Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/562 E. 2022/792 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 05/09/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın 23/11/2015 tarihinde müvekkilinin eşine ait … plakalı araç ile Ankara ilinden Konya iline giderken davalı …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı traktörün yola çıkması sonucu müvekkilinin traktör arkasına takılı bulunan pancar makinesine çarpası sonucu oluşan kazada müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, müvekkilinin aracında olan arkadaşı …’ın oluşan kazada vefat ettiğini, müvekkilinin 45 günü yoğun bakımda olmak 58 gün hastanede yattığını sonrasında da iki ay boyunca fizik tedavi gördüğünü, kazayla ilgili başlatılan soruşturma sonrasında Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası açılan davanın devam ettiğini, ceza dosyasında alınan kusur raporuyla müvekkilinin kusur bulunmadığının tespit edildiğini, davalının kural ihlali yaparak kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkilinin arkadaşının ölümüne, müvekkilinin de ölümle burun buruna gelmesine neden olacak şekilde ağır yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin aylarca hastanede kaldığını, ailesinin de iki ay boyunca ev kiralamak suretiyle müvekkilinin yanında kaldığını, müvekkilinin ve ailesinin sürekli hastaneye gel git yaparak birçok defa taksi gideri masrafı olduğunu, müvekkilinin kaza sonrasında iş gücünü kaybederek emekli olduğunu, emekli olmadan önce çalıştığı işinin yanında ek işlerde yaparak ailesinin geçimini sağladığını ancak emekli olunca emekli maaşı ile ailesinin geçimini sağlamakta zorlandığını, müvekkilinin kazadan önce üç çocuğu ve eşiyle birlikte sağlıklı bir yaşamı olduğunu ancak kaza sonrası ruh ve beden sağlığının bozulduğunu, tek başına hayatını idame edemez hale geldiğini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00TL maddi tazminatın davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 100.000,00TL manevi tazminatın davalı …’den tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememiz vermiş olduğu 19/09/2016 tarihli talep açıklama dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde talep etmiş oldukları 1.000,00TL maddi tazminat taleplerinin 500,00TL’sinin iş gücü kaybına yönelik, 250,00TL’sinin kaza nedeniyle yapmak zorunda kaldığı masraflara yönelik, 250,00TL’sinin de tedavi giderine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 06/05/2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; mahkememizce alınan bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkili için talep ettikleri iş gücü kaybına yönelik tazminat taleplerini 828.106,95TL’ye, bakıcı gideri taleplerini 997.525,63TL’ye, tedavi ve zorunlu masraf giderlerini 9.750,00TL’ye yükselttiklerini ve bu bedelleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı … vekili mahkememize vermiş olduğu 04/10/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle açılan ceza dosyasının halen devam ettiğini, davacının 100.000,00TL manevi tazminat talebinin fahiş bir talep olup sebepsiz zenginleşmeye yol açabileceğini, müvekkili ve yakınlarının kaza sonrasında davacıyı ziyaret etme ve yardım etme taleplerinin davacı tarafça kabul edilmediğini, oluşan kazaya davacının hız sınırını aşan şekilde seyretmesinin de sebep olduğunu, müvekkilinin Altınekin ilçesinde çiftçilik yaptığını, oluşan kaza nedeniyle müvekkilinin de büyük üzüntü içinde olduğunu, soruşturma aşamasında alınan kusur raporu alındığını ancak ceza yargılamasında dinlenen tanıklar ve dosya içeriğine göre yeniden kusur raporu alınmasına karar verildiğini, halen ceza dosyasında kusur raporu alınmadığını, oluşan kazada tek sorumlunun müvekkili olmadığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili mahkememize vermiş olduğu 04/10/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce dava şartı olan usulüne uygun başvuru şartının yerine getirilmediğini bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kazadaki kusur oranının mahkememizce tespit ettirilmesini, yine davacıda oluştuğu iddia edilen maluliyet durumunun ilgili yönetmelikleri uygun olarak mahkememizce tespit ettirilmesini, davacının SGK ödeme alıp almadığının tespit edilmesini, tüm veriler toplanarak dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek hesap raporu alınmasını, davacı tarafın bir bakıcı tutup tutmadığının ispatlanması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarına göre %50 hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizle sınırlı olduğunu beyanla talepleri gibi değerlendirme yapılarak açılan davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, kazaya karışan araçların trafik kayıtları, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, davalı … şirketine müzekkere yazılarak, poliçe ve bu poliçe kapsamında müracaat ve ödeme olup olmadığı araştırılmış,
SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmış, S.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesinden davacının tedavi evrakları celp edilmiş, mahkememizce ve talimat mahkemesi aracılığıyla tarafların bildirmiş olduğu tanıkları dinlenilmiş, S.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesinden maluliyet raporu alınmış, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Üst Kurulundan maluliyet raporu alınmış, Ankara Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmış, ceza dosyasının istinaf incelemesi aşamasında Ankara BAM . Ceza Dairesinin … esas sayılı dosyasından mahkememiz dava konusu kazaya ilişkin Ankara Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince genişletilmiş heyet tarafından düzenlenen kusur raporu celp edilmiş, aktüerya bilirkişisinden hesap raporu alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 23/11/2015 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazası sebebiyle her iki davalıdan maddi tazminat ve ayrıca sadece davalı araç sürücüsünden manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Dava tarafları arasında, dava konusu trafik kazasındaki kusur durumu, davacının uğradığı zararını türü ve miktarı, zararın davalılardan tazmin edilip edilemeyeceği; edilebilir ise ne miktarlarda tazmin edilebileceği ihtilaflıdır.
Kazaya karışan … plakalı aracın, kaza tarihinde davalı … adına tescilli olduğu, kaza sırasında sürücüsünün de adı geçen davalı olduğu ve bu aracın davalı … şirketinin 14/07/2015-14/07/2016 tarihli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu dosya kapsamına celp olunan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 53. Maddesine göre; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Ankara BAM . Ceza Dairesinin … esas sayılı dosyasından mahkememiz dava konusu kazaya ilişkin Ankara Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen 02/04/2018 tarihli kusur raporu ile; davalı traktör sürücüsü …’in asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacı …’ın ise kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu raporun kazanın oluş şekline, ceza dosyası içeriğine ve dosyadaki delillere uygun olması ve diğer kusur raporlarındaki çelişkiyi giderir mahiyette genişletilmiş 7 kişilik uzman heyet tarafından düzenlenmiş bir rapor olması sebebiyle hükme esas alınması gerekmiştir.
Konya BAM . Hukuk Dairesinin benimsediği uygulama nazara alınarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre aldırılan Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulunca düzenlenen 16/12/2021 tarihli maluliyet raporu ile; davaya konu kaza nedeniyle davcının %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, davacının iyileşme (iş göremezlik) süresinin 24 ay olduğu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu bildirilmiştir.
S.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 17/08/2018 tarihli rapor ile de; dava konusu kaza nedeniyle davacının kaçınılmaz ve SGK tarafından karşılanmaya ulaşım, tedavi, yemek, barınma ve ilaç gibi giderlerinin 10.000,00TL olduğu bildirilmiştir.
Yukarıda sözü edilen hükme esas alınan kusur raporu ve adli tıp raporları dikkate alınmak suretiyle düzenlettirilen aktüerya bilirkişisi Hüseyin Söylemez’in 23/11/2022 tarihli hesap raporunda;
Pmf 1931 Yaşam Tablosuna göre yapılan değelendirmede,
Davacı için kalıcı maluliyet( iş göremezlik) tazminatı olarak 1.176.335,38TL,
Davacı için sürekli bakıcı gideri olarak 1.393.030,52TL,
Davacı için tedavi gideri olarak 10.000,00TL olmak üzere toplamda 2.579.365,90TL olarak,
Trh2010 Yaşam Tablosuna göre;
Davacı için kalıcı maluliyet( iş göremezlik) tazminatı olarak 1.433.531,75TL,
Davacı için sürekli bakıcı gideri olarak 1.695.614,48TL,
Davacı için tedavi gideri olarak 10.000,00TL olmak üzere toplamda 3.139.146,23TL olarak hesaplanmıştır.
Hesap raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilmiştir. Konya BAM . Hukuk Dairesinin benimsediği uygulama nazara alınarak, aktüerya hesap raporundaki PMF 1931 Yaşam Tablosu ve %10 arttırım, %10 iskonto hesabı yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplanan zarar miktarı kadar davacının dava konusu kaza sebebiyle maddi zararının olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kazadaki müterafik kusur durumu yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmamasının belirsiz olarak işaretlenmesi, soruşturma dosyası içerisinde davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına dair bir beyan ve delilin bulunmaması, davacının kaza sonrasında araçtan fırlamış şekilde olay yerinde bulunduğu gibi bir tespite de yer verilmemesi nazara alındığında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı kesin bir şekilde saptanamadığından müterafik kusur indirimine gidilmemiştir.
Manevi tazminat talebi açısından yapılan değerlendirmede ise;
Davacı vekili manevi tazminat talebini davalı araç maliki ve sürücüsü …’e yöneltmiştir. Adı geçen davalı hem araç işleteni olarak hem de haksız fiil faili olarak davacının manevi tazminat talebinden sorumludur.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, … -… )
Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihinde paranın satın alma gücü, dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan yukarıda belirtilen kusur raporu ve adli tıp raporu, davacının yaralanma bölgesi, sonrasında ortaya çıkan zararlar sebebiyle duyduğu manevi acı dikkate alınarak davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KABULÜ İLE;
-828.606,95TL sürekli iş göremezlik zararı,
-10.000,00TL tedavi gideri,
-977.775,63TL bakıcı gideri,
Olmak üzere toplam 1.816.382,58TL maddi tazminatın, davalı … şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, davalı … yönünden dava tarihi olan 05/09/2016 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE;
80.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/11/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 124.077,09TL ve kabul edilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 5.464,80TL olmak üzere toplam alınması gereken 129.541,89TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 344,97TL harç ile yargılama sırasında alınan 6.201,00TL ıslah harçları toplamı olan 6.545,97TL’nin mahsubu ile bakiye 122.995,92TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (Davalı …Ş.’nin poliçe limiti dahilinde hesaplanan (580.000,00/1.896.382,58 oranında) 37.617,74TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
4-Davacı tarafından yapılan 29,20TL başvuru harcı, 344,97TL peşin harç ve 6.201,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.575,17TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı …Ş.’nin poliçe limiti dahilinde hesaplanan (580.000,00/1.896.382,58 oranında) 2.010,99TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
5-Davacı tarafından yapılan 657,53TL posta-tebligat gideri, 1.300,00TL bilirkişi ücretleri, 4.059,50TL Adli Tıp Kurumu rapor fatura bedelleri ve 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 6.021,33TL yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (1.896.382,58/1.916.382,58) 5.958,49TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı …Ş.’nin poliçe limiti dahilinde hesaplanan (580.000,00/1.896.382,58 oranında) 1.822,38TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla), kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 41,00TL posta-tebliğat ücreti ve 4,30TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 45,30TL yargılama giderinden haklılık oranına göre hesaplanan (20.000,00/1.916.382,58 oranında) 0,47TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, kalan kısmın davalı …’in üzerine bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 189.819,13TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (Davalı …Ş.’nin poliçe limiti dahilinde hesaplanan (580.000,00/1.816.382,58 oranında) 60.612,28TL’den diğer davalı ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla, diğer davalının tamamından sorumlu olmak kaydıyla),
8-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 12.800,00TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/12/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …