Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/868 E. 2021/386 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Kayseri .Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/01/2018 tarih, …Esas, …Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen Menfi Tespit Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin o tarihte yetkilisi olduğu …. nin borcu bulunan … şirketin borcundan dolayı 08/09/2016 tanzim, 30/04/2017 vade tarihli ve 64.500,00-TL bedelli bonoyu düzenleyerek yetkilisi olduğu …. adına imzalayarak teslim ettiğini, müvekkilinin bu bonoyu kendi adına düzenlemediğini, yetkilisi olduğu … adına düzenlediğini, bununla ilgili olarak da 08/09/2016 tarihli tahsilat makbuzu alındığını, bu makbuzdan da anlaşılacağı üzere bu bono …adına borçlu olarak düzenlendiğini, müvekkilinin …şahsi bir borcu da bulunmadığını, ilgili bononun vadesi yaklaştığında müvekkil bu bononun tahsili için .. Bankasına ibraz edildiğini, ve kendi isim ve adresinin de bono altına sonradan eklendiğini öğrendiğini, kaldı ki bu bono tanzim edilirken müvekkilinin yanında … bulunduğunu, ilgili bononun incelenmesinde müvekkilinin isim, adres ve T.C. numarasının sonradan eklendiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu durumun ortaya çıkacağını, konu ile ilgili olarak …yetkilileri hakkında Yeşilhisar C. Başsavcılığı’nın …soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirket tarafından bu bonunun icra takibine konu edilmesini ve müvekkili hakkında icra takibi yapılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle davaya konu bono hakkında tedbir kararı verilmesini, bilirkişi incelemesinden sonra müvekkilinin davalı şirkete borcunun bulunmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrarlamıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalıya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı taraf ile ticari ilişkisi olan bir şirket olduğunu, davacı taraf müvekkile vermiş olduğu senette şahsının borçlu olmadığı gerekçesine dayanarak eldeki davayı açtığını, davaya bakmaya yetkili mahkemenin “menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir” denildiğini, davaya konu edilen senet üzerinde de “Konya Mahkemeler ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu” ibaresinin bulunduğunu, bu nedenle davaya bakmaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, açılan davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının 20/04/2017 tarihli savcılıktaki ifadesinde de senedin üzerine çift imza attığını ikrar ettiğini, davacının imzaların sahteliğinden veya geçersizliğinden bahsetmediğini, senette kaşe olmadan atılan iki imzanın birinin şirketi diğerinin ise şirket yetkilisinin sorumluluk altına soktuğunu, müvekkilinin senedin üzerinde davacının ismi yazarak onu borçlandırmaya çalıştığı iddiasının hiç bir hukuki temeli kalmadığını, senet üzerine kaşe olmadan atılan iki imza sonucu davacının aval olarak borçlu olduğunun senet verirken de ortada olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli açmış olduğunu ve bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Kayseri .Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/01/2018 tarih, …Esas, …Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davacının davalıya borçlu olmadığına yönelik menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 08/09/2016 tanzim, 30/04/2017 vade tarihli ve 64.500,00-TL bedelli bonodan sebep davacının davalıya şahsi olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Yeşilhisar Asliye Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası, Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası, Konya . İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Davalı-Alacaklı …tarafından borçlular ….ve …aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı görülmüştür.
..Asliye Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde davalı şirket yetkilisi hakkında HAGB kararı verildiği görülmüştür.
Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde ise dosyamız davacısının davadan feragat etmesi nedeniyle feragat nedeniyle red kararı verilmiştir.
Öncelikle bono hakkında kısa izahatta bulunmakta fayda vardır. Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 691/1). Yeni TTK 779/1.
Bonoda şekil şartları ise TTK’nın 688. maddesinde sayılmıştır. ( Yeni TTK 776. Md.) Bunlar; “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız belirli bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir.
Davaya konu 08/09/2016 tanzim, 30/04/2017 vade tarihli ve 64.500,00-TL bedelli bononun yapılan incelemesinde şekil şartları bakımından herhangi bir eksiklik söz konusu değildir. Dolayısı ile davacı vekilinin iddia ettiği gibi ismin olmaması ve sonradan eklenmiş olması bononun sıhhatine herhangi bir etki etmez. Öte yandan davacının davaya konu bonoda imzaya yönelik herhangi bir itirazı da söz konusu değildir.
Davada irdelenmesi gereken bir başka husus ise senette çift imza bulunması halinde sorumluluğun nasıl tespit edileceği meselesidir. TTK.nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK.’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 678.maddesi gereğince, şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702. maddeleri uyarınca, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir. Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Özetle şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için, şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterlidir. Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise, yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemez. Bir diğer ifade ile senetteki her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011tarih ve ..E., …K. sayılı kararı).
Davaya konu bono incelendiğinde bononun ön yüzünde çift imzanın atılı olduğu ve bu nedenle imzaya da itiraz etmeyen davacının ayrıca şahsi olarak da sorumlu bulunduğu hem yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri, hem de yüksek yargı kararları ile kabul edilen bir olgudur. Bu nedenle davacının sorumluluğu bulunmadığına yönelik iddiasının kabulü mümkün değildir.
Davalı vekili %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ise de İ.İ.K. 72/4 md. sine göre mahkemece verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığından dolayı şartları oluşmayan söz konusu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada her ne kadar davacının şahsi olarak sorumluluğunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de, bonoda şekil şartları bakımından bir eksiklik bulunmadığı, davacının imzaya yönelik herhangi bir itirazının da olmadığı ve bononun ön yüzünde iki imzanın bulunması halinde bu imzalardan birinin imza atan kişiyi ayrıca sorumluluk altına sokması hususları nazara alındığında açılan davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE
2-)Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-)Peşin alınan 1.101,50-TL harçtan alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.042,20-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.185,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Kayseri . Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/01/2018 tarih, …Esas, …Karar sayılı yetkisizlik kararı nedeniyle davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 09/09/2021

Katip Hakim