Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/284 E. 2023/667 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN : 1-
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN : 2-
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Enerji Piyasası Kanununa göre kurulduğunu, elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin, toptan satılması, ithalatı, ihracatı, serbest tüketicilere satışı ve ticareti faaliyetleri ile iştigal edebilen tüzel kişiliğe haiz bir toptan satış şirketi olduğunu, müvekkili şirketin bir toptan satış şirketi olduğunu dağıtım şirketi ile aralarında imzaladıkları sistem kullanım anlaşması suretiyle tüketicilerine elektrik tedarik edildiğini, … 02.03.2012 tarih ve 8008 sayılı işlemi ile müvekkili şirketinin müşteri portföyünü (tedarikçisi olduğu elektrik sayaçlarını) 01.02.2012 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde boşaltmaya karar verildiğini ve ilgili sayaçlara 01.02.2012 -29.02.2012 uzlaştırma dönemi ile ilgili elektrik faturalarını mevzuat gereği ilgili Dağıtım Şirketleri kestiğini ve tüm vergi ile fonlar dâhil elektrik nedenlerini müvekkili şirketinin müşterilerinden tahsil ederek, GÖP ve DGPYS kapsamında çekilen elektrik enerjisinin bedelini GÖP fiyatları üzerinden …’a ödendiğini, açtıkları dava ve Danıştay Hukuk Dairesine yapılan yürütmeyi durdurma başvuruları üzerine Danıştay . Hukuk Dairesi … Esas ile görülen dosya için müvekkili şirketinin portföyünde yer alan serbest tüketicilerinin 01.02.2012 tarihi itibariyle kayıtların silinmesine ilişkin 02.03.2012 tarih ve 8008 sayılı işlemin tesis edildiğini görüldüğünü, hukuka aykırı bulunarak 19.09.2012 tarihinde yürütmenin durdurulmasına oybirliği ile karar verdiğini, müvekkili şirketin 01.02.2012 – 29.02.2012 döneminde elektrik tedarikinin tamamını herhangi bir piyasa katılımcısı ile ikili anlaşma yapılmadan … bünyesinde kurulu Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) tarafından işletilen Gün Öncesi Piyasası (GÖP) ve Dengeleme Güç Piyasası üzerinden yapıldığını, Danıştay’ın kararından sonra … 02.03.2012 tarih ve 8008 sayılı işlemi iptal ettiğini, 10.01.2013 tarihi itibariyle dağıtım şirketlerinin müvekkili şirketinin müşterilerine faturaladıkları bedeller için mal bedeli ödememiş duruma geldiğini, davalı dağıtım şirketinin 10.01.2013 tarihinde …’tan iadesini aldığını, …’tan alınan söz konusu tutarının GDDK (geçmişe dönük ödenmemiş düzeltme kalemi) ile ilgili kısmının tamamının davalının uhdesindesin de olduğunu, dava konusu GDDK iadesine ilişkin 48.474,47 TL bedelli fatura davalıya kesildiğini, söz konusu fatura bedelinin yürütmeyi durdurma kararı gereği yapılan Revize Uzlaştırma Bildirimleri sonucu PMUM tarafından müvekkili şirketine yansıtıldığını, PMUM yürütmeyi durdurulması kararlarının geriye dönük etkisi olduğunu bu nedenle, müvekkili şirketine yansıtılan GDDK bedellerini dağıtım şirketlerine iade edildiğini, prosedür gereği iade edilen bedellerin dağıtım şirketleri tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, mart 2013 döneminde davalı ile müvekkili şirketin yaptığı protokol gereğince GDDK başvurularında bulunma yükümlülüğünün davalı şirkete verildiğini, iade edilen kalemler içinde yer alan GDDK bedelleri için bir bildirime gerek olmadığını, bahsedilen bedellerin davalı şirketin uhdesinde haksız olarak tutulduğunu, aynı mal için mükerrer ödeme yapıldığını, sözleşme çerçevesinde yapılan fazla ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değil sözleşme hukuku kurallanna göre geri istenebileceğini, davalı şirket ile aralarındaki uyuşmazlığın sebebinin dağıtım sistem kullanım anlaşmasından kaynaklandığını, müvekkili şirketin EPİAŞ tarafından portföyü boşaltıldığında dağıtım şirketi ile aralarında geçerli sistem kullanım anlaşması mevcut olduğunu, işbu fatura ödemelerinin davalı dağıtım şirketine yapıldığını, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararından sonra diğer dağıtım şirketlerinin iade ettiğini, bu fatura bedelinin de davalının müvekkili şirkete iade etmek yerine haksız olarak uhdesinde tuttuğunu, 2 kez noter kanalıyla ihtar yapıldığını fakat bir sonuç alınamadığını, bu sebeplerle hukuka aykırı şekilde davalı şirketin uhdesinde tutulan 48.474,47 TL bedelli Şubat 2012 dönemi GDDK fatura bedelini tahsil tarihînden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber şimdilik 2.000 TL’sine ilişkin talep hakları ile yasa ve sözleşmeden doğan hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketten alınarak müvekkili şirketine iadesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu uyuşmazlıkta adli yargı değil idari yargı yolunun görevli olduğunu, uyuşmazlık konusunun nedeninin Elektrik Piyasa Hizmetleri ve Mali Uzlaştırma Dairesi Başkanlığı Uzlaştırma Müdürlüğü (PMUM) tarafından yapılan ve daha sonra iptal edilen işleme ilişkin olduğunu, davada müvekkilinin husumetinin düştüğünü, … dava konusu işlemin yapıldığı tarihte PMUM’u bünyesinde barındıran kurum olduğunu, EPİAŞ ise şuanda mali işlemleri yapmakta olan kurum olduğunu, davacının iddia ettiği alacağın taraflar arasındaki bir sözleşmeye değil idarenin Elektrik Piyasasının sağlıklı şekilde işlemesi ve davalının o dönemki müşterilerinin enerji almaya devam etmeleri için aldığı tedbirlere dayandığını, şubat 2012 tarihli iddia edilen alacağın dayanağı itibariyle sözleşmelere özgü sürelere değil sebepsiz zenginleşme iddialarına ilişkin sürelere tabii olması gerektiğini, davanın süresinde olmadığını, davacının müşterisi olan serbest tüketicilerin tüketimlerinin faturalandırılması müvekkili tarafından yapıldığını, davacının portföyü kendisinden alınmış davacı piyasa dışında kaldığını, PMUM’un bildirimi üzerine Danıştay kararından sonra ortaya çıkan hukuki durumun tarafların ve serbest tüketicilerin menfaatine en uygun olacak şekilde yürütülmesi ve uzlaştırılması için listelerin tabii olacakları uygulamayı da gösterir şekilde davacı ile müvekkili arasında protokol imzalandığını, davacı ile müvekkilinin arasında yapılan protokole göre … Şubat 2012 dönemi İçin düzenlediği faturalardaki aktif enerji ve PSH birim fiyatları ile firma tarafindan paylaşılan aktif enerji ve PSH birim fiyatları arasındaki fark bedellerinin serbest tüketicilere iade edildiğini, serbest tüketicilerin söz konusu faturalarından tahsil edilen aktif enerji ve PSH bedelleri toplamı ile serbest tüketicilere iade edilen bedeller arasındaki toplam fark bedelinin davacıya iletildiğini, … Uzlaştırma Müdürlüğüne gerekli bildirimleri yapıldığını, müvekkilinin protokole ve ilgili mevzuata göre üzerine düşeni yaptığını, bu sebeplerle, müvekkiline husumet düşmemesi, davanın süresinde olmaması, davacının müvekkilinden alacağının bulunmaması, müvekkilinin kendisine düşen edimleri yerine getirdiğini, davanın reddine iyargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekle olan davanın davalıya mükerrer olarak ödenmiş fatura bedelinin tazmini davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu fatura bedelinin davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerekip gerekmediği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24/11/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu açıklamalar ışığında; Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz eden borçlu … Tic. Ltd. Şti. vekiline yapılan elektronik tebligatın incelenmesinde; “Tarih 11.03.2020 Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, 11.03.2020 Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, 16.03.2020 Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı” şeklinde açıklamaların yer aldığı görülmektedir.
Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 11.03.2020 tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından Bölge Adliye Mahkemesi kararının 16.03.2020 tarihinde borçlu vekiline tebliğ edildiği, yasal süre geçtikten sonra 15.06.2020 tarihinde temyiz dilekçesi verildiği ve aynı tarihte harç yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, borçlu vekilinin temyiz isteminin 5311 sayılı Kanun’la değişik İİK’nın 364. maddesinin 2. fıkrası ile HMK’nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca süreden reddine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/09/2012 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı vekili 28.12.2011 tarihli duruşmaya katılmadığı ve mazeret de bildirmediği için HMK’nun 150. madde gereği dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 29.12.2011 tarihli yenileme dilekçesi üzerine yeni duruşma günü verilmiş ise de davacı vekilinin 21.02.2012 tarihli mazaret dilekçesi denetime elverişli olmadığı ve davacı vekilinin mazeretini belgelendiremediği gerekçesi ile mazaret dilekçesinin reddine ve davanın HMK’nun 150/6. maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle HMK’nun 320/4 maddesine göre, basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilemeden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 150/1-4-6. maddesinde; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.

Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.

İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” denilmiştir.
Adı geçen kanunumuzun 320/4. Maddesinde; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır” denilmiştir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunumuzun 7/a maddesinin 1-1(9) ve 7/a-4 maddelerinde;
“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
..
(9) Baro levhasına yazılı avukatlar.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” amir kanun hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve amir kanun hükümleri karşısında somut olayımız değerlendirildiğinde; Mahkememizin 07/11/2019 tarihli 9 nolu duruşmasında duruşma saatinin 09.00 olduğu, saat 10.41 itibariyle Mahkememiz duruşma salonunda duruşma yapıldığı, davacı vekiline bir önceki celsenin 2 numaralı ara kararı uyarınca duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen Mahkememiz duruşma salonunda duruşma için hazır bulunmadığı ve geçerli herhangi bir mazeret de bildirmediğinin anlaşılması üzerine 6100 Sayılı Kanunun 150/1. Maddesi gereğince dosyanın ilk defa işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının akabinde 20/11/2019 tarihinde davacı vekili tarafından yenileme dilekçesinin verilmesi üzerine Mahkememizce yeniden yenileme tensip tutanağı hazırlanmış, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 23.06.2022 tarihli celsesinde davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya gelmediği, ancak mazeret dilekçesi gönderdiği, fakat mazeret dilekçesine ekli mazeretini belgeleyen herhangi bir belge de eklemediği, daha önceki celselerde de belgesiz şekilde mazeret talebinde bulunduğu görülmekle taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK 150/2 maddesi gereğince taraflardan biri tarafından yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 24.06.2022 tarihinde davacı vekili tarafından yenileme dilekçesi sunulması üzerine yenileme tensip tutanağı düzenlenerek yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
İş bu davanın basit usule tabi olduğu ve HMK’nun 320 ve devamı maddelerine göre yalnızca bir kez takipsiz bırakılabileceğinden 6100 Sayılı Kanunun 320/4 maddesi delaletiyle 150/6 maddesi gereğince ikinci kez davanın takipsiz bırakıldığı 23.06.2022 tarihi itibari ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın 23.06.2022 tarihi itibari ile AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)-Alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin olarak alınan 34,16-TL harcın mahsubu ile kalan 235,69-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davalının yatırmış olduğu 4,60-TL vekalet harcı ile 100,00-TL gider avansı olmak üzere toplam 104,60-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili, davalı vekili ve İhbar olunan EPİAŞ vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 09/11/2023

Katip Hakim