Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/682 E. 2021/496 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket …. ile müvekkili şirket arasında var olan ticari ilişki nedeniyle davalı şirkete cari hesap tablosunda yer alan şekilde, müvekkil davacı şirketin davalı şirkete kestiği …, …, …, …, …numaralı faturalarda yer alan ürünlerin teslim edildiğini, bu ilişki neticesinde davalı …Şti.’nin müvekkili …A.Ş.’ye borcunun bulunduğunu, bu ticari ilişki neticesinde davalı şirketin davacı şirkete borçlandığını, bu borcun bir kısmının davalı şirket tarafından çek ile ödendiğini, bir kısmının da davalının ödeme zorluğu yaşadığı görülerek müvekkili tarafından geri alındığını ve hatta davalının borcunun azaltıldığını, davalı şirketin kalan 23.976,69-TL lik borcunun ödenmesinde davacı şirketin bu konuda da anlayışla yaklaştığını, ekonomik durgunluğu gözönüne alarak davacıya ödeme konusunda baskı yapmadığını, bu nedenle davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, borcun uzun zaman geçmesine rağmen ödenmeyince davalı şirket hakkında Konya .İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrini 05/09/2017 tarihinde aldığını, davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini, davalı şirketin kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini, kötü niyetli davalı şirket aleyhine % 20 ‘den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının delillerini ve özellikle cari hesap ekstresi ve cari hesap mutabakatları adı altındaki beyan ve iddialarını kabul etmediklerini, karşı tarafın dava dilekçesinde belirttiği ürünlerin ya son kullanım tarihinin geçmiş olduğunu ya da son kullanım tarihleri yaklaşmış olarak getirilmiş olup müvekkilin itirazına rağmen ilk başta geri alınmaktan ısrarla kaçınıldığını ve yeni ürünler ile derhal değiştirileceği şeklinde taahhütte bulunularak müvekkilinin oyalandığı ürünler olduğunu, bu ürünlerin büyük bir kısmının satışa dahi arzedilmediğini ve iade alınacağı güvencesiyle koruma altında tutulduğunu, satılan ürünlerden de sürekli şikayetler geldiğini ve yine tamamına yakınının müvekkilince kendi sattığı müşterilerinden geri alınmak zorunda kalındığını, bu durumun müvekkili açısından ticari itibar kaybına yol açtığını, davacı şirket yetkilisi ile görüşülüp onayı alındıktan sonra bütün satışa konu malları iade alacaklarını ve vasfına uygun yeni ürünler ile değiştireceklerini taahhüt ettiğini ve bu taahhütünü yazılı olarak müvekkili şirkete verdiğini, buna rağmen olumlu bir gelişme yaşanmadığını, davacı şirketin bu ürünleri yenileri ile değiştirmediği gibi müvekkilden alacak talep ettiğini, ticari sorumluluğunun gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin zararına ve ticari itibar kaybına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının takibe konu faturalardan dolayı davacıya borçlu olup olmadığı ve buna dayalı olarak davacı tarafından davalı hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, davaya konu fatura, ticari defter ve kayıtlar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Davacı-alacaklı …A.Ş. tarafından davalı-borçlu …Şti. hakkında yapılan ilamsız takip olduğu, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava taraflarına ticari defterlerini ibraz etmesi için süre verilmiş, talimatla davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu sunulan raporda özetle; Davacı yana ait 2016-2017 yıllarına ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, delil kabiliyetini haiz bulunduğu, davacı yanca BS formlarının vergi dairesine verildiği, taraflar arasında akdi ilişki, faturalar ve içeriği yönünden uyuşmazlık bulunmadığı, takip ve dava konusu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura bedeli ve muhteviyatına davalı yanca itiraz yapılmadığı, TTK 23/3 maddesi gereğince 8 gün içerisinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağı, davalı yanca bu yönde dava dosyasına somut bir belge sunulmadığı, 05/07/2017 takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 23.976,69-TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra davalı yanca davacıya yapılmış herhangi bir ödemenin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Akabinde davalı defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmış olup sunulan raporda özetle; Davalı yana ait 2016-2017 yıllarına ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, delil kabiliyetini haiz bulunduğu, takibe ve davaya konu edilen 5 adet faturanın da davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna mukabil davalı şirket tarafından davacıya nakit ödemelerin ve iadelerin görüldüğü, icra takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 16.617,53-TL alacaklı bulunduğu ifade edilmiştir.
Durum bu minval üzere iken yargılamanın devamı esnasında 14/05/2019 tarihli celsede davalı vekili davacıya yemin teklifinde bulunmayacaklarını beyan etmiştir.
Davalı tarafça tanık dinletme talebinde bulunulmuş, ancak davacı yan buna muvafakat etmemiştir. Dosyada mevcut 28/01/2017 tarihli tutanakta isim ve imzası bulunan …tanık olarak dinlenmiştir. SGK’dan gelen cevapta ise işbu tanığın 01/01/2016-25/10/2016 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığı bilgisi verilmiştir.
Tanık …duruşmadaki beyanında;” Ben davacı şirkette 2015-2017 yılları arasında çalıştım, 2017 yılının hatırladığım kadarıyla Şubat ya da Mart ayında şirketten ayrıldım, ben davacı şirkette satış müdürüydüm, bana şimdi okumuş olduğunuz SGK cevabındaki 01/01/2016 ve 25/10/2016 yılları arasındaki çalışmama bir itirazım yoktur, tarihler doğru olabilir ben hatırlamıyorumdur, bana göstermiş olduğunuz 28/01/2017 tarihli tutanaktaki imza bana aittir, ancak tarih yanlıştır, bahsi geçen tutanağı davacı şirketin Türkiye Satış Müdürü …birlikte düzenledik, düzenlediğimiz tutanaktaki ürünlerin ilk on adetinin satışını ben yaptım ve bu ürünlerde sıkıntı vardı, bu ürünlerin iade alınması gerekiyordu diğer ürünleri ise ben satmadım, ben davacı şirketten 25/10/2016 tarihinde ayrılınca yüzdelik olarak davacı şirkette çalışmaya devam ettim, sattığım ürünlerden yüzde alıyordum, bu nedenle bana gösterilen çek teslim zaptı, iade faturası, diğer fatura ve tutanaklardaki imzalar bu yüzden bana aittir, yukarıda çalıştığım dönemlere ait beyanlardaki çelişkiyi de bu şekilde düzeltiyorum, takriben 2017 yılının ortalarına kadar bu şekilde davacı şirketten yüzde alarak çalışmaya devam ettim, sonrasında da ayrıldım, ben davacı şirketten SGK kaydında ve ibraname belgesinde de görüleceği üzere 25/10/2016 tarihinde ayrıldım ancak yukarıda da bahsettiğim şekilde 2017 yılının ortalarına kadar yüzde alarak çalıştım, daha sonra başka bir şirkette çalışmaya başladım,davacı şirketle yüzdelik çalıştığım dönemde kendi aramızda yazılı bir sözleşme vardı, bu dönemde ben şirket adına çekleri aldım, gönderdim, faturaları aldım, gönderdim, iadalerle ilgili herhangi bir talimat alınmadan iade alınıp şirkete göndermemiz mümkün değildir, aynı dönemde diğer firmalara sattığımız ürünlerde de bozukluklar vardı, ürünlerin iade alınacağına dair davacı firmanın bu hususta bilgisi vardı şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık beyanlarını davacı vekili kabul etmemiştir.
Bu beyan sonrası dosya SMMM bilirkişiye verilerek rapor alınmış olup sunulan raporda özetle; Tanığın iade alınacak dediği ilk 10 ürün bedeli davacı yanca talep edilen bedelden tenzil edilmek suretiyle davacının alacağı 23.979,69-14.215,77= 9.760,92-TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı vekili rapora itiraz mahiyetindeki beyanı ile 28/01/2017 tarihli dosyada mevcut …tarafından imzalanan tutanaktan 2 gün sonra davalı tarafın iade faturası düzenlediğini ve iade faturası üzerinden borç miktarını açıkca yazıp imzaladığını, bu hususun iki tarafın ticari defterlerinde de mevcut olduğunu, iade faturasında davalının davacıya ait borcunun 23.956,27-TL olarak kayıtlı olduğunu, raporda da bu konuya değinildiğini beyan etmiş, davalı vekili ise tüm malların iadeye tabi olduğunu beyanla rapora itiraz etmiştir.
Akabinde SMMM bilirkişi ile nitelikli hesaplamalar bilirkişisine dosya verilerek tarafların bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazlar ve daha evvel sunulan raporlar, tanık beyanı, dosya kapsamı ve 28/01/2017 tarihli tutanak da nazara alınmak suretiyle ayrıca davacı vekilinin iade faturalarında özellikle 30/01/2017 tarihli iade faturasında davalı tarafın iade faturası üzerinde ne tutarda borcu olduğu hususunun yazıp imzalaması da dikkate alınmak suretiyle ek rapor tanzimi istenilmiş, ayrıca ek raporda 28/01/2017 tarihli tutanaktaki tüm ürünlerin iade alınması halinde dosyadaki faturalara göre bedellerinin belirlenmesi suretiyle davacının davalıdan ne miktarda alacaklı olduğunun belirlenmesi talep edilmiş olup sunulan raporda özetle; Bilirkişi heyeti ilk 10 ürünün iade edilmesinin gerekmesi halinde takip tarihi olan 05/07/2017 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 9.760,92-TL asıl alacak, 445,26-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.206,18-TL alacaklı olduğu, eğer davalı yanca tüm ürünlerin iadesi gerektiği kanaati hasıl olur ise de bu halde takip tarihi itibarı ile davalının davacıya borçlu olmayacağı ifade edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede 28/01/2017 tarihli ve tanık olarak dinlenen …imzasının bulunduğu tutanaktan 2 gün sonra davalı yanca düzenlenen …numaralı ve 30/01/2017 tarihli iade faturasında hesap bakiyesinin 23.956,27-TL olduğu ve davalı yanca davacıya bildirildiği görülmüştür. Dolayısı ile davalı yan iade faturasında ne tutarda borcu bulunduğunu kayıt altına almıştır. Davacı yan da bu meblağı nazara alarak talepte bulunmuştur. Kaldı ki davalı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesi alınan raporda dahi son bilirkişi raporunda bulunan bedelden daha fazla miktarda davalının davacıya borçlu olduğu görülmüştür.
Davacı vekili ayrıca dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylede borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan rapor ve ek raporlar ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu, 28/01/2017 tarihli ve tanık olarak dinlenen Ahmet İçöz’ün imzasının bulunduğu tutanaktan 2 gün sonra davalı yanca düzenlenen …numaralı ve 30/01/2017 tarihli iade faturasında hesap bakiyesinin 23.956,27-TL olarak davalı yanca davacıya bildirildiği, dolayısı ile davalı yanın iade faturasında ne tutarda borcu bulunduğunun bildirilmesi üzerine davacı yanca tarafından bu meblağ nazara alınarak talepte bulunulduğu, bu nedenle davalı yanca sunulan iade faturasındaki meblağ dikkate alındığında tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 23.976,69-TL alacaklı olduğu, ancak davacının asıl alacak olarak 23.976,00-TL talebinde bulunduğu ve bu nedenle bu bedele hükmedilmesi gerekmiş, işlemiş faiz bakımından ise takip ile birlikte davalının temerrüde düşmesi nedeniyle işlemiş faiz talebi olan 1.365,65-TL’nin ise ( Davadan sonra davacı vekiline işlemiş faiz olarak istenen bu bedelin harcı ikmal ettirilmiş ) reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 23.796,00-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 23.796,00-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-) Kabul edilen miktarın % 20 si olan 4.795,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 1.625,50-TL harçtan peşin alınan 409,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.216,03-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.365,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet suret harcı, 409,47-TL peşin harç gideri olmak üzere toplam 445,47-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından sarfedilen 581,00-TL posta – tebligat gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.581,00-TL yargılama giderinden haklılık oranına (23.796,00/23.976,69) göre hesaplanan 1.569,09-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Davalı tarafından sarfedilen 100,00-TL posta – tebligat gideri, 400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 500,00-TL yargılama giderinden haklılık oranına (1.365,65/23.976,69) göre hesaplanan 28,48-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 21/10/2021

Katip Hakim