Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/521 E. 2022/101 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
DAVALI : 2 –
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 27.04.2017 tarihinde, sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya konumunda bulunan müvekkiline çarpması sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya karışan … plakalı aracın sigortasının ve kaskosunun olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisine kaldırıldığını, müvekkilinin bir ayı aşkın süre boyunca tedavi gördüğünü, ancak sağlık problemlerinin son bulmadığını, müvekkilinin kazadan sonra aylarca yürüyememiş tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldığını, bunun dışında müvekkilinin konuşma bozukluğu, yutma bozukluğu, göz sinirlerinde oluşan hasar sebebiyle görme bozukluğu, skar (el üzerinde)ve ortopedik ve psikolojik rahatsızlıklar gibi birçok sağlık problemi ile karşı karşıya kaldığını, müvekkilenen Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi 15.02.2018 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu’na göre meslekte çalışma gücünü %66 oranında kaybettiğini, Ancak müvekkilinin maluliyeti sürekli bir raporla tespit edilmediğini, bu nedenlerle davalarının kabulü ile dava konusu kaza nedeni ile sosyal ve ekonomik yıkıma uğrayan müvekillerinin zararının bir nebze olsun giderilebilmesi için 20.000,00 TL geçici ödemenin yargılama sonunda hükmedilecek tazminattan mahsup edilmek üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili hususunda tensip ara kararı kurulmasına, Türk Ticaret Kanunu 1427. Maddesinde yer alan “Araştırmalar, 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder” hükmü uyarınca 20.000,00 TL. avansın yargılama sonunda hükmedilecek tazminattan mahsup edilmek üzere davalı … şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine, trafik kazası sonucu sakatlanan müvekkilinin gerçek zararı belirlenebilir hale geldiğinde taleplerinin artırılmak üzere fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.000 TL geçici iş göremezlik, 5.000 TL bakıcı gideri ve 900 TL yol gideri 100 TL kazanç kaybı ve diğer maddi zararlar için olmak üzere toplam 20.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillinin trafik kazası nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırabın bir nebze olsun giderilebilmesi için 100.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Söz konusu kazaya ilişkin trafik kazasında, davacının yaya geçidi bulunmayan yoldan geçerken kazaya sebebiyet vermiş bulunduğu, davacının kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, KKT madde 68 – 3/b ” Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidini ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.” maddesini ihlal ederek kendi kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonrası müvekkilinin hemen ambulansı aradığını ve davacıyı hastaneye kaldırdığını, bu sebeple asli kusurlu tarafın davacının kendisi olduğunu, davacının birinci derecede asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle davacının tüm talepleri ile davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davada başvuru şartının yerine getirilmediğniden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, tazminat hesabının ZMS Sigortası Genel Şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, her durumda muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile özetle: Dava dilekçesinde talep ettikleri maddi tazminata ilişkin taleplerini, sürekli iş göremezlik tazminatını 55.490,36 TL, Geçici İş Göremezlik Tazminatını 0 TL, Bakıcı Giderini 4.864,77 TL, Tedavi Giderini 2.100,00 TL olarak ıslah ettiklerini, alacaklarının manevi tazminat talepleri ve bu taleplerin yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I-DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ;
Dava, 27/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı, davacının mahrum kaldığı iddia edilen cismani zararları (geçici iş göremezlik dönemi, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi gideri, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) ile manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
II-HÜKME EMSAL ALINAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLAMI
1.Mahkememizin, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresinde olması sebebiyle, davacının cismani zararlarının tespiti noktasında T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınmış, ilgili ilamda ise;
“AYM iptal gerkçesinde vurgulandığı üzere aynı kaza ile ilgili olmak üzere işleten ve fiili yapan kişiye yönelik açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda uygulanacak Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır.
Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen özürlülük ölçütü yönetmeliği ile engelliler yönetmeliğinin uygulanma imkanı kalmadığından ;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kökleşmiş Yargıtay . HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.(Nitekim Yargıtay HD nin … esas … karar … esas … karar sayılı ilamları)” denilmiştir.
Emsal alınan ilam gereğince; davacının maluliyet oranının tespiti Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine tespit edilmiş, davacının Muhtemel Yaşam Süresi; Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak belirlenmiş, muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem zararı hesaplanmıştır.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Borcun sona ermesi” başlıklı 166. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 145. maddesinde); “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosya içeriğinden; davalı Tahir Öz vekilinin 24/01/2020 tarihli dilekçesinde, davacı taraf ile aralarında 23/01/2020 tarihinde sulh protokolü düzenlendiğini ve anlaştıklarını beyan ederek temyizden feragat ettiği anlaşılmaktadır. Şu durumda; dosyaya temyiz aşamasında sunulan ve davacı ile davalılardan Tahir Öz arasında yapıldığı anlaşılan 23/01/2020 tarihli sulh protokolünün diğer davalı Serik Tapu Sicil Müdürlüğü yönünden TBK’nın 166. maddesi (BK’nın 145. maddesi) uyarınca etkisi ve sonucu değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 26/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamından tarafların yargılama sırasında sulh oldukları, sulh protokolünün dosyaya sunulduğu, tarafların talebi üzerine mahkemece sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
HMK 315. Maddesine göre de sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkemece taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
HMK’nın 315/1,c.2 hükmüne göre taraflar mahkemenin sulhe göre bir karar vermesini istemeyip sadece sulhün tespitini istemeleri halinde mahkeme sulhü tutanağa geçirerek karar verilmesine yer olmadığına biçiminde bir kararla davanın son bulduğunu tespit etmekle yetinir. Çünkü davanın sahibi taraflardır ve mahkeme onların talebinden fazlasına karar veremez. Tarafların sulhe göre karar verilmesini istememeleri davanın geri alınmasına da benzetilebilir.
Somut olayda dosyaya sunulan sulh sözleşmesinde belirtilen miktarın davacıya ödendiği, tarafların sulh protokolüne göre karar verilmesine dair bir talebinin bulunmadığı bu haliyle davanın konusunun kalmadığı gözetildiğinde verilecek kararın usule ilişkin bir nihai karar olması nedeniyle karar ve ilam harcının maktu olması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün harç yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” denilmiştir.
III.HÜKME ESAS ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORLARI
A-KUSUR RAPORU
1-Dosya içerisinde yer alan 27/04/2017 Tarihli Kaza Tespit Tutanağının incelenmesinde; Davaya konu trafik kazası sebebiyle davacının asli kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise tali kusurlu olduğu ifade edilmiştir.
2-Dosya içerisinde yer alan T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08/07/2019 Tarihli kusur raporunda özetle dosya içerisinde yer alan olay anını gösterir kamera görüntüsü de nazara alınarak; Davaya konu trafik kazası sebebiyle davacının %70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise %30 tali kusurlu olduğu ifade edilmiş, hazırlanan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
B-MALULİYET RAPORU
1-Dosya içerisinde yer alan T.C. Adalet Bakanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 21/10/2019 Tarihli raporunda özetle; 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin %18.0 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceği rapor edilmiş, hazırlanan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğundan hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
2-Her ne kadar dosya içerisinde T.C. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp A.B.D Başkanlığının 15/02/2019 tarihli bir başka maluliyet raporu bulunmakta ise de söz konusu raporun yukarıda ifade edilen emsal bölge adliye mahkemesi uygulamalarında benimsenen uygulamanın aksine Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınmış olması sebebiyle hükme esas alınmamıştır.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
A.MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ AÇISINDAN
Her ne kadar davacı dava dilekçesinde meydana gelen kaza sebebiyle mahrum kaldığını iddia edilen cismani zararları (geçici iş göremezlik dönemi, SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi gideri, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) talep ettiğini ifade etmiş ise de yargılama safahatında davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belgeyle maddi zararları yönünden davalı sigortalı ile anlaştığı, ilgili protokolde davalı …, araç sürücüsü ve sigortalı yönünden tüm maddi tazminat talepleri yönüyle anlaştığı, sulh ve ibra protokolünden açıkça ibra edilen miktar ve alacak taleplerinin diğer müteselsil borçlu davalılara da sirayet ettiği anlaşılmakla, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının maddi tazminat talepleri yönüyle açmış olduğu davasının 6100 sayılı HMK m. 315/1 maddesi gereğince konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hususunda mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
B.MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ AÇISINDAN
Yukarıda yapılan açıklamalar, hükme esas alınan bilirkişi raporları, emsal alınan Yüksek Mahkeme ilamları, kurumlardan gelen müzekkere cevapları, kolluk araştırması, sigorta poliçesi ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, … -… )
Dosya içerisinde yer alan T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 08/07/2019 Tarihli kusur raporundan anlaşıldığı üzere davaya konu trafik kazası sebebiyle davacının %70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise %30 tali kusurlu olduğu, T.C. Adalet Bakanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 21/10/2019 Tarihli raporunda özetle; 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin %18.0 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği 27/04/2017 tarihinde meydana gelen kazada kaza tarihi itibariyle davacının yaşı, kazanın meydana gelmesindeki kusuru, kaza sebebiyle vücudunda meydana gelen % 18.0 oranındaki kalıcı maluıliyet oranı, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayacak olması, geçirmiş olduğu cerrahi müdahaleler, kazanın davacı üzerinde yaratacağı travma ve psikolojik etki, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile paranın satın alma gücü de bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı lehine takdir edilecek 20.000,00 TL manevi tazminatın davacı için zenginleşme ve davalılar için de yıkım olmayacağına kanaat edilmekle davacının manevi tazminat davasının 20.000,00 TL’sinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
C.HARÇLAR YÖNÜYLE
Davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belgeyle maddi zararları yönünden davalı sigortalı ile anlaştığı, sulh sözleşmesinde belirtilen miktarın davacıya ödendiği, tarafların sulh protokolüne göre karar verilmesine dair bir talebinin bulunmadığı bu haliyle davanın konusunun kalmadığı gözetildiğinde T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 26/10/2018 Tarih ve 2018/96 Esas-2018/1220 Karar sayılı ilamı da emsal alınarak verilecek kararın usule ilişkin bir nihai karar olması nedeniyle karar ve ilam harcının maktu alınması gerektiğine kanaat edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-DAVACI …’İN nın maddi tazminat talepleri yönüyle açmış olduğu davasının 6100 sayılı HMK m. 315/1 maddesi gereğince konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-DAVACI …’in manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …Ş (Sigorta şirketi yönünden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak ve faiz yönünden temerrüt tarihi olan 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) ile diğer davalılar … ve …’dan (Diğer Davalılar Yönüyle kaza tarihi olan 27/04/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE, Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanununa göre maddi tazminat nedeniyle 80,70TL, manevi tazminat davası nedeniyle de 1.366,20‬TL olmak üzere toplam 1.446,90TL karar ve ilam harcından, dava açılırken alınan 35,90 TL peşin harç ile yargılama sırasında alınan 214,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 249,90TL’nin mahsubu ile bakiye 1.197,00TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, ( davalı … şirketinin 80,70TL’den diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğuna, diğer davalıların tamamından sorumlu olduğuna,)
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 5,20 TL. vekalet suret harcı, 214,00 TL ıslah harcı toplamı 291,00 TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.013,90 TL posta ve tebligat gideri, 1.040,00TL bilirkişi ücreti ve 1.287,00 TL Adli Tıp Kurumu gideri olmak üzere toplam 3.340,90TL yargılama gideri dosyaya mübrez Sulh Protokolü ve İbranameye göre davalı … tarafından ödendiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Maddi tazminat nedeniyle vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2022

Katip … Hakim …