Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/274 E. 2021/568 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO: 2021/568
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … 8 Derslikli …Ortaokulunun yapımını taahhüt ettiğini ve ihaleyi kazandığını, okulun elektrik tesisatının yapımı konusunda davalı …ile 25.07.2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye konu elektrik işlerinden yapılan ve yapılmayan kısımların tespit edilmesi maksatlı olarak Bozkır Sulh Hukuk mahkemesinin …D.İş sayılı dosyası ile açılan dava neticesinde; mahkeme ve bilirkişi heyetince okul mahallinde keşif yapılarak rapor tanzim edildiğini, raporda yapılan ve hiç yapılmayan işler; teknik şartname ve standartlara uygun olma durumunun ayrıntılı olarak açıklandığını ve fotoğraflanarak mahkemeye sunulduğunu, ses-anons-haparlör kablolarının iletken ve kesit bakımından standartlara uygun olmadığını, Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 27.11.2007 tarihli Resmi Gazete karar sayısı 2007/12937 olan yönetmeliğinin 83. maddesine uygun olmadığının tespit edildiğini, tesisatta, data(net), kamera, tv, telefon, ses, priz, ve aydınlatma linye hatları çekildiğini ancak sorti grubundaki alıcı, lamba, anahtar, buton vs. bağlı olmadığını, elektrik odasında ve katlarda yani tesisatta hiç kablo olmadığını, elektrik odasındaki borunların içerisinde kablo olmadığını, jeneratör yeraltı boruları bağlanmış ama kablolarının ve jeneratörün bağlı olmadığını, bilgisayar odasında boş boruların olduğunu ama kabloların bağlanmamış olduğunu, elektrik işinin bedeli ve ödeme planı taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Ödeme Koşulları” başlığı attında düzenlendiğini, işin bedelinin 160.000,00-TL olduğu ve ödemenin hakediş usulüne uygun olarak yüklenici …verileceğinin kararlaştırıldığını, davacının davalının hiçbir hak edişi olmamasına rağmen 13/12/2016 tarihinde 25.000,00-TL banka havalesi ile ödeme yaptığını, müvekkilinin şifahi ihtarlarına rağmen davalı yüklenicinin edimini yerine getirmemekte ısrar ettiğini ve hiçbir hakedişi olmamasına rağmen müvekkilinden ödeme talep ettiğini, ihale konusu işin biran evvel bitirilerek ilgili idareye teslim edilebilmesi için davacının …50.000,00-TL’lik çek aldığını ve işbu çeki davalıya verilmek üzere …verdiğini, …da cirolayarak davalıya teslim ettiğini, davacı vekili tarafından keşide edilen 10.02.2017 tarihli ihtarname ile sözleşme şartlarına uyulmaması ve yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden bahisle 25.07.2016 tarihli sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu 75.000,00-TL bedelden bilirkişi tarafından davalının yapmış olduğu tespit olunan iş bedelinin mahsup edilerek davalıya fazlaca ödenen paranın davacı müvekkiline iadesinin gerektiğini, taraflar arasında akdolunan sözleşmede %25 oranında cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkiline sözleşme bedelinin (160.000,00) %25’i (40.000,00-TL) cezai şart olarak ödenmesi gerektiğini, davalının kusurlu olarak sözleşme edimlerini yerine getirmediği, müvekkilini mağdur ettiği cihetiyle, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda davalının yaptığı kısmi işlerin tespit edilerek, davalıya yapılan ödemelerden mahsubu ile kalan fazla ödemenin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile elektrik malzemelerinde dolar kuru, enflasyon vb. sebepler neticesinde meydana gelen fiyat artışlarının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek müvekkilinin oluşan zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle toplam iş bedelinin %25’i oranında cezai şart olan 40.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren davalıdan işleyecek avans faiziyle tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında 25.07.2016 tarihli iş yapım sözleşmesi olduğunu, ancak müvekkiline ödemelerin zamanında yapılmadığı gibi müvekkilin işini devam ettirebilmesi için gereken şartların davacı tarafından yerine getirilmeden müvekkil ile olan sözleşmenin haksız bir fesih ile feshedildiğini, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmede ödemeler “hakediş” usulüne göre yapılması gerekirken davacının hakedişlerinden müvekkile gerekli ödemeleri zamanında yapmadığını, müvekkilinin banka bilgileri mevcut iken ve hakedişler nakit ödenmekte iken müvekkile keşidecisi sözleşme tarafı olmayan ve ciro edilmiş çek ile ödeme yapılmasının müvekkili tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili işe başladıktan sonra sadece 25.000,00-TL ödeme hesabına gelmesine karşın müvekkiline sanki daha fazla ödeme yapıldığı ancak işi bitirmediği iddiasında bulunulmuşsa da müvekkilin …almış olduğu çek müvekkil ile …arasındaki ilişkilerden kaynaklandığını, müvekkilinin …adına almış ve vermiş olduğu çeklerin mevcut olduğunu, Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesinin …Diş sayılı tespitinde ise müvekkilinin tespit anında hazır bulunmadığı gibi tek taraflı ve yüzeysel bir tespit yapılmakla birlikte müvekkilin ne kadar emek ve masraf sarfettiği hesap edilmeden alınan tespit raporunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, ancak tespit raporunda son kısımda “Sıvaüstü tesisatın, yapılabilmesi-bitirilebilmesi (özellikle alıcıların bağlanabilmesi) için, sıva, alçı, badana, fayans gibi işlerin bitirilmesi gerekmektedir.” şeklinde tespit yapılmasına rağmen davacının tamamen kötüniyetli olarak eldeki davayı açtığını ve müvekkili ile olan sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkilinin haksız fesih sebebiyle hem yaptığı işin masraflarını tam olarak alamadığını hem de müvekkilinin bu iş için yaptığı harcamalar ve elindeki malzemelerin kaldığını ve zarara uğradığını, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava eksik işler sebebiyle fazla ödenen bedelin iadesi, cezai şartın ve elektrik malzemelerinde ekonomik nedenlerle oluşan artıştan kaynaklı zararın tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın işin ayıplı ve eksik olarak yapılıp yapılmadığı, davacının sözleşmeye konu iş dolayısı ile yapılan işten daha fazla miktarda davalıya ödeme yapıp yapmadığı ve cezai şart ve elektrik malzemelerinde ekonomik nedenlerle oluşan artıştan kaynaklı zararın davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesinin …Diş sayılı dosyası celbedilmiş, taraflar arasında akdedilmiş sözleşme, ihtarnameler, Konya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı belgeleri ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekili 08/11/2017 tarihli beyan dilekçesi ile netice-i talebini somutlaştırmış ve dava dilekçesinin netice-i talep kısmının; 1 Nolu bendinde talep ettikleri miktarın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL (Belirsiz Alacak) 2 Nolu bendinde talep ettikleri miktarın ise fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL (Belirsiz Alacak) olduğunu beyanla taleplerini somutlaştırmış ve bu taleplerini de harçlandırmıştır.
Yapılan yargılama neticesinde taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş ve defterler üzerinde inceleme yapılarak raporlar alınmıştır.
Davalı defterleri incelenmek suretiyle sunulan 06/12/2018 tarihli raporda özetle; Davalı şirketin kayıtlarında 2017 yılında davacı ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmamış olduğu, 2016 yılına ait kayıtlara göre ise davalı şirketin davacıya 21.07.2016 tarihli 7.000,00-TL ve 13.12.2016 tarihli 25.004.20-TL olmak üzere toplamda 32.004,20-TL tutarında iki adet fatura düzenlemiş olduğu, buna karşılık davacı tarafından 13.12.2006 tarihinde 25.000,00-TLnin EFT ile davalı şirkete gönderilmiş olduğu, bu kayıtlar sonucunda davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2016 tarihi ve dolayısıyla dava tarihi olan 10.04.2017 tarihi itibariyle davalı şirketin davacıdan 7.004,20-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, dava dilekçesinde bahsi geçen 50.000,00-TL bedelli çek ile alakalı yapılan incelemede ise dosyaya fotokopisi sunulmuş olan 2005191 nolu ve 50.000,00-TL bedelli çekin davalı şirketin 2017 yılına ait yevmiye defterinde 20.01.2017 tarih ve 27 yevmiye maddesi ile 16.01.2017 tarihinde şirketin İş Bankası’ndaki hesabına 50.000,00-TL olarak girmiş olduğunun (şirket tarafından tahsil edilmiş olduğu) görüldüğü, ancak davalı şirketin sunulan ve incelenen ticari defterlerinde bu çekin alındığına ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, başka bir ifadeyle; dava konusu bu çekin alındığına, dolayısıyla hangi ilişkiden dolayı kimden alındığına ilişkin olarak davalı şirketin ticari defterlerinde herhangi bir kayıt yok iken, 50.000,00-TLbedelli bu çekin şirketin banka hesabına girdiği (şirket tarafından tahsil edildiği) şeklinde bir kaydın olduğunun görüldüğü, davalı şirketin incelenen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı ifade edilmiştir.
Davacı defterleri üzerinde talimatla alınan 20/01/2020 tarihli raporda ise özetle; Davacıya ait 2016-2017 yıllarına ait yevmiye defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2016 yılı defterlerinin kapanış tasdikinin süresinde yapılmadığı, 2017 yılı defterlerinin kapanış tasdikinin ise süresinde yapıldığı, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına göre tutulduğu, 21/07/2016 tarihli 7.000,00-TL tutarındaki faturanın banka ödemesi yoluyla kapatıldığı, 13.12.2006 tarihinde davalıya banka havalesi yoluyla gönderildiği beyan edilen 25.000,00-TLnin davacı defterlerinde kaydının olmadığı, dava konusu edilen …tarafından …adına keşide edilen ve davacı tarafından davalıya verildiği iddia edilen 15/01/2017 keşide tarihli …nolu 50.000,00-TL bedelli çekin davacıya ait defterlerde kaydına rastlanılmadığı ifade edilmiştir.
Defter incelemeleri sonrasında dosya elektrik mühendisi bilirkişi ile eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek rapor alınmıştır. Sunulan 24/06/2020 tarihli raporda özetle; Dava dosyası içeriğindeki belgelere göre davalının yapmış olduğu, eksik olan ve yapılamayan işlerin miktar ve bedeli yönünden bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, davacının fazla ödeme var ise eksik iş bedelinden mahsubu ile bakiyesini isteyebileceği, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle fesih halinde ayrıca cezanın da ödeneceğine ilişkin bir hükme yer verilmediğinden , feshedilen sözleşmeye istinaden seçimlik cezanın istenemeyeceği ifade edilmiştir.
Dosyaya sunulan raporlar hüküm kurmaya elverişli görülmemekle bu defa Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, davacının dava dilekçesindeki talepleri, davalı savunmaları, dosyada mevcut bilirkişi raporları, tespit dosyası, tüm celbedilen belgeler dosyada mevcut şartname, ödeme emri ve hakediş raporları incelenmek suretiyle Mahkeme ve taraf denetimine uygun rapor alınmak üzere dosyanın sözleşme hukuku konusunda uzman bir bilirkişi ile elektrik mühendisi bilirkişiye verilerek rapor alınmasına,raporda eğer davacının talep edebileceği tazminat var ise bunun da bilirkişiler tarafından ayrıntılı bir şekilde belirlenmesine karar verilmiş olup 07/01/2021 tarihli sunulan raporda özetle; Dosyada mevcut iddia, savunma, bilirkişi raporları vb. diğer bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde;
Davalı taşeran firma tarafından yapılan işlerin toplam bedelinin 160.000,00TL *0,35= 56.000,00TL olarak hesaplandığı, SMMM bilirkişisi tarafından yapılan incelemelerde yer alan davalı tarafından davacıya düzenlenen 7.000,00-TL’lik fatura ve bu faturaya ilişkin davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin tarafların her hangi bir talep ve beyanının bulunmadığı, …tarafından …adına keşide edilen 50.000,00-TL tutarındaki çekle ilgili davacı …firmasına ait yevmiye defteri kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı SMMM bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olup belirtilen tutarın yapılan işlerin toplam tutarından mahsubunun Sayın Mahkeme’nin takdirine bırakıldığı, davacının davalıya gönderdiğini, davalının da ödemeyi aldığını beyan ettiği 25.000,00-TL’lik tutara ilişkin kaydın davacının yevmiye defterinde bulunmamakla beraber tarafların kabulü de geçerli sayılarak ilgili ödemenin yapıldığı Sayın Mahkeme’ce kabul edilirse yapılan işlerin toplam bedelinden mahsubu gerektiği ifade edilmiştir.
Akabinde dosya taraf vekillerinin beyan ve itirazları doğrultusunda talimatla rapor sunan bilirkişi heyetine verilerek bilirkişilerden daha önceki beyanlarına ilaveten davacının davalıdan cezai şart yönünden herhangi bir talebinin söz konusu olup olamayacağı hususunun da rapor da değerlendirilmesine karar verilmiş olup sunulan 09/06/2021 tarihli raporda; Kök rapora göre 20/01/2017 tarihli tespit raporuna göre işin %35’nin yapıldığının dosyadaki bilgi ve belgelere göre değerlendirildiği, fesih tarihinin 13.02.2017, sözleşme konusu işlerin bitim ve geçici kabul itibar tarihinin 10.08.2017 olduğu, fesih tarihinde işin bitiş tarihine 6 aylık bir sürenin bulunduğu, işin bitmesi için kararlaştırılan tarihten 6 ay önce yapılan feshin haklılığını tespite yarar malzeme temini ve uygulamaların eksik gitmesi koşullarının oluşup oluşmadığına, işe verilen zararın varlığına ilişkin tespite yarar yeterli bilgi ve belgenin dosya içeriğinde yer almadığından cezai şart uygulanmasına yer olmadığı kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
Taraflar arasında TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden TBK’nın 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik içtihat ve uygulamalarında, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibince yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir ise de iş bedelinin ödenmemiş olması halinde eksik ve kusurların giderim bedeli değil, varsa fazla ödenen bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle eksik ve kusurlar gözetilerek yapılan işin fiziki oranı belirlenip iş bedeline uygulanarak mukayese edilmesi sonucu eksik veya fazla ödemenin belirlenmesi gerektiği; sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nun 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.
Dosyaya ibraz edilen 07/01/2021 tarihli raporda işin %35’inin tamamlandığı, tamamlanan iş bedelinin 56.000,00-TL olduğu, defter incelemelerine göre ve davalı kabulü dahilinde 25.000,00-TL tutarında ödemenin davalıya yapıldığı, ödeme yapıldığı iddia edilen 50.000,00-TL’lik çek bakımından davacı defterlerinde bir kayıt olmadığı, davalı defterlerine göre de söz konusu çekin kim tarafından ödendiğine ilişkin bir belirlemenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmış olmakla dava konusu işe ilişkin olarak ödendiği iddia edilen 50.000,00-TL’lik çek bakımından davalı şirket yetkilisine yemin yöneltildiği ve davalı şirket yetkilisi …18/11/2021 tarihli celsede; …tarafından keşide edilerek lehdar …verilen 15.1.2017 tarihli …nolu 50.000,00 TL bedelli …bankası …Şubesi çekinin, davaya konu elektrik işleri taşeronluk sözleşmesi kapsamında … namına yapılan bir ödeme olmadığına işbu çeki davaya konu elektrik işleri taşeronluk sözleşmesine istinaden tahsil etmediğine yönelik olarak yemin eda edilmiştir.
Yemin hususu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
MADDE 225- (1)” Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.
MADDE 228- (1) Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.
(2) Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.
MADDE 229- (1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” Hükmünü amirdir.
Öte yandan davalı şirket temsilcisi tarafından kendisine teklif edilen yemin duruşmada eda edilerek gereği yerine getirilmiştir.
Talep edilen cezai şart bakımından ise şartları oluşmadığı kanaati ile bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, alınan bilirkişi raporları ve sunulan tüm bilgi ve belgeler kül halinde incelendiğinde davalı tarafından ikrar edilen 25.000,00-TL haricinde davacının davalıya ödeme yaptığını kanıtlayamadığı, bilirkişi raporuna göre işin yapılan kısmının bedelinin 56.000,00-TL olduğu, yine davacının cezai şart ve diğer taleplerinin de kadri marufunda olmadığı kanaati ile açılan davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Peşin alınan 683,10-TL ve tamamlama harcı olarak alınan 35,00-TL olmak üzere toplam 718,10-TL harçtan alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 658,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.18/11/2021

Katip … Hakim …