Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/327 E. 2021/433 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 06//042018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkilinden almış olduğu malzemelere ilişkin kesilen fatura bedelinin ödenmemesi üzerine Konya . İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davanın icra takibine itiraz etmesi üzerinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, icra takibine yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yetkili icra müdürlüğünün Konya icra müdürlükleri olduğunu beyanla, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 18/05/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin İstanbul olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, takibe konu faturaların usulüne göre ve süresi içinde davacı şirkete iade edildiğini ve müvekkili şirket kayıtlarına işlendiğini, gönderilen malzemelerin ayıplı olduğunun davacı tarafçada kabul edilerek kendi hatalarından kaynaklı olan bu durumu telafi edeceklerini beyan ettiklerini, bu ayıplı mal yüzünden müvekkili inşaatının bir ay süreyle inşaat faaliyetinin durduğunu ve zarara uğradığını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce taraf vekilinin bildirdiği deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, Bakırköy . Noterliğinin 13/07/2017 tarih, …yevmiye numaralı ihtarnamesi ve bu ihtarnamenin tebliğine ilişkin belgeler celp edilmiş, Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak davalı tanıkları dinlenmiş ve inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, davacı ticari defterleri üzerinde mahkememizce davalı ticari defterleri üzerinde İstanbul Asliye Ticaret mahkemesi aracılığıyla SMMM bilirkişisinden raporlar alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava ve takibe konu iki adet faturada belirtilen ürünlerin davalıya teslim edilmesine rağmen bedelinin ödenmediğini ileri sürerek alacaklarının itirazın iptali yoluyla tahsilini istemiş, davalı vekili ise, dava ve takibe ilişkin yetki itirazlarının bulunduğunu, ayrıca faturada belirtilen ürünlerin ayıplı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava ve takibe konu alacak, faturadan kaynaklı para alacağı niteliğinde olduğundan ve götürülecek borç mahiyetinde olduğundan, davacının, işletme merkezinin bulunduğu Konya adresinde takipte bulunması ve itirazın iptali davası açması yerinde olup davalının yetkiye yönelik itirazları kabule değer görülmemiştir.
Tahsili istenilen faturadaki ürünlerin davalıya teslim edildiği tarafların kabulündedir. Dava tarafları arasında satım sözleşmesine konu edilen inşaat malzemelerinde gizli veya açık nitelikte bir ayıp bulunup bulunmadığı, buna göre, fatura bedelinden dolayı alacak borç durumunun ne olduğu ihtilaf konusudur.
Davanın tarafları tacir olduğundan ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirir ticari dava niteliğinde olduğundan iş bu davada delil mahiyetinde bulunan tarafların ticari defterleri üzerinde muhasebeci bilirkişiye inceleme yaptırılarak rapor aldırılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222. maddesi; “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir.
Davalının ticari defterlerini inceleyen muhasebeci bilirkişi 09/08/2021 tarihli raporuyla, davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, dava konusu iki adet faturaya ilişkin davalının defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığını tespit etmiştir. Diğer yandan davacının defterlerini inceleyen muhasebeci bilirkişi 10/04/2021 tarihli raporuyla, defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, uyuşmazlık konusu faturaların defterlerde kayıtlı olduğunu, 2017 yılı son hesabına göre davacı firmanın davalıdan 13.380,91TL alacaklı olduğunu tespit etmiştir. Görüldüğü üzere davacının defterleri usulüne uygun tutulmasına rağmen davalının defterlerini usulüne uygun tutulmadığı, bu sebeple davalının defterlerinin kendi aleyhine delil niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ticari satım ilişkisi mevcuttur. 6102 Sayılı T.T.K’nun 23.maddesi gereğince, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.
Diğer yandan 6098 Sayılı T.B.K’nun 219.maddesi gereğince, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. T.B.K.’nun 223.maddesi gereğince, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Davalı taraf teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürdüğünden, iş bu davada, malların ayıplı olduğunun davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Mahkememizce talimat mahkemesi aracılığıyla faturadaki ürünlerin uygulandığı inşaat zeminlerinde keşfen inceleme yaptırılarak inşaat mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmıştır. İnşaat mühendisi bilirkişi 20/11/2019 tarihli raporunda, uygulamayı yapılan alanlardan alınan numunelerin ancak gerekli teknik donanıma sahip laboratuvar ortamında incelenmesi halinde malzemelerdeki eksiklik veya hataların tespit edilebileceğini belirlemiştir. Keşif sırasında dinlenen tanıkların beyanları dava konusu malzemelerde bir ayıp bulunduğu iddiasını kanıtlar yeterlilikte görülmemiştir. Mahkememizce Konya Teknik Üniversitesi, TÜBİTAK Gebze Araştırma Enstitüsü, İTÜ Mühendisik Fakültesi ve ODTÜ Mühendislik Fakültesi gibi kurumlardan dava konusu inşaat malzemelerinin varsa gizli veya açık nitelikteki bir ayıbının olup olmadığının tespit edilmesi için rapor aldırılma yoluna gidilmiş ise de, söz konusu inşaat malzemelerinin inşaat alanına uygulanmasından sonra ayıplarının olup olmadığının tespit edilemeyeceği mahkememize bildirilmiştir.
Dava taraflarının beyanları, toplanan deliller ve bilirkişi raporları ile birlikte değerlendirildiğinde, takip konusu faturada belirtilen ürünlerde ayıp olduğu iddiası davalı tarafça kanıtlanamadığından tarafların ticari defterlerinin delil niteliği ve içeriğindeki kayıtlarda gözetilerek takibin 13.218,00TL alacak üzerinden devamının gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı, işlemiş faiz yönünden de takibin devamını talep etmiş ise de, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat olunmadığından işlemiş faiz talebinin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin; 13.218,00TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan meblağın %20’sine tekabül eden 2.643,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 902,92TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 164,20TL harcın ve icra dairesine yatırılan 68,36TL harcın toplamı olan 232,56TL harcın mahsubu ile bakiye 670,36TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Harçlar Kanunun 29. maddesi gereğince davacı alacaklının icra müdürlüğüne yatırdığı binde beş tahsil harcı mahkeme harçlarına mahsup edildiğinden bu hususun icra müdürlüğünce resen dikkate alınmasına,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90TL başvuru harcı, 5,20TL vekalet suret harcı, 164,20TL peşin harç ve 68,66TL icra dairesine yatırılan harç olmak üzere toplam 273,66TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.400,00TL bilirkişi ücreti ve 1.188,80TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.588,80TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (13.218,00/13.671,90 oranında) 2.502,85TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen 350,00TL bilirkişi ücreti ve 526,85TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 876,85TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (453,90/13.671,90 oranında) 29,11TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 453,90TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip Hakim