Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2023/391 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ: … (Bayram Tatili Dolayısıyla)

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket … Tic. A.Ş. arasında 26.06.2015 tarihinde “Reklam Veren – Reklam Ajansı Hizmet ve İşbirliği” bayilik sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, işbu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin yerine getirmesi gereken bütün edimleri yerine getirdiğini fakat karşı tarafın sözleşme ile yerine getirmeyi taahhüt etmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve sözleşmenin 7. maddesi gereği kesilen hizmet faturalarını da ödememiş olduğunu, bunun üzerine kendileri tarafından Konya . İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine 27.11.2018 tarihinde icra takibi başlatılmış ise de davalı tarafından takibe imza, yetki ve borç yönünden yapılan itirazlar nedeniyle takibin durmuş olduğunu, ancak davalı yanın itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı yanla akdedilen sözleşme gereği müvekkili şirketin, davalı şirketin logo tasarımı, kurumsal
kimlik kitabı tasarımı, kurum içi ve kurum dışı tüm basılı antetlerin ve materyallerin hazırlanması, muhasebe evraklarının kurumsal yapıda hazırlanması, iki farklı versiyon katalog tasarımı, sunum-antet tasarımı, kurumsal metnin hazırlanması ve çeviri hizmeti, postalama hizmetleri, marka tanıtım takviminin oluşturulması, vizyon toplantılarına katkı sağlama, fotoğraf çekimi, web site arayüz görsel
tasarımı, web site temel ve yönetim yazılımı işlerini gerçekleştirmiş olduğunu, ancak yapılan bu işlere karşılık davalı yan tarafından, müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen işlerin matbaaya hazır olacak şekilde gönderilmediği, metin içerikli işlerde bekledikleri randımanı alamadıkları ve işlerin zamanında teslim edilmediği iddiaları ileri sürülmek suretiyle sözleşmede kararlaştırılan ödemelerin yapılmamış olduğunu, davalı yanın yalnızca sözleşme ön ödemesi olan 16.400,00 TL + KDV’yi ödediğini, diğer aylara ilişkin ödemeleri ise gerçekleştirmemiş olduğunu, oysaki davalı-borçlu ile kararlaştırılan sözleşme bedelinin 61.500,00 TL + KDV olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin kurumsallaşma ve marka tasarımları konusundaki gerekli tüm tasarımlarını % 90 oranında tamamlamış olmasına rağmen davalı şirketin çeşitli bahaneler ileri sürerek, sözleşme bedelini ödemekten kaçındığını ve sözleşmeyi feshetmeye yönelik hiçbir girişimde de bulunmamış olduğunu, yine davalı taraf ile akdedilen sözleşme gereği tv, radyo ve film yapımlarının müvekkili şirketin hizmet bedeline dahil olmadığını, anlaşma sırasında da bu durumun müvekkili şirket tarafından beyan edilmiş olduğunu, davalı şirketin kendisinden sözleşme bedeli talep edilince ürünleri beğenmediğini ileri sürmenin yanı sıra bir de ürünlerin kendilerine zamanında teslim edilmediğini ileri sürmüş olduğunu, bu iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davalı yanın hiçbir haklı gerekçe sunmaksızın müvekkili şirkete olan borcunu ödememiş ve sözleşmeye ilişkin fesih beyanı da sunmamış olduğunu, bu durumda davalı şirketin TBK hükümleri
gereği temerrüde düşmüş sayılmakta ve müvekkili şirketin bu durum nedeniyle uğramış olduğu bütün zararlarını karşılamasının gerekmekte olduğunu, izah olunan işbu nedenlerle davalı şirketin sözleşme bedelinden kalan 52.709,00 TL’yi müvekkili şirkete ödemesinin gerektiğini, bu nedenlerle davalı-borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazının iptalini ve takibin devamını, davanın kabulünü, davalı-borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle takip durduğundan davalı-borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı-borçluya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; … İnş. Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında hayvan aşıları üretme ve bu aşıları üretmek için gerekli laboratuvarı kurma faaliyeti kapsamında tanıtıcı animasyon ve katalog yapımı konusunda görüşmeler yapılmış, bu görüşmeler sonucunda tarafların anlaşma ihtimaline binaen davacı şirketin vereceği hizmetin kalitesi ve standartları hususunda bilgi
sahibi olmak amacı ile davacı şirketin önerisi üzerine davacı şirket tarafından örnek çalışma ürünleri yapılmış olduğunu, bu örnek çalışmalar için de … İnş. Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete toplamda 26.873,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, ön çalışma için … İnş. Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete yapılan ödemelerin tespiti amacıyla banka kayıtlarının ve ticari defterlerin incelenmesi taleplerinin olduğunu, yani … İnş. Ltd. Şti. tarafından yapılan bu ödemelerin davacının dava dilekçesinde dayandığı sözleşme için değil ön çalışmalar, örnek çalışmalar ve demo ürünler için yapılmış olduğunu, davacı şirket tarafından örnek olarak hazırlanacak katalog ve animasyon tanıtım ekipmanları hazırlanırken yapılan görüşmelerde belirtilen ve … Ltd. Şti.’nin faaliyetiyle ilgili olarak bildirilen hususlar dikkate alınmadan özensizce hazırlanan ürünlerin … Ltd. Şti. tarafından yeterli görülmemiş ve davacı şirket ile sözleşme imzalanmamış olduğunu, ne … İnş. Ltd. Şti. ile ne de Tic. A.Ş. ile davacı şirket arasında akdedilmiş bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davacı yanın her ne kadar dava dilekçesinde sözleşmeye dayanmış ise de gerek Ltd. Şti. gerekse … Tic. A.Ş.’yi temsil ve ilzama yetkili kişilerce imzalanmış davalı şirket ile akdedilen bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davacının icra takibine ve davaya dayanak yaptığı sözleşmedeki imzanın şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ait olmadığını, sözleşmede mevcut imzanın şirketin rızası ve bilgisi
dışında alenen suç teşkil edecek şekilde taklit edilmiş olduğunu, sözleşmenin aslı üzerinden imza incelemesi taleplerinin olduğunu,
bir sözleşme varmış gibi hareket eden davacının, tamamen haksız kazanç elde edebilmek için hukuka aykırı olarak icra takibi başlatmış olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme varsa dahi; davacı şirketin iddia ettiğinin aksine sözleşmeden doğan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemiş olduğunu, hiçbir şekilde müvekkili şirketin logo tasarımı, kurumsal kimlik kitabı tasarımı, kurum içi ve kurum dışı tüm basılı antetlerin ve materyallerin hazırlanması, muhasebe evraklarının kurumsal yapıda
hazırlanması, iki farklı versiyon katalog tasarımı, sunum-antet tasarımı, kurumsal metnin hazırlanması ve çeviri hizmeti, postalama hizmetleri, marka tanıtım takviminin oluşturulması, vizyon toplantılarına katkı sağlama, fotoğraf çekimi, web site arayüz görsel tasarımı, web site temel ve yönetim yazılımı işlerini gerçekleştirmemiş olduğunu, davacı şirketin işin % 90’ını bitirdiğine dair iddiasının asılsız olduğunu, davacı şirketin sadece ön çalışmalar sonucunda demo ürünler yapmış ve şirkete bu ön çalışmaların karşılığı olan ücretin
ödenmiş olduğunu, davacı yan ile gerek … İnş. Ltd. Şti. gerekse … Tic. A.Ş. arasında icra takibine konu sözleşme hiçbir zaman
imzalanmamış olduğunu, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek amacı taşımakta olduğunu, bu nedenlerle davacının haksız davasının reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın: Davacı ile davalı arasında akdedilen 26/06/2015 Tarihli “Reklamveren davalı … Tic. Ltd. Şti’nin Biyoteknoloji ile üretilern ürününün/hizmetinin reklamı için verilecek hizmetlerin tanımlanması ve ne şekilde işletileceği, çalışma şekli ve koşulları, üretilen reklam eserleri üzerindeki hakların sahipliğinin belirlenmesi” işi(sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı TBK 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesine vücut verdiğine kanaat edilmiştir) gereğince davacı yüklenicinin ödenmediği iddia edilen ücretin tahsili amacıyla başlatmış olduğu ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise; davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, taraflar arasındaki 26/06/2015 tarihli sözleşmesinin akdedilip edilmediği, davacı yüklenicinin edimini yerine getirip getirmediği, davacı yüklenicinin hak kazanmış olduğu bir ücret olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/03/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece toplanan delillere göre, her ne kadar çeklerdeki imzaların raporda davacıya ait olmadığı belirtilmiş ise de, davacının savcılık aşamasındaki ikrar mahiyetindeki beyanında damat adayı olan ve kızının sözlüsü olduğunu belirttiği Murat Marzabadi’ye çekleri imzalayıp verdiğini açıkladığı, esasen imza kendisine ait olmasa bile muvafakatıyla çeki vererek dolaşıma girmesini sağladığı, daha sonra çekin rızası hilafına bu kişi tarafından hileyle alındığını ve imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek çelişkili beyanda bulunduğu, bu aşamada imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının TMK’nın 2. maddesi ile de bağdaşmadığı, bilirkişi raporunun kesin yargı oluşturmayacağı, davalılardan … takipte alacaklı görünmediği, esasen çek üzerinde cirosu mevcut ise de önceki ciranta şirket tarafından icra takibine konulduğu, çekte hak sahibi bulunmadığı, bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davacının rızasıyla çekleri verip kullandırdığı veya çekin düzenlenerek kullanılması yönünde muvafakatının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Eldeki dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, icra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesine göre HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir.
Eş söyleyişle, mahkemece davalı tarafın yetki itirazı hadise şeklinde incelenip taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun tespiti hâlinde, davanın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek TBK’nın 89/1. maddesi ve HMK’nın 10. maddesi hükümleri uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu Bursa İcra Dairelerinin de yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken; mahkemece yargı çevresi içinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Hal böyle olunca, davalının ticari defterlerinin de incelenmesi gerekmektedir. O nedenle HMK.220. uyarınca davalıya ticari defterlerini sunması için ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde davacının ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edileceğinin açıkca belirtilerek sonuçları ayrıntılı olarak belirtilmek suretiyle ihtaratlı kesin süre verilmesi, davalının defterlerini ibraz etmesi veya yerini bildirmesi durumunda bilirkişi marifetiyle inceleme yapılıp sonucuna göre, ibraz etmemesi halinde dosya kapsanıma göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan incelemeye istinaden düzenlenen rapora göre davacının davasını ispat ettiği gerekçesiyle ve dolayısıyla eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmayıp kanun yararına bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/01/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/02/2017 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Eser sözleşmelerinde kural olarak yüklenici eseri sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini, iş sahibi ise yaptığı ödemeleri ispatla yükümlüdür. Sözleşmede işin bedeli toplam olarak kararlaştırıldığından götürü bedelli sözleşmedir. Götürü bedelli sözleşmelerde hakedilen imalât bedeli ya da fazla ödeme bulunup bulunmadığının tespiti için gerçekleştirilen imalâtın işin bütününe göre fiziki oranı belirlenip, bu oran götürü bedele uygulanmak suretiyle hakedilen bedelin hesaplanması ve ödemelerle mukayese edilmesi gerekir.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nın 07.06.2006 tarih … Esas, … Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; istenebilecek alacak miktarı bilirkişi raporu da alınmak suretiyle yapılan yargılama sonucu belirlenmiştir. Bu durumda likit bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Hükmün belirtilen sebeple davalı yüklenici … Tic. Ltd. Şti lehine bozulması uygun bulunmuştur.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV DAVA ŞARTI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme 6100 Sayılı TBK’nın 470 ve davamı maddeleri gereğince eser sözleşmesi olması sebebiyle mutlak ticari davaya vücut vermemekte ise de gerek davacı gerekse de davalının 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olması ve sözleşmeye konu için ticari işletmeleriyle alakası olması sebebiyle eldeki davanın nispi ticari davaya vücut verdiği ve Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilmekle işin esasına geçilmiştir.
2.İCRA DOSYASI VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde davacı şirket tarafından davalı hakkında 52.709,00 TL alacak aslı ve 13.217,68 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.217,68 TL üzerinden 05/12/2018 tarihinde Örnek-7 ilamsız icra takibine geçildiği, davalı şirket tarafından yasal süre içerisinde borca yapılan itiraz üzerine takibin 28/12/2018 tarihinde yetki yönünden durdurulmasına karar verildiği, borçlu itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve eldeki dava tarihi nazara alındığında itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığına kanaat edilerek işin esasına geçilmiştir.
3.PASİF HUSUMET DAVA ŞARTI YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Dosya içerisinde yer alan 26/06/2015 Tarihli Sözleşmenin incelenmesinde iş sahibinin … Tic. Ltd. Şti olduğu, yüklenicinin ise … Tic. Ltd. Şti olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirket tarafından sözleşmede bahsi geçen ve icra takibinde borçlu olarak adı geçen şirketin … Tic. Ltd. Şti olmasına rağmen eldeki davanın … Tic. A.Ş’ye yöneltildiği, … A.Ş ile davacı … Ltd. Şti arasında akdedilen herhangi bir sözleşme olmaması sebebiyle … A.Ş’ye husumet yöneltilemeyeceği savunması ileri sürülmüştür.
Dosya içerisinde yer alan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 29/09/2017 Tarih ve 9419 Sayılı Gazetesinin 69. Sayfasının incelenmesinde … Tic. Ltd. Şti’nin unvan değişikliğine giderek … Tic. A.Ş unvanını aldığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir.
Yine her ne kadar davalı şirket aşamalardaki savunmalarında 26/06/2015 tarihli sözleşme altında bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla imza incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de; 26/06/2015 tarihli sözleşmenin Ajans Hizmet Bedeli başlıklı maddesinin incelenmesinde sözleşme bedelinin KDV dahil olmak üzere 75.000,00 TL üzerinden götürü bedel olarak kararlaştırıldığı, hizmet bedelinin 20.000,00 TL’sinin davacı şirkete “peşin olarak” ödeneceği, 55.000,00 TL’sinin ise aylık olarak ödemeyi taahhüt ettiği kararlaştırılmıştır. Dosya içerisinde yer alan … Bankasının 29/06/2015 Tarihli İnternet Bankacılığı üzerinden yapılan EFT’ye ilişkin dekont ayrıntısının incelenmesinde göndericisinin … Tic. Ltd. Şti olduğu, alıcısının … Dış Tic. Ltd. Şti olduğu, EFT tutarının 26/06/2015 tarihli sözleşmede kararlaştırılan peşin ödeme tutarı olan 20.000,00 TL olduğu ve EFT açıklamasında “EFT … Hizmet Sözleşmesi Peşinatı” açıklamasıyla gönderildiği, bu ödemenin taraflar arasında akdedilen 26/06/2015 tarihli sözleşme bedelinin peşinatı olan 20.000,00 TL’ye istinaden yapıldığı anlaşılmış, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/03/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davalının 26/06/2015 tarihli sözleşme gereğince peşin olarak ödemesi kararlaştırılan ücreti hizmet bedeli peşinatı açıklamasıyla davacıya göndermesi akabinde davalı şirketin unvan değişikliği sonrasında sözleşme altında bulunan imzayı inkar etmesinin 4721 Sayılı TMK’nın 2. Maddesinde yerini bulan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceğine kanaat edilmekle davalının bu yöndeki savunmasında da itibar edilmemiştir.
4.İCRA DAİRESİNİN YETKİSİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Her ne kadar davalı icra takibine itirazında Konya İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu ve Ankara icra dairelerinin yetkili olduğu yönünde savunmada bulunmuş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davalının yetki itirazının hadise şeklinde incelenmesi gerektiği, yine yukarıda izah edildiği üzere davacı ile davalı arasında 26/06/2015 tarihli akdi ilişkinin geçerli olduğu, bu sebeple eldeki davanın yüklenicinin meydana getirdiği iş sebebiyle ücret alacığına dayalı icra takibi olması sebebiyle 6100 Sayılı Kanunun 10. Maddesi ile 6098 Sayılı TBK’nın 89/1 maddesi gereğince Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğuna kanaat edilmekle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve işin esasına geçilmiştir.
5.DAVACI TARAFINDAN SÖZLEŞME GEREĞİNCE İFA EDİLEN İŞ MİKTARININ BELİRLENMESİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Mahkememizce taraflar arasında akdedildiği kabul edilen 26/06/2015 tarihli sözleşme gereğince davacının ne miktarda iş/eser meydana getirdiğinin tespiti hususunda bilirkişi heyet raporları aldırılmış, 21/09/2021 Tarihli Kök Rapor ile tarafların kök rapora itirazı üzerine alınan 10/12/2021 Tarihli Ek raporda özetle taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının yerine getirmiş olduğu iş miktarının tüm sözleşme nazara alındığında %70 oranında olduğu rapor edilmiş olup söz konusu bilirkişi kök ve ek raporunun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
6.TARAFLARIN TİCARİ DEFTER VE BELGELERİNİN İNCELENMESİNDE:
(a) Davacının Ticari Defter ve Belgelerinin İncelenmesini İçerir 26/02/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 2015 yılında gerçekleşmiş olan ticari ilişki hasıl olduğu, başkaca bir ticari ilişki olmadığı, davalı şirket ile davacı arasındaki alışverişin davalı şirketin 20.000,00 TL ödemesi ile başlamış olduğu, daha sonra davacı şirket tarafından davalı şirkete 4 seferde olmak üzere toplam tutarları 9.400,02 TL fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturalara karşılık davalı şirket tarafından davacı şirkete 2.527,00 TL daha ödeme yapılmış olduğu rapor edilmiş olup, davalı tarafından sözleşme kapsamında yapılan total ödemenin 22.527,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 22.527,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davacı tarafından toplamda 9.400,02 TL fatura düzenlenmesi sebebiyle davalı 13.126,98 TL alacaklı olarak görünmekte ise de yukarıda detayı verilen 21/09/2021 Tarihli Kök Rapor ile tarafların kök rapora itirazı üzerine alınan 10/12/2021 Tarihli Ek raporda davacı tarafından yapılan iş miktarının %70 oranında olduğu, farkın ise bakiye kalan ve yapılan iş yönüyle davacı tarafından fatura kesilmemesinden kaynaklandığına kanaat edilmiş ve %70 iş tamamlanma oranı üzerinden davacının hak ettiği ücret hesaplanmış ve bu tutardan davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilerek davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı hesap edilmiştir.
(b) Davalının Ticari Defter ve Belgelerinin İncelenmesini İçerir 26/12/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Usulüne uygun ihtara rağmen davalı şirket tarafından ticari defter ve belgelerin ibrazından kaçınılmış olup yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/01/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınarak davacının ticari defter ve belgeleri üzerinden kayıtlara itibar edilmiştir.
7.DAVALININ TEMERRÜT TARİHİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Dosya içerisinde yer alan T.C. Konya . Noterliğinin 18/02/2016 Tarih ve … Yevmiye Nolu İhtarnamesinin incelenmesinde sözleşme gereğince verilen hizmete rağmen ücretin ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından davalıya ihtar çekildiği, ihtarnamede ödenmesi gereken ücretin “3 iş günü” içerisinde belirtilen hesaba havale edilmesinin talep edildiği, söz konusu ihtarın ise davalıya 22/02/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tebliğ evrakı ve ihtarnamede verilen 3 iş günü ödeme süresi nazara alındığında davalının 25/02/2016 tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
8.HESAP RAPORU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Taraflar arasındaki sözleşmede bedelin 6098 Sayılı Kanunun 480/1 maddesi gereğince 75.000,00 TL(KDV Dahil) götürü usulü kararlaştırıldığı anlaşılmakla yapılan iş bu bedel oranlanmak(işin %70’i tamamlandığından bu oran üzerinden sözleşme bedeli oranlanarak hak edilen tutar hesaplanacak) ve davalı tarafından yapılan ödeme tutarı 22.527,00 TL’lik kabul edilip mahsup edilmek suretiyle temerrüt tarihi 25/02/2016 itibariyle davacının talep edebileceği alacak miktarının(takip öncesi işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte/icra dosyasında yasal faiz oranı talep edildiği göz önünde bulundurularak) hesaplanması hususunda İcra Ve İflas Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılmış, 21/03/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda yukarıda detayı belirtilen kalemler üzerinden yapılan hesaplama neticesinde davacının talep edebileceği alacak aslı tutarının 29.973,00 TL, takip öncesi işlemiş faiz alacağının ise 7.494,07 TL olduğu rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
9.NETİCE: Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında 26/06/2015 Tarihli “Reklamveren davalı … Tic. Ltd. Şti’nin Biyoteknoloji ile üretilern ürününün/hizmetinin reklamı için verilecek hizmetlerin tanımlanması ve ne şekilde işletileceği, çalışma şekli ve koşulları, üretilen reklam eserleri üzerindeki hakların sahipliğinin belirlenmesi” işi hususunda 6098 Sayılı TBK 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede yapılan işe rağmen kararlaştırılan ücretin ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından ilamsız icra takibine geçildiği, borca yapılan itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, 6100 Sayılı Kanunun 480/1 maddesi gereğince sözleşme bedelinin KDV dahil götürü ücret olarak kararlaştırıldığı, 21/09/2021 Tarihli Kök Rapor ile tarafların kök rapora itirazı üzerine alınan 10/12/2021 Tarihli Ek raporda ifade edildiği üzere taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacının yerine getirmiş olduğu iş miktarının tüm sözleşme nazara alındığında %70 oranında olduğu, davalının ticari defter ve belgelerinin ibrazından kaşındığı, davacının incelene defterlerinde davalı tarafından toplamda 22.527,00 TL’lik ödeme yapıldığının anlaşıldığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/02/2017 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı gereğince davalının yapmış olduğu ödemeleri ispat etmesi gerektiği, kabul edilen bu tutar dışında davalı tarafından yapılan ödemeye ilişkin bir iddia olmadığı gibi bir ispat vasıtası da sunulmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede bedelin 6098 Sayılı Kanunun 480/1 maddesi gereğince 75.000,00 TL(KDV Dahil) götürü usulü kararlaştırıldığı anlaşılmakla yapılan iş bu bedel oranlanmak(işin %70’i tamamlandığından bu oran üzerinden sözleşme bedeli oranlanarak hak edilen tutar hesaplanacak) ve davalı tarafından yapılan ödeme tutarı 22.527,00 TL’lik kabul edilip mahsup edilmek suretiyle temerrüt tarihi 25/02/2016 itibariyle davacının talep edebileceği alacak miktarının(takip öncesi işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte/icra dosyasında yasal faiz oranı talep edildiği göz önünde bulundurularak) hesaplanması hususunda aldırılan 21/03/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda davacının talep edebileceği alacak aslı tutarının 29.973,00 TL, takip öncesi işlemiş faiz alacağının ise 7.494,07 TL olduğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin alacak aslı 29.973,00 TL ve takip öncesi işlemiş faiz 7.494,07 TL olmak üzere toplam 37.467,07 TL üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
10.İCRA İNKAR VE KÖTÜNİYET TAZMİNATI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Yukrıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere eser sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının likit olmadığı ve davacının reddedilen kısım yönüyle icra takibine geçmesinde kötüniyetli olduğu da ispat olunamadığından davanın kabul edilen kısım yönüyle yasal şartların oluşmadığına kanaat edilmekle davacının icra-inkar tazminatı talebinin reddine, davanın reddedilen kısım yönüyle: yasal şartların oluşmadığına kanaat edilmekle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
11.GEREKÇELİ KARARIN YAZIM SÜRESİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE:
6100 Sayılı Kanunun 294/4 maddesinde; “Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” denilmiştir.
Mahkememizce hüküm sonucu, Mahkememizin 30/05/2023 tarihinde tefhim edilmiş olup, gerekçeli kararın (1) aylık yazım tarihinin son gününün 30/06/2023 tarihi olduğu, söz konusu tarihin ise Kurban Bayramı tatiline gelmesi sebebiyle gerekçeli kararın resmi mesai tarihinin ilk günü olan 03/07/2023 tarihinde yazılarak onay edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin alacak aslı 29.973,00 TL ve takip öncesi işlemiş faiz 7.494,07 TL olmak üzere TOPLAM 37.467,07 TL üzerinden DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b) KABUL EDİLEN KISIM YÖNÜYLE: Yasal şartların oluşmadığına kanaat edilmekle davacının icra-inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
c) REDDEDİLEN KISIM YÖNÜYLE: Yasal şartların oluşmadığına kanaat edilmekle davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.559,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 570,51TL harcın, 329,63TL icra harcının ve 225,71TL ıslah harcının mahsubu ile 1.433,53TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından karşılanan 44,40TL başvuru harcı, 570,51 TL peşin harç, 329,63TL icra harcı ve 225,71TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.170,25‬‬‬TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabulculuk ücretinin davanın haklılık oranına göre (37.467,07/65.926,68) hesaplanan 750,17 TL’nin davalıdan tahsili ile 569,83TL nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
5-Davacı tarafından karşılanan 616,95TL posta ve tebligat gideri, 2.860,00TL bilirkişi ücreti gideri, 569,90TL keşif harcı ve yol ücreti gideri, 6,40TL vekalet harcı gideri olmak üzere üzere toplam 4.053,25‬ TL ‘den davanın haklılık oranına göre (37.467,07/65.926,68) hesaplanan 2.303,52 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından karşılanan 6,40TL vekalet harcı ve 1.150,00TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 1.156,40TL nin davanın haklılık oranına göre (28.459,61/65.926,68) hesaplanan 499,20TL ‘nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00‬ TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLUNA müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip … Hakim …