Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/290 E. 2021/734 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacılar vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı … A.Ş. vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalıların 20/06/2013 tarihli sözleşme ile kredi kullandıklarını, krediden doğan riski ödemediklerini, 23/07/2014 tarihli muacceliyet ihtarnamesine rağmen ödenmeyen borcun tahsili için Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe haksız yere borçları olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiklerini, bugüne kadar da borç ödenmediğinden iş bu davayı açtıklarını, borcun ödenmemesine rağmen borçlu olmadıkları gerekçesi ile takibi durdurmak amacı ile yapılmış olduğundan ve takibin durdurulmuş olduğundan. borçlu-davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmeleri gerektiğini, bu nedenlerle yersiz ve haksız itirazım iptali ile takibin devamına, karşı taratın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; İcra takibinin herhangi bir kat ihtarnamesine veya genel kredi sözleşmesine dayanılmadan 26.06.2013 tarihli ticari kredi borcu, borcun sebebi olarak gösterilerek takip yapıldığını, müvekkillerinin 26.06.2013 tarihli ödemeleri gereken herhangi bir kredi borcu bulunmadığını, müvekkilleri tarafından böyle bir borç olmadığı gerekçesi ile haklı olarak itiraz edildiğini, davanın reddinin gerektiğini, davalı banka tarafından dava dilekçesine 26.06.2013 tarihli bir genel ticari kredi sözleşmesi, 23.07.2014 tarihli bir ihtarname sureti eklenmiş ise de icra takibinde icra takibini ne genel kredi sözleşmesine ne hesap kat ihtarına dayandırdığını, 26.06.2013 tarihli ticari kredi borcundan dolayı takip yapıldığını, davacının icra takibinde dayanmadığı her iki genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarına itiraz ettiklerini, davalı banka tarafından dava dosyasına sureti konulan ihtarnamede ipotekli gayrimenkulün /rehinli aracın maliki unvanı olarak müvekkili … Ltd.Şti. gösterilmiş olduğunu, İİK 45. madde uyarınca açılan davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddi ile asgari %20 tazminatın davacıdan alınıp müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … -… Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, Konya . İcra Müdürlüğünün … -… -… -… Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, Konya . İcra Müdürlüğünün … -… Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, Niksar İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, banka şubesinde keşif yapılarak bankacı bilirkişiden rapor ve ek rapor aldırılmış, Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla talimat yoluyla bilirkişi kurulundan rapor aldırılmış, 2 SMMM bilirkişi ve 1 bankacı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor aldırılmış, bankacı bilirkişi ve icra, iflas mevzuatından kaynaklı hesaplamalar uzmanı bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, icra ve iflas mevzuatından kaynaklı hesaplamalar uzmanı bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İÇTİHADI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/06/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; akit tablosunda asıl borç ile birlikte kefalet borcunu da teminat altına aldığı belirtilen ipoteğin varlığı karşısında, kefil hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra yoluna başvurulmasının İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 45 inci maddesindeki yasaklılık kapsamında kalıp kalmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öğretide “önce rehne müracaat zorunluluğu” olarak ifade edilen kural, İcra ve İflas Kanunu’nun 45 inci maddesinin birinci fıkrasında normatif düzenlemeye kavuşturulmuş olup, fıkra metni “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir” şeklindedir.
Somut olayda asıl borçlu (dava dışı) … A.Ş. tarafından tesis edilen ipoteğin resmi senedinde “… banka veya bankanın diğer şubeleri ve Bahreyn şubesi tarafından açılmış ve/veya açılacak nakdi ve gayrinakdi kısa, orta ve uzun vadeli her türlü kredilerden ötürü ve her ne suretle ve her ne sebeple olursa olsun … A.Ş.’in veya kefillerinin bankaya veya bankanın diğer şubelerine ve Bahreyn şubesine karşı asaleten ve/veya kefaleten doğmuş ve/veya doğacak tüm kredi borçlarının ve bunların faiz, komisyon, ücret, vergi, resim, harç, fon ve bunlara terettüp eden her türlü ceza, bu arada gecikme cezaları ve sair teferruatına şamil olmak üzere 1.200.000-TL için…” ipotek tesis edildiği açıklanmıştır.
Resmi senetteki bu belirlemeye göre kefillerin borcu da ipotek teminatı kapsamında olup, önce rehne müracaat zorunluluğu somut olay bakımından kefillerin borcu için de geçerlidir. Dosyada bulunan genel kredi sözleşmesinde davalı kefilin sorumlu olduğu tutarın 2.100.00,- TL olduğu tartışmasızdır.
Hal böyle olunca kefalet borcunun, rehinle temin edilmiş bulunan 1.200.000-TL’yi aşmayan kısmı için doğrudan genel haciz yolu ile ilamsız takip yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde de davalının sorumlu olduğu tutarın 315.221,09-TL asıl alacak, 2.836-TL işlemiş faiz ve 141-TL BSMV olmak üzere toplam 318.198,09-TL olduğu ve ipotek limiti içinde kaldığı görülmüştür.
Açıklanan durum karşısında davalı alacağının ipotek limiti içinde kaldığı ve aleyhine girişilen genel haciz yolu ile ilamsız takibin, İcra ve İflas Kanunu’nun 45 inci maddesinin birinci fıkrasında ifadesini bulan önce rehne müracaat kuralını ihlal ettiği görülmekle davanın reddine dair yerel mahkeme kararı yerindedir.” denilmiştir.
2.T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 18/04/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu durumda alacağı temlik eden davalı banka takip dayanağı olarak sunduğu genel kredi sözleşmesinde davacının isim ve imzasının bulunmadığı halde davacı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetlidir. Alacağı temlik alan davalı varlık şirketi de alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle bankanın halefi sıfatına sahip olduğundan bankanın kötüniyetli icra takibi başlatmasının sonuçlarından sorumlu olacaktır.
Hal böyle olunca mahkemece alacağı temlik eden davalı bankanın herhangi bir sıfatla imzası bulunmayan sözleşmeye dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğu, temlik alanın bankanın halefi sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu, dava dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinin yer aldığı gözetilerek dava konusu miktar üzerinden davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar dava konusu icra takip talebinde takibe konu borç kredi hesabı ve kredi kartı kalemleri şeklinde dökümü yapılmış ise de, davacının kefaletinin bulunduğu herhangi bir kredi kartı üyelik sözleşmesi sunulmadığı gibi kefaletinin bulunduğu ve takibe konu borcun kaynaklandığı başka bir genel kredi sözleşmesi de davalı banka tarafından sunulmadığından davacının isim ve imzasının bulunmadığı halde davacı aleyhine icra takibi başlatmakta davalı bankanın haksız ve kötüniyetli olacağı, alacağı temlik alan davalı varlık şirketi de alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle bankanın halefi sıfatına sahip olduğundan bankanın kötüniyetli icra takibi başlatmasının sonuçlarından sorumlu olacağı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kötüniyet tazminatı yönünden kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. ” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Davaya dayanak T.C. Konya . İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takip alacaklısının dosyamız davacısı … A.Ş olduğu, takip borçlusunun dosyamız davalıları olduğu, takip dayanağının taraflar arasında akdedilen Kredi Sözleşmesi olduğu, asıl alacak tutarının 134.881,58 TL, işlemiş faiz ve ferileri ile birlikte toplam takip alacağının 138.217,28 TL olduğu, davalılar tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve akabinde yasal süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara ait ticari defter ve belgeler ile kredi sözleşmeleri, icra dosyaları ve bu dosyalarda yapılan tahsilatlara ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosyamız arasına celp edilmiş, alanında uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Yargılama safhasında icra takibi alacaklısı davacı banka tarafından, dava konusu alacak T.C. Konya . Noterliğinin 23/06/2016 Tarih ve … sayılı sözleşmesi ile davacı … temlik edilmiştir.
Dosya içerisinde yer alan 11/08/2021 Tarihli Kök Rapor ile 05/11/2021 tarihli Ek Raporun incelenmesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen 26/06/2013 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi doğrultusunda davacı tarafından farklı tarihlerde ve farklı miktarlarda kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle iş bu kredi sözleşmesine dayalı olarak taşınmaz rehinlerinin paraya çevrilmesi+alınan teminat senetlerinin icraya konulması şeklinde T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas, … Esas ile T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas sayılı icra dosyalarında genel haciz yolu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler yapıldığı, bilahare bu takiplerin yanı sıra aynı genel kredi sözleşmesinden kalan bakiye alacağa ilişkin olarak dava konusu takibin başlatıldığı, dolayısıyla davacının taraflar arasındaki aynı ihtilafa ilişkin olarak rehinle temin edilmiş alacak yönünden hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem de bu takip sonuçlanmadan ve bakiye bir alacak olup olmadığı belirli olmadan dava konusu takibin yapıldığı, ilgili dosyalarda yapılan tahsilatlar neticesinde temlik tarihi itibariyle davalıların davaya konu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcu olmadığı gibi alacaklı bankanın davalılardan toplamda 45.033,97 TL fazla tahsilat yaptığı rapor edilmiştir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunumuzun “Rehin ve ipotekle temin edilmiş alacaklar” başlıklı 45. Maddesinde; Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir.
” amir hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi, ilgili icra dosyaları, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme içtihatları ve somut olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Temlik eden banka ile davalılar arasında 26/06/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, ilgili kredi sözleşmesinin teminatı olarak taşınmaz rehni bulunduğu, banka tarafından farklı tarihlerde ve farklı miktarlarda kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle iş bu kredi sözleşmesine dayalı olarak taşınmaz rehinlerinin paraya çevrilmesi+alınan teminat senetlerinin icraya konulması şeklinde T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas, … Esas ile T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas sayılı icra dosyalarında genel haciz yolu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler yapıldığı, bilahare bu takiplerin yanı sıra aynı genel kredi sözleşmesinden kalan bakiye alacağa ilişkin olarak dava konusu takibin başlatıldığı, dolayısıyla davacının taraflar arasındaki aynı ihtilafa ilişkin olarak rehinle temin edilmiş alacak yönünden hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem de bu takip sonuçlanmadan ve bakiye bir alacak olup olmadığı belirli olmadan dava konusu takibin yapıldığı, ilgili dosyalarda yapılan tahsilatlar neticesinde temlik tarihi itibariyle davalıların davaya konu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcu olmadığı gibi alacaklı bankanın davalılardan toplamda 45.033,97 TL fazla tahsilat yaptığı rapor edildiği, 2004 Sayılı İİK’nın 45/1 ve T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/06/2016 Tarih ve … -… Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında davalıların genel kredi sözleşmesinde dolayı bakiye bir borcu olmadığı ve aleyhine girişilen genel haciz yolu ile ilamsız takibin, İcra ve İflas Kanunu’nun 45 inci maddesinin birinci fıkrasında ifadesini bulan önce rehne müracaat kuralını ihlal ettiği görülmekle davanın reddine karar verilmesi yönünde Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
Her ne kadar bir an için Yargılama safhasında icra takibi alacaklısı davacı banka tarafından, dava konusu alacak T.C. Konya . Noterliğinin 23/06/2016 Tarih ve … sayılı sözleşmesi ile davacı … temlik edilmesi sebebiyle davacı … aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiği düşünülebilir ise de; Yukarıda detayı verilen T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 18/04/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/03/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı karşısında alacağı temlik eden takip alacaklısı bankanın 6102 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olması ve aynı kanunun 18/2 maddesi gereğince ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmekte olup 2004 sayılı Kanunun 45/1 maddesi gereğince önce rehne müracaat edip akabinde bakiye kalan bir alacağı olması halinde genel haciz yoluyla ya da iflas yoluyla takibe girişmesi gerekirken doğrudan ilamsız icra takibine geçmesi, alacağı temlik alan … da alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle bankanın halefi sıfatına sahip olduğundan bankanın kötüniyetli icra takibi başlatmasının sonuçlarından sorumlu olacağı değerlendirilmekle bankanın davalılar aleyhine takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu, temlik alanın da bankanın halefi sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince dava değeri üzerinden tespit edilen tutarın %20 oranında hesaplanan 27.643,45TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ve mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
IV.GEREKÇELİ KARARIN YAZIM SÜRESİNİN AŞILMASI
6100 Sayılı Kanunumuzun 294/4. Maddesinde; “Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. ” denilmiştir.
Her ne kadar hüküm sonucunun tefhim tarihi 30/12/2021 tarihi ise de Mahkeme müstemir yetkili hakiminin 24/01/2022-28/01/2022 tarihleri arasında yıllık izinde olması sebebiyle gerekçeli karar 01/02/2022 tarihinde yazılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu görülmekle 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince dava değeri üzerinden tespit edilen tutarın %20 oranında hesaplanan 27.643,45TL kötüniyet tazminatının DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Peşin olarak alınan 2.360,41TL harçtan, alınması gereken 59,30TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.301,11‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 101,70TL posta gideri, 2.070,00TL bilirkişi ücretleri gideri olmak üzere toplam 2.171,7‬0TL davacıdan alınarak davalılara verilmesine.
6-Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 17.080,64TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı asil ve vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Katip Hakim