Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/164 E. 2022/85 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası evveliyatında mahkememizin … Esas sırasında kayıtlı iken dava konusu edilen … ile ilgili davanın sözü geçen dava dosyasından ayrılmasına ve ayrı bir esas sırasına kaydına karar verilmekle, asıl dosyadaki lüzumlu belgelerin örneklerinin dosyamız arasına konulduğu anlaşılmakla, ayırma kararına konu dava mahkememizin önce … Esas sırasına kaydedilmiş mahkemece yapılan yargılama neticesi verilen karar Konya BAM . HD.’nin … E., … K. Sayılı ve 11/04/2019 tarihli kaldırma kararı sonrasında bu defa … E. Sayılı numarayı almış olup yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin meskenlerinin en geç bitirilenlerinin 1995 yılı sonunda teslim alındığını, 1993’te noter huzuruyla kuraları çektirildiğinden diğer hak sahipleri gibi müvekkilinin de kendisine ait ikinci kısım inşaatındaki … Blok … nolu … tipi küçük dubleks meskenine haklı zilyed olduğunu ve bugüne kadar da anılan meskenin müvekkilinin tasarufunda bulunduğunu, davalı kooperatifin 14/11/1996’dan sonraki yönetiminin müvekkilini taciz anlamına gelecek şekilde tarafgir tutum takınıp bunu sürdürdürdüklerini, bu sebeple iş bu çıkarma kararının kaçıncı olduğunu hatırlamadıklarını, müvekkilinin borcu olmadığını, ancak davalı kooperatif tarafından müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olduğuna dair birinci, sonrada ikinci ihtarnameleri gönderip sonra da çıkarma kararını verdiklerini, davalı kooperatifin müvekkilinin hak sahibi olduğu meskenin ferdi tapusunu vermeye yanaşmadıklarından müvekkilinin 30/05/2016 tarihinde mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davalı kooperatifin müvekkilinin yaptığı ödemeleri hesaba katmadığını ve müvekkiline yüksek miktarda borç çıkardığını ve bu borca yüksek miktarda faiz uyguladığını, davalı kooperatifin iddia ettiği asıldan ve temerrüd faizinden doğduğunu iddia ettiği alacaklarını icra takibi yapma yolunu izlemesi gerektiğini, ancak davalı yönetimin bu yola başvurmadan yasaya aykırı olarak çıkarma kararı aldığını, davalı kooperatifin yirmi bir yıl önce biten, sadece genel giderler için toplanan aylık 100,00 TL civarındaki aidatlarını zamanında ödemediği için müvekkilini ortaklıktan çıkardığını, dava konusu çıkarma kararının üstün hukuk normlarına aykırılık sebebiyle yok hükmünde olduğundan bahisle, öncelikle davalı kooperatifin kesin hükme kadar Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicilden terkinin engel olacak içerikte ve yine kesin hükme kadar müvekkili yerine ortak alınmasına engel olacak içerikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına dair 28 numaralı 20/07/2016 tarihli Yönetim Kurulu Kararının iptalini, müvekkili …’ın davalı kooperatifin bir adet ortaklığı olduğunu ve yine Noter huzurunda çektirilen kurada payına isabet eden … , … , … Mah. … pafta, … ada, … parsel numaralı arsanın üzerindeki küçük dubleks meskenlerden … Bloktaki … bağımsız bölüm numaralı 1998’den bu yana haklı zilyedi de olduğu anılan meskenden yasal öncelik hakkına sahip olduğunun tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı kooperatife yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatif genel kurullarınca alınan aidat kararları doğrultusunda kooperatif üyelerinin aidat ödemelerini düzenli olarak yapmalarının yasal zorunluluk olduğunu, aksi takdirde sabit gelirli üyelerin dayanışması esasına dayanan kooperatiflerin amacına ulaşması ve varlığını sürdürebilmesinin mümkün olmadığını, davacının kendisine karşı husumetle davranıldığı düşüncesinin hiçbir hukuki ve ahlaki dayanağının olmadığını, davacının genel kurul kararlarını ciddiye almadığını ve aidat ödeme sorumluluklarını yerine getirmediğini, aidatlarının ödenmesi hususunda davacının defalarca uyarıldığını, 12/05/2014 tarihinde asıl aidat borçlarını hemen ödemesi halinde gecikme faizi alınmayacağını ve adına tapu tahsisinin yapılacağının bildirildiğini, ancak davacının aidat ödememe tavrının devam ettiğini, bunun üzerine Kooperatif Yönetim Kurulunun Yasa ve Anasözleşme hükümleri kapsamında Temmuz 2006 ile Nisan 2016 tarihleri arasında aidat ve gecikme faizi borçlarını ödemesi, aksi takdirde ihraç edileceği ihtarı yapıldığını ve neticeten ihraç kararı alındığını, davacının yüksek oranlı faiz yürüttüğü iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle, davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve yargılama safhasındaki vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava, … Yönetim Kurulu’nun 20/07/2016 tarih ve 28 sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalı kooperatiften ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının kanuna uygun olup olmadığı ve buna dayalı olarak bu kararın iptalinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden kooperatif ana sözleşmesi, tüm genel kurul tutanakları, Konya 14. Noterliğinden ihtarnameler, tebliğ şerhleri ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde mahkememizin 18/10/2018 tarih ve … E., … K. Sayılı ilamı ile davacının davalı kooperatiften ihracına ilişkin yönetim kurulunun 20.07.2016 tarih ve 28 nolu kararının iptalini talep ettiği, davalı kooperatif tarafından gönderilen 1. İhtarnamede borç miktarının 4.369,43-TL asıl alacak 5.222,05-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.591,48-TL olarak gösterildiği, 2. ihtarnamede borç miktarının ise 4.119,43-TL asıl alacak 5.068,30-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.187,73-TL olarak gösterildiği, ihtarnamelerdeki borç miktarlarının farklı olduğu, ( Her ne kadar davalı tarafça ilk ihtarnamedeki miktar Konya .Noterliğinin 31/05/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarneme ile düzeltilerek davacıya yeniden ihtar çekilmişsede karar verilirken bu hususun sehven gözden kaçırıldığı ) her ne kadar ilk ihtarnamedeki borç miktarı düzeltilmiş kabul edilse bile davacıya bir ay ara ile farklı borç miktarını gösteren ihtarneme çekilmesinin davacının ne kadar borcu olduğu hususunda tereddüte yol açacağı, ayrıca bilirkişinin belirlediği borç miktarı ile ihtarnamelerdeki borç miktarlarının farklı olduğu, bu ihtarnamelere dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği anlaşıldığından davanın kabulüne yönelik olarak hüküm kurulmuştur.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine mahkememizce verilen karar Konya BAM . HD.’nin … E., … K. Sayılı ve 11/04/2019 tarihli ilamı ile kaldırılmıştır.
Kaldırma ilamında özetle; Kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali davalarında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı usulü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilerek tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığı belirlenerek yargılamanın sonuçlandırılması gerektiği, ihtarlara konu borcun gerçek borç olup olmadığının denetlenmesi gerektiği, 10.4.1992 gün ve … esas ve … sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile kararın gerekçesi ve hüküm fıkrası arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında mahkememizce yapılan değerlendirmede 16/01/2018 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; Kooperatifin kuruluşundan 1. İhtarnameye esas olan Nisan 2016 ayı dahil davalı kooperatife ödemesi gereken aidat tutarının 13.957,58-TL olarak tespit edildiği, davacının davalı kooperatif ticari defterlerine ihtarnameye esas olan tarih itibari ile yatırmış olduğu aidatın 8.934,00-TL olarak tespit edildiği, ihtarnameye esas olan Nisan 2016 sonu itibari ile davacının davalı kooperatife 5.023,58-TL tutarında borç aslının bulunmakta olduğu,
Davalı kooperatifin, davacı Üye …’a Temmuz 2006- Nisan 2016 dönemine ait 4.119,43-TL asıl aidat ve hesaplanmış 5.068,30-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.187,73-TL borcu bulunduğunu ihtar ettiği, davalı kooperatifin ihtarnamelerde belirttiği borç aslı ile gerçek borç arasında fahiş bir farklılık bulunmadığı, davalı kooperatifin ana borca, Borçlar Kanunu 120/2. Maddesi gereği işlettiği faizin kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğu, ancak davalı Kooperatifin, aidatlarını geç ödeyen üyelere, aidat ödemesinin son tarihinden itibaren ödedikleri tarihe kadar ödemesi gereken aidata faiz işlettiği hususunda herhangi bir yevmiye maddesinin tespit edilemediği, bu hususun üyeler arasındaki eşitliği bozup bozmayacağının Sayın mahkemenin takdirinde olduğu ifade edilmiştir.
1163 sayılı kooperatifler Kanunu Madde 16 – (Değişik birinci fıkra: 6/10/1988 – 3476/4 md.) “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.” Hükmünü amirdir.
Yine Kanunun 27. Maddesi “Ortakların yüklendikleri paylar için ödiyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” hükmünü havidir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da görüleceği üzere, ihtarnamelerde istenen borcun gerçek borcu yansıtması gerektiği, ayrıca gönderilen ihtarnamelerde anaparanın hangi aylara ve kaçar liralık aidat borçlarına ait olduğu hususunun da yazılı olması gerektiği, bu yoksa ihtarnameye hesap tablosunun eklenmesinin icap ettiği, istenen anaparanın hangi aylara ait kaçar liralık aidat olduğu hususunun belirlenmesinin ortağın yapılan hesabı denetleyebilmesi bakımından şart olduğu gibi, ihtarnamede faiz de istenmiş olduğundan, bu faizin ortak tarafından denetlenebilmesi için, aidatların hangi aylara ait kaçar liralık aidat olduğunun açıklanmış olmasının da şart olduğu, bu nedenle ihraç için gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun ve geçerli ihtarnameler olmadığı, bu ihtarnamelere dayalı olarak alınan ihraç kararının iptali gerektiği ifade edilmiştir.
Kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali davalarında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı usulü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilerek tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığı belirlenerek yargılama sonuçlandırılmalıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı yanca davalı Kooperatiften ihracına ilişkin olarak davalı kooperatif yönetim kurulunun 20/07/2016 tarih ve … nolu ihraç kararının iptalini haiz işbu davada davalı kooperatif tarafından gönderilen 1. İhtarnamede ( bilahare düzeltilen ) borç miktarının 4.119,43-TL asıl alacak 5.068,30-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.187,73-TL olarak gösterildiği, 2. ihtarnamede de borç miktarının 4.119,43-TL asıl alacak 5.068,30-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.187,73-TL olarak gösterildiği, her iki ihtarnamede de aynı rakamların gösterildiği, ancak bilirkişi raporuna göre davacının ihtarnameye esas olan Nisan 2016 sonu itibari ile davalı kooperatife 5.023,58-TL tutarında borç aslının olduğu, dolayısı ile ihtarnamelerdeki rakamlarla gerçek durumun örtüşmediği, öte yandan davalı Kooperatifin, aidatlarını geç ödeyen üyelere, aidat ödemesinin son ödeme tarihinden itibaren ödedikleri tarihe kadar ödemesi gereken aidata ne oranda faiz işleteceği hususunda herhangi bir yevmiye maddesinin defterlere göre tespit edilemediği, ayrıca gönderilen ihtarnamelerde anaparanın hangi aylara ve kaçar liralık aidat borçlarına ait olduğu hususunun da yazılı olması gerektiği, bu yoksa ihtarnameye hesap tablosunun eklenmesinin icap ettiği, ortağın yapılan hesabı denetleyebilmesi bakımından bu hususun şart olduğu, ancak bu hususun da kooperatif tarafından ihtarnamelerde yerine getirilmediği, bu nedenle ihraç için gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun ve geçerli ihtarnameler olmadığı kabul edilmekle bu ihtarnamelere dayalı olarak alınan ihraç kararının iptali gerekeceği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-)Davacının davalı Kooperatiften ihracına ilişkin olarak davalı kooperatif yönetim kurulunun 20/07/2016 tarih ve … nolu ihraç kararının iptaline,
2-)Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 51,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 356,00-TL bilirkişi ücreti ve 212,00-TL posta – tebligat gideri olmak üzere toplam 630,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 01/02/2022

Katip … Hakim …