Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/200 E. 2022/219 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirket ile anlaşarak 2015 yılından bu yana fatura karşılığı asansör dişlisi almakta olduğunu, ancak 2017 yılında dava dilekçesine ekli faturalarda yer alan malzemelerin standartlara uygun olmadığı halde müvekkiline satılmış olduğunu, 2015 ve 2016 yıllarında alınan ürünler davalı firma tarafından taahhüt edilen ve standartlara uygun ürünler iken, 2017 yılında gelen ürünlerin ayıplı olduğunun müvekkilinin müşterilerinden gelen servis istekleri üzerine anlaşılmış olduğunu, gelen servis istekleri üzerine çıkartılan dişliler analiz edildiğinde anlaşılan standart değerlerden çok farklı olduğunun ve bu yüzden bozulduğunun anlaşıldığını, alınan malzemelerde pahalı elementler yerine olmaması gereken ucuz elementlerin kullanılarak kalitesiz üretilen malzemelerin müvekkiline satılmış olduğunu, müvekkilin de işbu malzemeleri ürettiği asansörlerine takmış olduğunu, ticari teamül gereği süreklilik arz eden alım satım işlemlerinde malın görünürde ayıplı olmadığı ve kullanımla ortaya çıkacak ayıplarda TTK madde 23/son yollaması ile TBK madde 223 vd. Maddelerinin uygulanacağının açık olduğunu ve davalı şirketin sorumluluğunun devam ettiğini, TTK madde 23’ün gerekçelerinde de bu durumun sabit olduğunu, müvekkilinin her gelen parti malın ayıplı olup olmadığını, gizli ayıbının bulunup bulunmadığını, gelen ürünleri keserek analiz yaptırma zorunluluğun da bulunmadığını, kullanım ile ortaya çıkan ayıplar yönünden davalı şirketin sorumlu olduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten aldığı dişlileri asansör motoru imalatında kullanmış olduğunu, asansör alanlar tarafından arıza bildiriminde bulunulmuş olduğunu ve arızalı asansörler incelendiğinde davalı şirketin satmış olduğu dişlilerin aşınma sonucunda işlevini göremez hale geldiğinin anlaşılmış olduğunu, müvekkilinin bozulan dişlileri yenileriyle değiştirerek maddi zarara uğramış ve halen de uğramakta olduğunu, üretim hatası ile ayıplı mal niteliği taşıyan asansör dişlisi bedeli olarak şimdilik 1.000,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, gizli ayıplı mal niteliğinde olan ürünlerin yenileriyle değiştirilmesi için verilen servis hizmetlerinin bilirkişi raporu ile sabit olacak değerine mahsuben şimdilik 1.000,00.TL’nin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine, müvekkili tarafından Konya 3. ATM’nin 2018/53 D.İş sayılı dosyasından yapılan tespit masrafı olan 1.460,00-TL’nin yargılama giderleri içerisine alınarak ödeme tarihi olan 09.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 6. Madde gereğince açılan davada yetkili mahkemenin davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri olan İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirketin 2017’nin Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında yapılan teslimatlara ilişkin ürün bedellerini ödememiş olduğunu, Ocak ayının başında yapılan şifahi görüşmeler sonrasında ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapılacağı bilgisini almış olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirkete ödeme yapacağız diyerek ürünlerin ayıplı olduğuna dair tespit yaptırmış olduğunu, müvekkili şirketin 10.01.2018 tarihinde davacı şirket aleyhine muhabere ile icra takibi başlatmış olup, takibe esas alacağın harici olarak tahsil edilmiş olduğunu, Temmuz ayından bu yana hiçbir şekilde şikayet almayan aldıysa da bu şikayetleri bildirmeyen davacı şirketin müvekkilinin alacağını tahsil etmeye girişmesinin akabinde malın ayıplı olduğunu öne sürmüş olduğunu, davacı şirketin bunca zaman aldığı şikayetler doğrultusunda müvekkili şirkete bildirimde bulunmamasının, müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek için icra başlatacağını öğrendiği anda malın ayıplı olduğunu öne sürmesinin çok manidar olduğunu, kaldı ki davacı şirketin müvekkilinden aldığı ürünlerin aynısını Eylül ayında tesisini büyüterek kendisinin de üretmeye başladığını, müvekkili şirketin ürettiği asansör dişlilerinin TSE ve DIN standartlarına uygun olduğunu, ayrıca davacı taraf ile müvekkili arasında yapılmış olan herhangi bir kimyasal kompozisyon sözleşmesi olmadığını, davacı tarafın kompozisyon sözleşmesi diye sunduğu evrağın mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, evrağın o yıllarda gitmiş olan bir parti malla ilgili analiz raporu olduğunu, müvekkilinin her yolladığı parti mal ile birlikte giden ürünün analiz raporunu kaşeli ve imzalı olarak davacı yana teslim etmekte olduğunu, müvekkili şirketin çok uzun yıllardır sektörde hizmet veren bir aile şirketi olduğunu, bugüne kadar hiçbir ürününün iade edilmemiş olduğunu, bunun nedeninin de üretimden nakliye aşamasına kadar her aşamada deneyimli personelinin olmasının ve şirket sahiplerinin işin başında durması olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ayıplı mal satımından kaynaklı tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya satılan malların ayıplı olup olmadığı buna dayalı ödenen bedellerin ve verilen servis hizmetlerinin davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . ATM’nin … D.İş sayılı dosyası, faturalar, servis raporları, ihtarnameler, taraf ticari defterleri ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Dosyada taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle rapor alınmıştır. Davalı defterleri incelenmek suretiyle sunulan 04/10/2019 tarihli raporda özetle; Davalı şirketin dava tarihi itibarı ile davacıdan 162,07-TL alacağı olduğu ifade edilmiştir.
Davacı defterleri incelenmek suretiyle sunulan 07/03/2019 tarihli raporda ise özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 2016 yılından beri süregelen ve 2017 yılında da devam eden bir ilişki bulunduğu, davaya konu edilen 2017 tarihli 29 adet faturanın da davacı defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve ödemelerinin yapıldığı, davacı defterlerine göre davalının davacıdan dava tarihi itibarı ile 18,93-TL alacaklı bulunduğu, davacı defterlerinin usulüne uygunolarak tutulduğu ifade edilmiştir.
Taraf vekillerinin raporlara karşı beyan ve itirazları sonrasında dosya bu defa davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı, davalı tarafından verilen malların ayıplı olup olmadığı, davalı savunmaları tüm dosya kapsamı ve dosya içerisinde mevcut tespit dosyası da dikkate alınmak suretiyle metalurji bilirkişine verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
10/03/2020 tarihli metalurji uzmanı bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında davacı ile davalı arasında imzalanmış, davacıya gönderilecek ürünlerin hangi standartlar kapsamında olacağı ile ilgili bir sözleşmenin mevcut olmadığı, 11.09.2015 tarihli … … … … NO:… numunesine ait analiz raporunun … alaşımının standart değerleri aralığında olduğu, numunenin … standardında olduğu ve asansör dişlilerinde kullanılabileceği, davalı tarafından davacıya 2017 yılında gönderilen numunelerin hem davacı hem de bilirkişi tarafından yapılan/yaptırılan analiz sonuçlarında ise numunelerin … , … alaşım standartlarına uygun olduğu ve asansör dişlilerinde kullanılabileceği, ancak 11.09.2015 tarihindeki numunenin üretim standardından(… ) farklı bir standartta üretildiği ve davacıya gönderildiği, asansör dişlilerindeki bozulmaların teknik bilgiler ve değerlendirmeler kısmında detaylı bahsedildiği üzere birden çok aşamadaki( üretim-montaj- servis) nedenlerden olabileceği, bu aşamaların dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelerle tespit edilemeyeceği, ancak davalının ürettiği ve bozulmaların olduğu dişli bronz malzemesinin kimyasal özellikleri ve sertlik ölçümleri kapsamında değerlendirildiğinde standart dışı ve ayıplı olmadığı ifade edilmiştir.
İşbu rapora yapılan itirazlar üzerine bu defa dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılması suretiyle aralarında Üniversitelerin Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliğinden öğretim üyesi makine mühendisi bir bilirkişi, Metalürji Mühendisi Bilirkişi, Kimya Mühendisi Bilirkişi ve Hesap Uzmanı Bilirkişi’ye verilerek rapor alınmasına, raporda ayrıca davacı tarafın isteyebileceği bir tazminat söz konusu ise özellikle 2015 ve 2016 yıllarında nikel bazlı ürünlerin teslim edilmiş olması ve anlaşma dışında 2017 yılında kurşun bazlı ürünlerin teslim edilmiş olması hususundaki davacı beyanları da dikkate alınarak gerekirse piyasa araştırması da yapılmak suretiyle anlaşmaya aykırı teslimat neticesi bir zarar söz konusu ise bu zararın da hesaplanması suretiyle ve tüm iddia ve savunmalar irdelenmek suretiyle taraf ve mahkeme denetimine uygun rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup;
22/01/2021 tarihli sunulan heyet raporunda özetle; Tüm dosya kapsamına göre Kurulumuzca yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Üretilen bronz dişli parçaların kimyasal kompozisyonunun ne olması gerektiğine dair taraflar arasında mutabık kalınmış somut bir sözleşme olmadığından 2015 ve 2017 yıllarında üretilmiş olan malzemelerin kimyasal kompoziyonlarının ve mekanik özelliklerinin öncelikle asansör imalatında kullanılan bronz dişli üretimi için uygun malzeme olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, beklenenden daha fazla aşınma kayıpları olduğu belirtilen 2017 üretimi 22 adet bronz dişlinin … laboratuvarlarında yapılan kimyasal analiz ve mekanik test sonuçlarının … (… ) … standardı değerleriyle uyumlu olduğu, (… (… ) … ) standardı ile uyumlu üretilen bronz malzemenin kimyasal kompozisyon ve mekanik özellikler bakımında dişli üretimi için uygun olduğu, bu sebeple dişli parçaların aşınma kayıplarının malzemenin kimyasal kornpozisyonu ve buna bağlı mekanik özelliklerinden kaynaklı olmayıp başka bir sebepten kaynaklanmış olabileciği, yapılan analiz sonuç değerlerine göre üretilen bronz dişli parçaların malzeme kompozisyonu bakımında ayıplı olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.
Sunulan bu son heyet raporuna davacı vekili tarafından itiraz edilmiş, ancak rapor hüküm kurmaya elverişli görülmekle yeniden rapor alınması yönündeki talep reddedilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle bu delile başvurup başvurulmayacağı hatırlatılmış, ancak davacı vekili bu delile başvurmamış ve dosyaya tam ıslah talepli dilekçe sunmuştur.
Ancak mahkememizce 6100 sayılı HMK’nun kötüniyetli ıslah hükmünün düzenlendiği;
MADDE 182- (1) Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötüniyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme ıslahı dikkate almadan karar verir.” Hükmü gereğince yapılan ıslah’ın kötüniyetli olduğu ve alınan raporlara göre de davacının ayıplı mal iddiasının kanıtlanamadığı kanaati ile hem ıslah talebinin hem de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ise de; Türk Borçlar Kanunu Madde 89- Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir hükmü gereği ve yine HMK’nun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir. Bu nedenle davalı vekilinin yetki itirazı nazara alınmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesi dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı yanca iddia edildiği şekliyle davalı tarafından davacıya satılan malların ayıplı olup olmadığı, buna dayalı olarak ödenen bedellerin ve verilen servis hizmetlerinin davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği araştırılmış olmakla dosya kapsamı ve sunulan raporlara göre davalı yanca satılan malların ayıplı olmadığı belirlenmiş olup bu durumun aksi de davacı yanca ispatlanamadığından dolayı açılan davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE
2-)Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre belirlenen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 24/03/2022

Katip … Hakim …