Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1073 E. 2022/701 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLLERİ:
4-
VEKİLİ :
5-
6-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 06.12.2016 günü … Sigorta AŞ. nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı bulunan … Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresinde … Caddesinden, … Caddesi istikametine seyri sırasında olay mahalli kavşakta, seyrine göre sağındaki sokaktan kavşağa giren … Sigorta AŞ. nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı … Tic. San. Ltd. Şti.’e ait sürücü …’in kullandığı … plakalı kamyon ile önlemsizce çarpışması nedeniyle ölümlü, yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda … plakalı otobüs sürücüsü …, 2918 sayılı KTK nunn 51. maddesini ihlal ettiğinden, kamyon Şoförü … in KTK’nın 57/1-a maddesindeki kural ihlaline göre kusurlu bulunduğunu, otobüste yolcu olan …’ın trafik kural veya ihlalinin olmadığını ölümlü/yaralanmalı trafik kaza tutanağında tespit edildiğini, Konya . Ağır Ceza Mahkemesi … E. … K. sayılı dosya ile ceza davası açıldığını, … 2 yıl 6 ay, … ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldığını, yine aynı dosyada Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 06.04.2017 tarihli raporda olayın meydana gelmesinde …’ın tali, sürücü …’in asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacının kaza geçirdiği esnada 17 yaşında olduğunu, meydana gelen üzücü kaza neticesinde sol el parmaklarında özür meydana geldiğini ve sürekli iş göremezlik kaybı oluştuğunu, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından 09.01.2018 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporundan anlaşılacağı üzere %5 oranında özür durumu oluştuğunu, müvekkilinin Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olduğunu, ilerde mesleğini cerrahi alanda sürdürme gayesinde olduğunu, solak bir cerrah için sol el parmaklarındaki kalıcı hasarın öneminin büyük olacağını, müvekkilinin bu durumunun her ne kadar cerrah olmasına engel değil ise de kendisiyle aynı işi yapanlara göre bu durum nedeni ile daha fazla güç ve çaba sarfetmesi gerekeceğini, bu sebeple müvekkilinin sürekli iş göremezlik dönemi zararı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00TL talep ettiklerini, gerçekleşen kaza sonrasında … ın ağır şekilde yaralandığını, tedavi gördüğünü, 70 gün rapor alması gerektiğini ve engelli sağlık kurulu raporuna göre sol el parmaklarında %5 oranında kalıcı hasar meydana geldiğini, bu süreçte gerek fiziksel gerek ruhsal durumu nedeniyle kendi ihtiyaçlarını büyük oranda karşılayamadığını, başkalarından destek alması gerektiğini, rapor tarihinden sonra da tedavisi devam ettiğini, elinde oluşan ödem ve estetik bozukluk nedeniyle de çeşitli operasyonlar geçirmesi gerekeceğini, kaza neticesinde müvekkilinin arkadaşı ve komşusu … ın hayatını kaybettiğini, çocuk denecek yaşta, üstelik üniversite sınavına hazırlanırken kaza geçirip malul kalan yakın arkadaşını kaybeden müvekkilinin bu durumun acısını ziyadesiyle duyduğunu, üniversitelere giriş sınavına az bir süre kala gerçekleşen kaza nedeniyle solak olan müvekkilinin sol el parmaklarında oluşan maluliyet nedeniyle ellerinin kalem tutamaz hale geldiğini ve ders çalışamadığını, dolayısıyla girdiği her sınavda derece alan müvekkilinin üniversite sınavını ilk girdiği sene kazanamadığını, sonraki yıl da sol elinde bir türlü geçmeyen ödem nedeniyle sağ elini kullanmak zorunda kaldığını, müvekkilinin tercih etmek istediği tıp fakültelerinden bir kısmının, elini rahat kullanıldığına ilişkin rapor istediğinden bu üniversiteleri tercih dışı bırakmak zorunda kaldığını ve diğer üniversitelerde de bu durum sorun teşkil edecek mi diye kaygılandığını, izah olunan nedenlerle müvekkilinin çektiği sıkıntıların ve üzüntülerin karşılığı ve tazmini olarak 50.000,00TL manevi tazminat talep ettiklerini, davalılardan … Sigorta AŞ.’ye yapılan başvuru neticesinde sigorta şirketi tarafından 31.389,99 TL ödeme yapıldığını, davalılardan … Sigorta AŞ.’ye yapılan başvuru neticesinde sigorta şirketi tarafından 8.757,00 TL ödeme yapıldığını, fakat bahse konu ödemelere ilişkin nasıl bir inceleme yapıldığının taraflarınca bilinmediğinden aktüer bilirkişisinden rapor alınarak tazminat miktarının net olarak belirlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …’ın maluliyet oranı belirlenerek sürekli iş göremezlik gelirinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 -TL sinin kaza tarihi olan 06.12.2016 tarihinden, (davalı … Sigorta AŞ. yönünden 06.08.2018 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ. yönünden 09.08.2018 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ( davalı sigorta şirketlerinin poliçe limiti ve ödemiş oldukları miktarın mahsubu ile sınırlı sorumlu tutularak), 100,00-TL tedavi ve bakıcı giderinin 06.12.2016 tarihinden ( davalı … Sigorta AŞ. yönünden 06.08.2018 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ. yönünden 09.08.2018 tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ( davalı sigorta şirketlerinin poliçe limiti ve ödemiş oldukları miktarın mahsubu ile sınırlı sorumlu tutularak) davacılara verilmesini, 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, hükmedilecek bu manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirkelleri hariç) davalılardan alınarak davacılara verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davacının da belirttiği gibi, ceza yargılamasında 5 yıl hapis cezası aldığını, maddi manevi olarak tamamen yıkıldığını, açılan manevi tazminat davalarının da dikkate alınması halinde, halihazırda ceza evinde olan ve artık çalışamayan müvekkilinin geleceğinin de zorluklarla geçeceğini, her ne kadar, davacının “kusur ve maddi zarar” durumunu, mutlak bir gerçekmiş gibi anlatmışsa da müvekkilinin kazadaki kusurunun daha az olması ve davacının iddia ettiği oranda maddi zararının olmaması nedeniyle, “kusur ve maddi zarar” durumuna itiraz ettiklerini, yine davacının delil olarak sunmuş olduğu, geçici ve sürekli iş göremezlik raporlarına da itiraz ettiklerini, ilgili oranların Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesince hesaplanması gerektiğini, özellikle sürekli iş göremezlik oranının tespiti hususunda, yargıtay içtihatları ile sabit olduğu şekilde kurulun incelemesinin elzem olduğunu, davacının eğitiminin kaza nedeniyle sekteye uğradığı ile hep hayalinde ki doktorluk mesleğini artık yapamayacağının iddiasının da taraflarınca kabul edilmemekte olduğunu, bu durumunun bilirkişi raporu ile tespit ve ispatı gerektiğinin açık olduğunu, gerçekten davacı kabul anlamına gelmemek kaydıyla tıp fakültesini kazanamamış bile olsa kaza ile üniversite kazanamama arasında uygun illiyet bağının olmadığı kanaatinde olduklarını, davacının huzurda görülen bu davayı kaza tarihinden 2 yıl sonra açtığını, yerleşik Yargıtay içtihadı ile sabit olduğu şekilde manevi tazminatı doğuran eylemden zaman itibariyle uzaklaştıkça mağdurun manevi zararının azaldığının prensip olarak kabulünün gerekeceğini, gerçekten de hayatın mutad akışı düşünüldüğünde, zarar anından uzaklaştıkça acının azaldığı herkesçe gözlemlenebilir bir olgu olduğunu, bu nedenle davacının 2 yıl bekleyip daha sonra dava açmasının karşısında manevi zararının zaman içerisinden azalmış olduğunun açık olduğunu, hatta bu kadar uzun bir süre dava açmayan kişinin artık manevi zarar duymadığının bile değerlendirilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddi ile dava masraflarının ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Turizm şirketi ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin son derece samimi şekilde ifade verdiğini, kazanın neticesi elbette çok üzücü oluğunu fakat müvekkilinin eylemine ve kazadaki pozisyonuna bakıldığında vicdanlarını rahatsız edecek bir yönü olmadığını, … in çok tecrübeli bir şoför olduğunu, 37 yıldır hiç kazası olmadığını, ceza puanı dahi olmadığını, yolcular tarafından hiç hızlı gitmediğinin hep dile getirildiğini, kazada kusursuz olduğunu düşündüklerini, zira her ne kadar 30km hız sınırı levhası olsa da eğer keşif yapılır ise görüleceği gibi tenha olduğu için sürücü kurslarının eğitim yapmakta olduğunu, eğitim sırasında acemi şoförler ile yoğunluk oluştuğunu, müvekkilinin her gün o yoldan iki kez geçtiğini, müvekkilinin samimi şekilde aracının hızının 45-48 km olduğunu beyan ettiğini, araç takip sitemini dile getirdiğini, bu durumu gizleyebileceğini hızını 25-30 Km de diyebileceğini, bunun aksinin de zor ispat olacağını, burada kazanın oluşumunda asıl faktörün … arasındaki tabir ile hafriyat kamyonu terörü olduğunu, kamyonun yükünün yasal sınırın 2 katı olduğunu, yasal 25 ton işbu kamyonun yükünün 38 ton yüklü olduğunu, kamyonun dur levhasına rağmen durmadığını, dursa idi elbette bu kazanın olmayacağını, hızlı bir şekilde tali yoldan ana yola çıktığının açık ve net olduğunu, müvekkilinin alması gerekli her türlü tedbiri aldığını, kamyonun durmayıp yola girdiğini görür görmez sol şeride geçtiğini, belki tecrübesi ile araçların kafa kafaya çarpışmasına engel olduğunu, kavşağa minibüsün önce girdiğini, bunun çok önemli olduğunu, bu hususun müvekkilinin bir kusuru olmadığını gösterdiğini, olayın saniyeler içinde olduğunu, öncelikle olayın üzücü olduğunun gerek avukat olarak kendilerini, gerekse müvekkillerinin çok üzgün olduğunu, ceza yargılaması sırasında bir çok kez beyan ettikleri üzere davacının açısını paylaştıklarını ve saygı duyduklarını ifade ettiklerini, ancak hukuken ve hakkaniyet icabı müvekkilinin bu kazada somut olaydaki durumu, davranışları, hali, vicdanlara rahatsızlık verecek nitelikte olmadığını, bu nedenlerle açıklamalar bölümündeki cevap ve itirazları nazara alınarak ve resen nazara alınacak olan nedenlerle diğer davalılar ile müvekkilleri arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk olmadığı gözetilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkilleri açısından reddine karar verilmesini, eğer bir miktar tazminata hükmedilecek ise müvekkillerinin de maddi anlamda mağdur etmeyecek miktarda olmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin 2918 sayılı kanuna göre, işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitleri dahilinde teminle mükellef olup işletenin sorumluluğunun bulunmadığı hallerde müvekkili Şirketin sorumluluğundan bahsedilmesinin mümkün olmayacağını, bu nedenlerle yargılamaya konu kazaya karısan araçların ve şahısların kusur dağılımına ilişkin olan maddi gerçeğin, mahkememizce İstanbul Teknik Üniversitesi, Karayolları Trafik Fen Heyeti, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi heyetinden alınacak ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanzimi ile saptanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının kaza neticesinde yaralanmış ve gelir kaybına uğramış ise tazminat taleplerine esas gelirlerinin mahkememiz tarafından araştırılması gerektiğini, davacının kazadan önce ne kadar gelirinin olduğunu ve buna dayalı olarak ne kadar kazanç kaybına uğradığını somut bulgularla ispatlamasının gerektiğini farazi yöntemlerle hareket edilerek hesaplanacak olan tazminat miktarlarının usul ve yasalara aykırı olacağının açıkça vurgulandığını, bu nedenlerle öncelikle olaydaki kusur durumunun tespit edilmesini, şayet müvekkili şirketin sorumluluğunun varlığı düşünülecek ise yukarıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde alınacak bilirkişi raporu ile davacının gerçekten geçici iş göremezlik dönemlerinin ve sürekli beden gücü kaybının varlığının tespit edilmesini, davacının geçici iş göremezlik dönemi ve beden gücü kaybı yaşamış ise yine yukarıda belirttikleri esaslar doğrultusunda alınacak bilirkişi raporu ile kazadan önceki kazancının somut bulgularla tespit edilerek gerçek kazanç kayıplarının değerinin hesaplanmasını, Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacıya yapılan ödemelerin sorulması ve bununla birlikte müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin tazminattan tenizli ile yine hatır taşımacılığı indirimlerinin uygulanmasını, neticeden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi vermemişlerdir.
Davacı vekili mahkememizin 14/09/2021 tarihli duruşmasında aynen “Maddi tazminat talebimizden feragat ediyoruz, manevi tazminata ilişkin taleplerimiz devam etmektedir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın 06/12/2016 Tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararlarının tazmini talepli maddi ve manevi tazminat davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu kaza sebebiyle davalılara atfı mümkün bir kusur olup olmadığı, davacının uğradığını iddia ettiği bir maddi ve manevi zararı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalılardan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.Mahkememizin, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresinde olması sebebiyle, davacının cismani zararlarının tespiti noktasında T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alınmış, ilgili ilamda ise;
“AYM iptal gerkçesinde vurgulandığı üzere aynı kaza ile ilgili olmak üzere işleten ve fiili yapan kişiye yönelik açılan dava ile sigortanın davalı olması durumunda uygulanacak Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır.
Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen özürlülük ölçütü yönetmeliği ile engelliler yönetmeliğinin uygulanma imkanı kalmadığından ;
Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Kökleşmiş Yargıtay . HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.(Nitekim Yargıtay HD nin … esas … karar … esas … karar sayılı ilamları)” denilmiştir.
Emsal alınan ilam gereğince; davacının maluliyet oranının tespiti Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine tespit edilmiş, davacının Muhtemel Yaşam Süresi; Population Masculine Et – Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak belirlenmiş, muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem zararı hesaplanmıştır.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davacının kaza yapan davalıya sigortalı araçta yolcu olduğu dikkate alındığında, kusur raporu alınmadan tam kusur üzerinden tazminatın hesaplanmasında usulsüzlük görülmemiştir” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.” denilmiştir.
4.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 07/02/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Davalı tarafın müterafik kusur yönünden yaptığı itirazlar bakımından ise; dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağına göre, kask ve ekipmanların takılı olup olmadığı “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. davacının kaskının takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmayıp, takılı olmadığının ispatı davalı sigorta şirketinin üzerindedir. Davalı tarafça, yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından,aslolan kask ve güvenlik ekipmanı takılması olup, bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından indirim uygulanmaması kararı yerinde olup istinaflar yersizdir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.KUSUR AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Mahkememizce alınan T.C. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 21/05/2019 Tarihli raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %30 oranında tali, diğer davalı sürücü …’in %70 oranında asli kusurlu olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve adı geçen kusur raporu gereğince davacının araçta yolcu olması sebebiyle kendisine atfedilebilecek bir kusur olmadığı, söz konusu raporun ceza kovuşturmasında alınan kusur raporundaki tespitlerle de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
2.MALULİYET RAPORU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; T.C. Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 21/10/2021 tarihli Heyet Raporunda özetle; 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede davacının sürekli maluliyetinin % 8 oranında olduğu, iyileşme(geçici iş göremezlik) süresinin 1 aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında bakıcıya ihtiyacı olmadığı ve SGK tarafından karşılanmayan, belgeye bağlanamayan zorunlu tedavi giderinin ise 3.267,31 TL olduğu rapor edilmiş, bilirkişi raporunun yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı emsal ilamında belirtilen kriterlere uygun olarak hazırlanması, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun değerlendirme yapıldığına kanaat edilmekle bu raporun hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar dosya içerisinde birden fazla maluliyet raporu bulunmakta ise de söz konusu raporlar ile Mahkememizce hükme esas alınan raporlar arasındaki farklı maluliyetin tespitine dayanak alınan yönetmelik hükümlerinin farklı olmasından kaynaklandığı anlaşılmakla bu husus çelişki olarak kabul edilmemiştir.
3.MÜTERAFİK KUSUR AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 07/02/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olayımız değerlendirildiğinde; Dosya içerisinde yer alan 06/12/2016 tarihli Kaza Tespit Tutanağının incelenmesinde davacı zarar görenin kask ve ekipmanların/emniyet kemerinin takılı olup olmadığının “belirsiz” olarak işaretlendiği, davacı/zarar görenin emniyet kemerinin veya koruyucu ekipmalarının takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmadığı, bu hususun aksinin ispatının davalılar üzerinde olduğu, davalılarca yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından, aslolanın emniyet kemeri ve güvenlik ekipmanı takılması olup, bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
4.MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
İşbu davanın yargılaması sırasında davacı vekili 14/09/2021 tarihli duruşmamızda maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, manevi tazminata ilişkin taleplerinin devam ettiğini ifade etmiştir.
6100 Sayılı Kanunumuzun “Feragat” başlıklı 307/1. Maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” denilmiştir.
Adı geçen kanunumuzun “Feragat ve Kabulün Şekli” başlıklı 309. Maddesinde; “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” amir hükmü yer almaktadır.
Adı geçen kanunumuzun “Feragat ve Kabulün Zamanı” başlıklı 310/1. Maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
” denilmiştir.
Adı geçen kanunumuzun “Feragatın Kabul ve Sonuçları Başlıklı” 311/1. Maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin Mahkememizin 14/09/2021 tarihli duruşmasında alınan beyanında maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini sözlü olarak beyan ettiği, beyanının duruşma zaptına geçirilerek imzasının alındığı, davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu T.C. Konya . Noterliğinin 16/08/2018 Tarihli vekaletnamesinde davadan feragata ilişkin olarak ayrıca ve açıkça yetkilendirildiği, feragatin bu vekaletname dayanak olmak üzere 08/04/2019 tarihinde yetkilendirilen vekil tarafından muhakeme devam ederken süresinde yapıldığı, feragatin kayıtsız ve şartsız olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı Kanunun 311/1 maddesi gereğince maddi tazminat yönüyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
5.MANEVİ TAZMİNAT AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 56/1 maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” amir hükmü yer almaktadır.
Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatlarında ifade edildiği üzere; Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, 6098 Sayılı TBK’nın 56/1. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 Sayılı TMK’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükmü, bilirkişi raporları ve Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları çerçevesinde somut olayımız değerlendirildiğinde; 06/12/2016 tarihinde meydana gelen kazada kaza tarihi itibariyle davacının yaşı, kazanın meydana gelmesinde zararın artmasında herhangi bir dahli ve kusuru bulunmaması, kaza sebebiyle meydana gelen %8 oranındaki kalıcı maluliyeti, 1 aylık tedavi süreci, geçirmiş olduğu tıbbi müdahaleler, bu sürecin davacı üzerinde yaratacağı travma ve psikolojik etki, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile paranın satın alma gücü de bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı lehine takdir edilecek 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı için zenginleşme ve davalılar için de yıkım olmayacağına kanaat edilmekle davacının manevi tazminat davasının 15.000,00 TL’sinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı …’ın 06/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle açmış olduğu maddi tazminat davasının 6100 sayılı HMK m. 311/1 maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 06/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … Tic. San. Ltd. Şti, … ve … Tic. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ‬1.024,65TL karar ve ilam harcından, dava açılırken alınan 171,46TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 853,19TL nin davalılar …, … Tic. San. Ltd. Şti, … ve … Tic. Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 171,46TL peşin harç ve 35,90TL başvuru harcı olmak üzere toplam 207,36-TL’nin davalılar …, … Tic. San. Ltd. Şti, … ve … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.130,15-TL posta ve tebligat gideri, 5,20TL vekalet harcı, 2.532,50TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 3.667,85-TL yargılama giderinden davanın haklılık oranına (15.000/50.200) göre hesaplanan 1.095,97-TL’nin davalılar …, … Tic. San. Ltd. Şti, … ve … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlasının ve maddi tazminata ilişkin yapılan 750,00-TL bilirkişi ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından sarfedilen 11,50-TL vekalet harcı ve 100,00TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 111,50TL yargılama giderinden davanın haklılık oranına (35.200/50.200) göre hesaplanan 70,12-TL’nin davacıdan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından sarfedilen 6,40-TL vekalet harcı giderinden davanın haklılık oranına (35.200/50.200) göre hesaplanan 4,49-TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından sarfedilen 6,40-TL vekalet harcı giderinden davanın haklılık oranına (35.200/50.200) göre hesaplanan 4,49-TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, fazlasının davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … Sigorta tarafından sarfedilen 6,40-TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigortaya verilmesine,
10-Davalı … Sigorta tarafından sarfedilen 5,20-TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigortaya verilmesine,
11-Davacı vekili yararına manevi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılar …, … Tic. San. Ltd. Şti, … ve … Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine,
12-Davalılar …, … Ltd Şti., … Sigorta ve … Sigorta vekilleri yararına maddi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, … Ltd Şti., … Sigorta ve … Sigortaya verilmesine,
13-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilleri yararına manevi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bölümün karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
15-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, hazır bulunmayanların yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.
22/11/2022

Katip Hakim