Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/115 E. 2022/272 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava üzerine Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/10/2018 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesindeki iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalının … A.Ş.’ne ait toplam 720 adet hisse senedine sahip olduğunu iddia ederek ortaklık ilişkisine istinaden Federal Almanya Cumhuriyeti Hanau Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ettiğini ve alacak davası ikame ettiklerini ve ilgili mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda … /… nolu karar ile davalının yedindeki hisse senetlerinin iadesine karar verilmeksizin 4.141,46 Euro’nun yanı sıra 01/01/1999 tarihinden itibaren işleyen yıllık %4 faizi ile birlikte ödenmesine müvekkil şirket aleyhine karar verildiğini ve davalının ilgili ilamın tenfizi amacıyla Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile tenfiz davası ikame ettiğini ve mahkemece tenfiz kararı verildiğini ve kararın onanması ile birlikte davalı vekilinin hesabına toplam 8.801,33 Euro karşılığı olarak müvekkili tarafından 26.103,00 TL ödeme yapıldığını ancak davacıya ait toplamda 720 adet hisse senedine sahip olma karşılığında ödediklerini iddia ettiği bedeli yabancı mahkeme ve tenfiz kararı ile müvekkilinden geri almalarına rağmen hisse senetlerinin yedinde bulunması nedeni ile davacı müvekkili şirket ile arasındaki ortaklık ilişkisinin kendisine bahşettiği hakları kullanmaya da devam etme imkanına sahip olmaları nedeniyle Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden verilen ilam ile verilen tenfiz kararının davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu zararların bir kısmını gidermek adına davalının yedinde bulunan hisse senetlerinin davacı şirkete bedelsiz olarak aynen iadesine, senetlerin iadesinin mümkün olmaması halinde ise hisse senetlerinin dava tarihideki borsa değeri olan 6.480,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilememiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, davalıda bulunan ve hisse senedi olduğu iddia edilen belgelerin aynen iadesi, iadesi mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki borsa değerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/01/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, davacı şirket ile davalı gerçek kişi arasında herhangi bir şirket ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, suçtan kaynaklanan alacak talebi olduğu, davalının yanıltıldığı, suça maruz bırakılarak davalının şirkete para verdiği ve yabancı mahkemece kendi milli hukuku uygulanarak verilen paranın iade edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Türk Hukukuna göre anonim şirket ortaklarının verdikleri sermaye payını şirketten geri isteyemeyecekleri ve hatta anonim şirketlerin de kendi sermaye paylarını satın ve devir alamayacakları, kesinleşmiş tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamında kendi hukukundaki anonim şirketler hukuku ile değil haksız fiil hukuku hükümleri uygulanarak davalının, davacı şirketin hukuken ortağı olmadığı belirlenerek haksız fiil sonucu davalının davacı şirkete verdiği paranın davalıya iadesine karar verildiği ve böylelikle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olmayıp haksız fiil ilişkisi olduğu belirlenerek kesinleşmiş tenfiz kararı ile bu hususun Türk Hukuku’nda kesin hüküm halini aldığı, davaya konu edilen şirket hisse senetleri şirketler hukuk veya ortaklık ilişkisi nedeniyle vs değil sırf haksız fiil ilişkisi nedeniyle davalının elinde bulunduğu, şirket ile ortakları arasındaki davaya asliye ticaret mahkemelerinin bakması gerektiği, ancak şirket ortağı olmayan bir kimse ile şirket arasındaki hisse senetleri ile ilgili davaya bakmaya genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Dairemizin … E-… K sayılı ilamı ile, anonim şirket hisse senetlerine ilişkin düzenleme TTK’da yer almakta olup, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca da, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağının hükme bağlandığı, görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizce verilen 31.03.2014 gün ve … E. … K. sayılı bozma kararına karşı mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca Dairemizin 31.03.2014 gün ve … E. … K. Sayılı kararının düzeltilerek, yerel mahkemenin 09.10.2013 tarihli … E. … K. sayılı kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, davalıda bulunan ve hisse senedi olduğu iddia edilen belgelerin iadesi; iadesi mümkün olmadığı takdire ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3. Maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri ile genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, tenfize karar verilen ilamda taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinden bahsedilmeyip haksız fiil hükümlerinin nazara alındığı, davacının, tenfizine karar verilen ilam gereğince davalı yedinde kaldığı iddia edilen hisse senetlerinin iadesini, iadesi mümkün olmadığı takdire ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bedellerinin iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olmayıp, haksız fiil ilişkisi olduğu, kesinleşmiş tenfiz kararı ile bu hususun Türk Hukuku’nda kesin hüküm halini aldığı, davaya konu edilen şirketin hisse senetlerinin şirketler hukuku veya ortaklık ilişkisi nedeniyle vs değil, sırf haksız fiil ilişkisi nedeniyle davalının elinde bulunduğu anlaşılmakla, şirket ile ortakları arasındaki davaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği ancak şirket ortağı olmayan bir kimse ile şirket arasındaki hisse senetleri ile ilgili davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (Yargıtay . H.D 12/01/2017 tarih … E. … K. – 07/02/2015 tarih … E. … K.)
Somut olayda, davanın genel hükümler çerçevesinde açılmış bir istirdat davası olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 17/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, davalıda bulunan ve hisse senedi olduğu iddia edilen belgelerin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihindeki hisse senetlerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3. Maddesinde; “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı, bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri ile genel mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğunun kabul edildiği, tenfize karar verilen ilamda taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinden bahsedilmeyip haksız fiil hükümlerinin nazara alındığı, davacının, tenfizine karar verilen ilam gereğince davalı yedinde kaldığı iddia edilen hisse senetlerinin iadesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olmayıp, haksız fiil ilişkisi olduğu, kesinleşmiş tenfiz kararı ile bu hususun Türk Hukuku’nda kesin hüküm halini aldığı, davaya konu edilen şirketin hisse senetlerinin şirketler hukuku veya ortaklık ilişkisi nedeniyle vs değil, sırf haksız fiil ilişkisi nedeniyle davalının elinde bulunduğu anlaşılmakla, şirket ile ortakları arasındaki davaya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği ancak şirket ortağı olmayan bir kimse ile şirket arasındaki hisse senetleri ile ilgili davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. (Yargıtay . H.D 12/01/2017 tarih … E. … K. – 07/02/2015 tarih … E. … K.)
Somut olayda, davanın genel hükümler çerçevesinde açılmış bir istirdat davası olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Hanau Yerel(Sulh Hukuk) Mahkemesinin … … Dosya numaralı kararının incelenmesinde özetle; Davacısının …, davalısının ise …olduğu, taraflar arasında görülmekte olan davanın 8.100 DM’nin geri talep etme davası olduğu, Alman Medeni Kanununun 823. Maddesinin 2. Fıkrasının Alman Ceza Kanununun 263. Maddesi ile bağlantılı olarak davalının, davacıyı yanlış olarak gerçekte durum böyle olmadığı halde mevduatın her zaman geri ödenebileceği, yatırılan ana paranın güvencede olduğunu söyleyerek aldattığı/yanılttığı ve bir yatırım mukavelesi yapmasına sebep olduğu gerekçesiyle davacının açmış olduğu davasının kabulüne karar vermiş, söz konusu karar Alman yasalarına göre 22/07/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
2.Hanau Yerel(Sulh Hukuk) Mahkemesinin … /… -… Dosya numaralı kararının tenfizi amacıyla … tarafından açılan dava neticesinde T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/04/2014 Tarih ve … Esas-…k arar sayılı ilamıyla hükmün tenfizine karar verilmiş, söz konusu ilama karşı yapılan temyiz başvurusunun T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/11/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla reddine karar verilerek hükmün onanmasına karar verilmiş, yine davalının karar düzeltme talebinin de T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/06/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla reddine karar verilerek karar bu tarihte kesinleşmiştir.
3.5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 59. Maddesinde; “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder” amir kanun hükmü yer almaktadır.
4.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında görülen Hanau Yerel(Sulh Hukuk) Mahkemesinin … /… -… Dosya numaralı kararının incelenmesinden açıkça anlaşıldığı üzere davalı …’un Türk vatandaşı olmadığı, Almanya Ülkesi vatandaşı olduğu, ilgili yabancı mahkeme ilamında …’un milli hukuku olan Alman hukukunun uygulandığı, Alman Medeni Kanunu ve Ceza Kanunu gereğince iradesinin sakatlanmak suretiyle aldatıldığı ve bu yanıltma sebebiyle ortaklık mukavelesi yapılmasına sebebiyet verildiği yönündeki gerekçe ile yatırmış olduğu paranın iadesine karar verildiği, kesinleşmiş tenfiz kararına konu Alman mahkeme ilamında Alman hukukundaki anonim şirketler hukuku(ticaret hukuku) ile değil haksız fiil hukuku hükümleri uygulanarak …’un, davacı şirketin hukuken ortağı olmadığı belirlenerek haksız fiil sonucu şirkete verdiği paranın davalıya iadesine karar verildiği ve böylelikle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisi olmayıp haksız fiil ilişkisi olduğunun belirlendiği, 5718 Sayılı Kanunun 59. Maddesi gereğince kesinleşmiş tenfiz kararı ile bu hususun Türk Hukukunda kesin hüküm halini aldığı, bu nedenle yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/01/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 17/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davaya konu edilen şirketin hisse senetlerinin şirketler hukuku veya ortaklık ilişkisi nedeniyle vs değil, sırf haksız fiil ilişkisi nedeniyle davalının elinde bulunduğu anlaşılmakla şirket ortağı olmayan bir kimse ile şirket arasındaki hisse senetleri ile ilgili davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan açılan davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla yetkili ve görevli Mahkemenin T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın merci tayini için dosyanın T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla yetkili ve görevli Mahkemenin T.C. KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde; iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mercii tayini kararı kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ VE YETKİLİ T.C. KONYA . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
4-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip … Hakim …