Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/292 E. 2021/443 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI:
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin …E. sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı sonrası dosya mahkememize intikal etmiş olup mahkememizde görülmekte olan İstirdat Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile geçmişte karşılıklı alışveriş yapmakta olduğunu, 2014 yılında karşılıklı olarak yaptıkları ticari bir alış veriş sonrasında müvekkilinin davalı firmaya borcuna karşılık olarak 3 adet çek verdiğini ve çek bedellerini ödeme tarihlerinde davalıya ödediğini, davalı ile arasındaki ilişkinin güvene dayanması nedeniyle ödemeye ilişkin herhangi bir belge almadığını, her iki firmanın aralarında geçen bazı ticari anlaşmazlıklardan dolayı birbirleri ile çalışmayı bıraktığını, aradan 2 yıl geçtikten sonra davalı tarafından müvekkili aleyhine bu 3 adet bonoya dayalı olarak takip başlatıldığını ve müvekkilinin de borcu ödediğinden dolayı böyle bir borca itiraz etmediğini, tarafların muhasebe kayıtları ve defterleri incelendiğinde zaten ödemenin daha önce yapıldığının anlaşılacağını, takibin kesinleşmesi üzerine davalı taraf vekiline 24/07/2018 tarihinde …aracılığı ile yine 45.208,51-TL ödeme yaptığını bu ödemenin mükerrer olduğunu, bu nedenle müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına konu edilen bonolardan dolayı borçlu olmadığından ödenen bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olup Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davacı tarafın fazla ödemesi olmadığını, bu nedenle müvekkilinin dava konusu olan takibi açtığını, davacının iddialarının TMK.’nun 2. Maddesine aykırı olduğunu, taraflar tacir olup basiretli davranmak zorunda olduklarını, buna göre de tüm kayıt ve belgelerin yazılı ve resmi olmasının zorunlu olduğunu, davacının fazla ödeme iddiasını yazılı ve resmi belgelerle ispatlamak zorunda olduğunu, bu nedenle de davacı şirketin haksız ve mesnetsiz davasının reddini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava 2. kez ödendiği iddia edilen bedelin istirdadı davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası nedeniyle icra tehditi altında 2. kez ödeme iddiası ile verdiğini söylediği dava konusu meblağı geri isteyip istemeyeceği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, ödemeye ilişkin belgeler, Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ve tüm belgeler celbedilmiş ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
10/03/2020 tarihli SMMM bilirkişi raporunda özetle; Taraflara ait 2014 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde her iki yanın yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu ve delil kabiliyetini haiz olduğu, 30/03/2016 tarihli olan 28.854,10-TL’nin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, icra dosyasına yapılan ödemeler ve davalı avukatına yapılan ödemeler fazla ödeme kabul edildiğinde davacının davalıdan 48.208,51-TL alacaklı olabileceği, anlaşmazlık konusunun 28.854,10-TL olması nedeniyle davalı vekilinin bu bedel kadar bakiye talep edebileceği, ancak davalı vekilinin 30.947,86-TL asıl alacak için takip başlattığı, davalı vekilinin yaptığı tahsilat sonrasında davacının davalıya borcunun kalmadığının tespit edildiği ifade edilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazların sunulması üzerine özellikle de davacı vekilinin dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar da değerlendirilmek suretiyle dosyanın başka bir SMMM bilirkişisine tevdi edilerek dosyaya sunulan rapor ve tüm dosya kapsamı tetkik edilmek suretiyle davacının davalıdan geriye isteyebileceği herhangi bir bedel olup olmadığı var ise miktarının hesaplanması suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş olup sunulan 20/11/2020 tarihli raporda özetle; Dava konusunun davalı ile davacı arasındaki ticari ilişki çerçevesinde asıl alacak tutarı olan 30.947,86-TL tutarlı fatura bakiyesine ilişkin ve işlemiş faiz alacağının tahsili için davalı şirketin davacı şirkete takip başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacı şirket tarafından icra dosyasına yatırılan 45.208,51-TL’nin mükerrer ödendiği noktasında toplandığı, defter kayıtları arasında fark olan 28.854,10-TL’nin davacı firma ticari defterlerinde makbuz ile ödenen açıklaması olduğu, ancak bu işlemin gerçekliğine ilişkin dosyaya muteber bir belge sunulmadığı, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre 7.000,00-TL ve üzeri tahsilat ve ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığı ile yapılması gerektiği, bu nedenle davacı şirketin davalı şirkete takip tarihi itibarı ile 28.854,10-TL borçlu olduğu, davacı şirketin Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında asıl alacak olan 30.947,86-TL ve ferileri için toplamda 48.208,51-TL ödediği, davacı şirketin 30.947,86-TL-28.854,10-TL=2.093,76-TL fazladan ödeme yaptığı ve bu bedeli geriye isteyebileceği ifade edilmiştir.
Yapılan itirazlar üzerine dosya bu defa yine farklı bir SMMM bilirkişiye verilmiş olup sunulan 29/03/2021 tarihli raporda ise özetle; 30/03/2016 tarihinde davacı tarafından “MK ile ödenen” açıklaması ile ticari defterlerinde kayıtlı 28.854,10-TL’nin belgesi bulunur ya da bu ödeme mahkemece kabul edilir ise davacının davalıya borçlu olmaması gerektiği ve ödemiş olduğu 48.208,51-TL’nin davacıya iadesi gerektiği, şayet 28.854,10-TL ödemenin yapılmış olduğu kabul edilmez ise davacı şirketin davalı şirkete takip tarihi olan 03/06/2016 tarihi itibarı ile 28.854,10-TL borçlu olduğu, davacı şirketin Konya . İcra Müdürlüğünün ..Esas sayılı dosyasında asıl alacak 30.947,86-TL üzerinden takip yaptığı, davacı şirketin 30.947,86-TL-28.854,10-TL=2.093,76-TL fazladan ödeme yaptığı ve bu bedeli geriye isteyebileceği ifade edilmiştir.
Akabinde dosya icra hesapları konusunda uzman bilirkişiye verilerek 29/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun özellikle sonuç bölümündeki 2 nolu bendi nazara alınarak icra takip tarihi olan 03/06/2016 tarihinde davalı şirketin davacı şirketten 28.854,10-TL alacaklı olmasına rağmen , 30.947,86-TL ve işlemiş faiz üzerinden Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takip yapması nedeniyle davacının davalıya ne miktarda asıl alacak ve feriler bakımından fazla ödeme yapmış olduğunun (harç, masraflar, faiz vekalet ücreti vs) hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş olup sunulan 31/08/2021 tarihli raporda özetle; 28.854,10-TL alacak için takip başlatılmış olsa idi davacı/borçlu şirketin 24/07/2018 tarihi itibarı ile ödemesi gereken dosya borcunun 45.968,53-TL olacağı, ancak davacı/borçlu şirket 48.208,51-TL ödeme yaptığına göre fazladan yapılan ödemenin 2.239,98-TL olduğu ifade edilmiştir. Sunulan rapor hüküm kurmaya elverişli görülmekle hükme de esas alınmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde her iki yanın ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu, kapanış tasdiklerinin de olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de müstakil olarak açılan istirdat davasında böyle bir talebe hükmedilmesi mümkün değildir. Şayet menfi tespit davası açılır ve yargılamada tedbiren takibin durdurulmasına karar verilir ve bu cihetle alacaklı alacağını geç almak mecburiyetinde kalır ve dava da reddedilir ise, bu halde davalı-alacaklı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi icap edecektir. Ancak dava doğrudan istirdat davası olarak açılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davacının daha önce ödediğini iddia ettiği bedelin tekraren Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası nedeniyle yeniden ödenmek zorunda kalınması nedeniyle istirdadı talep edilmiş, alınan raporlar ve dosya kapsamına göre davacının davalıya 2.239,98- TL fazla ödeme yaptığı ve bu bedeli ödeme tarihi olan 24/07/2018 tarihinden itibaren geriye isteyebileceği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-) 2.239,98- TL fazla ödemenin 24/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Peşin alınan 772,05-TL harçtan alınması gereken 153,01-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 619,04-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan başvuru harcı 35,90-TL, peşin harç 153,01-TL olmak üzere toplam 188,91-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.239,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.385,91-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)-Davacı tarafından yapılan 159,90-TL posta-tebligat gideri ve 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.259,90-TL yargılama giderinden haklılık oranına (2.239,98/45.208,51 ) göre hesaplanan 111,97-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 30/09/2021

Katip Hakim