Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/633 E. 2021/651 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :

DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 16/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; 11/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkillerin murisi … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu … vefat ettiğini, kazada davalı sürücünün kusurlu olup müvekkillerinin murisi … kusursuz olduğunu, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında da davalı sürücünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davalı … araç maliki, davalı sigorta şirketinin de ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluklarının bulunduğunu, dava öncesinde davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkillerinin murisin ölümü ile desteğinden yoksun kaldığını, muris … çiftçilikle uğraştığını ve yıllık gelirinin 160.000,00TL-180.000,00TL olduğunu, kaza sonrası yaşanan adi ölüm ile müvekkillerinin derin üzüntü ve keder yaşadığını, maddi ve manevi olarak derinden etkilendiklerini beyanla müvekkili … için alınacak hesap raporu sonrası arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00TL destekten yoksun kalma tazminat bedelinin davalılardan alınarak müvekkili … verilmesine, müvekkili … için 100.000,00TL, … için 50.000,00TL ve … için 50.000,00TL olmak üzere toplam 200.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve … alınarak müvekkillerine verilmesine, kazaya karışan … plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasın, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 28/08/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin talepleri kabul etmediklerini, davanın yetkili mahkemede açıldığını yetki itirazlarının hukuka uygun olmadığını, kazada davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kusursuz olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, çiftçilik yapan murisin ölümü ile ailesi olan müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldığını, SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla davalı sigorta şirketinin cevap dilekçesindeki iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 08/10/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesindeki talepleri kabul etmediklerini, davalıların beyanlarının mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, kazanın oluş şeklinin sabit olup davalıların beyanlarını kabul etmediklerini, davalı sürücünün kazada asli kusurlu olup davalının kusura ilişkin beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkillerinin murisinin kusurlu olduğu iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan etmiştir. .
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 06/03/2019 havale tarihli feragat dilekçesinde özetle; maddi ve manevi tazminat talepleri ile açmış oldukları davaya ilişkin, davalılar … , … ve davaya ihbar edilen … şirketi ile manevi tazminat talepleri yönünden sulh olduklarını, manevi tazminat taleplerinden vazgeçtiklerini, manevi tazminat taleplerinin kalmadığını, manevi tazminat yönünden karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu 15/08/2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde müvekkili … yönünden 1.000,00TL olarak talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatını 337.290,46TL’ye yükselttikleri beyanla bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı sigorta vekili mahkememize vermiş olduğu 07/08/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili şirketin adresinin İstanbul olup yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, esasa ilişkin beyanlarında, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti olan 360.000,00TL üst sınır ile sınırlı olduğunu, tazminat ödemelerinin kusur oranları ile yükümlü olduğunu, kazayla ilgili kusur durumunun mahkememizce usul ve esaslara uygun olarak tespit edilmesini, davacıların destekten yoksun kalma tazminat talep edebilmesi için murisin desteğinin olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, kazayla ilgili SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesini, mahkememizce alınacak aktüerya hesabında bu durumların göz önünde bulundurulmasını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili mahkememize vermiş olduğu 07/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada müvekkili sürücünün kusurlu olmadığını, davacıların murisinin kusurlu hareketleri ve bir dizi ihmalleri neticesinde bu elim kazanın oluştuğunu, kazanın oluşunda en önemli sebebin murisin kullanmış olduğu kamyonun aşırı hızlı seyretmesi olduğunu, murisin aracını kullanmış olduğu araç cinsine uygun olmaya şeritte kullandığını, aracın üzerindeki yükün de kazaya etkili olduğunu, murisin emniyet kemerinin takılı olmadığını, müvekkilinin kusurlu olduğu iddiaların kabul etmediklerini, mahkememizce kusur durumunun tespit edilmesini, murisin gelir durumuna ilişkin talepleri de kabul etmediklerini, istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde olması gerektiğini, müvekkilinin aracının … Sigorta tarafından kasko poliçesi kapsamında sigortalı olup davanın bu sigorta şirketine ihbar edilmesini beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili mahkememize vermiş olduğu 31/10/2018 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; kazanın ilk cevap dilekçelerinde anlatıldığı gibi olduğunu ve murisin kusurlu olduğunu, emniyet kemerinin takılı olmamasının da ölüme sebebiyet verdiğini, davacını gelirinin sabit olmadığını, davacılar vekilinin buna ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, talep edilen manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu beyan etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş.vekili mahkememize vermiş olduğu 06/12/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kazaya ilişkin müvekkili şirketi usulüne uygun başvuru yapılmadığını, usulsüz başvuru nedeniyle davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, esasa ilişkin beyanlarında, manevi tazminat talebinin teminat ve poliçe limitlerini aşamayacağını, aktüerya hesabının yönetmeliklere uygun olarak yapılmasını, destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin kanun ve Yargıtay uygulamalarına uygun olarak olması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat talebinin hakkaniyeti uygun olmadığını, müterafik kusur indiriminin göz önünde bulundurulmasını, müvekkili şirketin ihbar edilen konumunda olup hakkında karar verilmemesi talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce taraf vekillerinin bildirdikleri deliller toplanmış, kazaya karışan araçların trafik kayıtları celbedilmiş, davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, poliçe ve bu poliçe kapsamında müracaat ve ödeme olup olmadığı araştırılmış, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, Konya C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ve Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celbedilmiş, Konya SGK İl Müdürlüğünden davaya konu kazaya ilişkin yapılan ödeme olup olmadığı araştırılmış, Konya Ziraat Odası Başkanlığından çiftçilikle uğraşan bir kişinin aylık ve yıllık gelirleri tespit edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmış, trafik uzmanı ve doktor bilirkişiden rapor alınmış, ziraat mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek hesap raporu alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasının, 11/06/2018 günü saat 10:58 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile dört şeritli yolun soldan ikinci şeridi üzerinde seyir halindeyken olay yeri trafik ışıklı kavşağına geldiğinde sola dönüş manevrasına geçmesi ile aracının sol yan kısımlarına aynı istikamette sol şeritte düz seyretmekte olan müteveffa sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonun sağ yan ön kısımları ile çarpması sonucu gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili, … plakalı aracın sürücüsü davalı … , bu aracın maliki davalı … ile zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … A.Ş’nden davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı, davalı araç sürücüsü ve malikinden ise tüm davacılar için manevi tazminat talebinde bulunmuşur.
… plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı, 24/05/2018-24/05/2019 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalandığı, kaza tarihi itibari ile ZMMS poliçesi ölüm nedeniyle kişi başı teminat limitinin 360.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 53. Maddesine göre; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Haksız eylem nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu eylem sonucu oluşan zarar ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında uygun illiyet bağının mevcut olması gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, haksız fiil sonucu bir kişinin ölümü sonucunda ölenin yardımından mahrum kalanlara ödenecek bir tazminat türüdür. Bu tazminatın kaynağı olan 6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/2 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtılması da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre; çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta ise yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir.
Olaya ilişkin Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığınca düzenlenen 23/05/2019 tarihli … sayılı rapor uyarınca; davalı sürücü … ilk geçiş hakkını sol şeritte düz seyreden kamyona vermediği ve dikkatsiz şekilde sola manevrası ile kamyonun seyir şeridini kapatarak kazaya sebebiyet vermesi sebebiyle %85 oranında, müteveffa araç sürücüsü … ise traktör yüklü bulunan sevk ve idaresindeki kamyonu ile geldiği olay yeri kavşakta seyir hızını aracın teknik özelliğine yol ve trafik durumuna uydurmaması sebebiyle %15 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Raporun kazanın oluş şekline ve dosyadaki delillere uygun olması sebebiyle hükme esas alınması gerekmiştir.
Davacı … , davaya konu trafik kazasında ölenin eşi olup, ölümüyle destekten mahrum kaldığını savunarak destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur. Davacı ile müteveffa arasındaki ölüm tarihindeki akrabalık durumu nedeniyle desteklik ilişkisi bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacıların davalı sigorta şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu sabit olup, hasar dosyasının incelenmesinde davalı sigorta şirketinin 06/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Müteveffa … kaza tarihinde çiftçilikle geçindiği dosyaya gelen sosyal ekonomik araştırma raporu, ÇKS kayıtları, Altınekin İlçe Tarım Müdürlüğü Ziraat Odası Başkanlığının cevabi yazısı ile sabit olduğundan müteveffanın sağlığında yaptığı ziraat işlerine şahsi katkısının ne kadar olabileceği konusunda rapor aldırılması yoluna gidilmiştir. Dosya kapsımına uygun olduğundan hükme esas alınan zirai bilirkişinin 18/11/2020 tarihli raporuna göre desteğin yerine çalıştırılacak işçinin aylık ortalama emsal maliyetinin 3.250,00TL, yıllık emsal maliyetinin ise 39.000,00TL olacağı tespit edilmiştir. Aktüerya hesabının bahse konu bu rapordaki tespitler nazara alınarak yaptırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Aktüerya bilirkişinin 26/07/2021 tarihli raporu ile davacı … destekten yoksun kalma zararı 291.200,63TL olarak belirlenmiştir. Hesap raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda davalıların müterafik kusura yönelik itirazlarının karşılanması ve kazaya karışan kamyonetin teknik durumu ile üzerindeki yükün kazada ne derece etkili olduğunun tespiti için inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmiştir. Olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Soruşturma dosyasındaki ifadelerde müteveffanın emniyet kemerinin takılı olduğuna veya olmadığına dair net bir beyanın olmadığı görülmüştür. Mahkememizce Adli Tıp Uzmanı, Makine Mühendisi ve Adli Trafik bilirkişisinden oluşan heyetten rapor aldırılmış olup bilirkişi heyeti 17/08/2020 tarihli raporunda kamyon sürücüsü maktul … emniyet kemeri takılı olsaydı dahi çarpmanın şiddeti ve araçta meydana gelen hasar yoğunluğu ve şekli itibariyle araçtan fırlayıp vefat edeceğini, kaldı ki müteveffanın yanında araçta seyir halinde olan tanık … kendisinin emniyet kemerinin takılı olmasına rağmen onunda araçtan fırlayarak yere savrulduğunu, aracın teknik özellikleri ve yük durumunun kazanın oluşumuna ve ölüme etkili olmadığını tespit etmişlerdir. Söz konusu raporun hükme esas alınması gerekmiş ve olayda müteveffadan kaynaklı zararı arttıran müterafik kusur bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Davacılar vekilinin 06/03/2019 tarihli dilekçesi ile aynen “davadan manevi tazminat yönüyle vazgeçtiğimizi, manevi tazminat talebimiz kalmadığını ve tarafların manevi tazminat yönünden birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını beyan ederiz,” şeklinde yazılı beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacıların önceki vekili tarafından sunulan bu dilekçenin davacılar ile önceki vekili tarafından yapılan ve altında her bir davacının imzası bulunan dosyaya sunulu 25/12/2019 tarihli ibraname ve sulh anlaşmasına istinaden dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili dilekçesinde manevi tazminat taleplerinin kalmadığını özellikle belirttiğinden manevi tazminat yönünden davadan feragat edildiği sonucuna varılmıştır.
Davacıların sonraki vekili tarafından 15/10/2019 tarihindeki duruşmada her ne kadar dilekçenin davayı geri alma dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği savunulmuşsa da davacının bir önceki vekilinin yukarıda belirtilen tazminat taleplerinin kalmadığına ilişkin açık beyanı karşısında manevi tazminat davasından feragat edildiği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte tazminat davasından feragatin ödeme üzerine yapılması gözetilerek manevi tazminat davası yönünden davacılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Kaldı ki davalı araç sürücüsü ve işleten vekili 15/10/2019 tarihindeki celsede manevi tazminat davası yönünden davacılardan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını açıkça belirtmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACILARIN MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
2-DAVACI … MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 291.200,63TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli ölüm/sakatlanma teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 06/07/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.891,92TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 686,52TL harç ve yargılama sırasında alınan 1.150,00TL tamamlama harcı toplamı olan 1.836,52TL’nin mahsubu ile bakiye 18.055,40TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 35,90TL başvuru harcı, 686,52TL peşin harcı, 5,20TL vekalet suret harcı ve 1.150,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.877,62TL harcın davalılardan tahsili ile davacı … verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 567,70TL posta-tebligat gideri, 2.350,00TL bilirkişi ücreti ve 314,50TL Adli Tıp Raporu fatura gideri olmak üzere toplam 3.232,20TL yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (291.200,63/ 337.290,46 oranında) 2.790,53TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı … verilmesine,
6-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 28.834,04TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı … verilmesine,
7-Davalılar vekilleri yararına AAÜT’ye göre reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 6.791,68TL vekalet ücretinin davacı … tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden davalı … ve … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Başkan Üye Üye Katip