Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/160 E. 2021/447 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Konya . İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine cari hesaptan kaynaklı 5.993,49-TL alacaklı olduklarından bahisle 20.01.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davalı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından takibe konu tutarlar ile ilgili olarak alınmış bir mal veya hizmetin bulunmadığını, şirket aleyhinde başlatılan ve kesinleşen haksız ve hukuki mesnedi bulunmayan icra takibi dolayısıyla müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti adına ve müvekkilinin kesinleşen takipte talep edilen alacak kalemini ödemek zorunda kaldığı takdirde İİK’nun 72. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü veznesine giren paranın davalı-alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkili şirketin davalıya 5.993,49-TL borçlu olmadığının tespiti ile davalının kötüniyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili duruşmada alınan beyanında özetle; Açılan davanın menfi tespit davası olduğunu, davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespiti davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı ile takipteki kadar davalının alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Akabinde taraflara ticari defterlerini ibraz etmeleri için süre verilerek defterler üzerinde inceleme yapılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Taraflara aralarındaki ticari ilişki nedeniyle defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, taraflar defterlerini ibraz etmiş, davalı tarafça sunulan defterler üzerinde yapılan inceleme sonucu aşağıda zikrediilen rapor ibraz edilmiştir.
Sunulan 03/11/2016 tarihli raporda özetle; Davalıya ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, defterlerdeki kayıtların birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, 2015 yılı kapanış fişinde davacı firmanın 5.993,49-TL borçlu olarak devrettiği, 2016 yılındaki son bakiyenin ise ( davacının borçlu olduğu meblağ ) 6.113,76-TL olduğu, davacı firma aleyhine başlatılan takip tutarının ise 5.993,49-TL olduğu ifade edilmiştir.
Davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu sunulan 27/01/2017 tarihli raporda ise; Davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının 31/12/2014 tarihi itibarı ile davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu tarihten sonra taraflar arasında başkaca bir cari hesap hareketinin olmadığı, davacı yanın takip tarihi itibarı ile davalıya borcunun olmadığı, bununla birlikte 01/12/2016 tarihinde icra dosyasına 7.515,00-TL ödeme yapıldığı, davalı yanın 2015 yılına ait muavin hesap ekstresinde önceki yıldan devir eden 6.211,49-TL alacak bakiyesinin bulunduğu, davalı şirketin 2015 yılı öncesi muavin hesap hareketleri sunulu olmadığından bu yönde bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı ifade edilmiştir.
İtirazlar üzerine akabinde 17/05/2017 tarihli ek rapor sunulmuştur. Raporda özetle; Davalı firma kayıtlarında davacı firmaya ait alıcı cari hesabın 2014 yılı sonunda 6.211,49-TL borçlu olarak göründüğü, 2015 yılı kapanış fişinde davacı firmanın 5.993,49-TL borçlu olarak devrettiği, 2016 yılındaki son bakiyenin ise ( davacının borçlu olduğu meblağ ) 6.113,76-TL olduğu ifade edilmiştir.
Yine ek rapora itirazlar neticesinde 05/12/2017 tarihli ek rapor sunulmuştur. Bu ek raporda da az yukarıdaki ek rapordaki hususlar aynen tekrar edilmiştir.
Akabinde aynı bilirkişiden iki defa daha ek rapor alınmış, ancak raporlarda bir kısım belgelerin de sunulması neticesi değerlendirme yapılabileceği ifade edilmiştir.
Eksik belgeler sunulduktan sonra farklı bir bilirkişiden rapor alınmıştır. Sunulan 04/01/2021 tarihli raporda; Taraflar arasındaki ilişkinin 22/04/2011 tarihinde başladığı ve 12/01/2015 tarihinde sona erdiği, davacının 2011,2012,2013,2014,2015 ve 2016 ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıdan takip tarihi itibarı ile 5.993,49-TL alacaklı olduğu ifade edilmiştir. Akabinde aynı bilirkişiden 09/03/2021 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda da kök rapordaki tespitler ve değerlendirmelere aynen yer verilmiştir.
Akabinde davacı vekiline dilekçesinde yemin deliline dayandığı hatırlatması yapılarak, yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmiş, ancak davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmamıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde tarafların ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu, kapanış tasdiklerinin de olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davacının Konya . İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı davalıya borçlu olmadığı iddia edilmiş, alınan rapor ve ek raporlar mucibince davacının davasını kanıtlayamaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Peşin alınan 102,36-TL harçtan alınması gereken 59,30- TL harcın mahsubu ile fazla alınan 43,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 30/09/2021

Katip … Hakim …