Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/269 E. 2022/282 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin, … … /… Şubesi tarafından kullandırılacak kredilerinin ve borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 1.500.000,00-TL teminatlı olarak …’na ait … İli … Mahallesi … Ada … Parsel … Blok . Kat … Numaralı Bağımsız Bölüm’de kayıtlı gayrimenkule davalı banka tarafından 1. derecede ipotek şerhi konulduğunu, müvekkili şirketin davalıya Ocak 2018 tarihi itibariyle hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin davalı bankaya hiçbir borcu bulunmadığı için ipoteğin kaldırılması için davalı bankaya 10.01.2018 tarihinde yazılı olarak başvurduğunu, davalı bankanın 18.01.2018 tarih ve … sayılı cevabı yazısı ile ipoteğin fekkinin uygun görülmediği şeklinde cevap verildiğini, ipoteğin kaldırılması hususunda davalı bankaya Konya . Noterliğininin 07.03.2018 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, davalı banka tarafından Konya . Noterliğinin 13.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile ipotek resmi senedinin 1. maddesi gereğince şirket ortağı olan … ‘nun … Bankası … /… Şubesi nezdinde 13.03.2018 tarihi itibariyle 64.550,00-TL kredi kartı takip borcu olduğu için ipotek fek talebinin uygun görülmediğinin belirtildiğini, bu süreç içerisinde davalı bankaya defaten şifahi olarak başvurulduğunu, ancak bir sonuç alamadıklarını, aynı şekilde, … tarafından 07.03.2018 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na E-Şikayette bulunulduğunu, davalı banka tarafından cevabi yazısında ipotek resmi senedinin 1.maddesi gereğince şirket ortağı olan …’nun … … /… Şubesi nezdinde 13.03.2018 tarihi itbariyle 64.550,00-TL kredi kartı takip borcu olduğu için ipotek fek talehinin uygun görülmediği şeklinde aynı cevap verildiğini, davalının şirket ortağı olarak iddia ettiği … ‘nun ipotek resmi senedinin imzalandığı 22.11.2016 tarihinde ve sonraki tarihlerde müvekkili şirketin ortağı olmadığını, ipotek resmi senedinin imzalandığı tarihte müvekkili şirketin ortaklarının … ve … olduğunu, müvekkili şirketin ortaklarının da davalı bankaya hiçbir borcu bulunmadığını, …’nun müvekkili şirketteki ortaklığının 20.06.2016 tarihinde ipotek senedinin imzalandığı 22.11.2016 tarihinden yaklaşık beş ay önce sona erdiğini, dolayısıyla davalı bankanın haksız, hukuka aykırı ve keyfi olarak ipoteği kaldırmaması nedeniyle müvekkillerinin maddi olarak büyük zarara uğradığını, bu nedenlerle fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla görevini yapmayan sorumlular hakkındaki her türlü şikayet hakları saklı kalmak kaydı ile davalının haksız, hukuka aykırı ve keyfi hareketi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu maddi zarara karşılık olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,000,00-TL’nin ihtarname tarihi olan 07.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili Banka genel Müdürlüğünün İstanbul’da olduğundan davada İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, bu nedenle yetkisiz mahkemede açılmış olan davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı firmanın müvekkilinin … Şubesi’nden kullanmış olduğu krediye istinaden dava dışı 3. kişi …’na ait … İli, … Mah., … Ada … Parsel … Blok . Kat … numaralı bağımsız bölümün müvekkili bankaya ipotek ettirildiğini, firmanın kredi kullandırım tarihi itibariyle ortakları ve firma kefillerinin … ile … olduğunu, taşınmaza ilişkin düzenlenen ipotek resmi senedinin tarihinin ise 22/11/2016 olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde … nun 20/06/2016 tarihi itibariyle … A.Ş.’nin ortaklığından ayrıldığını iddia ettiğini, 13/03/2017 tarihli Ankara Ticaret Odası Faaliyet Belgesi’nde de firmanın ortaklarının … ve … olarak gözüktüğünü, ancak … tarafından ekte yer alan vekâletname ile 14/09/2017 tarihinde müvekkili banka … Şubesi’ne başvurulması suretiyle … A.Ş. adına yapılandırma talebinde bulunulduğunu, talebi uygun görülerek yapılandırma yapıldığını, … nun her ne kadar ortaklıktan çıktığını iddia etmekte ise de bu durumun … ‘nun davacı firmanın gayri resmi ortağı olduğunu kanıtladığını, davacı vekilinin 20/06/2016 tarihi itibariyle …’nun davacı firma ile hiç bir bağının kalmadığı beyanı …’nun 14/09/2017 tarihinde yapmış olduğu yapılandırma işlemi ile çeliştiğini, taşınmaz üzerinde tesis edilmiş olan müvekkili banka ipoteğinin fekki talep edildiğini, bankalarınca Konya . Noterliği’nin 13/03/2018 tarih, … sayılı ihtarname ile davacı firmanın ortağı …’nun bankalarının … Şubesi nezdindeki kredi kartı borcu nedeniyle ve ipotek resmi senedi ile ipotek verenin yahut kredi borçlusu lehtarın tüm kefaletlerinden bankaya bağlı ortaklıklara/iştiraklere olan asaleten/kefaleten borçlarının teminatını teşkil etmesi nedeniyle ipoteğin fekki uygun görülmediğini, bu tarihe kadar da … nun davacı firmanın ortaklığından ayrıldığına dair bankalarının … şubesi’ne hiç bir bilgi ve belge sunulmadığını, daha sonra …’nun ortaklıktan ayrıldığına dair belgelerin Şubeye sunulduğunu ve … Şubeleri tarafından … Tapu Sicil Müdürlüğü’ne 16/03/2018 tarih ve … sayılı yazı yazılarak taşınmazın üzerindeki ipoteğin fekki talep edildiğini ve ipoteğin 19/03/2018 tarihi itihariyle fek edildiğini, davacı firma tarafından bu süreçte … A.Ş. ile Uzun Dönem Motorlu Araç Kiralama Sözleşmesi 03/01/2018 tarihinde akdedildiğini sözleşmenin 15/03/2018 tarihinde dava dışı … A.Ş. tarafından feshedildiğini, fesih işlemine istinaden de davacı firmadan peşinat olarak alındığı iddia edilen 90.000,00-TL yi dava dışı firma tarafından irat kaydedildiğini, dava dışı … Oto tarafından bankaları lehine 1. dereceden ipotek tesis edilmiş olan taşınmaz üzerinde 2. dereceden ipotek tesis edilebilecekken firma tarafından bu husus göz ardı edilerek sözleşmenin feshi yoluna gidildiğini, müvekkilinin banka sermayesi itibariyle bir kamu bankası olduğundan teminatında bulunan bir ipoteği gerekli inceleme ve araştırmaları yapmadan fek edemeyeceğini, Kanunun bir kimsenin sahip olduğu gayrimenkul üzerinde birden fazla ipotek tesis edilmesine imkân verdiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, bu talepleri kabul görmemesi halinde esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, kredi teminatı olarak verilen ipoteğin kaldırılması şartları oluşmasında rağmen davalı banka tarafından kaldırılmaması sebebiyle uğranılan maddi zarar, ihtarname masrafı ile yoksun kalındığı iddia edilen kar kaybının tazmini amacıyla açılan alacak davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin kaldırılma şartlarının mevcut olup olmadığı, davacının uğradığı iddia edilen bir zarar ve kar kaybı olup olmadığı, var ise davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı, ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle dava dışı şirketin imzaladığı ihracat sözleşmesi kapsamında dava dışı … Bankası’ndan kredi alamadığını, anılan sözleşme gereğince sözleşmeye aracı olan davacının, ortaklar kurulu kararıyla aracı olduğu sözleşmeden kaynaklanan % 20 oranında kar payından mahrum kaldığı belirtilerek tazminat talep edilmiştir. Öncelikle ileri sürülen zarar ile davalının eylemleri arasında uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. İstinaf başvurusunda, dosyaya sunulan uzman görüşünün gerekçede değerlendirilmediği belirtilmiş ise de ilk derece mahkemesince dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek ve dava dışı bankanın cevabına göre zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları ve uzman görüşü ile … Bankası A.Ş.’nin yazılı cevabında, ipoteğe konu taşınmazın birince derecede ipotek verilmesi ve yaklaşık 4.000,00 USD tutarındaki akreditifin bankada açılması şartıyla talebin bankaca değerlendirileceği bildirilmiş olup, başvuru halinde teminatın verilip verilmeyeceği, taşınmazın belirtilen teminatı karşılayacak değerde olup olmadığı kanıtlanmadığı gibi, teminatın verilmesi halinde dahi sözleşmenin ifa edilip edilmeyeceği ve sözleşmeden belirtilen şekilde kar edilip edilmeyeceğine ilişkin delil sunulmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir. ” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/10/2018 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacının dava dilekçesinde müdabihe dahil ederek talep ettiği noter ihtarname masrafı HMK 323/1-ç maddesi gereğince yargılama giderlerinden olduğundan yargılama giderlerine dahil edilmesi gerekirken asıl alacağa eklenmesi de doğru olmamıştır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasa’nın 438/7. maddesine göre bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı yan, taşınmaz üzerindeki ipoteğin yazılı ve sözlü uyarılara rağmen kaldırılmaması nedeniyle taşınmaz üzerinde inşaat yapılamadığını ileri sürerek oluşan maddi ve manevi zararının tahsilini istemiştir. Dava ve cevaba cevap dilekçesinde maddi vakıa olarak taşınmazın ipotekli olması nedeniyle taşınmaz üzerinde süresinde inşaat yapılmaması nedeniyle maddi zarara uğranıldığı ileri sürülmüştür. Davacı yan, maddi zararın kapsamının belirlenmesi bu kapsamda gelen inşaat veya kiralama tekliflerinin ipotek nedeniyle karşılanamadığı konusunda hiç bir kanıt sunmamıştır. İstinaf başvurusunda belirtildiği üzere, bu tür bir sözleşmenin yapılmamış olmasının kanıtı olarak bir sözleşmenin ibrazı beklenemez. Ancak, davacıya sözleşme teklifi geldiği ve ipotek nedeniyle sözlemenin ifa edilmediğine ilişkin sözleşme öncesi yazışma, e-posta gibi hazırlık belgeleri de ibraz edilmemiştir. Esasen davacı, davadaki vakıalarda somut olarak bu tür bir sözleşmenin kaçırıldığını da iddia ve ispat etmemiştir. Diğer yandan, taşınmazın bulunduğu bölge 2005 yılında kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilmiş olup, daha sonra imar planlarında düzenlemeler yapılarak en son 28.11.2015 tarihli kararla imarın revize edilerek taşınmazın inşaat yapılabilecek hale geldiği anlaşılmıştır. Bilirkişi kurulunu yerinde yaptığı tesitte de taşınmazın çevresindeki inşaat faaliyetinin 28.11.2015 tarihinden sonra başladığı belirlenmiştir. Davacı yan, soyut olarak taşınmaz üzerinde inşaat yapılamaması nedeniyle zararının oluştuğunu belirtmiş ise de önceki imar planı ile yeni imar planı arasındaki fark, çevredeki yapılaşmanın gelişmesi ile arsa payının değerlenmesi nedeniyle zararının bulunmadığı bilirkişi raporuyla belirlenmiştir. Sonuç olarak, davacı ipoteğin geç kaldırılması nedeniyle dava ve cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıalar kapsamında maddi zararının bulunduğunu kanıtlayamadığından ilk derece mahkemesinin maddi tazminat isteminin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” denilmiştir.
4.T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 22/06/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olaya gelince; incelenen dosyası kapsamına göre, davaya konu ipoteğin kredi borcunun ödenmesini takiben davacının müracaatına rağmen zamanında kaldırılmamış olması ile davacının başka bankadan kullandığı kredi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi zarar arasında, az önce izah edildiği gibi uygun nedensellik bağı kurulamadığı halde maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgıya düşülerek maddi tazminata da hükmedilmesi usule ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCEİ
1.Dosya içerisinde yer alan 03/01/2018 tarihli “uzun Dönem Motorlu Araç Kiralama Sözleşmesi” gereğince davacı tarafından dava dışı … A.Ş arasında 15/03/2018 başlangıç ve 15/03/2020 bitiş tarihli, toplam 3.840.000,00 TL bedelli araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 4. Maddesi gereğince kira sözleşmesinin teminatı olarak davacı/kiracıdan 3 aylık kira bedeli tutarı 480.000,00 TL tutarlı teminat mektubu ya da bu bedel karşılık gayrimenkul ipoteği verilmesi kararlaştırıldığı, peşinat olarak davacıdan 90.000,00 TL bedel alındığı, sözleşmenin feshi halinde bedelin iade edilmeyerek irat kaydedileceği kararlaştırılmıştır.
2.Davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşme akabinde, 10/01/2018 tarihinde davacı tarafından davalı bankaya müracaat edilerek dava konusu ipoteğin kaldırılması için talepte bulunulmuş, davalı banka tarafından 18/01/2018 Tarih ve … Sayılı cevabi yazı ile ipoteğin fekki uygun görülmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
3.İpoteğin yazılı ve şifai başvurular üzerine kaldırılmaması neticesinde davacı tarafından T.C. Konya . Noterliğinin 07/03/2018 tarih ve … Yevmiye nolu senedi ile ipoteğin başka ticari faaliyetlerin teminatı olarak kullanılacağından bahisle kaldırılması için yeniden talepte bulunulmuş, davacı ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmeye atfen tazminat sorumluluğunun doğacağı ifade edilen ipoteğin kaldırılması talep edilmiştir.
4.Davalı banka tarafından söz konusu ihtara cevaben T.C. Konya . Noterliğinin 13/03/2018 Tarih ve … Yevmiye nolu senedi ile davacı şirketin ortağı olduğu ifade edilen …’nun borçları sebebiyle ipoteğin kaldırılmadığı ifade edilmiştir.
5.Dosya içerisinde yer alan davalı bankanın 03/04/2018 tarihli müzekkere cevabında; Dava konusu ipoteğin 16/03/2018 tarihinde fekki hususunda T.C. … Tapu Sicil Müdürlüğüne talepte bulunulduğu ve ipoteğin 19/03/2018 tarihinde kaldırıldığı ifade edilmiştir.
6.Dosya içerisinde yer alan 15/03/2018 Tarihli Fesih Bildirimi isimli belgenin incelenmesinde özetle; Davacı ile dava dışı firma arasında yapılan 03/01/2018 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesinin, sözleşmesi gereğince davacı tarafından verilmesi gereken ipoteğin teminat olarak verilmemesi sebebiyle feshedildiği ve 89.990,00 TL teminatın dava dışı firma tarafından irat kaydedildiği ifade edilmiştir.
7.Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen sözleşme dosya arasına alınmış ve sözleşmenin feshi sebebiyle davacının herhangi bir zararı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya içerisinde yer alan 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davaya konu edilen 90.000,00 TL irat kaydedilen bedelin 03/01/2018 tarihinde davacının kasasından nakit ödeme olarak çıkış gösterildiği, dava dışı firma ile sözleşmenin feshi akabinde 15/05/2018 tarihinde irat kaydedilmesi biçiminde defter kayıtlarına işlendiği ifade edilmiştir.
8.Mahkememizce davalının ipoteği kaldırmamasında haklı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosya içerisinde yer alan 23/02/2021 Tarihli ve 23/11/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Davalı banka tarafından ipoteğin fekki talebinin reddine gerekçe olarak dava dışı …’nun davalı bankaya olan kredi kartı borcunun devam etmesi gösterildiği, ipotek senedine göre dava konusu ipoteğin ise davacı şirketin, davalı bankaya karşı asaleten ve kefaleten borçlarından dolayı verildiği, ipoteğin devamının davacı şirketin davalıya karşı borçlu veya kefil olarak borcunun bulunup bulunmamasına bağlı olduğu, davacı şirketin kredi borcunun Aralık 2017 tarihinde sona erdiği, uyuşmazlık tarihi itibariyle davacının, davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığı, dava dışı …’nun fekke red gerekçesi olarak gösterilen kredi kartı sözleşmesinin davalı tarafından ibraz edilemediği için davacının bu borca kefil olup olmadığının tespit edilemediği, söz konusu kredi sözleşmesinin banka arşiv kayıtlarında yer almadığı, bu haliyle ipoteğin …’nun kredi borçlarına teminat oluşturmadığı, adı geçen şahsın 20/06/2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ile hisselerini dava dışı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı, dava konusu ipoteğin ise 22/11/2016 tarihinde verildiği rapor edilmiş, rapordan anlaşıldığı üzere davalı bankanın ipoteğin fekki taleplerinin reddine hukuka uyarlık bulunmadığı tespit edilmiştir.
9.Mahkememizce her ihtimale karşı son kez davalı bankanın … Şubesine müzekkere yazılarak dava dışı …’na ait kredi sözleşmesi talep edilmiş, 28/02/2022 tarihli müzekkere cevabında söz konusu kredi sözleşmesinin arşiv kayıtlarında yer almadığı ifade edilmiştir.
10.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, müzekkere cevapları, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı tarafından davalıdan çekilen kredilerin teminatı olarak 22/11/2016 tarihinde davalı lehine 1. Dereceden ipotek tesis edildiği, kredi borcunun sona ermesi sebebiyle 10/01/2018 tarihinde davacı tarafından davalı bankaya müracaat edilerek dava konusu ipoteğin kaldırılması için talepte bulunulduğu, davalı banka tarafından 18/01/2018 Tarih ve … Sayılı cevabi yazı ile ipoteğin fekki uygun görülmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından T.C. Konya . Noterliğinin 07/03/2018 tarih ve … Yevmiye nolu senedi ile ipoteğin başka ticari faaliyetlerin teminatı olarak kullanılacağından bahisle kaldırılması için yeniden talepte bulunulduğu, dava dışı şirket arasında yapılan sözleşmeye atfen tazminat sorumluluğunun doğacağı ifade edilerek ipoteğin kaldırılmasının talep edildiği, davalı banka tarafından söz konusu ihtara cevaben T.C. Konya . Noterliğinin 13/03/2018 Tarih ve … Yevmiye nolu senedi ile davacı şirketin ortağı olduğu ifade edilen …’nun borçları sebebiyle ipoteğin kaldırılmadığı ifade edilerek talebin reddedildiği lakin akabinde dava konusu ipoteğin 16/03/2018 tarihinde fekki hususunda T.C. Başakşehir Tapu Sicil Müdürlüğüne talepte bulunulduğu ve ipoteğin 19/03/2018 tarihinde kaldırıldığı, dosya içerisinde yer alan 03/01/2018 tarihli “uzun Dönem Motorlu Araç Kiralama Sözleşmesi” gereğince davacı tarafından dava dışı … A.Ş arasında 15/03/2018 başlangıç ve 15/03/2020 bitiş tarihli, toplam 3.840.000,00 TL bedelli araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin 4. Maddesi gereğince kira sözleşmesinin teminatı olarak davacı/kiracıdan 3 aylık kira bedeli tutarı 480.000,00 TL tutarlı teminat mektubu ya da bu bedel karşılık gayrimenkul ipoteği verilmesi kararlaştırıldığı, peşinat olarak davacıdan 90.000,00 TL bedel alındığı, sözleşmenin feshi halinde bedelin iade edilmeyerek irat kaydedileceği kararlaştırıldığı, davalı tarafından ipoteğin kaldırılmaması üzerine 15/03/2018 Tarihli Fesih Bildirimi ile davacı ile dava dışı firma arasında yapılan 03/01/2018 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesinin, sözleşmesi gereğince davacı tarafından verilmesi gereken ipoteğin teminat olarak verilmemesi sebebiyle feshedildiği ve 89.990,00 TL teminatın dava dışı firma tarafından irat kaydedildiği, dosya içerisinde yer alan 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporundan 90.000,00 TL irat kaydedilen bedelin 03/01/2018 tarihinde davacının kasasından nakit ödeme olarak çıkış gösterildiği, dava dışı firma ile sözleşmenin feshi akabinde 15/05/2018 tarihinde irat kaydedilmesi biçiminde defter kayıtlarına işlendiği ifade edildiği, Mahkememizce davalının ipoteği kaldırmamasında haklı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosya içerisinde yer alan 23/02/2021 Tarihli ve 23/11/2021 tarihli bilirkişi raporlarında davalı banka tarafından ipoteğin fekki talebinin reddine gerekçe olarak dava dışı …’nun davalı bankaya olan kredi kartı borcunun devam etmesi gösterildiği, ipotek senedine göre dava konusu ipoteğin ise davacı şirketin, davalı bankaya karşı asaleten ve kefaleten borçlarından dolayı verildiği, ipoteğin devamının davacı şirketin davalıya karşı borçlu veya kefil olarak borcunun bulunup bulunmamasına bağlı olduğu, davacı şirketin kredi borcunun Aralık 2017 tarihinde sona erdiği, uyuşmazlık tarihi itibariyle davacının, davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığı, dava dışı …’nun fekke red gerekçesi olarak gösterilen kredi kartı sözleşmesinin davalı tarafından ibraz edilemediği için davacının bu borca kefil olup olmadığının tespit edilemediği, söz konusu kredi sözleşmesinin banka arşiv kayıtlarında yer almadığı, bu haliyle ipoteğin …’nun kredi borçlarına teminat oluşturmadığı, adı geçen şahsın 20/06/2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ile hisselerini dava dışı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı, dava konusu ipoteğin ise 22/11/2016 tarihinde verildiği, rapordan anlaşıldığı üzere davalı bankanın ipoteğin fekki taleplerinin reddine hukuka uyarlık bulunmadığı tespit edilmiş, yukarıda detayı verilen T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 22/06/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde ipoteğin zamanından terkin edilmemesi sebebiyle meydana gelen zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu da anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davacının davasının 9.500,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş, kabul edilen tutara ise T.C. Konya . Noterliğinin 07/03/2018 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 09/03/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
11.Her ne kadar davacı tarafından dava öncesindeki ihtarname masrafı dava değeri içerisinde gösterilmek üzere talep edilmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/10/2018 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak ihtarname masrafı HMK 323/1-ç maddesi gereğince yargılama giderlerinden olduğundan yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
12.Her ne kadar davacı tarafından dava dışı şirket ile yapılan sözleşmenin fesh edilmesi sebebiyle yoksun kaldığı zararın giderilmesi talebinde bulunulmuş ise de yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 25/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak ipoteğin zamanında kaldırılması halinde dahi dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmenin ifa edilip edilmeyeceği ve sözleşmeden belirtilen şekilde kar edilip edilmeyeceğine ilişkin delil sunulmadığından bu yöndeki talebinin reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
a) İpoteğin kaldırılmaması sebebiyle davacının uğramış olduğu 9.500,00 TL maddi zararının 09/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davacının yoksun kaldığı kâr kaybı yönüyle maddi taleplerinin REDDİNE,
c) Davacının talep etmiş olduğu dava öncesi ihtarname masrafının yargılama gideri içerisinde DEĞERLENDİRİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 648,95TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 170,78TL peşin harcın mahsubu ile bakiye ‬478,17‬TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından karşılanan 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin harç ve 5,20 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam ‬211,88‬TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 625,50‬TL posta ve tebligat gideri, 1.150,00TL bilirkişi ücreti giderleri, 900,00TL talimat gideri, 239,66TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 2.915,16TL’nin davanın haklılık oranına göre (9.500,00/10.000,00) hesaplanan 2.769,40TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 500,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2022

Katip … Hakim …