Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2022/722 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı tarafından müvekkili … İletişim aleyhine 122.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkilinin davalıya senetleri ciro eden …’a hiçbir borcu bulunmadığını, şirket kayıtları incelendiğinde müvekkilinin herhangi bir şekilde lehtar görünen kişiye borcu olmadığının görüleceğini, müvekkili şirketle lehtar arasında müvekkili şirketin borçlu hale getirecek herhangi bir mal ve hizmet alışverişi olmadığını, bu hususta şirket defterleri ve kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, müvekkilinin 2017 yılında 2 ortaklı bir limited şirket olduğunu, ortakların … ve … olduğunu, müvekkili şirketin yetkili müdürleri …, … ve … olduğunu, ortak ve müdür sıfatına haiz … ve müdür … 20.10.2017 tarihinde müvekkili şirketle ilişkilerini bitirmeleri üzerine tarafların birbirlerinden hak ve alacakları olmadığına dair tutanak ve belge düzenlediklerini, dava konusu senedin şirketin eski ortak ve müdürlerinden olan … tarafından kocası … lehine keşide edildiğini, … ve … ın gerçeğe aykırı şekilde kötüniyetli olarak müvekkili şirketi borçlu hale getirmeye çalıştıklarını, ayrıca Lehtar … ın şirket müdürlerinden birisi olduğunu, …, …, ciranta ve Davalı … nin yakın arkadaş olduklarını ve senedin sahte olarak düzenlendiğinden müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından haberdar olduklarını, …, …, ciranta ve davalı … nin sahte senedin düzenlenmesinden icra takibine koyulmasına kadar birlikte hareket ettiklerini, bu sebeple alacaklı olarak görünen hamilin iyi niyetinden bahsetmenin mümkün olmadığını, bu hususun tanık beyanları ve telefon kayıtları ile orataya çıkacağını, keşideci, lehtar ve cirantaların telefon kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, … ve … tarafından kendilerinin müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacaklarının kalmadığını, müvekkili şirketin hiçbir borcu olmadığını gösterir yazılı belge mevcut olduğunu, bu belgenin senedin düzenlenme tarihinden sonra imzalanmış olmasının dahi senedin gerçeği yansıtmadığının ispatı olduğunu, karı koca müvekkili şirketten haksız kazanç sağlamak amacıyla takibe konu senedi birlikte düzenlediklerini ve yakın arkadaşlarına ciro ettiklerini, müvekkili şirketin borçlu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte ibra tarihinden önce keşide edilen ve ödenmediği iddia edilen senetten bu yazılı belgede hiç bahsedilmemesi senedin sahte olarak düzenlendiğini açıkça ortaya koyduğunu, bu sebeple senetteki tüm yazı ve imzaların hangi tarihte, kimler tarından yazılıp imzalandığını gösterir kriminal rapor alınmasını talep ettiklerini, ayrıca senet üzerindeki barkottan senedin basım tarihi ve senetle ilgili diğer hususların araştırılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve bu nedenle Konya . İcra Müdürlüğü … E. sayılı takip dosyası ile takibe konulan senedin iptalini, takdir edilecek teminat karşılığında takibin, hacizlerin, satış işlemlerinin durdurulmasını, icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının kötü niyetli olması sebebiyle % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili … nin müvekkili … ‘den keşidecisi … Digital, lehdarı … olan, 12.05 2017 düzenleme tarihli, 27.07.2017 ödeme tarihli 122.000 TL bedelli bonoyu oğlu olan … adına tahsile ve icraya koyduğunu, … ve oğlu … arasındaki ciro ilişkisinin bir iç ilişki olduğunu, kıymetli evrak hukuku bakımından davacı tarafı ve üçüncü kişileri ilgilendiren bir sorun bulunmadığını, baba oğul arasındaki iç ilişkinin ilgili alacak ve borcun doğmadığı veya konusuz kaldığı anlamına gelmediğini, keşideci olan davacının ve ciranta olan diğer davalı …’ın müvekkillerine karşı sorumluluğunun devam ettiğini, diğer davalı … ile davacı şirket arasındaki alacak verecek ilişkilerini müvekkillerinin bilmediğini, bilebilecek durumda da olmadıklarını, fakat dava dilekçesinden anladıkları kadarıyla … ın belirli bir süre davacı şirketin müdürlük görevini ifa ettiğini, …’ın şirket müdürlüğü görevinden kaynaklı bir alacağı olduğu için ilgili şirketten bono almış olabileceğini, ya da başka bir ilişkiden kaynaklı alacağı doğmuş olabileceğini, esasında bu hususların da taraflarını ilgilendirmediğini, taraflarını kambiyo ilişkisinde ciranta konumunda olduğunu, tarafların birbirlerine karşı ileri sunduğu def’ilerin tarafların kendilerini bağladığını, müvekkillerinin taraflar arasındaki bu def’ilerden dolayı herhangi bir hak kaybına uğratılmaya çalışılmasının kambiyo hukukuna aykırı olduğunu, TBK 202/2’ye göre, “iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.” denilmekte olduğunu, ilgili emredici kanun maddesi gereğince davacı şirketin müvekkili …’ye karşı sorumluluğunun devam ettiğini, ayrıca doktrine ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; Devralan kendisi tarafından bilinmeyen borçlardan da sorumlu olduğunu, taraflar arasında bazı borçlardan olunmayacağı şeklindeki bir sözleşme de sadece iç ilişkide hüküm ifade edeceğini, üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, netice itibariyle şirketi devreden kişilerin ilgili bu borcu devralandan saklamışlarsa bu durumun kendi iç ilişkilerinde ileri sürülecek bir rücu davasının konusu olduğunu, müvekkillerine karşı hem devredenin hem de devralanın hem de ciranta olan …’ın sorumluluklarının devam ettiğini, davacı tarafın devreden tarafından ilgili bu bononun kendilerine haber verilmemesinden ötürü ilgili senedin sahte olduğunu iddia ettiklerini, davacının müvekkillerine yönelik bu ithamları tamamen soyut ve afaki olduğunu, nitekim müvekkillerinin Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numaralı dosyasında imza ve yazı örnekleri verdiklerini, yapılacak tahkikat ve yargılama neticesinde ilgili bonodaki imzaların ve yazıların müvekkillerine ait olmadığının da sübut bulacağını, bu nedenlerle usule ve esasa aykırı açılmış bulunan işbu davanın reddini, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ın cevap dilekçesi ile özetle; … San.Tic.Ltd.Şti. yi eşi olan … adına kurulmuş bir şirket olduğunu, bu şirketin yönetim işlerini vekaleten kendisinin gördüğünü, daha sonra bu şirkete … ın %50 hissesini satın alarak ortak olduğunu, …’ın ortak olmasıyla birlikte şirketin yönetim müdürlüğüne … ın atandığını, şirketin tüm hisselerinin 20.10.2017 tarihinde tamamen …’a devredildiğini, fakat devirden önce 12.05.2017 tarihinde şirketin kendisine olan borcu nedeniyle şirketten davaya konu 122.000TL değerinde senedi aldığını, bu senedi alma sebebinin şirket üzerine şu an plakasını tam olarak hatırlayamadığı … marka aracı devretmesinden dolayı olduğunu, şirket kayıtları incelendiğinde de görüleceğini, şirket üzerinde kayıtlı … marka bir araç görüleceğini, şirkete devredilen bu aracın şahsına ait bir araç olduğunu, bu senedi şirketin kendisine olan araba borcundan dolayı aldığından ve şirketin şahsına borcu olduğundan gerek şirket ortağı …’ın gerekse şirket müdürü …’n bilgileri ve haberleri olduğunu, bu senedin varlığından haberdar olmalarına rağmen haksız ve kötüniyetli olarak bu davayı açtıklarını, şirketten aldığı bu senedi borcu olan …’ye borçları karşılığında verdiğini, … ile şahsı arasında süre gelen işleri ve borçları olduğunu, ilgili senedin tamamen usulüne uygun ve geçerli bir senet olduğunu, davacının senedin sahte olduğuna dair beyanlarının gerçek dışı olduğunu, açıkladığı nedenlerden dolayı davanın reddini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile özetle; Davalı … ın cevap dilekçesindeki aleyhe olan hususların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davalı …’ın şirket üzerine … aracı devretmesinden dolayı şirketin kendisine borcu olduğu iddiasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davalıya senetleri ciro eden …’a hiçbir borcu bulunmadığını, bu hususun …’ın 15/11/2018 tarihinde imzalı beyanıyla da ortada olduğunu, hem … hem de …’ın müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı olmadığını beyan ve taahhüt ettiğini, cevap dilekçesinde sözü edilen BMW aracı davalı … ın şirkete kendisinin kattığını daha sonra yine kendisinin üvey kardeşi …’e kağıt üzerinde satış işlemi göstererek devrettiğini, dolayısıyla müvekkili şirketle lehtar arasında müvekkili şirketi borçlu hale getirecek herhangi bir mal ve hizmet alışverişi olmadığını, ayrıca şirketin merkezinen Denizli olduğunu dava konusu senetle ilgili bütün işlemlerin Konya’da yapılmasınında hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ortak ve müdür sıfatına haiz … ve müdür … ın 20.10.2017 tarihinde müvekkili şirketle ilişkilerini bitirmeleri üzerine tarafların birbirlerinden hak ve alacakları olmadığına dair tutanak ve belge düzenlediklerini, bu belgenin senedin düzenlenme tarihinden sonra imzalanmış olmasının dahi senedin gerçeği yansıtmadığının ispatı olduğunu, karı koca müvekkili şirketten haksız kazanç sağlamak amacıyla takibe konu senedi birlikte düzenlediklerini, illetten mücerret senet içerik açısından gerçeği yansıtmadığını, …, …, ciranta ve davalı … nin yakın arkadaşı ve senedin sahte olarak düzenlendiğinden müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından haberdar olduklarını, …, …, ciranta ve Davalı … sahte senedin düzenlenmesinden icra takibine koyulmasına kadar birlikte hareket ettiklerini dolayısıyla açıkça kötü niyetli olduklarını, bu hususun tanık beyanları ve telefon kayıtları ile ortaya çıkacağını, izah edilen ve resen tespit olunacak sebeplerle davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, Davalılar … ve …’nin diğer davalı … ile müvekkil şirket arasındaki alacak verecek ilişkilerini bilmediği yönündeki iddiaların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, …, …, ciranta ve Davalı … yakın arkadaştır ve senedin sahte olarak düzenlendiğinden, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından haberdar olduklarını, …, …, ciranta ve davalı … nin sahte senedin düzenlenmesinden icra takibine koyulmasına kadar birlikte hareket ettiklerini, bu hususun tanık beyanları ve telefon kayıtları ile ortaya çıkacağını, illetten mücerret senet içerik açısından gerçeği yansıtmadığını, izah edilen ve resen tespit olunacak sebeplerle davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davaya ve T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 12/05/2017 Keşide Tarihli, 27/07/2017 Ödeme Tarihli, 122.000,00 TL tutarlı bono yönüyle davacının davalılara borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu maddeler birlikte dikkate alındığında defi kavramının; senedin hükümsüzlüğüne ilişkin defiler, senet metninden anlaşılan defiler ve senedin önceki hamillerinden biriyle mevcut ilişkiden doğan defiler şeklinde üçlü bir ayırıma tabi tutulduğu söylenebilir.
Klasik bir ayrım olarak ise defilerin, etkili olduğu kişiler açısından mutlak ve nispi defiler olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtilmelidir. Geçersizlik defileri ve senet metninden anlaşılan defiler olarak karşımıza çıkan mutlak defiler, kambiyo senedini ödemekle yükümlü olan şahsın kendisinden senet bedelini talep eden her hamile karşı ileri sürebileceği defilerdir. Nispi defiler ise, aynı zamanda şahsi defi olarak da adlandırılırlar ve adından da anlaşılacağı üzere herkese değil sadece belli bir senet alacaklısına karşı ileri sürülebilirler. Türk Ticaret Kanunu’nun yukarıda değinilen ilgili hükümleri incelendiğinde şahsi defilerin, borçlu ile önceki hamiller arasında doğrudan doğruya mevcut münasebetlere dayanan defilerden oluştuğu görülmektedir. Kural, bu defilerin müracaatta bulunan hamillere karşı ileri sürülememesi ise de istisnası senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlidir (TTK. 571/II, 599/I, 737/II).” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmiştir. Dosyaya sunulan delillerden davalı-hamil …’nın iş bu bonoyu davacının zararına olacak şekilde bile bile devraldığı hususunun ispatlanamadığı gözetilmeksizin onun yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece davalı yararına asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. İİK.nun 72/4. maddesinde “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmü bulunmaktadır. Anılan yasa hükmü dikkate alındığında somut olayda işbu dosya kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibi durdurulmadığına göre alacaklının alacağını geç almış bulunduğu ve bu nedenle zarara uğradığından söz edilemez. Öyle olunca mahkemece, koşulları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davalı yararına tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olması sebebiyle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla işin esasına geçilmiştir.
2.TAKİP DOSYASININ İNCELENMESİNDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde takip alacaklısının …, takip borçlularının … Ltd. Şti, … ve … olduğu, takip dayanağının 12/05/2017 Keşide Tarihli, 27/07/2017 Ödeme Tarihli, 122.000,00 TL tutarlı bono olduğu, takip alacaklısının 122.000,00 TL alacak aslı, 19.748,96 TL takip öncesi işlemiş faiz ve 366,00 TL komisyon olmak üzere 142.114,96 TL üzerinden takibe başladığı anlaşılmıştır.
3.DAVA VE TAKİBE DAYANAK BONONUN İNCELENMESİNDE; Takibe dayanak bononun incelenmesinde keşidecisinin … Ltd. Şti, keşide tarihinin 12/05/2017, vade tarihinin 27/07/2017, bedelinin 122.000,00 TL, lehtarı ve 1. Cirantasının …, ikinci cirantasının … ve son hamilinin ise takip alacaklısı … olduğu, 6102 Sayılı TTK’nın 776 ve devamı maddeleri gereğince bononun kambiyo vasfına haiz olduğu ve şeklen ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
4.TARAF İDDİALARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE;
a-Davacı, dava ve takip konusu bononun dava dışı … tarafından şirketi temsile yetkili olduğu zaman zarfında kötüniyetli olarak eşi olan … adına keşide ettiği, akabinde kötüniyetli olarak diğer davalılara ciro edilerek takibe geçildiğini iddia etmiştir.
b-Davalı … dava konusu bononun şirkete devretmiş olduğu … araç dolayısıyla alacağına karşılık olarak kendisine düzenlenerek verdiğini, bu senedi ise borçlarına karşılık olarak …ye ciro ettiği yönünde savunmada bulunmuştur.
Davalılar … ve … ise söz konusu bononun asıl hak sahibi olan … tarafından tahsil amacıyla babası olan …’ye ciro edildiğini, bu durumun kendi iç ilişkileri olduğunu, bononun …’ın şahsi borçlarına istinaden kendilerine ciro edildiğini, … ile davacı arasındaki ilişkiyi bilmediklerini, iyiniyetli üçüncü kişi olduklarını, tarafların kendi aralarındaki şahsi defilerini iyiniyetli olarak kendilerine karşı ileri süremeyecekleri yönünde savunmada bulunmuşlardır.
5.CEZA SORUŞTURMASI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Davacı tarafından eldeki dava ile birlikte T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığına davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulduğu, T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma … Karar sayılı soruşturmasında davalılar hakkında 16/09/2019 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği, kararın ise 20/07/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
6.TARAF DELİLLERİNİN TOPLANMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ;
a-Davalı …’ın dava konusu bononun … marka aracın davacı şirkete satışı sebebiyle düzenlendiğine ilişkin iddiaları üzerine ilgili aracın plakası temin edilmiş, satışa konu aracın … plakalı araç olduğunun tespiti üzerine Türkiye Noterler Birliğinden söz konusu aracın tescilden günümüze kadar devrine ilişkin kayıtları celp edilmiştir.
b-Mahkememizce ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı şirkete ait kuruluşundan günümüze kadar ana sözleşmesi, şirkete dair hisse devir sözleşmesi, temsile yetkili kişiler ve bunlara ilişkin ticaret sicil gazetesi ilanları dosyamız arasına kazandırılmıştır.
c-Mahkememizin 10/05/2022 Tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince davacı şirket şirkete ait ticari defter ile belgelerin bulunduğu yer temin edilerek dosya Ticari İşletme ve Şirketler Muhasebesi alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiş, davaya konu senet ile senedin tanzimine dayanak … plakalı araç dolayısıyla davacının ticari defter ve belgelerinde herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
d-29/10/2022 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu, defterlerin kendi içerisinde birbirini doğrular mahiyette olduğu, 6102 Sayılı TTK ve 6100 Sayılı HMK hükümleri gereğince sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, dava konusu senede ilişkin olarak ticari defter ve belgelerde herhangi bir kayıt olmadığı, … plakalı aracın davalı … tarafından değil davalının eşi olan ve o tarihte davacı şirkette hisse sahibi olan …’a ait olduğu ve satışın … tarafından gerçekleştirildiği, satışın 10/04/2017 tarihinde kayıtlara işlendiği, satış bedelinin 70.000,00 TL olarak gösterildiği, satışın senet karşılığı değil de vadeli cari olarak yapıldığı, …’ın hissesini devretmeden önce davacı şirket adına kayıtlı olan aracı dava dışı …’e 04/10/2017 tarihinde sattığı, araç satışından doğan alacağını ise bu satıştan elde edilen bedelden mahsup ettiği, hisse devir tarihi itibariyle dava dışı …’ın davacı şirkete 8.911,00 TL borçlu olduğu rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
7.NETİCE;
A-DAVACININ … YÖNÜYLE AÇMIŞ OLDUĞU DAVASI YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Davalı …’ın davacı şirketin eski yetkili müdürü olduğu, dava dışı …’ın ise davacı şirketin eski ortağı, eski yetkili müdürü ve davalı …’ın eşi olduğu, …’ın şirketteki hissesini devrettiği, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığına dair dosya içerisinde yer alan 20/10/2017 tarihli tutanak ve ibranın düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı … ve eşi …’ın davacı şirket ile hukuki ilişkilerini sona erdirmeleri akabinde şirketi temsile yetkili oldukları tarihi kapsar biçimde dava konusu bononun dava dışı … tarafından davacı şirket adına eşi olan eski şirket müdürü … lehine tanzim edildiği ve ciro yoluyla diğer davalılara geçtiği anlaşılmıştır.
Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile davalı …’ın cevap dilekçesinde dava konusu senedin … plakalı aracın satış bedeline istinaden düzenlendiği iddiası karşısında senedin tanzimine dayanak taraflar arasındaki temel ilişki Mahkememizce araştırılmaya başlanılmıştır.
Mahkememizce yapılan araştırma neticesinde … plakalı aracın davalı … tarafından değil davalının eşi olan ve o tarihte davacı şirkette hisse sahibi olan …’a ait olduğu ve satışın … tarafından gerçekleştirildiği, satışın 10/04/2017 tarihinde kayıtlara işlendiği, satış bedelinin 70.000,00 TL olarak gösterildiği, satışın senet karşılığı değil de vadeli cari olarak yapıldığı, …’ın hissesini devretmeden önce davacı şirket adına kayıtlı olan aracı dava dışı …’e 04/10/2017 tarihinde sattığı, araç satışından doğan alacağını ise bu satıştan elde edilen bedelden mahsup ettiği, hisse devir tarihi itibariyle dava dışı …’ın davacı şirketten herhangi bir alacağı olmadığı gibi 8.911,00 TL borçlu olduğu anlaşılmış, bir başka ifade ile bononun tanzimine dayanak temel ilişki dolayısıyla davalı …’in herhangi bir alacağı olmadığı ve davacı şirketin bu bono sebebiyle lehtar … herhangi bir borcu olmadığı anlaşılmış, davacının, T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 12/05/2017 Keşide Tarihli, 27/07/2017 Ödeme Tarihli, 122.000,00 TL tutarlı bono yönüyle, bonoda lehtar olarak görünen …’a borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı …’ın bononun keşide edildiği tarih itibariyle davacı şirketten herhangi bir alacağı olmaması, gerek kendisinin gerekse de dava dışı diğer ortak olan eşi …’ın incelenen ticari defterler gereğince bu durumu biliyor olması, yine senedi tanzim edenin davalı …’in eşi olan … olması, incelenen ticari defterlerde aracın şirket adına kayıtlı iken dava dışı 3ç kişiye satılarak buna ilişkin bedelin mahsup edilmesi, dava dışı …’nin davacı şirketten alacaklı olması bir yana borçlu olması, bu sebeple davacıyı iş bu davayı açmaya zorlayan zorlayan takibin haksız ve davalı …’in açıklanan gerekçelerle kötü niyetli olduğuna kanaat edilmekle Davacının 2004 Sayılı Kanunun 72/5 maddesine göre talep etmiş olduğu tazminat talebinin kabulü ile takip konusu bono tutarının %20’si oranında hesaplanan 24.400,00 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
B-DAVACININ DAVALILAR … VE … YÖNÜYLE AÇMIŞ OLDUĞU DAVASI YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve 6102 Sayılı TTK’nın 778/1-a maddesi delaletiyle bonolar hakkında uygulanacak olan 687/1 maddesi gereğince şahsi defi mahiyetinde olan bedelsizlik iddiasının hamilin senedi iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâli dışında herkese değil sadece belli bir senet alacaklısına karşı ileri sürülebileceği, bu hususun ispatının ise davacı/senet borçlusunda olduğu, somut olayımızda gerek soruşturma dosyası gerekse de dava dosyamız çerçevesinde davalılar İbrahim Ethem Temizce ve …’nin dava konusu bonoyu davacı şirketi zarara uğratmak kastıyla bilerek diğer davalı …’den aldığına ilişkin olarak dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, baba oğul olan davalıların bonoyu tahsil amacıyla ciro ve temlik etmesinin davacı açısından kötüniyetli hareket ettiklerine dair bir delil olarak kabul edilemeyeceği de anlaşılmakla davacının bu davalılar yönüyle açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de 6100 Sayılı Kanunun 226/1-c maddesi gereğince yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıaların yemine konu olamaması sebebiyle davacının yemin hakkına dayanamayacağı değerlendirilmiş ve bu hakkı hatırlatılmamıştır.
Her ne kadar davalı tarafından yasal süre içerisinde 2004 Sayılı İİK’nın 72/4 maddesi gereğince davacı aleyhine kötüniyet tazmınatı hükmolunması talep edilmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibi durdurulmadığına göre alacaklının alacağını geç almış bulunduğu ve bu nedenle zarara uğradığından söz edilemeyeceğinden talebin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A)Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
B)1-Davacının … VE … yönüyle açmış olduğu menfi tespit davasının AYRI AYRI REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalıların 2004 Sayılı İİK’nın 72/4 maddesi gereğince talep etmiş oldukları tazminat taleplerinin AYRI AYRI REDDİNE,
C)1-Davacının … yönüyle açmış olduğu davasının KABULÜ İLE;
2-Davacının, T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 12/05/2017 Keşide Tarihli, 27/07/2017 Ödeme Tarihli, 122.000,00 TL tutarlı bono yönüyle, bonoda lehtar olarak görünen …’a borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-Davacının 2004 Sayılı Kanunun 72/5 maddesine göre talep etmiş olduğu tazminat talebinin kabulü ile takip konusu bono tutarının %20’si oranında hesaplanan 24.400,00 TL’NİN DAVALI …’DAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME;
1-Alınması gereken 8.333,82TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 2.083,46TL harcın mahsubu ile bakiye 6.250,36TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 44,40 TL başvuru harcı, 2.083,46TL peşin harcı olmak üzere toplam 2.127,86‬TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı 900,00TL bilirkişi ücreti, 6,40TL vekalet harcı, 498,4‬0TL posta, tebligat ve talimat gideri olmak üzere toplam 1.404,8‬0TL yargılama giderinden davalılar … ve … yönünden yapılan 50,20TL mahsup edildiğinde kalan 1.354,60TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 19.300,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … ve … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 19.300,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … ve …’ye verilmesine,
6-Davalılar … ve … tarafından sarfedilen 12,80TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip … Hakim …