri açık ya da zımnen kabul etmemiş olması gerekir.
Eserin ayıplı yapılması sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup; ayıp, açık ve gizli olabileceği gibi maddî ve hukukî ayıp şeklinde de olabilir.
Açık ayıp, eserin teslimini müteakip makul süre içinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilecek ayıptır.
Gizli ayıp ise, basit bir kontrol ve muayene ile tespit edilemeyen, eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıptır.
Maddî ayıplar, açık veya gizli ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen, ancak yapılmamış olması nedeniyle karşı tarafça fark edilen projenin onaylatılmaması, yapı kullanma izin belgesinin alınmaması gibi hukukî ayıplar vardır. Maddî ve hukukî ayıpların da tıpkı açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbar edilmesi zorunludur.” denilmiştir.
9.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Kötü niyet tazminatı, takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi, takibin kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır ve bu hususun borçlu tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Öğreti ve Yargıtay uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı kötü niyetli kabul edilmelidir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, tüm dosya kapsamına göre kötü niyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığı gibi, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu da kanıtlanabilmiş değildir. Mahkemenin gerekçesinde belirtilen “alacağın likit olduğu” yönündeki kriter, kötü niyet tazminatı için değil, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için belirlenen bir ölçüttür. Hal böyle olunca, davalının kötü niyet tazminatı talebi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan yazılı gerekçeyle kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCESİ
Davalı 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacirdir. Davacının ise gerçek kişi olması sebebiyle yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı çerçevesinde gerçek kişi tacir olup olmadığı hususunda araştırma yapılmış, dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Meram Vergi Dairesinin 02/04/2020 tarihli müzekkere cevabından bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve tacir olduğu tespit edilmiş ve dolayısıyla eldeki davanın ticari dava olduğu ve Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davalıya ait traktörün tamiri hususunda değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli iş emri formu ve davacı tarafından yapılan işlemler hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından edilmerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, yapılan işin ayıplı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatlarından ve amir kanun hükümlerinden anlaşıldığı üzere Araç tamir ve bakım sözleşmeleri 6098 Sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleri anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
Adı geçen kanunun 470. maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür.
Yüklenicinin sözleşme gereğince kararlaştırılan ücrete hak kazanabilmesi için taahhüt ettiği işi ayıpsız ve sözleşmeye uygun yerine getirmesi gerekmektedir. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir.
Mahkememizce taraflar arasında ihtilafa konu traktöre ilişkin tüm bilgi ve belgeler getirilmiş, davacı tarafından yapılan işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise niteliği hususunda alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 03/09/2021 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Yapılan işin şanzıman sökülüp iş kısmı incelendiğinde yağ basıncı yapan parçaların kırık ve aşınmış olduğu, davacı tarafından oringler, güneş dişli, şanzıman contaları, yağ kapağı gibi önemli parçaların mevcut olmasına rağmen değiştirilmediği, eksik yapılan işlemlerin davalı tarafından fark edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından değiştirilmesi gereken parçaların değiştirilmemesi sebebiyle arızanın yenilenmiş olabileceği, davacı tarafından işin tam ve eksiksiz yapılmaması, kullanılan malzemelerin olmaması, montajının doğru yapılmaması sebepleriyle traktörün yeniden arızalandığı, aracın 14/05/2019 tarihinde teslim edildiği, mevcut arızanın ise 10 gün sonra meydana geldiği, tamiratı yapılan şanzımanın 15 günlük sürede arızalanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yeni onarım görmüş şanzımanın aynı kısmından yeniden arızalanmasının kullanıcı tarafından yapılması ihtimalinin çok düşük olduğu, davacı tarafından yapılan hizmetin ayıplı olduğu rapor edilmiştir.
Detayı yukarıda verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere bilirkişinin yapmış olduğu teknik tespitlerden ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
6098 Sayılı Kanunun 477/3. Maddesi gereğince eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkması halinde işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.
Dosya içerisinde yer alan T.C. İzmir . Noterliğinin 24/06/2019 Tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesiyle davalının, yapılan işte sonradan meydana gelen ayıbı davacıya ihtar ettiği ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında görülmekte olan davanın, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında davalıya ait traktörün tamiri hususunda değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli iş emri formu ve davacı tarafından yapılan işlemler hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından edimlerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, yapılan işin ayıplı olup olmadığı hususlarında olduğu, araç tamir ve bakım sözleşmelerinin 6098 Sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleri anlamında eser sözleşmesi niteliğine haiz olduğu, yüklenicinin sözleşme gereğince kararlaştırılan ücrete hak kazanabilmesi için taahhüt ettiği işi ayıpsız ve sözleşmeye uygun yerine getirmesi gerektiği, işin ayıplı olması halinde iş sahibinin ayıplı eseri teslim almaya zorlanamayacağı, bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcun da muaccel olmayacağı ve ayıp giderilinceye kadar ödemede bulunmaktan kaçınabileceği, dosya içerisinde yer alan ve detayı yukarıda verilen 03/09/2021 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan hizmetin ayıplı olduğunun rapor edildiği, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere bilirkişinin yapmış olduğu teknik tespitlerden ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalının 6098 Sayılı Kanunun 477/3 maddesi gereğince T.C. İzmir . Noterliğinin 24/06/2019 Tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesiyle yapılan işte sonradan meydana gelen ayıbı davacıya süresinde ihtar ettiği ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında ifade edildiği üzere alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi, takibin kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır ve bu hususun borçlu tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Dava konusu olayda davacı tarafından hizmetin verilmiş olması lakin tamiratın ayıplı olup olmadığı hususunun muhakemeyi gerektirmesi ve tüm dosya kapsamına göre kötü niyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığı gibi, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu da kanıtlanabilmiş olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 215,41 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan ‬134,71‬ TL harcın kararımız kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 419,90 TL keşif harcı gideri, 850,00 TL bilirkişi ve yol ücreti olmak üzere toplam 1.269,9‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip … Hakim …