Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/160 E. 2021/652 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 15/05/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı … aleyhine 5.000,00TL bedelli Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosya ile açmış oldukları dosyada verilen kararın kesinleştiğini, anılan dosyada alınan bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin 2015 yılının 11. ayına kadar yapmış olduğu fazla ödeme bedelinin 286.688,06TL olarak tespit edildiğini, tespit edilen bedelden kesinleşmiş mahkeme kararı ile ödenen bedel düşüldükten sonra kalan bakiye alacaklarının tahsili için Konya 9. İcra Müdürlüğünün 2019/3599 esas sayılı dosya ile açılan takibe davalı vekilince itiraz edildiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, alacaklarının alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalının itirazlarının haksız olduğunu beyanla davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 12/06/2019 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davanın ek dava niteliğinde olup kök davada verilen kararın kesinleştiğini bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesini, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlarının haksız olup kabul edilemeyeceğini beyanla talepleri gibi açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 29/05/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu dava önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada verilen kararın hatalı olduğunu yapmış oldukları temyiz taleplerinin de gerekçelendirilmeden reddedildiğini, anılan davada alınan bilirkişi raporunun hukuki dayanağı olmadığını, ilgili kanun ve yönetmelikler dikkate alındığından alınan raporun uygun olmadığını, bu hususta emsal niteliğinde Yargıtay kararları da olduğunu, davacının açmış olduğu davanın haksız olduğunu, alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminat talebinin de hukuki bir dayanağının olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 28/06/2019 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde açılan davanın ek dava olduğu, kök davanın kesinleştiği bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği iddiasına karşı cevap dilekçelerinde de talep ettikleri gibi kök davada alınan bilirkişi raporu verilen kararın açık bir şekilde usul ve yasaya aykırı olduğunu, çözülmesi gereken anlaşmazlığın teknik bilirkişi raporu ile değil hukuki bir husus olduğunu, bu nedenle bilirkişinin yetkisi dışında yorumuna dayalı olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, davalı … Genel Müdürlüğünden davaya konu aboneliklere ait bilgi, belge ve ödenen fatura bedelleri celp edilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilerek hesap raporu alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava abonelik sözleşmesi kapsamında haksız olarak indirimli tarife uygulanmaması nedeniyle fazla ödenen fatura bedellerinin itirazın iptali yoluyla tahsili istemine ilişkindir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı 26/05/2016 tarihli karar ile aynı alacağa istinaden açılan 5.000,00TL değerindeki kısmi davanın kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay . Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı 07/05/2018 tarihli onama kararı ve de Yargıtay . Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı 23/01/2019 tarihli karar düzeltme isteğinin reddi kararı ile kesinleşmiştir.
Dava konusu alacağın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görülen kısmi davanın fazlaya ilişkin kısmı olduğunda tereddüt bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulaması gereği kısmi davadaki kabule ilişkin hükmün kesinleşmesi halinde kesinleşen kısım aynı alacağa ilişkin daha sonra açılan ek dava için kesin delil mahiyetindedir. Buradan hareketle davacıya normalde Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi uyarınca indirimli tarife üzerinden fatura düzenlenmesi gerekirken normal tarifeye göre fatura düzenlenmesinin usulsüz ve haksız olduğu sonucuna varılarak fazla ödenen fatura bedellerinin davalı su idaresinden tahsilinin istenebileceği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesini ıslah ettiği 08/10/2019 tarihli dilekçesi ile, somut olayda davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak açıldığını ve bu davalarda TBK’nun 82. maddesine göre davacının geri isteme hakkının olduğunu öğrenmesinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğunu, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına 02/05/2016 tarihinde sunulan bilirkişi raporuyla davacı isteme hakkı olduğunu öğrenmesine rağmen maddede düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmesi nedeniyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Somut olayda taraflar arasında abonelik sözleşme ilişkisi bulunmakta olup davanın TBK’nun 146 (BK’nun 125) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı kararında; ” ……Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle BK. 125. (yeni TBK 146) maddesi gereğince 10 yıldır. …mahkemece mevcut sözleşme ilişkisi nedeniyle BK. 125. (yeni TBK. 146) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, yersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiş, bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir… gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Mahkemece; davacının sözleşme sırasında davalıdan 6,00 TL teminat bedeli aldığı, davacı tarafından 2,86 TL asıl alacağın yatırılan teminattan mahsup edilerek alacağın tahsil imkanı bulunduğu, bu şekilde tahsili yoluna gidilmediği, 6.731,72 TL gecikme cezası tahakkuk ettirildiği, davacı idarenin kusurlu olduğu, alacağını tahsil imkanı bulunduğu halde bunu kullanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Somut olayda, dosyaya sunulan gecikme cezası oluşum tablosundan geç ödenen çok sayıda fatura olduğu, faturaların son ödeme tarihlerinin 22/07/1992 tarihinden 05/02/2004 tarihine kadar devam ettiği, davacı kurumun 11/02/2011 tarihinde icra takibi başlattığı, davalının zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır. Uyulan bozma kararında değinildiği gibi sözleşme ilişkisi nedeni ile 10 yıllık zamanaşımı uygulanacağından icra takip tarihinden geriye doğru değerlendirme yapılması ve son ödeme tarihi 11/02/2001 tarihinden önce olan faturalardan doğan alacağın hesaplanmaması gerekmektedir… “
Bu itibarla dava konusu faturalardaki son ödeme tarihlerinin hiçbirisinin üzerinden takip tarihi itibariyle 10 yıl geçmemesi nedeniyle davalı vekilinin zamanaşımı itirazları kabule değer görülmemiş ve işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce davalı … ihtilaf konusu … , … , … abone nolu davacı şirkete ait abonelik dosyaları ve 2012 yılı Ocak ayından 2015 yılı Aralık ayına kadar olan dönemlere ilişkin faturaların ödeme tarihini gösterir şekilde ödeme listeleri celp edilmiş, hesap bilirkişisinden taraflar arasındaki kesinleşen hüküm uyarınca yapılan 5.000,00TL’lik ödeme düşülmek suretiyle kalan kısım ve dönemlere ödeme tarihlerinden itibaren kademeli faiz uygulanarak rapor aldırılması yoluna gidilmiştir.
Bilirkişinin dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 28/12/2020 tarihli raporunda, dava konusu aboneliklere istinaden yapılan fazla ödemelerin 277.134,79TL olduğunu, kademeli faiz uygulanması suretiyle her bir fatura için yapılan ödemeden sonra takip tarihi olan 18/03/2019’a kadarki toplam faiz tutarının 125.479,34TL olduğunu, faizi ile birlikte kesinleşen 5.000,00TL’lik bedel düşüldükten sonra kalan alacağın 402.614,13TL olduğu tespiti yapılmıştır.
Taraflar arasındaki kesinleşen mahkeme kararı, yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu icra takibine yapılan itirazın tümden haksız olduğu kanısına varılarak davanın kabulü yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
Dava konusu alacak likit olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibe; ödeme emrinde belirtilen şekilde aynen devam olunmasına,
2-Kabul edilen alacağın %20’sine tekabül eden 72.518,82TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 24.768,80TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 4.379,24TL ve icra müdürlüğüne yatırılan 1.812,97TL harcın toplamı 6.192,21TL harcın mahsubu ile bakiye 18.576,59TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Harçlar Kanunun 29. maddesi gereğince davacı alacaklının icra müdürlüğüne yatırdığı binde beş tahsil harcı mahkeme harçlarına mahsup edildiğinden bu hususun icra müdürlüğünce resen dikkate alınmasına,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40TL başvuru harcı, 6,40TL vekalet suret harcı, 4.379,24TL peşin nispi harç, 1.812,97TL icra müdürlüğüne yatırılan harç, 600,00TL bilirkişi ücreti ve 136,90TL posta-tebliğat gideri olmak üzere toplam 6.979,91TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 33.831,59TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Başkan Üye Üye Katip