Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/793 E. 2022/226 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı şirket … LTD. ŞTİ. ‘ye ait … şasi numaralı … plakalı … marka … aracın 24.07.2017 tarihinde müvekkili şirket servisine getirilerek araç ile ilgili aynı tarihte iş emri açıldığını, söz konusu araçtaki hasarın giderildiğini ancak müvekkili şirket yetkililerinin haberi olmaksızın o tarihte müvekkili şirkette çalışan … tarafından araç için yapılan masrafların davalı tarafından ödenmeden aracın davalı şirkete teslim edildiğini, söz konusu durumun 24.07.2018 tarihinde yapılan inceleme sonucu iş emrinin kapatılmamış olduğunun fark edilince anlaşıldığını ve gerekli tutanaklar tutularak …’ın işi savsaklamasından dolayı haklı sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini ve hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … sor. numaralı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, dolayısıyla … ın söz konusu araca ait hasar işlemleri yapıldığı halde müşteriden tahsilat yapmadığını, davalının da müvekkili şirkete herhangi bir ödemede bulunmadığını, araç kabul formundaki imzada şirket yetkilisinin … tarafından atılmış olduğunu, söz konusu form ve ekleri ile takibin yapıldığı faturanın müvekkili şirket tarafından aracın hasarının giderildiğini ancak davalının gerekli masrafları müvekkiline ödemediği için borçlu olduğunu ispatladığını, müvekkili şirket tarafından aracın hasarının giderilmesi için 28.162,41 TL masraf yapıldığını, yapılan bu masraflara ilişkin faturanın Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosya ile icra takibine konulduğunu, ancak yapılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin icra dairesince durdurulduğunu, bu nedenlerle davalı-borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin 28.162,41 TL lik asıl alacak üzerinden devamına, haksız ve kötü niyetle yapılmış olan itiraz nedeniyle davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkümiyetine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı şirketin müvekkili şirkete ait … Plaka Sayılı aracı 24/07/2017 tarihinde müvekkili şirket yetkilisi …’nin imzalı talebi doğrultusunda tamir ve onarımlarını gerçekleştirdiklerini bu nedenle icra takibine konu ve davaya konu 36.162,41 TL bedelli faturalardan kalan bakiye 28.162,41 TL alacaklı bulunduğu gerekçesiyle iş bu davayı açtığını, açılan dava ve taleplerin haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça sunulan araç kabul formu olarak müvekkili şirket yetkilisi … adına atılı imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürün olmadığını, imzaya ve borça itiraz ettiklerini, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye ve faturaya konu işlerin yapıldığına yönelik iddialara açıkça itiraz ettiklerini, davacı tarafın taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve malın teslimi konusunda tanık dinletmesine açıkça muvafakat etmediklerini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
-I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ-
Taraflar arasında görülmekte olan davanın eser sözleşmesinden kaynaklı araç tamir bedeli dolayısıyla kesinlen faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu fatura dolayısıyla davalının, davacıya herhangi bir borcu olup olmadığı, iş emri altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, davacının herhangi bir alacağı var ise davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
-II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI-
1.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 01/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, ayıplı araç tamiri nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davalının … plakalı aracını, 30.12.2010 tarihli “… Araç Sözleşmesi” adlı sözleşme ile dava dışı oto kiralama şirketi olan … Rent Acar şirketine kiraladığı, oto kiralama şirketinin bu aracı, dava dışı üçüncü kişiye kiraya verdiği, dava dışı 3. kişinin 22.02.2012 tarihinde kaza yaptığı, aracın, davacı şirket tarafından tamir edildiği, davacının tamir bedelini davalı araç malikinden talep ettiği, davalının ise kaza sonrası aracın onarımı için davacı şirketle aralarında yapılmış bir anlaşmanın mevcut olmadığını, aracı, tamir için davacı şirkete kendisinin değil, oto kiralama şirketinin götürdüğünü iddia ederek, taraf olmadığı sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulamayacağından bahisle ödemeden imtina ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince ispat edememiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; eser sözleşmesinde, sözleşme ilişkisinin varlığını ispat yükünün yükleniciye ait olduğu, yüklenici olan davacının, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu ispatlayamadığı göz önünde bulundurularak, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, iş bedelinin davalıdan tahsiline yönelik olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. ” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İİK’nın 67/2. maddesi ” Bu davada borçulunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden (02.07.2012-6352/11 madde ile değişik)aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 67/2. madde hükmündeki düzenlemeye göre, borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına; alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde ise istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İşbu tazminata hükmedilmesi için takibin haksız olması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca alacaklının takibi başlatmakta kötüniyetli olması da gerekmektedir. Alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, takibin haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davalı borçludadır. (Bkz. Prof. … , İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd.) Dairemiz’in 19.01.2012 tarih ve … E., … K; 14.05.2013 tarih ve … E, … K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.” denilmiştir.
-III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE-
1.Davacı tarafından dava konusu … plakalı aracın tamiri hususunda davalı şirket yetkilisi …’nin imzası ile iş takibi açıldığı, talimat gereğince aracın tamiratının gerçekleştiği, yapılan tamirat işlemlerinin 36.162,41 TL tuttuğu, davalı tarafından aracın teslim alınmasına rağmen ödemenin gerçekleşmediği, buna istinaden tamirat işlemine konu fatura dolayısıyla T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olduğu iddiasıyla vaki itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
2. Davalı aşamalarda vermiş olduğu yazılı ve sözlü beyanlarında özetle aracın harici satış sözleşmesi ile satıldığını, araca ilişkin olarak davacıdan herhangi bir tamirat talebinde bulunmadıklarını, iş formu altında yer alan imzaların şirket yetkilisi …’ye ait olmadığını, bu nedenle davanın reddi ile davacının kötöniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
3.Davaya dayanak T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takip alacaklısının davamız davacısı, takip borçlusunun ise davamız borçlusu olduğu, takibe dayanak olarak 19/07/2018 Tarih ve …-…-…-…-… ve … seri numaralı faturaların gösterildiği, davalı/borçlu tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın davacıya tebliğ edilmediği ve eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
4.Tahkikat aşamasında tarafların ibraz etmiş olduğu deliller toplanmış öncelikle davaya dayanak iş emrindeki imzanın davalı şirket yetkilisi …’ye ait olup olmadığı hususunda rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan T.C. Adalet Bakanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 09/10/2019 Tarihli Uzmanlık Raporunda iş emri üzerinde bulunan imzaların davalı şirket yetkilisi …’ye ait olmadığı rapor edilmiştir.
5.İş emrindeki imza örneklerinin davalı şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti üzerine davacının iş emri ve eser sözleşmesinin varlığına ilişkin olarak bildirmiş olduğu tanıklar dinlenmiştir.
a.Davacı tanığı olan ve dava konusu aracı tamirat için davacının servisine getiren …, Mahkememizin 16/01/2020 tarihli duruşmasına alınan yeminli beyanlarında özetle; Davalı şirketten … plakalı … marka aracı haricen satın aldığını, satın aldıktan bir süre sonra bu araçla eşinin kazaya karıştığını, kazadan sonra aracı tamir ettirmek üzere davacının servisine götürdüğünü, aracın kaskosunu delmemek amacıyla tamir edilmek üzere servise bıraktığını, servis elemanlarından soy isimini hatırlamadığı … beye teslim ederken aracı davalı … adına getirdiğine yönelik herhangi bir beyanda bulunmadığını, davalı adına herhangi bir belgeye imza atmadığını, davalı ile aracı satın almadan önce herhangi bir irtibatı ve ilgisi olmadığını, alım işleminden sonra bu firmayı tanıdığını, … firmasından araç alırken daha önce kullandığı aracını firmaya teslim ederek eksik kalan miktar için de firmaya bono düzenleyip verdiğini, aracı tamir için servise götürdüğü zaman kasko firmasını arayarak kaskoya dahil olması halinde primlerin ne oranda etkileneceğini sorduğunu, ayrıca kasko işe dahil olunca aracın hasarlı olarak tramerde görüldüğünü öğrenmesi üzerine karko müracaatından vazgeçtiğini, araç tamir edilince çalışan … beyden aracı teslim aldığını, servis ücretinin bir kısmını elden … beye verdiğini, kalan kısmıyla da kredi kartından çekim yaptırdığını, çekim yaptırdığı kartın kendisine ait olmadığını ifade etmiştir.
b.Davacı tanığı ve dava konusu aracın servis işleriyle ilgilenen tanık …, Mahkememizin 24/10/2019 tarihli duruşmasında alınan yeminli beyanında özetle;
Davacının iş yerinde 3 yıl hasar danışmanı olarak çalıştığını, dava konusu olay sebebiyle işten çıkarıldığını, 2017 yılı içerisinde diğer tanık …’in yanında kim olduğunu bilmediği bir şahısla servise geldiğini, dava konusu aracı tamir ettirmek üzere servise bıraktığını, aracın … sigortadan kaskolu olduğunu, öncelikle kasko kapsamında aracın tamirinin yapılmasını istediğini ancak daha sonra fikir değiştirdiğini, ücretini vereceğini söyleyerek aracı tamir ettirmek istediğini, aracın 10-15 gün serviste kalarak tamir edildiğini, daha sonra aracı …’a teslim ettiğini, şahsın ehliyet olarak eşinin ya da kızının belgesini getirdiğini, aracın ücreti tahsil edilmeden aracı teslim etmemesi gerektiğini ancak …’a güvenerek aracı teslim ettiğini ancak daha sonra şahsın ödeme yapmadığını, şirketin de haklı olarak iş akdine son verdiğini ifade etmiştir.
6.Mahkememizce dava konusu araca ilişkin harici satış sözleşmesi ile satış sözleşmesi sebebiyle tanık …’in, davalı şirkete vermiş olduğu bono suretleri dosyamız arasına alınmış, satış sözleşmesinin incelenmesinde aracın 08/05/2017 tarihinde davalı tarafından davacıya satıldığını, satış sözleşmesinin “Hususi Şartlar” başlığı altında 100.000,00 TL peşinat ile 28/01/2018 Tarihinde 25.000,00 TL, 30/07/2018 Tarihinde 40.000,00 TL ve 30/08/2018 Tarihinde 40.000,00 TL olmak üzere 205.000,00 TL’ye satıldığı, aracın resmi devrinin ise taksit ödemeleri tamamlandıktan sonra gerçekleşeceği kararlaştırılmıştır.
7.Mahkememizce … Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılmış, dava konusu aracın karıştığı kazaya ilişkin hasar dosyası ve ilgili belgeler dosyamız arasına celp edilmiştir. Hasar dosyasının incelenmesinde özetle; Sürücünün tanık …’in eşi olan … olduğu, hasar için müracaatın davacı firma aracılığı ile yapıldığı, hasarın ve kazanın meydana geliş biçimine ilişkin olarak tanık …’in eşi …’in … Polis Merkezi Amirliği tarafından alınan 23/07/2017 tarihli beyanının esas alındığı ve hasar dosyasının müşterinin feragati üzerine kapandığı anlaşılmıştır. Hasar dosyasının açılış ve kapanış sürecine ilişkin hususlar, tanık … ile …’in anlatımları ile örtüştüğü, tanık …’in davacı firmayı aracı kılarak müracaat açtığı ve yine aynı yolla talebinden feragat ettiği anlaşılmıştır.
8….’ın … Polis Merkezi Amirliği tarafından alınan 23/07/2017 Tarihli beyanının incelenmesinde özetle; Bugün sabah saat 05:00-05:30 sularında kullanmış olduğu … plakalı aracımız ile eve giderken uyukladım ve yolun kenarında bulunan araçlara çarptım. Sonrasında eşimi aradım, eşim ben hallederim sen eve git dedi” demiştir. Tanık …’in eşinin kaza sebebiyle sıcağı sıcağına alınan beyanından da anlaşıldığı üzere dava konusu aracın tanık … ve eşinin fiili egemenliğinde olduğu, araç üzerindeki hakimiyet ve tasarrufun harici satış sözleşmesi sebebiyle …’a geçtiği anlaşılmaktadır.
9.Yukarıda yapılan açıklamalar, ATK raporu, tanık anlatımları, hasar dosyasıi kolluk beyanları, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 01/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı nazara alındığında dava konusu aracın tamirine ilişkin iş emri altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı, dolayısıyla davalı şirket ile davacı arasında dava konusu aracın tamiri hususunda varlığı iddia edilen bir sözleşmenin geçerli olarak kurulmadığı, dava konusu aracı kaza tarihinden 2 ay önce …’ın satın aldığı, hasar dosyasından ve kolluk beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu aracın tanık …’in eşi …’in sevk ve idaresinde iken hasara uğradığı, tanık …’in aracı tamir için davacının servisine getirdiği, davacı şirket çalışanı tanık …’ın güvenini kazanarak önce aracın kasko sigortasına müracaat ettiği lakin daha sonra bu talebinden yine davacı firmayı aracı tutarak feragat ettiği, akabinde bu güven ilişkisi temelinde aracın tamirini yaptırarak geri teslim aldığı, her ne kadar tanık … tamir bedelini ödediğini ifade etmiş ise de davacı şirket tarafından aracın tamir bedelinin ödenmeden teslim edilmesi sebebiyle çalışan …’in işine son verildiği, davacının kendi çalışanın hatalı uygulamaları ve diğer tanık …’in hileli davranışlarından davalının hukuken sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu halde tamir bedelinin tahsili noktasında davalının, davacıya herhangi bir borcu olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.
10.Her ne kadar davalı tarafından kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacının aynı zamanda kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiş ise de davacının, tanık …’in hileli hareketleri ve tanık …’in hatasından kaynaklı olarak iş emri altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu zannı ile icra takibine geçtiği, kriminal inceleme neticesinde tespit edilebilecek bir husus olan imza sebebiyle davacının takipte kötüniyetli olduğunun kabulünün mümkün olmadığı aynı zamanda yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı nazara alındığında davalının kötüniyetli olduğuna ilişkin olarak dosya kapsamı bir delil bulunmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
11.SORUŞTURMA DOSYASININ BEKLETİCİ MESELE YAPILMASI HUSUSUNDA; T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Esas sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde müştekisinin dosyamız davalısı olduğu, şirket yetkilisi adına imza atılması sebebiyle zarara uğradığından bahisle davacı şirket hakkında suç duyurusunda bulunduğu, soruşturmanın halen derdest olduğu, her ne kadar Mahkememizin 21/10/2021 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince soruşturma dosyasının 6100 Sayılı Kanunun 165/1 maddesi gereğince neticelenmesinin beklenmesine karar verilmiş ise de dosya içerisinde yer alan 08/05/2017 tarihli harici satış sözleşmesi, … Sigorta A.Ş’nin dava konusu araca ilişkin hasar dosyası, davacı tanığın …’ın eşi …’ın 23/07/2017 tarihli kolluk beyanı, T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 09/10/2019 tarihli raporu nazara alınarak davalı tarafından davacı şirket yetkilileri hakkında yapmış olduğu şikayete ilişkin soruşturma dosyası neticesinin yargılamaya bir yenilik katmayacağı anlaşılmakla dosyanın gelmiş olduğu aşama ve yargıda hedef süre uygulaması da nazara alınarak bu yöndeki ara karardan vazgeçilerek esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan peşin olarak alınan 35,90TL harcın mahsubu ile kalan 44,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı , mazereti kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip … Hakim …