Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/298 E. 2021/483 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …ili, …ilçesi, …köyü mevkiinde keçi çiftliği işlettiğini, süt sağımının ivedi olarak yapılması ve miktar olarak daha fazla verim sağlanması amacıyla davalı şirket …ile 18.11.2015 tarihinde 6 kalem malın satın alımı ve kurulumu içerikli …Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı şirket tarafından otomatik süt sağım makinelerine ilişkin tüm sistem bağlantılarıyla birlikte kurulup çalışır vaziyette teslim edileceğini, karşılığında ise 278.601,44-TL ödeneceğini, davalı şirket tarafından sözleşmede belirtilen makinaların müvekkili şirkete gelmesinin ardından müvekkil şirket tarafından 25.11.2015 tarihinde davalı şirketin …Bankası hesabına 278.601,44-TL’yi fatura ederek ödediğini, buna ilişkin 20.11.2015 tarihli fatura ve banka dekontu bulunduğunu, davalı şirket tarafından makinaların getirilmesine rağmen 30.11.2015 tarihinde kurulumun bitmesi gerekir iken kurulum tarihinin uzadığını ve kurulumdan sonra makinaların hiç çalışmadığını, bunun üzerine müvekkil tarafından karşı tarafın yükümlüklerini tam olarak yerine getirmesi maksadıyla firma ortağı …tarafından 01.07.2016 tarihinde Ankara . Noterliğinin …yevmiye numarası ile ihtar çekilerek ekipmanlardaki ayıpların giderilerek tesisatın kurulması gerektiği, gecikme nedeniyle hayvan alımının yapılamaması ve tesisisin işletilmeye başlatılamamasının şirketi zarara uğrattığı ve bundan kaynaklı zararın muhataptan isteneceğinin belirtildiğini, ihtar üzerine 06.08.2016 tarihinde gelen servis elemanlarınca “otomatik çalışması gereken aletlerin manuel çalıştığının” tespit edildiğini, buna ilişkin davalı şirketin servis formu bulunduğunu, davalı şirketin bizzat servis yetkilileri tarafından ayıbın tespit edilmesi neticesinde müvekkili şirket tarafından Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nden …D.İş ve …K. sayılı kararı ile zararın oluştuğuna dair zarar tespit edildiğini, bu tespitte ekipmanların kullanım amacına uygun kurulumunun yapılmadığının, düzgün çalışmadıklarının, sözleşmede kararlaştırılan niteliklere haiz olmadığına ve ayıplı olduğunun açıkça belirtildiğini, otomatik sağım sistemi çalışmadığı için 270 sağımlık keçinin el ile sağılmak zorunda kalındığını ve süt kaybı yaşandığını, süt soğutma tankının da çalışmamasından dolayı sütün de depolamasının yapılamaması nedeniyle bozulduğunu, 270 keçinin el ile sağılmasının hem zaman hem de işçilik kaybına neden olduğunu ve bu durumun müvekkilin iş yükünü artırdığını, maddi ve manevi zarara uğrattığını, satış bedeli olarak ve maddi zararlar için şimdilik 1000 er TL’nin sözleşme tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faiziyle, manevi zararlar için şimdilik 3000-TL’nin sözleşme tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan ticaret temerrüt faiziyle birlikte ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili arasında 18.11.2015 tarihli “…Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmenin üzerine yüklediği edimleri süresi içinde 20.11.2015 tarihinde eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna dair aynı tarihli “Teslim Kabul Tutanağı” tanzim edildiğini ve işbu tutanağın taraflarca imzalandığını, tutanakta sözleşme konusu makinaların teknik şartnameye uygun olarak teslim edildiğinin yazılı olduğunu, davacı tarafın tutanağı kayıtsız ve şartsız olarak imzaladığını, müvekkilinin sözleşmedeki işi tam olarak çalışır vaziyette teslim ettiğini, akabinde ilgili makamlarca gerekli inceleme ve kontroller yapıldığını ve projenin IPARD onayı aldığını, aradan uzun bir zaman geçtikten sonra, ortaya çıktığı iddia edilen zararlardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, tüm kontrolleri yapıldıktan sonra eksiksiz olduğu, tam olarak sağlam vaziyette çalıştığı resmi kurumlarca onaylanmış bir işin sonradan çalışmaz vaziyette olduğunun ileri sürülmesinin realiteye ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kanuni süresi içinde ayıp ihbarında bulunmaması sebebi ile davacı tarafın hakdüşürücü sürelere uymadığını, davanın öncelikle bu sebeple reddini talep ettiklerini, davanın süresinde açılmadığını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ayıplı ifa nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların yükleniciden tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya satılan makinaların ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, bu nedenle sözleşmenin feshinin gerekip gerekmediği, sözleşme bedelinin davacıya ödenmesi gerekip gerekmediği, davacının zararının olup olmadığı ve bu zararın tazmininin gerekip gerekmediği ve manevi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasında akdedilmiş sözleşme, servis faturaları, Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş -…K. Sayılı dosyası ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Akabinde Çorum Sungurlu AHMsine talimat yazılarak davacının işlettiği keçi çiftliğinde makina mühendisi, veteriner ve sözleşme hukuku alanında uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak davalı tarafından davacıya satılan makine ve malzemelerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli ayıp mı açık ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, buna göre davacının talep edebileceği miktar bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler raporlarını ayrı ayrı ibraz etmiş olup 24/12/2018 tarihli veteriner hekim raporunda özetle; Dava konusu hayvanlardaki zararın oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise teknik olarak hesaplanabilmesi için bir kısım değişkenlerin biliniyor olması gerektiği, bu yüzden üç yıl önce kurulmuş ve hiç kullanılmadığı iddia edilen sağım ünitesinden kaynaklı bir zararın tespit edilemediği ifade edilmiştir.
24/12/2018 tarihli sözleşme hukuku alanında uzman bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan makine ve ekipmanların teslim alındığı, keçi çiftliğinin Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu denetiminde IPART programı kapsamında kurulduğu, dolayısı ile alınan her türden makine ve ekipmanların denetimden geçtiği, makine mühendisi bilirkişinin raporuna göre de sistemin ayıplı olmadığının belirlendiği, bu denli yüklü bir harcama sonucu alınmış malzemelerin herhangi bir şekilde çalıştırılmadan teslim edilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, basiretli bir iş adamı gibi davranması yükümlülüğü olan taraflardan davacının 6-7 ay gibi uzunca bir süre sonra bildirimde bulunması hususları da değerlendirildiğinde makine ve ekipmanlarının ayıplı olamayacağı, sözleşme koşullarına uygun olacağı, ayrıca TTK 23. madde bağlamında 2 ve 8 günlük sürelere riayet edilmediği, teslim tarihi olan 20/11/2015 tarihinden çok sonraki bir tarih olan 01/07/2016 tarihinde ihtarname keşide edilerek hak düşürücü sürelerden sonra ayıp ihbarında bulunulduğu değerlendirilmiştir.
17/12/2018 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda ise özetle; Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Çorum İl Koordinatörlüğü yetkilileriyle yapılan görüşmede …projesine tabi kredi ve hibelerin serbest bırakılmasına esas kabul işlemlerinin, sistemin teknik şartnamesine uygunluğu ile aynı zamanda çalışır vaziyette olduğu görüldükten sonra yapıldığının ifade edildiği, tesisteki süt sağım sisteminin gizli ya da açık ayıplı olamayacağı, sözleşmede yer alan teknik şartnamesine uygun bir sistem olacağı beyan edilmiştir.
Taraf vekillerinin beyan ve itirazları doğrultusunda Çorum Sungurlu AHMsine talimat yazılarak başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Ancak davacı vekilinin Sungurlu’da bilirkişinin çok zor temin edilmesi nedeniyle Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak rapor alınması talebi üzerine Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinden talimatla alınan 06/01/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Tedarik edilen 6 kalem malzemenin IPART programı kapsamında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kontrolünde idari kontroller ve sahasında yapılan kontroller dahilinde, sözleşme maddeleri ve teknik evsafına uygun olarak teslim alındığından ayıplı veya gizli ayıplı malzeme statüsünde olmadığı, davacının bu nedenle talep edebileceği bir bedelin olmadığı, makine ve ekipmanlardaki arızanın TTK 23/c maddesindeki 2 ve 8 günlük süreler içerisinde yapılmadığı, makine ve ekipmanların teslim tarihinin 20/11/2015 tarihi olup, ayıba ilişkin ihtarın tarihinin ise 01/07/2016 tarihi olduğu, bu nedenle de hak düşürücü sürenin geçtiği beyan edilmiştir.
Yine bilirkişi heyet raporuna yapılan itiraz üzerine aynı bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosya az yukarıda ek rapor için bahsedilen bilirkişi heyetinde iken davanın takip edilmemesi nedeniyle 08/04/2021 tarihli celsede işlemden kaldırılmış, akabinde ise davalı vekili tarafından yenilenmiştir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihte ( dosya işlemden kaldırılmadan evvel ) davacı vekili tarafından dosyaya dava konusu alacağı atiye terkettiklerine ilişkin dilekçe sunulmuştur. Akabinde de 25/04/2021 tarihli dilekçe ile dosyanın kesinleştirme işlemlerinin yapılarak bakiye gider avansının iadesi talep edilmiştir. Durum bu aşamada iken davacı vekilinin dilekçesi de göz önünde bulunularak ek rapor için gönderilen dosyanın işlemsiz olarak iadesi talep edilmiştir.
Taraflar arasında TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden TBK’nın 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik içtihat ve uygulamalarında, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibince yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir ise de iş bedelinin ödenmemiş olması halinde eksik ve kusurların giderim bedeli değil, varsa fazla ödenen bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle eksik ve kusurlar gözetilerek yapılan işin fiziki oranı belirlenip iş bedeline uygulanarak mukayese edilmesi sonucu eksik veya fazla ödemenin belirlenmesi gerektiği; sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nun 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.
Öte yandan TTK 23/c maddesinde tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde ayıp ihbarının 2 ve 8 günlük süreler içerisinde yapılması gereği ifade edilmiştir. Ancak ayıp ihbarının davacı yanca bu süreler içerisinde yapılmadığı da yine dosya kapsamında anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada ayıplı ifa nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların tazmini talep edilmiş, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacı yan ayıplı ifa olgusunu ispatlayamamış ve de ayıp bildirimlerini süresinde yapmamış olduğundan dolayı ispatlanamayan davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının ıspatlanamayan davasının REDDİNE
2-)Peşin alınan 85,39-TL ve tamamlama harcı olarak alınan 4.672,42-TL harç olmak üzere toplam 4.757,81-TL harçtan alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 4.698,51-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı mazereti reddedilen davacı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.14/10/2021

Katip … Hakim …